Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1060 E. 2021/725 K. 29.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1060 Esas
KARAR NO : 2021/725

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 07/10/2016
KARAR TARİHİ : 29/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, dava dışı —–, davalı ———- çektiğini, davalı bankaya kredi teminatı olarak— verildiğini, keşidecisi ——bedelli çek ile, keşidecisi —– bedelli çekler olduğunu, çeklerin bir kısmının vade tarihinde karşılıksız çıkması üzerine davalı bankanın, —–icra takibi başlatılmaması için ek teminat olarak —– çeklerin toplam miktarı tutarında yeni bir kredi çekmesini, müvekkil —– bu ikinci krediye kefil olmasını teklif ettiğini —– bu teklifi kabul ederek yeni kredi çektiğini, müvekkil —– kefil olduğunu, davalının aynı zamanda daha önce teminat olarak alınan çekleri iade etmediğini, bu çekler ile alakalı olarak çeklerin keşidecileri dava dışı ————-aleyhine icra takipleri başlattıklarını, —– çekleri iade alamadığını, keşidecilere karşı icra takibi başlatamayınca kredi taksitini ödeyemediğini, davalı da —– aleyhine icra takibi başlattığını, —– sayılı dosyasının derdest olduğunu, çekleri iade etmedikleri çeklerin keşidecileri dava dışı —- aleyhine takip başlatan davalı, bu takipleri layıkıyla yürütmeyerek kefil olan müvekkil ——–zarara uğramasına sebep olduğunu, —–sayılı kararı ile borçlunun malları için ihtiyati haciz kararı aldıklarını, müvekkilimin davalıya 123.000 TL’lik kısım için borcu olmadığının tespit edilmesine, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeni ile 123.000 TL’nin % 20’si üzerinden tazminatına mahkum edilmesine,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Dava dışı —- müvekkil bankanın —– kredi kullandığını, davacı —– işbu kredilere kefil olduğunu, borcun ödenmemesi üzerine, kredi hesabının 30/04/2015 tarihinde kat edildiği ve alacağının muaccel hale geldiğini, verilen süre içerisinde borcun ödenmediğini borçlular hakkında —–dosyası ile ilamsız icra takibine geçildiği, borçluların işbu takipte yetkiye, borca ve faize itiraz ettiğini, yetki itirazı kabul edilerek dosyanın —– kaydedildiğini, icra takibinde de yine dava dışı ——- —- “kısmi itiraz”da bulunduğu, diğer kefillerin ise borcun tamamına itiraz ettiğini, itirazın iptali davasının açılmış ve derdest olup, ——- sayılı dosya üzerinden görülmekte olduğunu, dava sadece dava dışı —– aleyhine açıldığını, müvekkil bankanın davacı —– “kısmi itirazı” ile ilgili bir dava açmadığını, davacının menfi tespit davası açmakta hukuki menfaati bulunmadığını hukuki menfaatin tüm davalarda olduğu gibi menfi tespit davasında da “dava şartı” olduğunu, davanın esasa girilmeden usulden reddi gerektiği, çeklerin dava dışı —– yazılı talimatı ile işleme konulduğu, bankanın çekleri iade etmediği iddiasının doğru olmadığını, çeklerin müvekkil bankaya dava dışı —–eşliğinde tahsile verilmiş çekler olduğunu,—- talimatı ile yasal işlemler başlatıldığını,davacı —– dava dışı diğer borçlular aslında kredinin ilk muaccel olduğu tarihten, çeklerin ilk karşılıksız yazılmaya başladığı tarihten, —-imzalandığı tarihten itibaren kefil sıfatı ile borçlu konumunda olduğunu, müvekkil bankanın ise somut olayda tam tersi, çekleri ne borçluya, ne kefile ne de bir 3. kişiye teslim/iade etmediğini, borçlunun/kefilin lehine olacak şekilde çek borçluları hakkında icra takibini başlattıklarını, Müvekkil —- yıldır alacağının tek kuruşunu bile tahsil edemeyen bir alacaklı olduğunu belirterek. davanın hem usulden hem esastan reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak kaydı ile tazminata hükmedilmesine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; icra takibinde kesinleşen borçtan dolayı TBK nun 592.maddesi uyarınca borçlu bulunmadığının tesbitine yöneliktir.
——- esas sayılı dosyası celp edilip incelenmiştir.
Mahkememiz —- Karar sayılı ilamı ile “Davacının menfi tespit davasını açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile davanın HMK m. 114/1-h ve HMK m.115/2 uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiş, mahkememiz hükmü davacı vekilince istinaf edilmiş, —–Karar sayılı ilamı ile “Davacının talebi icra takibinde keşinleşen borçtan dolayı TBK nun 592.maddesi uyarınca borçlu bulunmadığının tesbitine yöneliktir. TBK 592/1 maddesinde “alacaklı kefalet sırasında var olan veya daha sonra asıl borçludan alacağın —-olmak üzere elde ettiği rehin haklarını — rüçhan haklarını kefilin zararına olarak azaltırsa ,zararın daha az olduğu alacaklı tarafından ispat edilmedikçe ,kefilin sorumluluğu da buna uygun düşen bir miktar azalır.Kefilin fazladan ödediği miktarın geri verilmesini isteme hakkının saklı olduğu ” Yine TBK 592/son fıkrada ; alacaklı haklı bir sebeb olmaksızın yükümlülüklerini yerine getirmez ,ağır kusuruyla mevcut belgeleri veya rehinleri yada sorumlu olduğu diğer güvenceleri elinden çıkarırsa kefil borcundan kurtulur .Bu durumda kefil ödediğinin geri verilmesini ve varsa ek zararın giderilmesini isteyebileceği “düzenlenmiştir.
Davacı aleyhinde davalı tarafından kesinleşmiş bir takip bulunduğu ,davalı alacaklı bankanın kendisine temlik edilen senetlerin borçlularının usulen takip edilmemek suretiyle zarara uğratıldığı ,bu senetlerin bedeli kadar kesinleşen takipde borçlu bulunmadığının tesbiti talep edilmektedir. Menfi tesbit davası kesinleşmiş takibe karşı açılacağından ,takibe itiraz etmeyen borçlunun menfi tesbit davası açamayacağına dair gerekçe yerinde olmamıştır.
TBK 592. Maddesi gereği alacaklının kefilin durumunu ağırlaştırmadan kaçınma yükümlülüğü vardır. Kefil teminatların elden çıkması nispetinde uğradığı zarar ve ziyanı alacaklıdan talep edebileecği gibi ,bu zarar ve ziyanı bir defi olarak da ileri sürebilir. O nispette alacaklıya ödemeden kaçınabilir.Bu yükümlülük çerçevesinde alacaklının sadece belli işlemlerden kaçınmakla kalmayıp— bulunması gerekir. Teminatı — bakımından alacaklının —gibi özen göstermesi gerekir. Somut olayda alacaklının —– teminat senetleri ile ilgili olarak zamanında ihtiyati haciz talep etmediği,ihtiyati haciz kararını zamanında icraya koymadığı dava dışı şirketin taşınmazlarını kaçırmasına sebebiyet vermek suretiyle kefilin zararına hareket ettiği gerekçesi ile “senet bedelleri tutarında “menfi tespit davası açıldığı menfi tespit davasının itiraza konu edilmeyen davacının istinaf dilekçesinde açıkça beyan ettiği üzere —– sayılı dosyasında itiraz etmediği —– için menfi tespit davası açtığı , TBK 592. maddesine göre dava açmakta hukuki yararı bulunduğu gibi takibin kesinleşmesi takip hukuku açısından geçerli olup maddi hukuk açısından davacının davalıya borçlu olduğunu göstermediği, takip kesinleşse bile kesinleşen takibe konu borç yönünden menfi tespit davası açılmasına engel bir durum bulunmadığı, davacının elde ki davayı açmakta hukuki yararı olduğu anlaşılmakla; ilk derece mahkemesinin davanın usulden reddine ilişkin kararında isabet bulunmadığından kararın kaldırılarak iddia ve savunma çerçevesinde davanın taraflarınca gösterilen deliller toplanarak ve davanın esası ilgili olarak yargılama yapılarak sonucuna göre bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine” karar verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizce yeniden yargılama yapılmıştır.
Konunun —- gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi rapor içeriğine göre; “Davalı— dava konusu çeklerle ilgili olarak yasal takip süreçlerini—— ölçüsü dahilinde — olduğu kanısıyla, davacı talebini fazlasıyla karşılayacak şekilde —- iptali davası davalı banka lehine sonuçlanmış olması da dikkate alındığında, davalı bankaya somut olay karşısında bir kusur isnat ettirilemediği, dolayısıyla davacının kefaleten sorumluluğunda bir değişiklik olmadığı,” yönünde görüş bildirilmiştir.——
Tüm dosya kapsamı ve denetime elverişli hükme esas alınan bilirkişi rapor içeriğine göre; Dava dışı —– kredi kullandırıldığı, davacı—-işbu kredilere kefil olduğu, borcun ödenmemesi üzerine, kredi hesabının 30/04/2015 tarihinde kat edildiği ve alacağının muaccel hale geldiği, verilen süre içerisinde borcun ödenmediğinden borçlular hakkında ——– sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine geçildiği, borçluların işbu takipte yetkiye, borca ve faize itiraz ettiği, yetki itirazı kabul edilerek dosyanın ——–gönderildiği ve —— Esas noya kaydedildiği, iş bu icra takibinde de yine davacı —-asıl alacak ve 33.323,77 TL lik faize yönelik kısmi itirazda bulunduğu, davalı bankanın davacı aleyhine itirazın iptali davası açmadığı, çek tevdi bordrosu ile keşidecisi—–bedelli çek ile, keşidecisi—–bedelli çeklerin davalı bankaya kredi teminatı olarak verildiği, çeklerin vadeleri geldiğinde —- ibraz edildiği, karşılıksız şerhinin arka yüzlerine düşüldüğü, davalı bankaca ibraz için süreye — edildiği, , davalı tarafça —– dosyasında ihtiyati haciz talep ettiği ve kararı aldığı, akabinde ——-nezdinde takibe giriştiği, çeklerin keşidecisi — iptali davasının açıldığı ve lehe sonuçlandığı anlaşılmış davalı bankanın, dava konusu çeklerle ilgili olarak yasal takip süreçlerini —–ölçüsü dahilinde takip ve — etmiş olduğu kanaatine varılmış, TBK 592. Maddesi gereği alacaklının kefilin durumunu —- kaçınma yükümlülüğünün bulunduğu, bu yükümlülük çerçevesinde alacaklının-bankanın sadece belli işlemlerden kaçınmakla kalmayıp bazı müspet eylemlerde de bulunması gerektiği, somut olayda davalı tarafından müspet eylemlerde de bulunulduğu, davalı bankaya somut olay karşısında bir kusur isnat ettirilemediği, bu haliyle davacının kefaletten sorumluluğunda bir değişiklik olmadığı kanaatiyle davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL karar harcının başlangıçta alınan 2.100,54 TL peşin harçtan mahsubu ile 2.041,24 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki —- göre hesaplanan 15.635,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.