Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1170 E. 2021/507 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1170 Esas
KARAR NO: 2021/507
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 05/10/2018
KARAR TARİHİ: 27/04/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan işbu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından, davacı şirketten çeşitli tarihlerde gıda maddeleri alındığını; alınan bu maddelerin bir kısım bedeli için düzenlenen faturaların ödenmediğini; fatura alacağını tahsil için ——- takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını; başlatılan icra takibine davalı tarafından haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edildiğini; davalı tarafından yapılan itirazda herhangi bir ödeme belgesi sunulmadığını belirtmiş, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi ve tensip tutanağı ekli açıklamalı davetiyenin tebliğ edildiği, davalı tarafından davaya karşı cevap dilekçesi sunulmamış olduğu görüldü.
Dava, tacirler arasındaki alım satım ilişkisinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının davalıya aralarındaki ticari ilişki kapsamında gıda maddeleri tedarik ve teslim edip etmediği, taraflar arasında işlemekte olan açık hesap gereği davacının bakiye alacağı bulunup bulunmadığı, var ise davacının davalıdan hangi miktarda alacağı bulunduğu, bu itibarla —– takip dosyasına yapılan itirazın yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
—- sayılı takip dosyası içeriğine göre; — tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı—- borçlusunun davalı —olduğu, toplam ——- fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla icra takibi yapıldığı, örnek no: 7 ödeme emrinin borçluya —-tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilince verilen —- havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği, icra müdürlüğünce —— tarihinde takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı görüldü.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
—— tarihli yazı cevabı içeriğine göre; davacı şirketin —– formlarının dosya arasına alındığı görüldü.
——- dönemlerine ait BA formlarının dosya arasına alındığı görüldü.
Bilirkişi —- tarihli rapora göre; davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacının cari hesap alacağının —takip tarihi itibariyle—- olduğu, irsaliyeli faturaların bir kısmında teslim alan bilgisi ve imzanın bulunduğu, taraflar arasındaki en son mutabakatın —— üzerinden yapıldığı, davalının ticari defterlerini incelemeye sunmadığı tespit edilmiştir.
Davacı, davalıya mal teslim edildiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler ve yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir.——–
Somut olayda; davalı borçlu borca itiraz dilekçesinde taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunu kabul etmiş, son kullanım tarihi geçmiş ürünlerin teslim edildiğini savunmuştur. Bu itibarla, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunduğu hususunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık faturalara konu mal ve hizmetin teslim edilip edilmediği, teslim edilen mal ve hizmetin tutarının ne olduğu noktasında toplanmaktadır.
HMK’nun 169 ve devamı maddelerinde düzenlenen düzenlenen isticvap; bir davada o dava ile ilgili belli vakıaların açıklığa kavuşturulması, varlığı ve yokluğu konusunda aleyhine olan tarafın ikrarının sağlanması amacıyla hakimin kendiliğinden veya taraflardan birinin isteminin kabulü ile başvurabileceği usuli bir işlemdir. Dosyaya irsaliyeli fatura ve mutabakat mektubu sunulmuş, mahkememizce anılan belgeler altındaki teslim alan imzasının davalı ve çalışanına ait olup olmadığı konusunda araştırma ve inceleme yapılması amacıyla davalı tarafa ihtaratlı isticvap davetiyesi çıkartışmış, davalı belirlenen gün ve saatte duruşma salonuna gelmemiştir. Taraflarca düzenlenen mutabakat mektubu ve irsaliyeli faturalardaki imzanın davalı şirketten sadır olduğu maddi vakıası mahkememizce sabit kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama, yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli rapor içeriğine ve vergi dairesi yazı cevabına göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında cari hesaba dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan takip tarihi itibariyle —- alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerini sunmadığı, HMK. 221. maddesi gereği (BA) formlarının resen dosyaya kazandırılması gerektiği ——– davalının B/A bildirimlerine göre takibe konu faturaların davalı tarafından vergi dairesine bildirildiği, bu halde davalının B/A formlarının aksini ispatlaması gerektiği, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi ——– HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği —-davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği —— davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat aracının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, davacının ticari defter ve kayıtlarında takip tarihi itibariyle —-alacaklı bulunduğu, —– takip tarihinden önce davalı tarafından ödendiği hususunun davacının kabulünde olduğu görülmektedir.
Fatura düzenlenmesi borçluyu temerrüde düşürücü nitelikte bir işlem olmadığından fatura tarihi faize başlangıç yapılamaz. Takip öncesi temerrüt faizi talep edilebilmesi için borçlunun alacak miktarını gösterir ve ödeme talebini içerir bir ihtarla temerrüde düşürülmesi (TBK. m. 117/1) ya da borcun ödeneceği günün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmesi (TBK. m. 117/2) gerekir ——— Takipten önce davalının temerrüde düşürülmediği anlaşıldığından işlemiş faiz talebi yerinde değildir.
İİK’nın 67/2. maddesi, “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu, takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne, göre red veya hükmolunan meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmünü içermektedir. Dava konusu faturaların davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, alacak miktarı husunda mutabakat sağlandığı, davalı tarafından herhangi bir ödeme definde bulunulmadığı, dava konusu edilen davacı alacağının miktarının, davalı yönünden bilinebilir, hesap edilebilir, belirlenebilir yani likit alacak niteliğinde olduğu anlaşıldığından, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüne;
——–takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın ——- asıl alacak yönünden iptaline, takibin anılan tutar yönünden devamına, takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari avans faizi uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Asıl alacak olan 9.483,44 TL’nin %20’sine tekabül eden 1.896,89 TL icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 647,81 TL harçtan peşin alınan 201,35 TL harcın mahsubuna, bakiye 446,46 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 5,20 TL vekalet harcı ve 201,35 TL peşin harç toplamı: 242,45 TL ile aşağıda dökümü yazılı yargılama giderinden davanın red %19,56 ve kabul %80,44 oranına göre hesaplanan 908,97 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/04/2021