Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1037 E. 2020/482 K. 29.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

-KARAR-
ESAS NO : 2018/1037 Esas
KARAR NO : 2020/482

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 07/09/2018
KARAR TARİHİ : 29/09/2020

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının—– gereksinim duyulan malzeme muayene deneyleri ve—-konuyla ilgili eğitim hizmetleri sunduğunu; davacının bu kapsamda, davalı borçluya test ve eğitim hizmetleri verdiğini; ancak, davacı tarafından işbu test ve eğitim hizmetlerine ilişkin kesilen faturaların davalı tarafından ödenmediğini; fatura bedelinin ödenmesine ilişkin yapılan tüm girişimlerin sonuçsuz kaldığını; bu nedenle, İstanbul Anadolu —-İcra Müdürlüğü’nün—- sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını; davalının başlatılan icra takibine itiraz ettiğini belirtmiş, davalının icra takibine vaki itirazına iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi ve tensip tutanağı ekli açıklamalı davetiyenin tebliğ edildiği; davalının yasal süresi içerisinde davaya karşı cevap dilekçesi sunmamış olduğu; görüldü.
Dava; tacirler arasında hizmet alımınından kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise davacının davalıya bu ticari ilişkiden kaynaklı mal ve hizmet ifasında bulunup bulunmadığı, bulunduysa davalının karşı edimini ifa edip etmediği bu itibarla İstanbul Anadolu—- İcra Müdürlüğü’nün —- sayılı takip dosyasına yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
İstanbul Anadolu ———-. İcra Müdürlüğü’nün —- sayılı takip dosyası içeriğine göre; ——-başlatılan takibin alacaklısının davacı …, borçlusunun ——. olduğu; takibin———- asıl alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu;—- ödeme emrinin borçluya 27/06/2018 tarihinde tebliğ edildiği; borçlu vekilince verilen 29/06/2018 havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edilmesi üzerine icra müdürlüğünce 03/07/2018 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği; görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi ——tarafından düzenlenen 25/10/2019 tarihli raporda; davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davalıdan 4.790,80 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı tespit edilmiştir.
Davacı, davalıya mal ve hizmet teslim edildiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura, ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler ve yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir. (Yargıtay ————————-)
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama, yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; uyuşmazlığın belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan takip tarihi itibariyle 4.790,80 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerini incelemeye sunmadığı, tacirler arası hizmet alım ilişkisinde para ediminin ifasını isteyen davacının mal veya hizmetin teslim ettiğini usulüne uygun delillerle ispatlaması gerektiği (Yargıtay —— Karar), davacının ticari defter ve belgelerinin irsaliye, teslim belgesi gibi dayanakları bulunmadığı takdirde defterlerdeki kayıtların tek başına mal teslimini ispatlamaya yeterli olmayacağı (Yargıtay —- Karar), münhasıran davalı dafterlerine dayanılmadığına göre davalının defter sunmamasının tek başına kendisi aleyhine sonuç yaratmayacağı, teslim hususunun tanık beyanı ile ispatlanamayacağı (Yargıtay —– Karar), davacının kendisine hatırlatılan yemin deliline de dayanmadığı anlaşıldığından, açıklanan gerekçeler ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 81,82 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 27,42 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden vekalet ücreti hususunda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.