Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1212 E. 2023/204 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1212 Esas
KARAR NO : 2023/204

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/10/2018
KARAR TARİHİ : 07/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı ile ticari ilişkiden kaynaklı 10.403,44 TL borcu kaldığını, alacağın tahsili için—— Esas sayılı takip numarası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından borcun tümüne ve ferilerine itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davalı borçlunun haksız itirazının iplali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı taraf usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; —— esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.—— esas sayılı dosyası celp edilmiş incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu aleyhine 29/05/2018 tarihinde asıl alacak olarak toplam 10.403,44 TL tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya 01/08/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen 7 günlük süre içerisinde 07/08/2018 tarihli itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.Bilirkişi —— tarafından düzenlenen kök raporda özetle; davacının incelemeye ibraz edilen, 2017 ve 2018 yıllarına ait ticari defterlerini (yevmiye ve defter-i kebir) —– Sıra No.lu Elektronik Defter Genel Tebliği kapsamında Elektronik Defter Uygulaması çerçevesinde tuttuğu, yevmiye ve defter-i kebir defterlerini yasal süre içinde G.İ.B.’ na gönderdiği ve e-beratlarını oluşturduğu, envanter defterinin tasdikinin V.U.K.’nun madde 220-226 uyarınca yasal sürelerde ve usulüne uygun şekilde yaptırıldığı, yapılan tespitlere göre davacının ticari defterlerinin HMK 222. Md. Göre 2017-2018 yıllarına ait ticari defterlerin kendi lehine kesin delil teşkil ettiği kanaatini varılmakla nihai takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, davalının defterlerini ibraz etmediği, davacı defterlerindeki incelemeye göre 10.403,44 TL davalıdan alacaklı olduğu tespit edilmiş,Davacının BS formaları incelenerek düzenlenen 29/05/2021 tarihli ek raporda özetle; davalının defterlerini ibraz etmediği, davacının davalı şirkete KDV hariç toplam 44.461,00 TL tutarında BS formunda beyan edildiği, 23/12/2017 tarihli, 11.341,12 TL bedelli faturanın var olduğu kabul edilirse davacının 10.403,44 TL davalıdan alacaklı olduğu, kabul edilmezse davalının davacıdan 937,68 TL alacaklı olduğu bildirilmiştir. 20/06/2022 tarihli ek raporda ise; davalının BA formlarının incelenmesi neticesinde, davacının BS formları ile davalının BA formları arasında yer verilen tablodan da çok net görüleceği üzere, farkın —– dönemine ait dosyaya sunulmuş olan davaya konu 10.753,00 TL (KDV hariç) faturadan kaynaklandığı, davacı vekili tarafından 15.06.2021 tarihinde yazı ekinde dosyaya sunulmuş olan ve davacı kayıtlarında yer alan —— no’lu 23.12.2017 tarihli 11.341,12 TL tutarındaki faturanın ‘’teslim alan’’ kısmında imza bulunmadığı (diğer tüm faturalarda ‘ ’teslim alan’ ’ imzası mevcut olduğu) görülmekle birlikte fatura davacının BS formunda beyan edilmiş ve ticari defter kayıtlarına yansıtılmış olduğu, diğer tüm faturaların ‘’teslim alan’’ kısmının imzalı olmasının yanı sıra davaya konu bakiyeyi doğuran faturanın ‘’teslim alan’’ kısmında imza bulunmaması ve davalının beyan ettiği BA formunda yer almamasının dikkat çekici olduğu, takdiri sayın Mahkemeye ait olmakla birlikte ilgili faturanın düzenlenmiş olduğu kabul edileceği, ancak davalıya ibraz edilip edilmediği ve ürün / hizmet teslimin yapılıp yapılmadığının anlaşılamadığı, yukarıda detaylıca sunulduğu üzere Davalı —-bağlı olduğu vergi dairesi tarafından sunulan BA formlarında yapılan incelemede, ilgili faturanın davalı tarafından beyan edilmemiş olduğu, ilgili faturanın kabul edildiği durumda ve davacı kayıtlarına göre kök raporda da belirtildiği üzere davacının davalıdan 10.403,44 TL alacaklı olduğu, ilgili faturanın kabul edilmediği durumda; davalının davacıdan 937,68 TL alacaklı olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.Davacı, davalıya mal/hizmet teslim ettiğini/ifa ettiğinden bahisle alacaklı olarak icra takibinde bulunmuş olup, Türk Medeni Kanunu m:6 gereği icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamak ile yükümlüdür.6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat edilemez.
Faturaya dayalı alacak taleplerinde tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ve mal teslimini ispatlamaz. Yine faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da fatura içeriği malların/ hizmetin teslimini/ ifasını kanıtlamaya yeterli değildir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde ” Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m:222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m:222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK m:222/4).” hükümlerine amirdir. Yukarıda verilen yasa maddeleri ve TTK 82. maddesi gözetildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında cari hesap alacağına dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerinde davalıdan takip tarihi itibariyle 10.403,44 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerini sunmadığı, Mahkememizin 23/05/2019 tarihli celsesinde defterlerin incelenmesine yönelik ara kararın davalı tarafa tebliğ edilmediğinden bu yönde gerekli ihtar ile birlikte 13/12/2022 tarihli celse ara kararı uyarınca davalı tarafa 7251 Sayılı Kanun ile değişik HMK’nın 222. Maddesi gereği “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” halinde ibraz eden tarafın ticari defter ve kayıtlarının aleyhe delil sayılacağının ihtar edildiği, HMK. 221. maddesi gereği (BA) formlarının resen dosyaya kazandırılması gerektiği ——, uyuşmazlığın 23.12.2017 tarihli 11.341,12 TL faturadan kaynaklandığı, davalının HMK’nın 222. Maddesi gereği “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” halinde ibraz eden tarafın ticari defter ve kayıtlarının aleyhe delil sayılacağı ihtarına rağmen defterleri ibraz etmediği, usule uygun düzenlenen davacı kayıtlarının lehine delil olarak sayılması gerektiği kanaatine varılarak bu itibarla davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 10.403,44 TL alacaklı olduğunun sabit olduğu, İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerektiği, bu nedenle alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hüküm altına alınan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,——Esas sayılı dosyasında davalı/borçlunun 10.403,44 TL asıl alacak yönünden itirazının iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek avans faizi ile birlikte icra takibinin DEVAMINA,
2)İptaline karar verilen10.403,44 TL asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli karar harcı 710,66 TL’den peşin olarak yatırılan 125,65 TL’nin mahsubu ile 585,01 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 125,65 TL peşin harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL ilk dava masrafı, 850,00 TL bilirkişi, 301,70 TL tebligat müzekkere gideri, olmak üzere toplam, 1.187,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafça sarfedilen yargılama olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde —–Esas sayılı dosyasın iadesine,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,Dair miktar itibariyle kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.