Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1182 E. 2021/868 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1182 Esas
KARAR NO: 2021/868
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 09/10/2018
KARAR TARİHİ: 14/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasındaki ticari ilişki gereği düzenlenen — —- davalı tarafından ödenmediğini, davalı aleyhine —– dosya ile takip yapıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, davalının borcunun —– sabit olduğunu belirtmiş, —— dosyasına borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalının —-yapılması için anlaştığını, davacının —-tarihinde davalının alt taşeronu olarak çalışmaya başladığını, davacının davalının şantiyesinde bir süre çalıştığını, ancak —- tarihinde şantiyeyi terk —–yapmadığını, çalışılan dönem içerisinde yapılan imalatların kötü işçilik ile yapıldığını ve düzeltilmesi gerektiğini, alacak olarak iddia edilen bedelin —– kısmının —– kadar hak ediş ödemeleri ile yapıldığını, bahse konu düzeltmelerin yapılmaması ve şantiyenin terk edilmesi nedeniyle başkaca bir ödeme yapılmadığını, tamirat bedellerinin alacaktan düşüleceğini, düzeltilemeyecek hatalar için davalının nefaset kesme hakkı bulunduğunu, kesin hesabın yapılmadığını belirtmiş, davanın reddine, alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı cari hesap alacağının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında; ——- bulunduğu, sözleşme uyarınca fatura düzenlendiği, faturaların ve ödemelerin cari hesaba kaydedildiği hususunda uyuşmazlık yoktur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı arasındaki ticari ilişki gereği, davacının edimini tam olarak ifa edip etmediği, ifa edilen kısım için davalının ödeme yapıp yapmadığı, davacının edimini ayıplı ifa edip etmediği, bu itibarla davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
— takip dosyası içeriğine göre; — başlatılan takibin alacaklısının davacı —- alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla icra takibi yapıldığı,——-ödeme emrinin borçluya —— havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi — tarafından düzenlenen — rapora göre; davacı şirketin ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacının davalıdan —– alacaklı gözüktüğü, davalı şirketin ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davalının davacıya——– borçlu gözüktüğü, ticari defterlerin birbirini teyit ettiği, faturaların —–beyan edildiği, işin eksik ve ayıplı yapıldığına dair ihtar bulunmadığı, kusurlu yapıldığı tespit edilen imalatın düzeltilmesi için gerekli sarf bedelinin—– olduğu mütalaa edilmiştir.
Tanık ——— beyanında; davalı —— çalıştığını, davacı şirketin dava konusu işin — yapılması işini aldığını, —– şirket yetkilisi ile görüştüğünü, kendisine şirketin işçilerinin iş sahasında tutulamadığının söylendiğini, akabinde davacı şirketin işçilerinin iş sahasını terk ettiğini, beton dökümü yapılması nedeniyle inşaata devam edildiğini, ana firmanın bir takım eksiklikler tespit ettiğini, bu eksikliklerin davacı tarafından giderilmediğini, kendilerine sözlü olarak işin yapılmadığını ve ayıplar bulunduğunu ihbar ettiklerini, işin devamının başka bir firma ile anlaşılarak yapıldığını, davacının yaptığı ayıplı imalatların bir kısmı düzeltilmesine rağmen bir kısmı halen düzeltilmediğini, ayıplı imalatların bir kısmının davalı şirket tarafından düzeltildiğini, ödemeler hususunda net bir bilgi sahibi olmadığını, kesilen faturaların bir kısmının ödendiğini, bir kısmının ise ödenmediğini belirtmiştir.
—— maddelerinde düzenlenen hükümler uyarınca, eser sözleşmelerinde işin yapılıp teslim edildiğini ispatlama görevi yüklenicide, iş bedelinin ödendiğini ispatlama görevi ise iş sahibindedir.
Fatura düzenlenmesiyle imalatın yapıldığı ve teslim edildiği kanıtlanamaz. Davacı tarafından düzenlenen takibe konu faturalar, tek başına teslimi ispata yeterli değil ise de tarafların ticari defterlerine kaydedilmiş olması halinde, teslim olgusunun ispat olunduğundan bahsedilebilir.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporundan takip dayanağı faturanın davalı iş sahibi ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve ticari defter kayıtlarına göre de davacı yükleniciye bakiye ——- borcu bulunduğu anlaşılmaktadır. Ticari defterlerindeki bu kayıtlar davalı iş sahibini bağlar. Dosyada davalı iş sahibinin söz konusu faturaya yasal süresi içerisinde itiraz ettiğine ya da iade faturası düzenlediğine dair bir delil bulunmamaktadır. Öte yandan fatura konusu imalâtların davalıya teslim edildiği, —- maddesinde öngörülen sürede ayıp ihbarında bulunulduğuna dair dosyada bir delilin bulunmadığı, imalâtın iş sahibi tarafından kabul edilip yüklenicinin her türlü sorumluluktan kurtulduğu anlaşılmaktadır —–
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayın değerlendirilmesinde; davacı yüklenici davalı iş sahibi aleyhine bakiye iş bedelinin tahsili için takip yapmış, itiraz üzerine eldeki itirazın iptâli davasını açmıştır. Davacının ticari defterlerine göre davalıdan takip tarihi itibariyle — alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerinde davacıya takip tarihi itibariyle —- borçlu olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasında yapılan imalâtlar ile ilgili düzenlenen faturalar taraf defterlerine kaydedilmiş olup, uyuşmazlığın birbirini doğrulayan defter kayıtlarına göre çözümlenmesi gerekir —-Tüm dosya kapsamındaki delil durumu ve denetime elverişli bilirkişi raporu içeriğine göre; davacı yüklenicinin— bedeli alacağı bulunduğu sabittir.
Davacı vekili —- konulu beyan dilekçesinde; dava değerinin —- olarak belirtildiğini, dava açılış tarihine kadar olan sürede davalı tarafından ödeme yapıldığını, borç tutarının — düştüğünü, ödemenin sehven hesaplamaya dahil edildiğini, itirazın —– üzerinden iptalinin talep edildiğini belirtmiştir. İcra takibinden sonra ve itirazın iptali davası açılmadan önce borçlu tarafından ödeme yapılması halinde, yapılan bu ödeme düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden dava açılması gerekir. Dolayısıyla, takipten sonra, ancak dava açılmadan önce yapılmış olan ödeme yönünden dava açılmasında, davacı tarafın hukuki yararı bulunmamaktadır. Öte yandan, takip ——tarihlerinde yapılmıştır. Dava itirazın iptali davası olup bu davalar icra takibine sıkı sıkıya bağlı dava türlerindendir. Takipte talep edilen müddeabihin azaltılması feragat müessesesi içinde mütalaa edileceğinden takipten önce yapılan ödemeler yönünden davanın reddi gerekir.
İtirazın iptâli davasında İİK’nın 67/II. maddesi uyarınca davacı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilmesi için davacı alacaklının davalı borçlu hakkında usulüne uygun icra takibi yapması, borçlunun takibe haksız olarak itiraz etmesi ve alacağın likit (hesaplanabilir) olması gerekmektedir. Yapılan yargılama sürecinde icra takip dosyası getirtilmiş, tarafların göstermiş oldukları kanıtlar toplandıktan sonra uzman bilirkişilerden rapor alınmış ve davanın kısmen kabulü yönünde hüküm kurulmuştur. Bu haliyle dava, konusu itibariyle yargılamayı gerektirir nitelikte olup, davalı takibe itirazında kısmen de olsa haklıdır. İcra inkâr tazminatı tayini için gerekli yasal koşullar oluşmadığından aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüne;
—– dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın —-asıl alacak yönünden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari avans faizi uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Koşulları bulunmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 5.150,18 TL karar ve ilam harcından 1.408,62 TL peşin harç ile 455,57 TL icra harcının mahsubuna, bakiye 3.285,99 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 10.601,25 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.064,95 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 5,20 TL vekalet harcı, 1.408,62 TL peşin harç ve 455,57 TL icra harcı toplamı: 1.905,29 TL ile kabul oranına (%69,07) göre hesaplanan 2.079,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/09/2021