Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1201 E. 2020/429 K. 16.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1201 Esas
KARAR NO: 2020/429
DAVA: Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ: 12/10/2018
KARAR TARİHİ: 16/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; müvekkilin, davalı ———–devam eden ortaklık ilişkisinin, aşağıda açıklanan sebeplerle müvekkil açısından çekilmez hale gelmesinden dolayı, müvekkilin haklı nedenle ortaklıktan çıkması ve uzman bilirkişilerce tespit edilecek gerçek sermaye değerine uyan ayrılma payının davalıdan tahsili ile müvekkile ödenmesi ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu m.638/2 uyarınca dava süresinde, müvekkilin ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasını veya müvekkil durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlerin alınması ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasını; talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın, şirket ortaklığından çıkma talebinin haklı gerekçesi olarak ileri sürdüğü iddialar ve gerekçeler, maddi duruma ve hukuka uygun olmadığını, davacının şirketin iş ve işleyişiyle ilgili olarak, diğer ortaktan ve şirket mali müşavirinden bilgi alamadığına dair iddiaları gerçeğe uygun olmadığını, müvekkil şirketin kuruluşundan bu yana kar dağıtımı yapmadığı, diğer ortağın yanlış kararlarından dolayı şirketin zarar ettiği iddiası, gerçek duruma ve ticari hayatın olağan akışına uygun olmadığını, davacı yanın taraflar arasında güven ilişkisinin kalmadığına dair iddiası ve bu iddiasını dayandırdığı maddi olaylar, gerçek duruma ve hayatın olağan akışına uygun olmadığını, davacı yanın ortaklıktan çıkma talebi ve buna bağlı tedbir talebinin kanuna ve maddi duruma uygun olmadığından davanın reddine, davacının şirket ortaklığından çıkma talebinin haklı görülmesi, ortaklıktan çıkmasına karar verilmesi ve davacıya ödenmesi gereken ayrılma akçesinin tespiti halinde ise TTK.612.ve642.maddeleri dikkate alınarak hüküm kurulması ile tüm yargılama giderlerinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini; talep etmiştir.
Dava, davacının davalı şirket ortaklığından haklı sebeple çıkarılması ve buna bağlı olarak ayrılma akçesinin ödenmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekilince istemin gerekçesi olarak, davacının bilgi alma hakkının kullanılmasının engellendiği, şirketin kuruluşundan beri kar dağıtılmadığı, diğer ortağın kendi kusuru ile davalı şirketin amacını gerçekleştirmesine olanak kalmadığı, taraflar arasında güven ilişkisinin ciddi şekilde zedelendiği, davacıya, şirketin diğer ortağınca zorla senet imzalatıldığı yönündeki iddialar açıklanmıştır.
TTK’nun 1521. maddesi gereğince işbu dava basit yargılama usulüne tabi olup HMK’nun 319. maddesi gereğince iddianın genişletilmesi yasağı, dava açılmasıyla başlar. Anılan yasal hükümler gereğince, ortaklıktan çıkma istemi yönünden yargılama dava dilekçesinde ileri sürülen iddialar çerçevesinde yapılmıştır.
Mahkememizce davalı şirketin ——– alınmış ve tetkik edilmiş, davalı şirketin ——- tarihinde kurulduğu, işbu davanın ise ——– tarihinde açıldığı belirlenmiştir.
TTK’nda ortaklıktan çıkma talepleri yönünden hangi hallerin haklı sebep sayılacağı özellikle belirtilmemiş, mahkemenin taktirine bırakılmıştır. Ancak bu hususta yerleşmiş ——– uygulamaları da gözetildiğinde, şahıs unsurunun daha ön planda olduğu limited şirketler yönünden ortaklar arasında meydana gelen anlaşmazlıklar şirketin amacını gerçekleştiremeyecek olduğunun anlaşılması, şirketin gayrifaal olduğunun tespit edilmesi haklı sebep olarak değerlendirilebilecektir.
Haklı sebebin meydana gelmesinde, çıkacak olan ortağın kusurunun bulunup bulunmadığının çıkma hakkının kullanılması yönünden bir önemi bulunmamaktadır.
Netice itibariyle ortaklık ilişkisinin devamının taraftan beklenemeyecek olması haklı sebebin varlığı yönünden yeterli sayılacaktır.
Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, davacı vekilince dava dilekçesinde çıkma istemine dayanak yapılan sebepler değerlendirildiğinde; davanın davalı şirket kuruluşundan yalnızca bir yıl kadar sonra açıldığı, kar payı dağıtılmadığı ileri sürüldüğü halde ve ana sözleşmede düzenlenmesine rağmen, kar dağıtımına ilişkin alınmış bir——– kararına rağmen kar dağıtılmadığının iddia ve ispat olunamadığı; bilgi alma hakkının kullandırılmadığı, şirketin amacını gerçekleştirme olanağının kalmadığı, taraflar arasında güven ilişkisinin kalmadığı ve özellikle davacıya zorla senet imzalatıldığı şeklindeki, suç isnadı da içeren iddiaları yönünden ise herhangi bir ispat vasıtası sunulamadığı, ispatı halinde ortaklıktan çıkma sebebi sayılabilecek bu iddiaların davacı tarafından usulünce ispat olunamadığı kanaatiyle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Sübut bulmayan davanın reddine,
2-Alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineyi irad kaydına,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/09/2020