Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1128 E. 2021/315 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
-KARAR-

ESAS NO : 2018/1128 Esas
KARAR NO : 2021/315

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 26/09/2018
KARAR TARİHİ : 16/03/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan işbu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında ——sözleşme akdedildiği, sözleşme uyarınca ——– davalıya teslim edildiği,——-anlaşılmasının ardından ——– istendiğini,— fiyatının sözleşme tutarından düşülmesi için davalı firma tarafından —- numaralı iade faturası kesildiğini, —alacağından düşüldüğünü, ancak dava konusu—- edilmediğini, davalıya —–iadesi veya bedelinin ödenmesi hususunda ihtarname çekildiğini, davalı borçlu tarafından iade edilmeyen —- bedelinin tahsili için İstanbul Anadolu ——. İcra Müdürlüğü —– Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu belirtmiş, davalı borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davalıya———- kurduğunu, kurulumdan sonra sistemde sürekli arızaların meydana geldiğini, sözleşme kapsamı dışında malzemeler kullanıldığının anlaşıldığını, arızalar nedeniyle —- yapamadığını ve kazanç kaybına uğradığını, —— ilişkin tespit yaptırıldığını, tespit üzerine ——-nolu fatura ile ——- iadesinin yapıldığını, bu faturaya ve içeriğine davacının itiraz etmediğini belirtmiş, davanın reddini talep etmiştir.
Dava; taraflar arasındaki sözleşme uyarınca teslim edilen —— bedelinin tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında; sözleşmenin mevcudiyeti, dava konusu —–orijinal olmadığı, davalı tarafından düzenlenen iade faturasının içeriği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı tarafından kurulumu yapılan —— davacıya iade edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün — sayılı takip dosyası içeriğine göre; 23/01/2017 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı —-olduğu, toplam 111.440,31 TL tutarındaki alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, borçlu tarafından borca ve fer’ilerine itiraz edildiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi—–tarihli esas rapora göre; tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davacı şirket tarafından davalı yana—– alacaklı olduğu, davalı tarafından tanzim edilen 92.000,00 TL bedelli iade faturasının davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, 92.000,00 TL bedelli iade faturasının davalının defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
Bilirkişi —– [Bilecik——–. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ———- Talimat sayılı dosyasından] düzenlenen rapor içeriğine göre; ———– bağlantısı olduğu ve ——- kullanıldığı, ——– üzerinde herhangi bir marka ismi okunamadığı, tespitte bulunulan —- kullanılan —– kullanılan ——– davacı tarafından verilen — olmadığı, kullanılan —- marka – —- tespit edilmiştir.
Tek başına fatura düzenlenmesi mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca, iade faturasının davalı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile teslim olgusu veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (TTK 21/2). Süresi içinde itiraz edilmeyerek kesinleşen faturadaki alacakla ilgili olarak, süre geçtikten sonra iade edilmesi veya ticari defterlere kaydedildikten sonra iade faturası düzenlenmesi, borçtan kurtulmayı sağlayan ve alacağı tartışmalı hale getiren geçerli bir araç değildir. İtiraz süresi geçtikten sonra, faturaların doğrudan iade edilmesi veya iade faturası kesilmesi alacağın varlığını ortadan kaldıran bir sonuç doğurmayacaktır. Faturaya itiraz edilmemesi sözleşme ilişkisini kanıtlamaz ise de sözleşme ilişkisinin kanıtlanması halinde, bu sözleşme gereğince düzenlenmiş olan ve süresinde itiraz edilmeyen fatura içeriğinin teslim edildiği ile miktarı sabit hale gelir.
Somut olayda, davalı tarafça gönderilen iade faturasının, davacının ticari defterlerine kaydedilmiş olduğu, davalının faturaya dayalı alacağının varlığını HMK’nın 222. maddesi uyarınca kanıtlamış olduğu, davacının faturaya konu malı teslim aldığı, davacının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği, davalının kendi ticari defter ve kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat aracının bulunmadığı, davalının yemin deliline de dayanmadığı anlaşılmaktadır. Yine, talimat yolu ile dava konusu —— üzerinde inceleme yapılmış, anılan —-davalının —- kullanılmakta olduğu tespit edilememiştir. Dosya inceleme talebi ile Bilecik —. Asliye Ceza Mahkemesi’nin—– Esas sayılı dosyası mahkememizce incelenmiş, dava — davalı şirket yedinde bulunduğuna dair davalı şirket yetkilisinin açık ikrarının bulunmadığı görülmüştür. Ticari defterler kesin delillerden olup, ticari defterlerin aksi ancak kesin delil ile ispat olunabilir. Tüm dosya kapsamındaki delil durumuna göre; açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İspatlanamayan davanın reddine,
Koşulları bulunmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 2.073,78 TL harçtan mahsubuna, fazla alınan 2.014,48 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki —- göre hesaplanan 14.536,83 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.