Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1117 E. 2020/281 K. 23.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

-KARAR-
ESAS NO : 2018/1117 Esas
KARAR NO : 2020/281

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 25/09/2018
KARAR TARİHİ : 23/06/2020

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; dava dışı takip borçlusu ——- davacı banka ile genel kredi sözleşmesi imzalayarak kredi kullandığını; davalı ve dava dışı takip borçlusu—— Sözleşmesi’ni müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını; davalı ve dava dışı borçluların davacı bankaya kredi borçlarının bulunduğunu; kredi borçlarını ödemediklerini; kredi borcunun katedildiği belirtilerek kredi borcunun ödenmesi talebiyle ———————yevmiye numaralı, hesap kat ihtarnamesi keşide edilerek aksi halde haklarında yasal işlem başlatılacağının tebliğ edildiğini; davalılara ihtarnamenin tebliğ edilmesine rağmen borcu ödemediklerini; bunun üzerine İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün —- sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını; davalının icra takibine, borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ederek icra takibini durdurduğunu; bu nedenlerle, davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin devamına %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince verilen cevap dilekçesinde özetle; davacı, dava dışı ilgili ile eski ortak olduğunu; ortaklıklarının devam ettiği dönemde dava dışı ilgili şirket, davacı banka ile genel kredi sözleşmesi imzalayarak kredi kullandığını; davalının, davacıya borçlu olmadığını; söz konusu borcun şirketin borcu olduğunu; kefil sıfatıyla imzaladığı genel kredi sözleşmesi doğrultusunda —– bozulmaması ve bankayla yapmış olduğu ticari ilişkilerin zarar görmemesi adına ödemede bulunmuş ve bu ödemeyi yaptıktan sonra davacının müşteri hizmetleri çağrı merkeziyle yapmış olduğu telefon görüşmesi sonrasında davacı tarafından borcun sona erdiği ve başka bir ödeme yapmasına gerek olmadığının davalıya iletildiğini; şirket ortaklığından kaynaklanan ilişkiden dolayı sorumlu olduğu bu borç neticesinde belirli ödemelerde bulunan davalı, sonrasında ortaklıktan ayrıldığını; kendi üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini; ancak, davalı hakkında takip başlatıldığını; ancak, zaten ödenen bir borcun icra takibine konu edilemeyeceğini; yine borca ilişkin herhangi bir ihtar veya ihbarda bulunulmadan icra takibi başlatıldığını; bu nedenlerle, davaya konu olan borcu kabul etmeyerek borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ile davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini; talep etmiştir.
Dava; itirazın iptali istemine; ilişkindir.
Davacı vekilince verilen——–havale tarihli konusuz kalan dava hakkında beyanlarımız konulu yazılı açıklamasına göre; İstanbul Anadolu —-.İcra Müdürlüğü’nün ——– sayılı dosyası ile alacağın tahsil harcı hariç olmak üzere tahsil edildiğini; davaya konu icra dosyasında banka alacağı tahsil edildiğinden davanın konusuz kaldığını; yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını; beyan ettiği; görülmüştür.
Davalı vekilince verilen —- havale tarihli beyan dilekçesinde; davacı vekilince —- tarihinde işbu davanın konusuz kaldığına ilişkin beyan dilekçesi sunulduğunu; tarafların anlaştıklarını; davacı yanın yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmemesi şartıyla, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını; bu nedenle davanın esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini; talep ettiği; görülmüştür.
Mahkeme huzurunda yapılan sulh, görülmekte olan bir davanın taraflarının, aralarındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlığı ya da şüpheli bir durumu sona erdirmek amacıyla mahkeme huzurunda karşılıklı fedakarlıkta bulunmak suretiyle gerçekleştirmiş oldukları bir işlemdir. Mahkeme dışında yapılan sulh sözleşmesi, mahkemeye verilmek ve onun tarafından, duruşma tutanağına geçirilmekle, mahkeme huzurunda yapılan sulhe dönüşür. Mahkeme huzurunda yapılan sulh davayı kendiliginden sona erdirir, mahkemenin, bu sonucun elde edilebilmesi için, sulhten sonra onu esas alarak aynca bir hüküm vermesine gerek yoktur. Mahkeme, sadece davanın konusuz kaldıgım tespit ve tevsik etmekle yetinecektir.
HMK.nun. 313. maddesine göre “Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir.”. Ancak mahkeme dışı sulh de hukukumuzda kabul edilmiş ve davayı sona erdiren taraf işlemlerinden sayılmıştır. HMK.nun. 315. maddesinde “Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” denilmekle sulhun neticesi düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın sulh ile sonuçlandığı anlaşıldığından, açıklanan gerekçeler ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 36,91 TL harçtan mahsubu ile bakiye 17,49 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineyi irat kaydına,
3-Taraflarca yargılama gideri ve vekalet ücreti talep edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı