Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1022 E. 2022/519 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1022 Esas
KARAR NO: 2022/519
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/09/2018
KARAR TARİHİ : 21/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı şirket ile davalı şirket arasında takip öncesi devam eden ticari ilişkinin mevcut olduğu, davacı ——- alanında faaliyet gösterdiği, davalı şirketin satış yaptığı başta—– olmak üzere ——ürün satışı yaptığı, davalı borçlu şirketin söz konusu fatura bedellerinin yasal süresinde ödenmediği, fatura bedellerinin tahsili amacıyla davalı borçlu aleyhine öncelikle —– sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla icra takibinin başlatıldığı, davalı şirketin bu dosyada yetkiye ve borca itiraz ettiği, davalının yetki itirazı doğrultusunda dosyanın —– dosyadan — tarihinde borçluya ödeme emri tebliği talep edildiği, ödeme emri, dosya borçlusu davalı şirkete —- tarihinde tebliğ olduğu, davalı borçlu şirket vekilinin icra müdürlüğüne verdiği—— tarihi itiraz dilekçesinde, ödeme emrine, takibe, borcun tamamına ve ferilerine itiraz ettiğini beyan ettiği ve takibin durduğu, görüleceği üzere davalı tarafın ödeme emrinde görünen borca itirazı haksız ve kötü niyetli olduğu, takibe konulan cari hesap ekstresi içeriği faturaların ve konusu hizmet ve işlerin yerine getirildiği, cari hesaba konu yukarıda izah edilen faturalardan başka davacı şirketin ticari defterleri de davalı şirketin davacıya olan borcu hususunda delil teşkil ettiği, davalı şirkete teslim edilen mallara ilişkin faturaların usulüne uygun olarak davacı şirkete ait ticari defterlere kaydedildiği, bu nedenle gerek görülmesi halinde ticari defterleri de incelenmek üzere sunacaklarını, borçlunun yapmış olduğu itirazın tamamen alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğu, davalı şirketin ve davacı şirket ticari defter ve kayıtları incelendiğinde davacının takip tarihinde alacaklı olduğunun tespit edileceği, kaldı ki, davalı şirket, her ne kadar borcu olmadığını iddia etmiş ise de borçlu olduğu icra dosyalarından kendisine tebliğ edilen 89/1 birinci haciz ihbarnameleri gereğince ödeme yapıldığı, bu ödemelerde davalı şirket ticari defterlerinde tespit edileceği, icra takibine konu alacak, fatura alacağından kaynaklanan likit bir alacak olduğu, borçlunun faturalardan kaynaklı alacağa yapmış olduğu itirazı haksız ve kötü niyetli olduğu, işbu nedenle davalı şirketin %20 sinden aşağı olmamak üzere davalı tarafın icra inkâr tazminatına mahküm edilmesine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının açmış olduğu davada davacının talep ve iddialarının haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğu, taraflar arasında davacı tarafından da belirtildiği üzere bir ticari ilişki bulunduğunu, taraflar arasında —- tarihli —— imzalandığını, bu sözleşme gereğince müvekkili şirkete hizmet verilmiş ve müvekkili şirketin de sözleşme gereğince doğan tüm ödemeleri tam ve eksiksiz olarak zamanında yaptığını, davacı tarafından başlatılan icra takibinin neye dayanılarak başlatıldığının anlaşılamadığını, davacı dava dilekçesinde icra dosyasına borçlu olmadığımızı söylerken diğer taraftan davacının borçlusu olduğu dosyalara 89/1 gereği ödeme yapıldığını beyan ettiğini, ancak burada davacının hataya düştüğünü, icra takibine itiraz ediliği tarih ve 89/1 gelen dosyalara ödeme yapıldığı tarihler incelendiğinde ödemelerden sonra icra takibinin tebliğ alındığı görüleceğini, davacının icra inkar tazminatı talebinin de yerinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; ——sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
—– esas sayılı dosyası celp edilip incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalı-takip borçlusu aleyhine —- tarihinde ———– tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, ödeme emrinin borçluya —— tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen —– günlük süre içerisinde itiraz dilekçesi sunulduğu, itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği görülmüştür
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —– tarafından düzenlenen—- tarihli rapora göre; ” verilen yetki ile, tacir olan tarafların ticari defterleri incelenmiş olup, davacı şirketin —yılına ilişkin ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin ——- göre zamanında yapıldığı,—-yılına ilişkin açılış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, kapanış tasdiklerinin bulunmadığı, takip konusu alacağa ilişkin davacı defterleri incelendiğinde; davacının her ne kadar —- tutarında takip başlatmış olsa da, kendi defterlerinde takip tarihi itibariyle —- tutarında alacaklı gözüktüğü, davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmesinde, —- yılı ticari defterlerinin— beratlarının süresinde alındığı, —– hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, ——- takip tarihi itibariyle davalı şirketin kendi defterlerinde borç alacak bakiyesinin bulunmadığı, tarafların ticari defterlerinin karşılaştırılmasında farklılığın, davalının defterlerinde kayıtlı olup, davacı şirketin defterlerinde kayıtlı olmayan aşağıda detayı bulunan işlemlerden kaynaklandığı, —- talebiyle dava dosyasına gönderilen davalı şirketin bağlı bulunduğu —-müzekkereye cevap yazısında; davacı —- tutarında — bildiriminde bulunduğu, aynı şekilde davalı şirketin —— bulunduğu, taraflar arasındaki ihtilafa konu faturaların aslında davalı defterlerinde kayıtlı olup, davacı şirket defterlerinde kayıtlı olmayan işlemlerden kaynaklanmış olduğu, somut olayda, taraflar arasındaki ihtilafsız ticari ilişkide takip konusu açık hesap alacağını oluşturan faturaların her iki şirketin ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu, davalının kendi —— alımı gösteren —– beyanlarının bildirdiğinin anlaşıldığı, davacı şirketin takip tarihi itibariyle —- alacaklı gözükürken, davalı şirketin kendi defterlerinde borç, alacak bakiyesinin bulunmadığı, karşılıklı hesap hareketlerinin kontrol edilmesi neticesinde davalının kendi defterlerine davacı aleyhine yapmış olduğu iade ve ödeme kayıtlarından toplam —— kısmının davacıda bulunmadığı, ödemenin yapıldığı veya malların iade edildiğini ispat yükünün davalı tarafa ait olduğu, yapılan iade işleminin kendi defterlerinde kayıtlı olmasının tek başına davalı lehine değerlendirilemeyeceği, usulüne göre ispatlanması gerektiği, dosyadaki delil durumuna göre davacının defterlerinde kayıtlı olmayan davalı iade mal faturaları ile, çeşitli icra dairelerine yapılmış ödeme açıklamalı işlemlerin da davacı alacağına mahsuben yapıldığının somut delillerle ispatlanması gerektiği, tarafların incelenen defterlerinde davacıya ait tüm faturaların davalının kayıtlarında itirazsız yer aldığı, böylelikle teslime ilişkin başlangıçta oluşan karinenin aksinin dosya kapsamında yer almamasına göre davacının takip konusu alacağını oluşturan fatura içeriği malı teslim ettiğini ispatladığı, davalının iade ve ödeme edimini ispatı yönünden; tarafların karşılıklı hesap hareketlerinin karşılaştırılması neticesinde davalının kendi defterlerine davacı aleyhine yapmış olduğu iade ve ödeme kayıtlarından toplam —— kısmının davacıda kayıtlarında bulunmadığı, ödemenin yapıldığı veya malların iade edildiğini ispat yükünün davalı tarafa ait olduğu, yapılan iade işleminin kendi defterlerinde kayıtlı olmasının tek başına davalı lehine değerlendirilemeyeceği, karşı tarafın aleyhine yapılan işlemin usulüne göre ispatlanması gerektiği, dosyadaki delil durumuna göre davacının defterlerinde kayıtlı olmayan davalı iade mal faturaları ile, çeşitli icra dairelerine yapılmış ——–açıklamalı, raporun genel değerlendirme bölümünde listelenmiş işlemlerin davacı alacağına mahsuben yapıldığının somut delillerle ispatlanması gerektiği, dosyadaki delil durumuna göre davacı şirketin kendi defterlerinde alacaklı gözüktüğü, teslim ve tesellümü ispatlanan —- tutarlık kısmını talep edebileceği, ” yönünde görüş bildirilmiştir.
İtirazlar üzerine ve dosyaya kazandırılan belgelerin incelenmesi amacıyla ek rapor aldırılmış özetle; ——, kök rapor sonrası celp edilen icra dosyalarına yapılan ödemeler yönünden yapılan incelemede; işbu ödemelerin davalı şirket tarafından davacı şirketin borçlu olduğu icra dosyalarına haciz ihbarnameleri doğrultusunda davacı şirket adına yapılmış ödemelerin davalı lehine borcundan tenzil edilmesi gerektiği, ——tutarlı ödeme kaydına ilişkin yapılan incelemede; bu kapsamda davalı şirket tarafından tarafıma sunulan ödeme dekontunun delil kabiliyetinin mahkemece araştırılması takdirine göre, ödemenin yapılmış olduğunun kabulü halinde işbu ödeme kaydının ispatlanmış olacağı ve davalının işbu itirazının yerinde olacağı, davalı şirket tarafından davacı şirket adına, taraflar arasında imzalanan sözleşme doğrultusunda düzenlenen —- faturalar yönünden inceleme: taraflar arasında imzalanan —- kapsamında ilgili maddeler raporda yazılmış olup, davalı şirket tarafından, davacı şirket adına düzenlenen ——– tutarlı mağaza katılım bedeli faturalarının davacı şirket defterlerinde kayıtlı olmaması nedeniyle, toplam —- faturaların sözleşme hükümlerine göre davalı lehine değerlendirilip değerlendirilmeyeceğine ilişkin hukuki değerlendirmenin Mahkemeye ait olduğunu, sunulan —- tutarlı ödeme dekontunun —- araştırılması ve ödemenin yapılmış olduğunun kabulüne halinde; bilirkişi kök raporunda tespit edilen — tutarlı kayıt farklarından kaynaklı olarak bu tutarın içerisindeki —- davacı şirketin sadece —– fark tutarını talep edebileceği, takdiri — ait olmak üzere, Mahkemece davalı şirket tarafından davacı şirket adına düzenlenen —– açıklamalı faturaların davalı şirket tarafından istenemeyeceğine karar verilmesi halinde işbu tutarın da davacı şirket tarafından talep edilebileceği, ——tespit edilmiştir.
Davacı, davalıya mal/hizmet teslim ettiğini/ifa ettiğinden bahisle alacaklı olarak icra takibinde bulunmuş olup, Türk Medeni Kanunu m:6 gereği icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamak ile yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri —–geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ——- aşağı düşse bile senetsiz ispat edilemez.
Faturaya dayalı alacak taleplerinde tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ve mal teslimini ispatlamaz. Yine faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da fatura içeriği malların/ hizmetin teslimini/ ifasını kanıtlamaya yeterli değildir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde ” Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m:222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m:222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK m:222/4).” hükümlerine amirdir.
Yukarıda verilen yasa maddeleri ve TTK 82. maddesi gözetildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, taraflar arasında yufka tedarik ve dağıtım sözleşmesinin bulunduğu hususunun ihtilafsız olduğu, davacının ticari defterlerinde davalıdan takip tarihi itibariyle —- alacaklı göründüğü, davalının ticari defterlerine göre davacıya borcunun bulunmadığının tespit edildiği, ihtilaf konusu miktarların incelenmesinde davalı tarafından davacı borçları için celp edilip incelenen üç farklı icra dosyasına toplamda —- ödemenin bulunduğu davacı kayıtlarında yer almadığı, davalı tarafça —— ödemenin davacıya yapıldığı ve buna dair dekontun ilgili —— celp edildiği, davalı tarafından iadeye ilişkin davacı adına düzenlenen fatura içeriklerini ve sebebini ispatlamakla yükümlü olduğu, cevap dilekçesi içeriğinde iadeye ilişkin açıklama yapılmadığı, davalının delil——— hususa yer verildiği ancak davacının muvafakatinin bulunmadığından bu konuda işlem yapılmadığı, davalının iadelerle ilgili ispat yükünü yerine getirmediği, davalının davacı adına mağaza katılım bedeli ———- düzenlediği fatura miktarının davacıdan talebinin aradaki sözleşme uyarınca —— yerinde olduğu, davacının ——- fark tutarını talep edebileceği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerektiği, bu nedenle alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hüküm altına alınan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1)Davanın KISMEN KABULÜ ile, —– dosyasında davalı/borçlunun —- asıl alacak yönünden itirazının iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek avans faizi ile birlikte icra takibinin DEVAMINA,
2)İptaline karar verilen 8.346,70 TL asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı 570,16 TL’nin peşin olarak yatırılan toplam 1.255,08 TL’den mahsubu ile 684,92 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan 41,10 TL ilk dava masrafı, 570,16 TL peşin harç, 475,00 TL tebligat-müzekkere-posta, 1.100,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.186,26 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre(%8 Kabul) 171,04 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 13.292,79 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
8- Karar kesinleştiğinde———-dosyasının iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, ——Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davalı vekilinin yüzüne karşı davacı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/06/2022