Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1209 E. 2021/631 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1209 Esas
KARAR NO : 2021/631

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 15/10/2018
KARAR TARİHİ : 08/06/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan işbu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu olayın ————–sıkıştırması sonucu meydana geldiğini, müteveffa ——- numaralı ———– başvurulduğunu, yapılan başvurunun reddedildiğini, müteveffa———–yaşında olduğunu, davacıların müteveffanın desteğinden mahrum kaldıklarını belirtmiş, şimdilik davacılar için ayrı ayrı 1.500,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacılara ödenmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; talebin zamanaşımına uğradığını, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ispat edilmesi gerektiğini, müterafik kusur ve —— hususlarının araştırılarak tazminattan indirim yapılması gerektiğini belirtmiş, ayrıntılı açıklamalar kapsamında davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki ————— çarpması neticesinde meydana gelen kaza nedeniyle davalının kusuru bulunup bulunmadığı, kazanın oluşumunda varsa kusur oranlarının ne olduğu davacıların destek ——- nedeniyle destekten yoksun kalıp kalmadıkları, hangi miktarda maddi zararının oluştuğu noktasında toplanmaktadır.
2918 sayılı KTK.nun 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” denilmektedir. Aynı kanunun 109/2. maddesinde ise, “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir. 5237 sayılı TCK’nın 85/1 ve 66/1-d maddelerinde öngörülen ceza zamanaşımı süresi 15 yıl olup, bu zamanaşımı süresi dikkate alındığında dava tarihinde zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —— tarafından düzenlenen 21/11/2019 tarihli rapora göre; kazanın meydana gelmesinde motosiklet sürücüsü ——- %75 oranında asli kusurlu olduğu, davalı ….—— sigortalı araç sürücüsü ——— %25 oranında tali kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir.
——- Dairesi’nden gelen 19/02/2020 tarihli rapora göre; sürücü———– kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğu, müteveffa sürücü —— derecede tamamen kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir.
Alınan raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi ve kusur oranının belirlenmesi için mahkememiz 29/12/2020 tarihli oturumun (2) numaralı ara kararı ile dosyanın——– tevdine karar verilmiştir.
————— tarafından düzenlenen rapora göre; 14.08.2018 tarihinde meydana gelen —— plakalı çekici sürücüsü ——– herhangi bir kusurunun bulunmadığı mütalaa edilmiştir.
HMK 266 madde hükmüne göre de, kusur oranlarının belirlenmesi teknik değil hukuki bir konudur. Elde edilen teknik bulgulara göre hakim bu oranı belirlemede ihlal edilen kuralları gözönüne almalıdır.
Somut olayda da, yasanın işaret ettiği — bulguların tespiti amacı ile kusur bilirkişisi ile —– tarafından düzenlenen raporların dosya içerisinde yer alan görüntü kaydı irdelenmek suretiyle düzenlendiği, raporlar arasında — bulunmadığı anlaşılmaktadır. Destek ———- ile bariyerler arasında seyir halinde bulunduğu hususu dosya kapsamı ile sabittir. Alınan raporlar uyarınca davalı … şirketine sigortalı aracın sürücüsü —— meydana gelen kazada atfı kabil kusuru bulunmadığı kanaati oluşmuş, —-tarafından düzenlenen kusur raporuna mahkememizce iştirak edilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş,—– Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, ——– kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden,—-; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören ——-, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun —— sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, ——içtihatlarla kabul edilmektedir.
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan —————- yer verilmiştir. Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki ——— etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecektir.
Somut olayda; dava ve ceza dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporlarında—- ise %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Sigortalı araç sürücüsünün kusuru olmadığının belirlenmiş olması karşısında, TBK. ve KTK. hükümlerine göre davalı ….— sorumluluğunun bulunmadığının kabulü gerekir. Tüm dosya kapsamındaki delil durumu ve alınan denetime elverişli bilirkişi raporları doğrultusunda açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,40 TL karar harcının davacılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki —— göre hesaplanan 1.500,00’er TL maktu vekalet ücretinin her bir davacıdan ayrı ayrı alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacıların yaptığı yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacılar tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.