Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1087 E. 2022/777 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1087 Esas
KARAR NO: 2022/777
DAVA: Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/09/2018
KARAR TARİHİ: 02/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan tazminat (şirket yöneticilerinin sorumluluğundan kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili —— hissedarı olduğunu, —— dair yetki ve izinlerin —- kararı ile iptal edildiğini, mahkemece verilen iptal kararının —– onama kararı ve şirketçe gidilen karar düzeltme taleplerinin reddi ile —- tarihinde kesinleştiğini, davalı gerçek kişilerin —- üyesi olduklarını, —- mutabakatı ile seçildiğini, —– —– alarak——-oldukları aile şirketleri dışındaki şirketlerin daha —– ———olmasına rağmen, kendi —– oldukları —– daha—– satış yaptıklarını,—— aykırı olarak başka şirketlerin daha önce——teslimatları bekletilerek kendi hâkim hissedar oldukları şirketlere öncelikli teslimat yapmak sureti ile şirketin kârını erittiklerini,—— yer alan kişilerin—— ettiklerini, —– zarara uğratmak suretiyle, —- muhalefet ——- haklarında —- tarafından tespit yapıldığını, elde ettikleri menfaatin —- ödenmesi için —-bu kişilere dava açtığını ancak bu kişilerin —— ele geçirip bu davaları geri çektiğini, —– sayılı kararının bozucu yenilik doğuran bir hak olduğunu, geriye doğru etkili olduğunu——- iptali hükmünün geçmişe etkili olduğunu, yapılan tüm işlemlerin —– teşkil ettiğini, davalıların işlem yasağına aykırı olarak yapmış oldukları işlemler nedeniyle kendi ——- elde etmiş oldukları tüm menfaatlerin —- ödenmesi gerektiğini, ——— kayıtlı maksat ve mevzuuna giren işlerden herhangi birini kendisi veya başkası namına bizzat veya dolaylı olarak yapabilmesi için——- izin alınması gerektiğinin belirtildiği. yani ——– birinin ——izni olmadan kendi veya başkası namına bizzat veya dolayısıyla ortaklıkla ortaklık konusuna giren bir ticari muamele yapamayacağını, bu hükmün amacının ——– mevki ve yetkilerini kötüye kullanmalarını önlemek ve böylece ortaklığın menfaatlerini korumak olduğunu, bu sebeple davalıların işlem yasağına aykırı olarak yapmış olduğu işlemler nedeniyle, kendi ——– elde etmiş oldukları tüm menfaatlerin —- ödenmesi gerektiğinin yasal düzenleme gereği olduğunu, —–müsaade alınmadıkça şirket ile aynı alanda faaliyet gösteren başka bir şirkette kendi veya başkası hesabına ticari faaliyette bulunamaz ve aynı alanda faaliyet gösteren bir şirkete ortak sıfatı ile giremez denilerek rekabetin açıkça yasaklandığı,—— —– —- tedbirli bir——- özeniyle yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uyarak gözetmek yükümlülüğü altındadırlar. hükmünü düzenlediğini, maddenin gerekçesinde —- menfaatinin dürüstlük kuralına göre gözetilmesi gerektiğine ilişkin temel özen kurula —– açık olarak öngörülmemişti. Bu yüküm ile ———– menfaatini, hâkim pay sahibinin veya pay sahiplerinin ve onların yakını olan gerçek ve tüzel kişiler ile üçüncü kişilerin menfaatini, şirketin menfaatinin önüne geçirmemesi kastedilmiştir. Hüküm menfaatler —- hallerde——— gerekli önlemleri almasını, hâkim ortağı ve onun yakınlarını kayırmadan şirket için, rekabet şartlarına uygun olarak pazarlık yapmasını ifade eder. Hüküm —— ayrıca rekabet yasağına uymak dışında şirkete karşı kapsamlı bağlılık yükümü altına sokar; içerden öğrenenlerin ticareti yasağına ve kendi kendisiyle iş —– yapmak kurallarına uymasını zorunlu tutar.” denildiği, ——- azalarının şirket işlerinde gösterecekleri dikkat ve basiret hakkında —– düzenlendiği, ———- şirket işlerini ücretle ——— hükmünü düzenlediğini, yani şirketi temsilen faaliyette bulunan —-,—- konularına giren bütün faaliyetlerinde —- gibi hareket etmesinin lazım geldiği, —— yaptığı işlem yasağına aykırı işlemlerle doğrudan—– ve hissedarı olması dolayısıyla dolaylı olarak müvekkil şirketin zararına sebebiyet verdiklerinin açık olduğu ve zararın boyutunun ise Mahkemece alınacak bilirkişi raporu neticesinde daha net olarak ortaya çıkacağını, ———şirketle işlem ——-ı zamanda —– aykırılığı da oluşturduğundan —- sayılı —– de ihlali sayılacağını, bunun olağan sonucunun da işbu yasağa aykırı davranan yöneticilerin sorumluluğu olduğunu, hal böyle olunca, yasak işlemi yapan ——– tazminatla sorumlu olduğunu, talep edilen tazminatın kime ödeneceği hususunun —- maddesinde açıkça düzenlendiğini, tazminatın şirkete ödenmesinin istendiği, —– hangisi uygulanırsa uygulansın, bu hükümlere aykırı harekette bulunan ——- şirket tazminat istemekte veya tazminat yerine yapılan işlemi şirket adına yapılmış saymakla ve üçüncü kişiler hesabına yapılan sözleşmelerden doğan menfaatlerin şirkete ait olduğunu dava etmekte serbest olduğu belirtilerek doğrudan ve dolaylı zarar görenlere seçenek sunulduğundan bahisle, —– maddesinde tanımlanan —-dair verilen yetki/izin mahkeme kararı ile iptal edilip kesinleştiğinden davalıların ——aykırı her bir işlem ve eylem için fazlaya dair her türlü dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik —– tazminata sebebiyet verilen olay tarihlerinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen —– ödenmesine, ayrıca —– maddesinde tanımlanan — dair verilen yetki/izin mahkeme kararı ile iptal edilip kesinleştiğinden davalıların —- yılında verilen yetki ve iznin iptali dolaysıyla—— maddesine aykırı her bir işlem ve eylem için fazlaya dair her türlü dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik —– tazminata sebebiyet verilen olay tarihlerinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen TAHSİLİ ile —— ödenmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalılar —– tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle: davacı dilekçesinde somut olarak hangi eylemden ne şekilde şirket zararı oluştuğunun ortaya konmadığı, davacı tarafın iddialarını dayandırdığı —–çerçevesinde dava hakkının davacı sıfatının şirkete ait olduğunu, davalılar arasında teselsül ilişkisi olmadığını, müteselsil sorumluluktan söz edilemeyeceğini, pay sahibinin dava açma hakkının —-maddesi hükmünce ibra kararından itibaren altı ay sonra düştüğünü, ——– ibra edildiğini, —– sürelerin dolduğunu, Müvekkillerinin, —- ve/veya diğer davalı şirketlerde —-bulunmadığını, —– içerisinde, ——- imkânının olmadığını,—— münferit imza ile hiçbir konuda temsil ve ilzam hakkına ve imkânına sahip olmadıklarını, bu hususun —– sabit olduğunu, Müvekkillerinin bir şirkete sorumluluğu sınırsız ortak olarak asla girmediklerini,— tarafından üretilen mamulün büyük çoğunluğunun —– satıldığı, ——- diğer teşebbüsler tarafından yapılan daha—– göz ardı edildiği, diğer teşebbüsler tarafından daha önce verilen siparişlere ait teslimatın aylarca bekletilerek bağlantılı ailc şirketlerine öncelik tanındığının ifade edilerek —– ihlal edildiği isnadında bulunulması üzerine —– tanzim edilen kararında işbu eldeki davada davacı tarafça ileri sürülen iddiaların da tüm detayları ile incelendiği ve müvekkillerinin iddia edildiği şekilde haksız rekabet oluşturacak yahut kendilerine——– sağlayacak herhangi bir işlem ya da eylemde bulunmadıklarının tespit edildiğini,—- tarihinde yapılan ve davacının da katıldığı —– onaylandığı, —— ibra edildiğini, —— maddelerindeki konularda izin verildiği şirkel —- ortakların bilgisine sunulan ——-ve bu —— göre gerçekleşen işlemlerin oybirliği ile onaylandığı, davacıların bu kararlara muhalif kalmadığı, bunlar aleyhine iptal davası açmadığını, bu kararların hukuken kesinleştiğini,—- yasaklı işlemler için ——-önceden izin verebileceği gibi sonradan icazet de edebileceği, nitekim davacı iddialarının ait olduğu —– tarihinde yapılan —– izin verildiği gibi konu yılı takip cden —–tarihinde yapılan genel kurulda da hem izin verildiği hem de somut atıf yapılarak —— işlemlerine icazet de verildiğini, —–, kararı iptal eden mahkeme kararı kesinleşinceye kadar hüküm ifade ——- ve ara dönemde geçerli olan bir kararı uyguladığı için——- sorumlu tutulamayacağını,—–hükümleri, —— yer alan ——– birlikte değerlendirilerek somut olaya uygulandığında; ——– tanınan izin çerçevesinde, izin süresince yapılan işlemlerin sonradan kararın iptali nedeniyle geçerliliğinin etkilenmediğini, dolayısıyla iptal kararının geçmişe yürütülerek müvekkillerinin sorumluluğunun bulunduğundan bahsedilmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacı tarafça ileri sürülen genel kurul kararının iptaline dair hükmün geçmişe ctkili olarak sonuç doğurmasının hukuken mümkün olmaması, ayrıca müvekkillerinin haksız rekabet oluşturacak eylemlerde bulunmadıklarının tespit edilmiş olması ve ——– herhangi bir zararının da bulunmaması karşısında haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesini; talep etmiştir.
Davalı şirketler tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesi unsurlarının eksik olduğunu, bu yönden davanın açılmamış sayılması gerektiğini, HMK 119, Maddenin (f) bendi gereğince, “iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği”nin dava dilekçesinde yer almasının zorunlu olduğunu, HMK 194. maddede de aynen: “(1) Taraflar. dayandıkları vakıaları ispata elverişli şekilde somutlaştırmalıdırlar. (2) Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delillerin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.” denmiş; gerekçesinde genel geçer ifadelerle somut bir şekilde ortaya koymadan iddia ve savunma amacıyla vakıaların ileri sürülmesi durumunda yargılamanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesi mümkün olmayacağı gibi vakıaların anlaşılması için ayrıca bir araştırma yapılması ve zaman kaybedilmesi söz konusu olacağını, taraflar haklarını dayandırdıkları hukuk kuralının aradığı koşul vakıalara uygun, somut vakıaları açıkça ortaya koyması gerektiğini, bu vakıaların somut olarak ileri sürülmesi, ilgili taraf için bir yüktür, bu yükü yerine getirmeyen sonuçlarına katlanacaktır dendiğini; davacı tarafından aynı iddia ve talepler doğrultusunda —– esas sayılı dosyası ile dava ikame edildiğini; yapılan yargılamada davanın reddine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini; benzer iddia ve talepler konusunda —- tarafından yapılan incelemeler neticesinde tanzim edilen —– yukarıdaki tüm bilgi ve değerlendirmeler sonucunda —- —- hakim durumda olmadığı,—– tarafından sağlanan kütüğün şikayetçi ve diğer haddehaneler bakımından vazgeçilmez nitelikte olmadığı, soruşturma konusu eylemlerin alt —- etkilerinin bulunmadığı, bu nedenle ——- durumda olmuş olsaydı dahi soruşturma konusu eylemlerin mal vermenin reddi unsurlarını taşımadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini; talep etmiştir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, bilirkişi raporları alınmıştır.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
Dava, dava dışı —- tarihinde yapılan —- dönemde yürürlükte bulunan —- şirketle ticari iş yapma ve rekabet etme konusunda—- yetki verildiği, sonrasında —- karar sayılı kararı ile dava dışı şirketin —- iptaline dair verilip kararın kesinleştiği, anılan iptal kararının geçmişe etkili olduğu, dolayısıyla davalıların şirketle işlem yapma yasağına aykırı ve rekabet yasağına aykırı her bir işlem ve eylem için sorumluluklarının doğduğundan bahisle tazminat tutarının davalılardan tahsili ile dava dışı ——- dair karar verilmesi istemine ilişkindir.
Davacı şirket, yukarıda anılan talebini, dava dışı — hissedarı olması itibariyle ileri sürmektedir.
Davalılardan —– tarihinde yapılan —– seçilmiştir. Bu davalıların aynı zamanda davalı şirketlerde hakim ortak oldukları,——yer aldıkları belirtilerek, dava dışı —— ile işlem yapma yasağına aykırı ve rekabet yasağına aykırı hareket ettikleri isnat edilerek husumet yöneltilmiştir.
Davalıların sorumluluğu yönünden dayanılan yasal düzenlemelerin tetkikinde şirketle işlem yasağının, izin tarihi itibariyle yürürlükte olan —– düzenlendiği, her iki kanunda da bu yasağın mutlak olmadığı, genel kurulun aksi yönde karar alabileceğinin öngörüldüğü, aynı maddede de aykırılık halinde müeyyideye yer verildiği belirlenmiştir. Bu kapsamda ——–başlığı altında;
—– azalarından biri umumi heyetten izin almadan kendi veya başkası namına bizzat veya dolayısiyle şirketle şirket konusuna giren bir ticari muamele yapamaz. Aksi takdirde şirket yapılan muamelelerin batıl olduğunu iddia edebilir. Aynı hak diğer taraf için mevcut değildir. ——– hususi hükümleri mahfuzdur.” düzenlemesi getirilmiştir.
6102 sayılı TTK’nun ise 395/1. maddesinde ise; “Şirketle işlem yapma, şirkete borçlanma yasağı” başlığı altında
—– üyesi,——– kendisi veya başkası adına herhangi bir işlem yapamaz; aksi hâlde, şirket yapılan işlemin batıl olduğunu ileri sürebilir. Diğer taraf böyle bir iddiada bulunamaz.” hükmü getirilmiştir.
Her iki halde de yasak mutlak değildir. Aykırı davranılması halinde ise şirket pek tabii ki, ilgilinin yönetiminde bulunduğu şirket, somut uyuşmazlık yönünden ise dava dışı —— yapılan işlemin batıl olduğunu ileri sürebilir. Yasa, anılan bu halde şirketin ortaklarına bu yetkiyi tanımamıştır.
Davalılara atfedilen rekabet yasağı ihlali yönünden ise, izin tarihi itibariyle yürürlükte olan—– düzenlendiği, her iki kanunda da bu yasağın mutlak olmadığı, ——– karar alabileceğinin öngörüldüğü, aynı maddede de aykırılık halinde müeyyideye yer verildiği belirlenmiştir. Bu kapsamda —— başlığı altında;
—— azalarından biri umumi heyetin müsaadesini almaksızın şirketin konusuna giren ticari muamele nevinden bir muameleyi kendi veya başkası hesabına yapamıyacağı gibi, aynı nevi ticari muamelelerle meşgul bir şirkete mesuliyeti tahdidedilmemiş olan ortak sıfatiyle de giremez. Bu hükme aykırı harekette bulunan idare meclisi azasından şirket tazminat istemekte veya tazminat yerine yapılan muameleyi şirket namına yapılmış addetmekte ve üçüncü şahıslar hesabına akdolunan mukavelelerden doğan menfaatlerin şirkete aidiyetini talebetmekte, serbesttir. ——–hükmü öngörülmüştür.
6102 sayılı TTK’nun ise 396. maddesinde ise; ——- başlığı altında;
—- üyelerinden biri, —— almaksızın, şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden bir işlemi kendi veya başkası hesabına yapamayacağı gibi, aynı tür ticari işlerle uğraşan bir şirkete sorumluluğu sınırsız ortak sıfatıyla da giremez. Bu hükme aykırı harekette bulunan ——- şirket tazminat istemekte veya tazminat yerine yapılan işlemi şirket adına yapılmış saymakta ve üçüncü kişiler hesabına yapılan sözleşmelerden doğan menfaatlerin şirkete ait olduğunu dava etmekte serbesttir.
Bu haklardan birinin seçilmesi birinci fıkra hükmüne aykırı harekette bulunan üyenin dışındaki üyelere aittir.
Bu haklar, söz konusu ticari işlemlerin yapıldığını veya ———diğer bir şirkete girdiğini, diğer üyelerin öğrendikleri tarihten itibaren üç ay ve her hâlde bunların gerçekleşmesinden itibaren bir yıl geçince zamanaşımına uğrar.
——üyelerinin sorumluluklarıyla ilgili hükümler saklıdır.” hükmü getirilmiştir.
Her iki madde rekabet yasağı yönünden özdeş olmakla birlikte yöneticinin sorumluluğuna ilişkin atıf yalnızca ——- haksız rekabete ilişkin hükmünde yer almaktadır.
Haksız rekabet halinde de yasak mutlak değildir,——–izin verilebilir. Aykırı davranılması halinde ise yine şirket tazminat isteyebilecek, işlemin şirket adına yapılmış sayılmasını ve üçüncü kişiler hesabına yapılan sözleşmelerden doğan menfaatlerin şirkete ait olduğunu dava konusu edebilecektir. Bu düzenlemelerde de şirket, ilgilinin —- bulunduğu şirket, somut uyuşmazlık yönünden ise dava dışı——-. Yasa, anılan bu halde de tazminat hususunda şirketin ortaklarına yetki tanımamıştır. Dolayısıyla davacının rekabet yasağı ve şirketle işlem yasağına ilişkin hükümler çerçevesinde tazminat istemekte aktif husumeti bulunmamaktadır.
Buna karşın dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan —- sorumluluğuna ilişkin hükümlerinden —– —- ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.” düzenlemesi ve yine aynı sorumluluk kapsamında ——- düzenlemesi kapsamında davacının, ortak olması itibariyle, işbu davayı açabileceği değerlendirilebilir.
Ancak yöneticinin sorumluluğu hükümleri gereğince değerlendirme yapılabilecek bu istem yönünden de, davalı şirketlerin pasif husumeti bulunmamaktadır. Dava dışı ———– yer alan davalı gerçek kişilerin, —– bulunduklarından bahisle husumet yöneltilen davalı şirketlerin, tazminat isteminin hukuki sebebi itibariyle işbu davada pasif husumetlerinin bulunmadığı Mahkememizce değerlendirilmiş, davalı şirketler yönünden davanın usulden reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Davalı gerçek kişilerin ise, yukarıda anıldığı üzere, yöneticinin sorumluluğu prensipleri gereğince tazminat isteminin muhatabı olabilecekleri değerlendirilmekle birlikte, davacı tarafça işbu davanın sebebinin rekabet ve şirketle işlem yapmaya ilişkin, genel kurulda verilen iznin, Mahkeme kararı ile iptal edilmesinin, iptal kararının geriye yürümesi nedeniyle, yapılan işlemleri haksız kılacağı iddiasına dayandırılmıştır.
Bu noktada —— karar sayılı kararının tetkikinde,
“Mahkememizce yapılan ilk yargılamada —–ilamı ile açılan davanın reddine karar verilmiş, verilen kararın davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine —–ilamı ile verilen kararın onandığı ve akabinde yapılan karar düzeltme kapsamında ise —–sayılı ilamı ile mahkememiz kararının bozulduğu görülmüştür. Karar düzeltme ilamında; Mahkemece, oylamada —– maddesine aykırılık bulunmadığı, oydan yoksun oyların ve hakim ortak konumunda bulunan kişilerin oylarının tamamının geçersiz sayılması halinde bile —– çoğunlukla kabul edildiği, bu durumun iyi niyet kurallarına aykırılık oluşturmayacağı gerekçesi ile davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine karar, —— günlü ilamıyla onandığını, davacı vekilinin karar düzeltme isteminde bulunduğu ve akabinde —— sayılı ilamı ile, iptali istenen —- ile davalı şirket —– maddelerinde düzenlenen hususlarda yetkiler tanınmış ise de, aynı ——– daha önce anılan maddelerdeki yetkilerin verilmesinden kaynaklanan eylemlerinden dolayı açılmış ve devam eden bir ceza davasının bulunmasına göre, aynı kişilere yeniden aynı yetkilerin tanınması afaki iyi niyet kurallarına aykırı olup, söz konusu kararın çoğunluk oyu ile alınmasının da yapılacak değerlendirmede etkili olamayacağı, bir başka anlatımla kararın oy çokluğu ile alınmış olmasının afaki iyi niyet kurallarına aykırılığı ortadan kaldırmaya yetmeyeceği, bu itibarla davacının isteminin kabulü ile afaki iyi niyet kurallarına aykırı bulunan davaya konu — iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından davacı vekilinin karar düzeltme istemi yerinde görülmekle Dairemizin onama ilamının kaldırılarak, mahkemece verilen kararın açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuştur. Bozma ilamında açıkça ifade edildiği üzere ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde ——- davalı ——- üyelerine ——- düzenlenen yetkiler tanınmış ise de, aynı —– önceden anılan maddelerdeki yetkilerin verilmesinden kaynaklanan eylemlerden dolayı açılmış ve devam eden ceza davasının bulunmasına göre aynı kişilere, aynı yetkilerin tanınmasının afaki iyi niyet kullarına aykırı olduğu ve bu aykırılığın kararın çoğunluk oyu ile alınmak suretiyle giderilmeyeceği sonucuna varılmıştır. Bu nedenle davacının istemi kabul edilerek afaki iyi niyet kurallarına aykırı bulunan ——-iptaline karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçe ile—— tarihinde yapılan——–alınan —– maddenin afaki iyi niyet kurallarına aykırı olduğu anlaşılmakla iptaline” dair karar verildiği belirlenmiştir.
Aynı hususta ——- karar sayılı ilamı ile;
“(..)İptal edilebilir kararlarda ise; —— geçersizlik halini oluşturan nedenin, işlemin, baştan itibaren geçersiz olması sonucunu doğuracak nitelikte olmaması hali söz konusudur. Örneğin; anonim şirket ortaklar genel kurulunda oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmediği, çağrının usulsüz yapıldığı, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediği, toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak ettikleri iddiasında olan ortaklar, yasa, ana sözleşme ve afaki iyi niyet kurallarına aykırılık hallerini ileri sürerek, kararların iptallerini mülga—— uyarınca isteme hakları bulunmaktadır
(..) 6762 Sayılı TTK’nun 381. maddesi anlamında iptali kabil kararlar ise, daha çok ortakların menfaatlerinin koruyan düzenlemelere aykırılık teşkil eden, emredici kurallar dışında yorumlayıcı ve şekle ilişkin kuralların ihlal edildiği kararlardır. İptali gereken kararlar, baştan itibaren geçersiz olmadıklarından, iptal edilinceye kadar geçerli bir kararın hüküm ve sonuçlarını doğururlar.” şeklindeki görüşüne Mahkememizce de iştirak olunmuş, sırf izin kararının sonradan iptal edilmesinin, yapılan tüm işlemleri sonradan hukuka aykırı hale getirmeyeceği, iyi niyet kurallarına aykırılığı dolayısıyla iptal edildiği anlaşılan dava konusu izinler yönünden, verilen izinlerin baştan itibaren geçersiz olmadığı, davacı taraf iddiasının aksine, yukarıda açıklanan —- belirtildiği üzere iptal kararının sonraki işlemler yönünden sonuç doğurabileceği, sonraki sürece ilişkin işlemlerin ise bu davanın konusu olmadığı, isnat edilen sorumluluğun koşullarının oluşmadığı kanaatiyle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar —— yönünden açılan davanın usulden reddine,
2-Davalılar ——yönünden açılan davanın sübut bulmadığından reddine,
3-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin olarak alınan 1.024,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 943,95‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
4-Davalılar —– davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar —– verilmesine,
5-Davalılar —- davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar —– verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı—– tarafından yapılan 150,80 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı ——- verilmesine,
8-Bakiye gider avansının ve harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalılar Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/11/2022