Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1211 E. 2019/1281 K. 24.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1211 Esas
KARAR NO : 2019/1281

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/10/2018
KARAR TARİHİ : 24/12/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; davacının 01/01/2012 ile —- tarihleri arasında davalıya — tutarında mal sattığını, cari hesap gereği davalının borcun —- kısmını ödediğini, kalan —- kısmın ödenmediğini, bakiye borcun tahsili için yapılan görüşmelere rağmen davalının borcu ödemekten kaçındığını, bahse konu bedelin tahsili için İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü — Esas sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini belirtmiş, takibe yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi ekli açıklamalı davetiyenin tebliğ edildiği, davalının yasal süresi içinde davaya karşı cevap dilekçesi sunmamış olduğu görüldü.
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı alacak sebebiyle başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğü’nün— sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 07/10/2015 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı—-olduğu, borçlusunun davalı … olduğu, asıl alacak + işlemiş faiz toplamı — tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, — ödeme emrinin borçluya 12/10/2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen — havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu görülmüştür.
Mahkememiz—- tarihli duruşmasında davalı asilin esnaf olduğunu, ticari defter tutmadığını belirtmesi üzerine buna ilişkin araştırma yapılmıştır. —–yazılan yazı cevabına göre davalının ticari işletme kaydı bulunmadığı görülmüştür. —- yazılan yazı ile davalının yıllık gelir vergisi beyannameleri dosya içerisine alınmıştır.
TTK’nın 11. maddesine göre “Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir.”. Yine TTK’nın 15. maddesinde de “İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11. maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır.” düzenlemesi bulunmaktadır. Bir kimsenin vergi mükellefi olması, TTK yönünden de tacir kabul edilmesini gerektirmez. Ticaret siciline ya da —kayıtlı olmamak da tacir olmamanın kesin bir kanıtı olmadığı gibi, vergi mükellefi olup olmamak da tacir ve esnaf ayrımında kesin bir ölçüt olarak kabul edilemez.
Somut olayda, davacı vekili, müvekkilinin cari hesaptan kaynaklanan bakiye alacağı tahsili için başlattığı icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dosya kapsamında, her ne kadar davacı tacir ise de, davalının gerçek kişi olduğu ve tacir olmadığı ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmadığı, takibinin cari hesap extresine dayalı ilamsız takip olmasına göre uyuşmazlığın, asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Açıklanan gerekçeler ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle; HMK 115-2 md uyarınca dava şartı noksanlığından usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmek üzere Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin, HMK’nun 331-(2) md uyarınca yargılamaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde bu mahkemece karara bağlanmasına; görevli mahkemede davaya devam edilmez ise talep halinde dosya üzerinden mahkememizce karara bağlanmasına,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davalının yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.