Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2018/1079 Esas
KARAR NO:2023/879
DAVA:Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:17/09/2018
KARAR TARİHİ:07/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle,
Davacının inşaat işleri ile uğraştığı, davacı ile ——- tarihinde hazır beton üretim ve teslim sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye istinaden davacının —— nakit para ile ödeme yaparak sözleşmedeki yükümlülüğünü yerine getirdiğini ancak —— değerinde beton hazırladığı ve davacıya teslim ettiğini, bunun dışında başkaca beton teslim etmediğini, —- değerinde —– borcunun devam ettiğini, —— davalı şirket arasında bu borcun ifası konusunda devir sözleşmesi imzalandığını, ancak davalı şirketin de borcunu ifa etmemesi üzerine ——- yevmiye numaralı ihtarnamenin keşide edildiğini ve verilen süre bitimine müteakip temerrüde düştüğünü, davalı şirketin bu ihtarnameye karşı —- tarihli —— yevmiye numaralı ihtarname ile sözleşmede yer alan kaşe üzerindeki imzanın———- tarafından atılmadığını bahsedildiğini, ancak davalı şirket ile dava konusu sözleşme kapsamı dışında ticari faaliyette bulunmaya ve anlaşmalar yapmaya devam edildiğini, bu anlaşmalarda da kendilerine ait olmadığı iddia edilen kişinin imzasının bulunduğunu, emsal teşkil etmesi bakımından davalı şirket ile imzalanan —– tarihli sözleşme örneğini dava dilekçesi ekinde sundukları beyan edilerek, açıklanan nedenlerle, öncelikli olarak sözleşmeden doğan borcunu ifa etmeyen davalı tarafın aynen ifa —- dökülmesi ile gecikme tazminatı olarak şimdilik —— davalıdan tahsiline, yapılacak yargılama ve bilirkişi incelemesi sonucunda aynen ifanın mümkün olmaması halinde ise BK.’nun 125.maddesi gereğince borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme haklarından vazgeçeceklerini, borcun ifa edilmemesinden doğan zarar için (betonun zamanında dökülmemesinden dolayı inşaatın gecikmesi, dairelerin zamanında satılamaması, ekonomik dalgalanmalar sebebiyle güncel bedel ile anlaşmaya varılan bedel arasındaki farklar vb. zararın doğmasına neden olan olaylar ve sebepler için) şimdilik 10.000,00 TL bedelin davalıdan ödeme gününden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, BK. 125.madde ve BK. 77.madde ve ilgili mevzuat “sebepsiz zenginleşme ve diğer ayrıntılı olarak belirtilen hükümler” uyarınca 75.414,08 TL ‘lik bedelin ödeme gününden itibaren başlayacak reeskont faizi ile davalı taraftan tahsiline, dosya kapsamı ve sözleşmeler dikkate alınarak davacının yaşadığı mağduriyet ve ödediği bedel dikkate alınarak, davalının mal kaçırma niyet ve girişiminde olduğu dikkate alınarak teminatlı veya teminatsız olarak davalı adına kayıtlı araç, taşınmaz ve 3.kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz koyulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı üzerine tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle,
Davacı vekilinin dava dosyasına ibraz etmiş olduğu borcun nakli sözleşmesinin, şekil ve esas bakımından geçersiz olduğunu, hukuka aykırılık teşkil ettiğini, iddia edilen borcun nakli sözleşmesinde davacının herhangi bir iradesi ve imzası olmadığı gibi sözleşmenin içeriğinde taahhüt edilen borcun alacaklısının kim olduğunun da belirtilmediğini, bunun yanında nakledildiği iddia edilen borcun hangi sözleşmeden doğduğunun da hüküm altına alınmadığını, dış üstlenim sözleşmesi hükümlerine göre borcun nakli sözleşmesinin geçerlilik kazanması için alacaklının kim olduğunun açıkça belirtilmesi gerektiği ve alacaklının muvafakatini içeren imzasının sözleşmede mevcut olması gerektiğini, ayrıca davacı vekilinin dosyaya sunmuş olduğu borcun nakli sözleşmesindeki imzanın davalı şirket ortağı ve yetkililerine ait olmadığını, davalı şirket yetkililerinin yanlarında çalışan herhangi bir personeli ya da müdürünü, şirketi borç altına sokacak işlem yapmaya yetkili kılmadıkları, sebepsiz zenginleşmeden dolayı tazminat davası açılabilmesi için davalı tarafın malvarlığında zenginleşme meydana gelmesi gerektiğini, ancak davacı tarafından davalı şirkete yapılan herhangi bir ödemenin bulunmadığını, davalı şirketin gerek beton sözleşmesinin gerekse iddia edilen borcun nakli sözleşmesinin tarafı olmadığından davacının doğacak zararlarından dolayı talep ettiği tazminat miktarının ve gecikme tazminatının hukuka aykırı olduğunu beyan ederek, açıklanan nedenlerle, davaya cevap ve itiraz dilekçelerinin kabulüne, haksız ve mesnetsiz açılmış olan işbu alacak davasının tüm kalemlerinin reddine, tüm yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesi talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, alacak istemine ilişkindir.
Taraf teşkili sağlanmış, taraf delilleri celp edilmiş, uyuşmazlığın çözümü için dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir.T
Teknik bilirkişi———–tarihli rapor içeriğine göre; dosya kapsamında davacı ve davalılar tarafından oluşan zararlara ilişkin bilgi belgelerin mahkememize sunulmadığını, yapılan hesaplama, inceleme sonucunda dava konusu alacağın hesabı, sözleşme bedelinin dava tarihine güncellenmesi sonucu davacının talep ettiği sözleşme tutarının dava tarihine güncellenmesi ile dava tarihi itibari ile sözleşme tutarı —– olduğunu, davacının yeniden beton almasından dolayı uğradığı fiyat farkı zararı davacının dava tarihi itibari ile yeniden beton almasından dolayı uğradığı zarar —-olduğunu bildirmiştir.Bilirkişi ——– tarihli rapor içeriğine göre; —– tarihli celsede belirlenen uyuşmazlık noktaları bakımından dosya – kapsamı değerlendirildiğinde davacı ile davalı arasında adi yazılı şekilde bir belge düzenlenmiş ve alacak -borç/cari hesap tablosu gösterildikten sonra altında—— ifadesine yer verilmiş olduğunu, dosyada mevcut —– soruşturma dosyasına sunulu,——tarihli grafoloji ve sahtecilik uzmanı bilirkişi tarafından hazırlanmış bilirkişi raporunda —- Sayfada davacı ile davalı arasında adi yazılı olarak imzalanmış ——- imzanın ve uyuşmazlığa konu edilmiş —— imzanın—– ait olduğu tespit edildiğinden ———- davalı şirketi temsile yetkili olduğu ve iç üstlenme sözleşmesini kurma bakımından yetkili temsilci olduğu, davacı ile davalı arasında adi yazılı şekilde düzenlenmiş ve bila tarihli, alacak-borç/cari hesap tablosu yukarıda gösterildikten sonra altında ————- ifadesine yer verilmiş bu belgedeki karşı tarafın kim olduğunun açık bir şekilde anlaşılamadığını, ancak davacının dava dilekçesinin —sayfasında bu belgenin davalı ile dava dışı ——- düzenlendiğini belirttiği, eğer Mahkemece bu belgenin davalı (üstlenen) ile dava dışı ——– arasında düzenlendiği kabul edilecek olursa bu halde belgede yer alan irade beyanı TBK m. 19/1 hükmünce yorumlandığında bu belgenin hukuki niteliğinin TBK m. 195 hükmünde düzenlenen ———– olduğu, TBK m. 195 hükmünde geçerlilik şekli düzenlenmediğinden uyuşmazlığa konu edilen iç üstlenme sözleşmesinin geçerlilik şeklinde tabi olmadığı ve adi yazılı şekilde de yapılabileceği, ——- kararında ve doktrinde kabul edildiği üzere TBK m. 195 hükmü uyarınca ——– sözleşmesinin, ———- yapılan bir sözleşme olduğu; ancak gerçek anlamda “borcun üstlenilmesi (borcun nakli)” olmadığı; burada borcun borçlusunun değişmediği; borcu üstlenenin, sadece borçluyu borçtan kurtarma borcu altında girdiği; alacaklının, bu sözleşmenin tarafı olmadığı, bu sözleşmenin kurulması için alacaklının izninin de gerekli olmadığı, iç üstlenme sözleşmesinin hüküm ve sonuçlarını yalnızca bu sözleşmenin tarafları olan borçlu ve borcu üstlenen arasındaki ilişkide doğurduğu; alacaklı ve borçlu arasındaki ilişkiyi etkilemediği, bu nedenle de alacaklının, iç üstlenme sözleşmesinden dolayı borcu üstlenene karşı alacak hakkına sahip olmadığı; borcun iç üstlenilmesi sözleşmesinin, borcun kendiliğinden borçludan iç üstlenene geçmesi sonucunu doğurmadığı, alacaklının, iç üstlenme sözleşmesinin tarafı olmadığı için iç üstlenenden talepte bulunamayacağı, iç üstlenme sözleşmesinde üstlenenin (davalının), borçluya karşı, onu “borçtan kurtarma” edimini borçlandığı ve borçlunun borcundan kurtulması sonucunu doğuracak fiilleri yerine getirmeyi taahhüt ettiği, burada sözleşmenin devrinin (TBK m. 205) olmadığı; bu açıklamalar dolayısıyla davacı alacaklının, davalı iç üstlenenden alacaklı olmadığı, davacı, 05.12.2020 tarihinde sunduğu dilekçenin sonuç kısmında “kullandığımız seçimlik hak sonucunda borcun ifa edilmemesinden doğan zarar için (betonun zamanında dökülmemesinde dolayı inşaatın gecikmesi, dairelerin zamanında satılamaması, ekonomik dalgalanmalar sebebiyle güncel bedel ile anlaşmaya varılan bedel arasındaki faklar vb. zararın doğmasına neden olan olaylar ve sebepler için) şimdilik 10.000TL. bedelin davalıdan ödeme gününden itibaren işleyecek faizi ile birlikte” tahsilini ve TBK m. 125 ve 77 hükümlerince teslim edilmeyen betona ilişkin olarak ödenen 75.414.08TL.nin ödeme gününden başlayarak reeskont faiziyle tahsilini talep etmiş olmakla birlikte eğer Sayın Mahkemece iç üstlenme şözleşmesine dayalı olarak davacı alacaklının, davalı üstlenenden talepte bulunabileceği kabul edilirse bu halde belirtmek gerekir ki davacının yukarıdaki talepleri değerlendirildiğinde davacının hem TBK m. 125/1 hükmünce olumlu (müspet) zararını (şimdilik 10.000TL) hem de TBK m. 125/son hükmünce (her ne kadar hükmü belirtmiş ve fakat “sözleşmeden dönme” ifadesinde yer verilmemiş olsa da) sözleşmeden dönme neticesinde TBK m. 77/son hükmündeki “sona eren sebebe dayalı” olan zenginleşmenin iadesi talebi kapsamında istenebilecek “ödenen bedelin iadesi”ni talep ettiği; halbuki TBK m. 125 hükmünde temerrüt halinde “seçimlik haklar”ı düzenlediği, bu seçimlik haklardan sadece birinin yenilik doğuran hak olarak kullanılabileceği, her iki talebin bir arada istenemeyeceği, eğer istenebileceği kabul edilirse bu kapsamda teknik değerlendirmede yapılan tespitlerin takdirinin Mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
Teknik bilirkişi —— tarihli rapor içeriğine göre; davacı ve davalının tacir oldukları, davacının, davalı şirket ile —–tarihli —— imzaladığı, Sözleşme kapsamında; davacının davalıdan — tarihinden ——Tarihine kadar — beton aldığı ve karşılığında —- çekle ödeme yaptığı, — tarihi itibariyle — borcu bulunduğu, ancak dava konusunun davacı ile davalı arasındaki borç/alacak olmadığı, davacı ile dava dışı —-satışında dava dışı ——cari hesap borcunun karşılığı —– borcunun davalı şirketin üstlenmesi ve davalı şirketin üstlenmiş olduğu bu borcu ifa etmemesinden kaynaklandığı, Mahkemece davalının bu edimi üstlendiğine dair kanaat oluşması halinde; davacının ticari defterlerinde davalının üstlenmiş olduğu —- beton temin edimi yerine getirmediği, buna göre davalının —- cari hesap borcu karşılığı —- ifa borcu bulunduğu, davacı ile davalı arasındaki ticari ilişkiyi gösterir —- tarih sözleşme ile üstlenmiş olduğu, —- beton döküm borcunun devir sözleşmesindeki imza edenlerin davalı şirket yetkilileri—– ait olduğu Grafoloji ve sahtecilik uzmanı tarafından rapor edildiği bildirilmiştir.Teknik bilirkişi —— tarihli rapor içeriğine göre; davacının, davalı şirket ile — tarihli —— imzaladığı, sözleşme kapsamında; davacının davalıdan —— çekle ödeme yaptığı, ——— borcu bulunduğu, TTK. ve V.U.K. hükümlerine göre tutulan işletme hesabı defterinin tutulma şekline göre; defterde düzenlenen faturalar gelir ve yapılan mal alışları ve masraflarda gider olarak kaydedildiği, başka bir anlatımla işletme defterinde işletmenin müşterileri ile cari hesap (açık hesap) çalışsa dahi yapmış olduğu tahsilatlar veya ödemeler bu deftere kaydedilmediği, işletmenin müşterilerine düzenlemiş olduğu tüm faturalar gelir olarak deftere kaydedildiği, davacı defterlerinde; (davalı ile bahse konu bila tarihli üstlenme sözleşmesi kapsamında davalı hesabına borç alacak kaydı yapılıp yapılmadığı,-işletme hesabına göre tutulan ticari defterlerde borç/alacak şeklinde kayıt tutulmadığından bu hususa ilişkin herhangi bir kaydın yapılması veya tespiti mümkün olmadığı, davalının yukarıdaki ticari defter ve kayıtların göre de, davacıdan —– alacağının bulunduğu, davacının yukarıdaki ticari defter ve kayıtları ile dava dosyasındaki delillerde davacının sunmuş olduğu tahsilat makbuzları (davalının da sunduğu makbuzlarla eşleştirilen) davacının davalıya —- borcu bulunduğu, başka bir anlatımla davacının kayıtlarının davalının kayıtları da teyit ettiği, davalının, dava dışı —– ile arasındaki ilişkiye ait yukarıdaki kayıtlara göre; davalının dava dışı —-satışı ve alışı yaptığı, —- tarihi itibariyle —- alacağı ve —— borcu bulunduğu, alacak/borç mahsubu sonucunda —— dava dışı —– alacağının bulunduğu, dava konusu bila tarihli üstlenme sözleşmesine ilişkin davalının nezdindeki dava dışı — hesabında herhangi bir kaydın bulunmadığı bildirilmiştir.Davacı vekili —- tarihli ıslah dilekçesi ile; —– olarak talep ettikleri miktarın —- artırılması sonucu,—- arttırdıkları, — talep ettikleri miktar yönünden rapora göre —- tespit edildiğinden arttırılan miktar olmadığı, dava dilekçesinde dava tarihinden itibaren reeskont faizi talep edilmiş ise de, kök rapordaki—— güncellenen miktarın fazla olması nedeniyle bu yönüyle dava dilekçesini ıslah ettikleri belirtilmiştir.Davacı tarafa seçimlik haklarını açıklamaları için süre verilmiş, —–tarihli dilekçe ile, TBK 125. Madde gereğince borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme haklarından vazgeçtiklerini, borcun ifa edilmemesinden doğan zarar için şimdilik —- bedelin davalıdan tahsilini talep ettiklerini bildirmişler sonuç kısmında borcun ifa edilmemesinden doğan zarar için şimdilik —- TBK 125. Madde ve 77. Madde kapsamında ——- ödenmesini talep ettiklerini bildirmişler, davacı vekili 7. Celse beyanında taleplerinin aynen ifaya yönelik olduğunu, ——- betonun dökülmesini talep ettiklerini bildirmiş aynı celse tekrar söz alarak müvekkili ile görüşüp seçimlik hak konusunda beyanda bulunmak üzere süre istediklerini bildirmiş, —— tarihli dilekçede; aynen ifa ve menfi zararın reeskont faizi ile birlikte tahsili olarak talep açıklanmıştır.Davacı vekiline —– tarihli celse ara kararı ile seçimlik hak olarak aynen ifa ve menfi zarar talep ettikleri halde ıslah dilekçesinde alacak talebinin ileri sürüldüğü, ıslahın dava dilekçesinin tümüne mi yoksa —– oranına mı ilişkin olduğu hususunda talep sonucunun açık olmaması nedeniyle açıklama için süre 1 hafta kesin süre verildiği, davacı vekilince —- tarihli dilekçe ile davalıdan aynen ifa ile bilirkişi raporunda belirlenen —- talep ettiklerini bildirmiş, davalı yan yasal 1 haftalık sürede beyan sunulmadığından davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesini talep etmiş ise de; —- kararları ve usul ekonomisi, hak arama hürriyeti gözetilerek ve duruşma talikine sebebiyet verilmediğinden davalının talebi yönünde karar verilmemiş, mevcut dosya kapsamı itibariyle işlem yapılmıştır.Davalı asil adına yetkili —– tarihli celsede isticvap edilmiş, dava konusu borcun nakli sözleşmesi altındaki imzanın davalı şirket yetkililerine ait olmadığı, ——– ait olabileceği, bu kişinin şirket çalışanı olduğu, bu kişinin şirketi borçlandırma yetkisinin olmadığı beyan edilmiştir.Tüm dosya kapsamı ve denetime elverişli bilirkişi rapor içeriklerine göre yapılan değerlendirme sonucunda; davacı ile dava dışı ——- nakit ödeme olmak üzere — bedelli satım sözleşmesi imzalandığı, sözleşme kapsamında —– değerinde ürün teslim edildiği, kalan ürünün teslim edilmediği, kalan ürün yönünden davalı ile ——— arasında üstlenme sözleşmesi yapıldığı ve davalının sorumlu olduğu iddiası ile eldeki davanın açıldığı anlaşılmakla, öncelikle davalı yanca davacının iddia ettiği——— davalı arasındaki üstlenme sözleşmesindeki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olmadığı savunması açısından değerlendirme yapıldığında; davacı delil dilekçesi ekinde sunulan devire ilişkin belgede en üstte cari hesap tablosunun yer aldığı, dosya kapsamındaki fatura, sevk irsaliyesi, çek nüshası vs. diğer tüm deliller ve belgeler gözetildiğinde davacının dava dışı —– nezdinde tutulan cari hesap tablosu olduğu kanaatine varıldığı, alt kısımda ——– dökecektir. ” yazısının ve davalı kaşe + imza ile dava dışı —– bulunduğu—— soruşturma dosyasına sunulu, ——- tarihli grafoloji ve sahtecilik uzmanı bilirkişi tarafından hazırlanmış bilirkişi raporunda 8. Sayfada davacı ile davalı arasında adi yazılı olarak imzalanmış dava konusu olmayan —— imzanın ve uyuşmazlığa konu edilmiş cari hesap tablosu ve borcun nakline ilişkin sözleşmedeki imzanın —-ait olduğunun tespit edildiği, her ne kadar———— davalı şirket yetkilisi olmasa da davalı şirketi temsile yetkili olduğu, davacı ile beton satımı konusundaki sözleşmenin her iki tarafa borç yükleyen sözleşme olduğu, satım hususunda teslim borcu doğduğu, imzası olan kişinin borçlandırıcı işlem yaptığı, davalı tarafından yetkili olmayan kişi tarafından imzalanan diğer anlaşmaların gereğinin yerine getirilip davaya konu belgedeki aynı kişi tarafından atılan imzanın davalı şirketi bağlamadığının ileri sürülmesinin Türk Medeni Kanunu 2. Maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı olduğu, bu haliyle iç üstlenme sözleşmesini kurma bakımından ———- yetkili temsilci olduğu ve davalı şirket açısından bağlayıcı olduğu, davacının dayanak olarak gösterdiği belgenin hukuki niteliğinin 6098 sayılı TBK m. 195 hükmünde düzenlenen borcun iç üstlenilmesi sözleşmesi olduğu, TBK m. 195 hükmünde geçerlilik şekli düzenlenmediğinden uyuşmazlığa konu edilen iç üstlenme sözleşmesinin geçerlilik şekline tabi olmadığı ve adi yazılı şekilde de yapılabileceği, TBK m. 195 hükmü uyarınca borcun iç üstlenilmesi sözleşmesinin, borçlu ile borcu üstlenen arasında yapılan bir sözleşme olduğu, gerçek anlamda borcun üstlenilmesi (borcun nakli) olmadığı, burada borcun borçlusunun değişmediği, borcu üstlenenin, sadece borçluyu borçtan kurtarma borcu altında girdiği, alacaklının, bu sözleşmenin tarafı olmadığı, bu sözleşmenin kurulması için alacaklının izninin de gerekli olmadığı, iç üstlenme sözleşmesinin hüküm ve sonuçlarını yalnızca bu sözleşmenin tarafları olan borçlu ve borcu üstlenen arasındaki ilişkide doğurduğu, alacaklı ve borçlu arasındaki ilişkiyi etkilemediği anlaşılmıştır. 6098 sayılı TBK 196. Maddede borcun dış üstlenilmesi kurumunun düzenlendiği, aynı maddenin 2. ve 3. fıkrası “İç üstlenme sözleşmesinin, üstlenen veya onun izni ile borçlu tarafından alacaklıya bildirilmesi, dış üstlenme sözleşmesinin yapılmasına ilişkin öneri anlamına gelir. Alacaklının kabulü açık veya örtülü olabilir. Alacaklı, çekince ileri sürmeksizin üstlenenin ifasını kabul eder veya onun borçlu sıfatı ile yaptığı diğer herhangi bir işleme rıza gösterirse, borcun üstlenilmesini kabul etmiş sayılır.” hükmüne amirdir.
——- Karar sayılı ilamı”…. Şu halde, borcu nakil alan üçüncü kişinin icabının alacaklı tarafından kabul edilmesiyle borcun nakli sözleşmesi kurulur. Alacaklının kabulü açıkça olabileceği gibi zımni de olabilir. Borcun yüklenilmesi, borç ilişkisinde taraf değişimine yol açan hukuksal bir kurumdur. Borcun yüklenilmesinde, borç ilişkisinin konusu değişmediği halde, taraflarında bir değişim meydana gelmektedir. Borcu üstlenen kişi, alacaklı ile borcun dış yüklenmesini yaptığı anda, artık asıl borçlu borçtan kurtulur, onun yerini borcu yüklenen kişi alır. Buna göre, borcu üstlenen kişi borçluya karşı borcun iç yüklenilmesi anlaşmasından doğan edimini, alacaklı ile borcun dış yüklenilmesi anlaşmasını yaptığı anda ifa etmiş olur. Bu itibarla, borcun dış yüklenilmesi sözleşmesinin kurulmasından sonra alacaklı alacağını ancak, borcu yüklenen üçüncü kişiden isteyebilir, borcu nakleden asıl borçludan isteyemez. ————-üm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelindiğinde: Davalı cevap dilekçesinde davacıya olan borcunun ——— nakledildiğini savunmuş, davacı ise dava dilekçesinde değinmemekle birlikte —– günlü duruşmada imzası tahtında, davalının borcunun —– tarafından ödeneceğinin, onun tarafından ödenmemesi halinde kendisinin ödeyeceğini belirttiğini beyan etmiştir. Davacı bu beyanıyla “borca katılma” müessesinin gerçekleştiğini iddia etmekteyse de, bu iddiasını ispatlayamamıştır. Bu durum karşısında davacı alacaklı ile dava dışı———arasında borcun dış yüklenilmesi sözleşmesinin kurulduğunun kabulü gerekmektedir….” şeklindedir. Davacı tarafça; iç üstlenme sözleşmesinin taraflarına bildirimine ve kabullerine dair açıklama olarak, taraflarına iç üstlenme sözleşmesinin bildirildiği ve zımnen kabul ettikleri beyan olarak sunulmuş, gerçekten davacı tarafça davalıya —– ihtarnamesinin gönderildiği, açıkça davalıdan —- aralarındaki sözleşme gereği kalan borcun ifasının talep edildiği, bu haliyle davacının borcun iç üstlenmesini kabul etmiş sayılması gerektiği ve sözleşmenin dış üstlenme sözleşmesine dönüştüğü,———-bu nedenle davalının dış üstlenme sözleşmesi kapsamında davacıya karşı sorumlu olduğu anlaşılmıştır. Dava dilekçesi ve yargılama aşamasında sunulan dilekçeler kapsamı, yenilik doğuran hakkın bir defa kullanılabileceği hususları gözetildiğinde davacının talebinin aynen ifa ve zararın tahsili olduğu, TBK 125. Madde 1. Fıkra “Temerrüde düşen borçlu, verilen süre içinde, borcunu ifa etmemişse veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durum söz konusu ise alacaklı, her zaman borcun ifasını ve gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkına sahiptir.” hükmüne amir olduğu, davacının ancak aynen ifa ve gecikme tazminatını talep edebileceği, teknik bilirkişi hesaplamasına göre yeniden beton alınmasından dolayı fiyat farkı zararı olarak 8.675,77 TL bulunduğu, bu miktarın gecikme tazminatı olarak davalıdan talep edebileceği, aynen ifa talebi yönünden 75.414,08 TLnin esas alınması gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.———
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE;
2-Davalı tarafından davacıya ———- hazır betonun TESLİMİNE,
3-Gecikme tazminatı olarak 8.675,77 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, aşan istemin reddine,
4-Alınması gerekli karar harcı 5.744,17 TL’den peşin olarak yatırılan 1.544,05 TL nin ve davacı tarafından yatırılan 655,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.199,05 TL’nin mahsubu ile 3.545,12TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 2.199,05 TL peşin ve ıslah harcının davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 41,10 TL ilk dava masrafı, 3.250,00 TL bilirkişi, 195,00 TL tebligat müzekkere gideri olmak üzere toplam 3.486,10 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre (%67 kabul) 2.335,68 TL’ sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, arta kalanın davacı üzerinden bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 47,20 TL tebligat müzekkere yargılama giderinden kabul ve red oranına göre (%33 ret) 15,57 TL’ sinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, arta kalanın davalı üzerinden bırakılmasına,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/11/2023