Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1150 E. 2021/753 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1150 Esas
KARAR NO: 2021/753
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 02/10/2018
KARAR TARİHİ: 06/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı ile davacı şirket arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, dava dilekçesi ekinde yer alan cari hesap—-taraflar arasındaki cari hesap ilişkisini açıkça gösterdiği, tarafların ticari defterlerinin incelendiğinde de taraflar arasındaki cari ve ticari ilişkinin açıkça görüleceği, davalı aleyhine cari hesaba dayalı olarak icra takibinin —– tutarındaki alacağa davalının itiraz ettiği, davalının icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ederek takibi durdurduğunu belirtmiş olup, öncelikle borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin —- haklarımız saklı kalmak kaydıyla borçlunun takip konusu —- borcu takip dosyasında belirtilen işlemiş yasal faiziyle ödenmesine, davanın kabulüne, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı borçludan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı taraf usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; —– sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
—sayılı dosyası celp edilip incelenmiş, dosya içeriğine göre; — tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı —borçlusunun davalı — tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu,—emrinin borçluya — tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen —– tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu; görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
— tarihli mali müşavir bilirkişi rapor içeriğine göre;
“A-Defter Usul İncelemesi: Davacı şirketin incelenen—– hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, Davalı tarafa usulüne uygun dava dilekçesi ve tensip zaptı TK m.35’e göre tebliğ edilmiş olmasına rağmen davaya katılmadığı ve cevap dilekçesi sunmadığı ve defter& belge ibraz etmediğinden inceleme yapılmamıştır.
B-Taraflar arasındaki Ticari İlişki Yönünden: Davalı taraf davaya katılmadığından, dosya kapsamında taraflar arasındaki ticari ilişkiyi sabit hale getiren belge olmaması sebebiyle, inceleme sırasında davacıdan temin edilen, davalı tarafın ödeme belgelerinden bir tanesi incelenmiş, buna göre; Davalı şirket tarafından davacı tarafa —- verilen çekin ciro silsilesi doğrultusunda ilk sırada olmak üzere, keşidecisinin —-davalı şirket olan — şubesi çekinin davalı şirketin borcuna karşılık ilk sırada ciro etmek suretiyle teslim ettiği anlaşıldığından taraflar arasındaki ticari ilişkinin bulunduğunun söylenebileceği,
C—–tutarındaki açık hesap alacağını oluşturan faturaların davacının kendi defterlerinde kayıtlı olduğu, toplam — adet faturada isim, imza bulunduğu, 2– adet faturada kaşe, imza bulunduğu, — bulunmadığı sadece imza bulunduğu, — ise isim ve imzanın bulunmadığı, faturalarda ismi ve/veya imzası bulunan kişilerin davalı ya da adına hareket edenler olup olmadığı konusunda davalı kabulü olmadığından teyide ve araştırmaya muhtaç olduğu, ,—- alan faturaların davalıya açıklamalı ve ihtarlı davetiye ile gönderilmesinin takdiri —– ait olduğu,
D-Diğer taraftan Davacı vekilinin dava dilekçesinde davasını ticari defterler ve yasal her türlü delile dayandırdığı, vergi beyannamelerinin de defter ve belgelerin dayanağı olduğunun kabulü ile, davalının ticari defterlerini ibrazdan kaçındığı da gözetilerek, takip konusu açık hesap alacağını oluşturan fatura içeriği malların teslimine ilişkin, davalı şirketin bağlı bulunduğu —hesabına ve bağlı bulunduğu— müzekkere yazılmak suretiyle;
i.Aylık tutarı— üzeri olan — — — istenebileceği,
ii.—- altında olan Faturalar için: Yine davalı vergi dairesine yazılacak aynı müzekkerede——- beyannamesinde indirim konusu yapılıp yapılmadığının sorulabileceği
——-maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak, —— esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını—— mal ve hizmet satışlarını ise —- hususunda yükümlülük getirilmişti. —-yılların aylık dönemlerine ilişkin mal ve/veya hizmet alışları ile mal ve/veya hizmet satışlarına uygulanacak had — olarak yeniden belirlenmiştir. Buna göre, bir kişi veya kurumdan—– üzerindeki mal ve/veya hizmet alışları, —- bir kişi veya kuruma katma değer vergisi hariç –üzerindeki mal ve/veya hizmet satışları ise —- bildirilecektir.
iii.Davalı şirketin — bağlı bulunduğu —— istenerek faturalarının bir kısmında imzası bulunan —– isimli kişilerin davalı çalışanı olup olmadığının araştırabileceği,
Davacının ispat yükü altında olduğu teslim tesellüm edimini kısmen ya da tamamen ispat edip etmediğinin davalı —- müzekkerelere cevabı ile davalıya gönderilen ihtarlı davetiye verilecek cevaplara göre — değerlendirilebileceği.
E-FAİZ: Davacı/alacaklı takip öncesinde faiz talebinde bulunmadığı için taleple bağlılık kuralı gereği bu konuda değerlendirmenin yapılmadığı, —- kısmen ya da tamamen Davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında hükmolunacak davacı alacağı için —- kapsamında yasal faiz talebinin yerinde olduğu, icra inkâr tazminatı ve sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı, ” yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı, davalıya mal teslim edildiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri —- geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle — bile senetsiz ispat olunamaz.
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler ve yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir. ——–
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Fatura düzenlenmesi borçluyu temerrüde düşürücü nitelikte bir işlem olmadığından fatura tarihi faize başlangıç yapılamaz. Takip öncesi temerrüt faizi talep edilebilmesi için borçlunun alacak miktarını gösterir ve ödeme talebini içerir bir ihtarla temerrüde düşürülmesi (TBK. m. 117/1) ya da borcun ödeneceği günün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmesi —–
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında fatura kaynaklı cari hesaba dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerinde davalıdan takip tarihi itibariyle—- alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerini sunmadığı, HMK. 221. maddesi gereği —- formlarının resen dosyaya kazandırılması gerektiği —-davalının —göre takibe konu faturalardan — —– ilişkin dört adet belge ile bildirimde bulunduğu, bu bildirimlerin aksinin davalı tarafça kesin delille ispatlanması gerektiği, dosyada böyle bir delil bulunmadığı, takip konusu diğer faturaların bildirim konusu yapılmadığı, —- — imza bulunduğu, — isim bulunmadığı sadece imza bulunduğu, —- isim ve imzanın bulunmadığı, davalıya ilgili sevk irsaliyeleri altında imzası bulunan kişilerin çalışanı olup olmadığı yönündeki beyanda bulunmak üzere isticvap davetiyesi çıkartıldığı, mazeretsiz gelmemesi halinde imzalı sevk irsaliyelerinin altındaki imzaların davalı şirketten sadır olacağının ihtar edildiği, davalı tarafça bildirilen gün ve saatte duruşmaya gelinmediği, bu halde davacının teslim ve tesellüm iddiasını ispatladığı anlaşılmakla davacının davalıdan takip tarihi itibariyle —– alacaklı olduğunun sabit olduğu, işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, alacağın ise likit olduğu yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
—- sayılı takip dosyasında takip borçlusu davalı tarafından asıl alacak olan —- yönelik yapılan itirazın İPTALİNE, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2- —- tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 901,98 TL’den peşin olarak yatırılan 230,62 TL’nin mahsubu ile 671,36 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 41,10 TL ilk dava masrafı, 168,00 TL tebligat-müzekkere-talimat gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.009,10 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre(%98 kabul) 986,70 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7—– sayılı icra dosyasının karar kesinleştiğinde iadesine,
8-Dava şartı arabuluculuk kapsamında — arabuluculuk ücretinin ——- davacıdan 6831 sayılı Kanuna göre yargılama gideri olarak tahsili için Hazineye müzekkere yazılmasına,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle,——Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2021