Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1126 E. 2019/1287 K. 25.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1126 Esas
KARAR NO: 2019/1287
DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/09/2018
KARAR TARİHİ: 25/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin — imzalanmış bulunan — kapsamında ve — sayılı Telgraf ve Telefon Kanununa uygun olarak her türlü – — ve benzeri hizmetleri ifa etmek ile— hizmet ve altyapılarına ilişkin yetkilendirme kapsamındaki faaliyetleri yürütmek üzere kurulmuş kurumsal yapıda bir tüzel kişi olduğu; davacının gerektiğinde ürün satın aldığı gibi hizmet de satın aldığı; hizmet veren firmanın personeline ilişkin tüm hak ve yükümlülüklerinin hizmet veren firmanın sorumluluğunda olmasının hu hususta imzalanan sözleşmeler bakımından davacının temel esaslarından olduğu, bu gibi sözleşmelerde, hizmet veren firmalarda çalışacak personelin tüm hak ve yükümlülüklerinin işveren firmaya yükletilmesinin bir zorunluluk teşkil ettiği; davacının bu sözleşmeler kapsamında çalıştırılan işçiler bakımından yönetim ve denetim hakkım haiz olmayıp yalnızca hizmet satın aldığı, davacı ve davalı arasında— yürürlük tarihli teknik hizmet alımına ilişkin bir hizmet sözleşmesinin imzalandığı; taraflar arasında kurulan sözleşmenin 9.2.10 maddesi ile —– ve İştiraklerinin, — (bundan sonra — olarak anılacaktır) taşeronu personelinin işvereni durumunda olmadığının öngörüldüğü, bu sebeple onlara karşı 5510 sayılı – ve İş Kanunu kapsamında hiçbir yasal ve akdi yükümlülüğünün bulunmadığı; davalının işçilerinden üç kişi tarafından, davacı ve davalı arasındaki sözleşmesel ilişkinin muvazaaya dayandığı iddiasıyla, davacıya karşı — -. İş Mahkemesinde – E , – Esas ve -. sayılı belirsiz alacak davaları ile — -. İş Mahkemesinde – E., — E. ve – E sayılı işe iade talepli tespit davalarının ikame edildiği; işbu jşe iade davalarının – tarihinde sonuçlanmış olup, işçilerin –. (bundan sonra– olarak anılacaktır) nezdindeki işe iadelerine karar verildiği; süz. konusu davalar bakımından, davacıların teknik uzmanlığının bulunduğu işlerin davacı bünyesinde asli iş olarak görülen işlerden olmadığından hareketle işe iadenin sağlanamayacağı; davalının davacıya verdiği hizmet kapsamında çalıştırdığı diğer işçilerin de kuvvetle muhtemel işe iade davaları açacağı; işe iade davasında verilen kararların emsal gösterilerek kişi başı yaklaşık 245.000 TL civarında bir tahsil tehdidine maruz kalınacağı, bunların sonucunda davacının yüksek risklerle karşı karşıya kalacağı, bu risklerle davacının muhatap olmasının yegâne sebebinin, davalının işçilerinin iş aklilerini feshetmesi olduğu; davalının internet sitesinden davacının davalının müşterisi olduğunun anlaşıldığı ve bu ikisi arasında alt işverenlik ilişkisinin varlığının mümkün olmadığı; tüm personel ile ilgili yükümlülüklerin tamamından sorumlu olan davalının uzlaşma yoluna gitmeyerek davacıyı haksız yere söz konusu davalar ile karşı karşıya bıraktığı, bu suretle sözleşmesel sorumluluk hükümlerine aykın davranarak özen yükümlülüğünü ihlal ettiği; mahkeme ilamının muvazaa lafzını içermesinin davacıyı zarara uğratmaya müsait bir tehlike sorumluluğu yarattığı; davalı kusursuz olsa dahi adam çalıştıran vasfı ile bundan sorumlu olacağı, davalının, 12.04.2017 tarihli iş akdi fesih bildirimlerinde de ikrar ettiği üzere, ekonomik güçlük içerisinde olduğu; bu hal karşısında davalı hakkında ihtiyati tedbir kararının verilmesinin bir zorunluluk arz ettiği belirtilerek davacının karşılaşabileceği zarar miktarının henüz hesaplanabilir olmadığından bahisle, şimdilik 500.000 TL maddi tazminatın faizi ile birlikte tahsil edilmesi ve aynca davacının tüzel kişiliğinin haklarından olan varlıklarına yapılan saldın sebebiyle şimdilik l.000 TL manevi tazminata hükmedilmesı talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Usul Hukuku yönünden itirazlarımız kapsamında, davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunmaması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, davacının maddi ve/veya manevi tazminat taleplerinin yasal koşulları oluşmadığından davanın esastan reddine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz dosyasının içerisine İstanbul Anadolu-.İş Mahkemesinin–Esas,-Esas, – Esas sayılı dosyaları ile — —.İş Mahkemesinin— Esas, — Esas,— Esas sayılı dosyalarının suretleri alınmıştır.
Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekilince maddi tazminat istemine dayanak olarak; taraflar arasında — tarihli hizmet sözleşmesi imzalandığı, davacının davalıdan teknik hizmet aldığı, aralarındaki sözleşme gereği davalının personeline ilişkin davacının bir sorumluluğunun bulunmadığının kararlaştırıldığı, yine aynı sözleşme ile davalının kusur veya ihmali ile kendisi veya taşeronunun personeli 3.kişiler tarafından davacı şirketin maruz kalacağı zararlardan davalının sorumlu olacağı düzenlemesi getirildiği, davalı şirketin üç işçisinin davacı ile davalı arasındaki sözleşme ilişkisinin muvazaaya dayandığı, davacının asıl işveren olduğu iddiasıyla işçi alacaklarının tahsili istemiyle — — -.İş Mahkemesinde dava açtıkları, bundan başka yine davalı şirket işçilerince ——-.İş Mahkemesinde işe iade talepli – ayrı dava açıldığı, mahkemece davanın kabulüne, işçilerin davacı —nezdinde işe iadesine dair karar verildiği, anılan kararın Bölge Adliye Mahkemesince onanması halinde davacının maddi sorumluluğunun doğabileceği , anılan işçileri işe alma imkanlarının bulunmaması nedeniyle işe iadenin tüm mali sonuçlarına katlanmak zorunda kalacaklarına, davalının sözleşmeye aykırı davranarak davaların açılmasına sebebiyet verdiği, davalının bu eylemiyle ayrıca davacıyı zarara uğratmaya müsait bir tehlikeyi yarattığı, bu nedenle de tehlike sorumluluğu prensipleri gereğince tazmin sorumluluğu altında olduğu iddialarına dayandırılmıştır.
Öncelikle dava dilekçesinde ve aşamalarda anılan tehlike sorumluluğunun, işbu davada uygulama alanı yoktur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun – esas, – karar sayılı ilamında vurgulandığı üzere; öğretide kusursuz sorumluluk hâlleri “olağan sebep sorumluluğu-tehlike sorumluluğu” gibi ikili ayırıma tabi tutulduğu gibi ——“hakkaniyet sorumluluğu-nezaret ve ihtimam gösterme yükümünden doğan sorumluluk-tehlike sorumluğu” şeklinde üçlü ayırım yapanlar da vardır. Öte yandan, “objektif sorumluluk” üst başlığı altında kusursuz sorumluluk hâlleri olarak da düzenlemeler bulunmaktadır. Tehlike sorumluluğu, “terminolojide” “ağırlaştırılmış sebep sorumluluğu”; “ağırlaştırılmış objektif sorumluluk” olarak yer alır. Diğer sorumluluk türlerinden farklı olarak kurtuluş beyyinesi (kanıtı) yasalarda bulunmamaktadır. Ancak, uygun illiyet bağını kesen sebepler sorumluyu sorumluluktan kurtarır.
Anılan içtihatta da açıklandığı üzere, tehlike sorumluluğu kusursuz sorumluluk hallerindendir ve tazmin borcu yönünden kusur unsuruna ilişkin bir tartışmaya yöneliktir. Ancak o halde dahi tazmin borcu yönünden bir zararın meydana gelmiş olması ön koşuldur. Bir maddi zarar tehlikesinin tazmin borcunu doğurması düşüncesi, tazminat hukukunun temel prensiplerine aykırıdır.
Her dava, açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilir. Dava tarihi itibariyle davacı şirket nezdinde doğmuş bir alacağın varlığından aşamalarda hiç söz edilmediği gibi maddi tazminat isteminin dayanağı olarak, ileride meydana gelecek zarar ve doğmuş olan zarar tehdidi açıklanmış olmakla; dava tarihi itibariyle doğmuş bir zararın varlığı ileri sürülmemekle ve yukarıda anıldığı üzere yalnızca zarar tehdidi nedeniyle bir tazminat borcundan söz edilemeyeceğinden,maddi tazminat istemi yönünden erken açılan dava olduğu değerlendirilmiş, davanın usulden reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat isteminin dayanağı olarak ise, davacı vekilince dava dilekçesinde, davalı şirketin işçileri tarafından yanlış nitelemeler ile muvazaaya dayalı olarak davacıya yöneltilen talep ve davalar nedeniyle davacının tüzel kişiliğinin ve ticari itibarının zedelendiği, davalının işçilerinin davalarına muhatap edilmesinin, yargı önünde haksız ithamlara maruz bırakılması, böylelikle ticari itibarına, kurumsal yapısına, tüzel kişiliğinin haklarından olan adı, işareti, onuru ve itibarı gibi varlıklarına yapılan saldırılar gerekçe gösterilmiştir.
Ancak işe iade ve işçilik alacaklarının tahsili istemli olarak işçiler tarafından açılan davaların haksız bir saldırı olarak nitelenemeyeceği gibi, davacı tarafın kabulü doğrultusunda değerlendirilirse bile davalı şirketçe, davacı taraf şahıs varlığına yöneltilmiş bir saldırıdan hiç söz edilmediği, böyle bir vakıanın iddia edilmediği, dava dışı kişilerce yöneltilen talepler nedeniyle davalı şirketten manevi tazminat talep edildiği belirlenmekle koşulları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Maddi tazminat istemi yönünden erken açılan davanın usulden reddine,
2-Manevi tazminat istemi yönünden koşulları oluşmadığından talebin reddine,
3-Alınması gerekli 44,40 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 8.555,83 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.511,43 TL nin davacıya iadesine,
4-Maddi tazminat istemi yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı için takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Manevi tazminat istemi yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı için takdir olunan 1.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davalılar tarafından herhangi bir masraf yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/12/2019