Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1013 E. 2019/674 K. 18.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/263 Esas
KARAR NO: 2019/591
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/02/2015
KARAR TARİHİ: 27/06/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekilinin——– tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin —— döneminden itibaren elektriği davalıdan satın aldığını, davalının tahakkuk ettirdiği faturalarda hizmet bedeli karşılığı olmayan K/K bedeli adı altında kayıp/kaçak bedeli alındığını, bu tutarın elektrik kullanımının en az %15’i mertebesinde olduğunu, kaçak bedeli, kötü niyetli diğer kullanıcıların kaçak kullanımı ve tedarikçi elektrik dağıtım şirketinin ağır ihmal ve kusurları ile alt yapısının eksikliklerinden kaynaklanmakta olup bu bedelin elektrik aboneliği bulunan, kullanım bedellerini ödeyen dürüst abonelerden tahsil edilmesinin hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu, bu doğrultuda Yüksek Mahkemenin yerleşik içtihatları bulunduğunu, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 4. Maddesinin 1. Fıkrasında, bu kanun ile verilen görevleri yerine getirmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kurulduğu belirtildiğini, aynı maddenin 2. Fıkrasında ise açıkça anlaşılacağı üzere, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna tüketicilere yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verildiğini, açıklanan nedenlerle, haksız ve hukuka aykırı olarak alınmış kayıp kaçak bedellerinin tespiti ve iadesi için sayın mahkemeye başvurulduğunu, ayrıca bir kısım faturalarda kayıp/kaçak bedelleri gizlendiğinden bu husus ancak bilirkişi incelemesiyle yapılacak hesaplamayla ortaya çıkacağını, bu nedenle “HMK. m. 107 uyarınca şimdilik——-TL’nin haksız ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin ——tarih-avaya husumet itirazları bulunduğunu, müvekkili şirket gibi elektrik piyasasında faaliyet gösteren lisans sahibi şirketlerin kullanıcılarına yansıtabilecekleri tarifelerin ——tarafından belirlendiğini,——– tarafından ilan edilen bedeller elektrik perakende ve toptan satış şirketleri tarafından uygulandığını, faturalarda yer alan bedellerin tamamı elektrik enerjisinin maliyet unsurlarını kapsadığını, faturalar aracılığı ile tüketicilerden tahsil edilen dava konusu bedeller müvekkil şirket tarafından aracı sıfatı ile tahsil edilmekte olup kayıp/kaçak bedelleri ve diğer bedeller ilgili dağıtım şirketlerine ——— aktarıldığını, davada husumetin anılan şirkete yöneltilmesi gerektiğini, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4.maddesinin 1. Fıkrasında, bu kanun ile verilen görevleri yerine getirmek üzere —– kurulduğunu belirtildiğini,—– kurumu bu maddeye dayanarak 11.08.2002 gün ve 24843 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliği” yayımlamış ve lisans sahibi şirketlerde bu tebliğe uygun olarak tüketiciden kayıp/kaçak bedeli ve diğer bedeller tahsil edildiğini, söz konusu bedelleri belirlemek üzere alınan kurul kararı kurumun bir düzenleyici işlemi olarak tüm tüzel ve gerçek kişileri bağlayıcı niteliğe haiz olduğu, lisans sahibi müvekkili şirketin söz konusu karara aykırılık teşkil edecek bir işlemde bulunması mümkün olmadığını, ayrıca davacının müvekkili şirket ile sözleşme imzalarken yukarda yazılı ilgili mevzuatı ve mevzuatta belirlenen her türlü tutar ve oranları kabul ve taahhüt ettiğini beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini; talep etmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava; kayıp kaçak bedellerin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre;
Dava 09/05/2016 tarihinde açılmış olmakla; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilerek, Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.
6719 sayılı Kanunun yürürlük tarihi 17.06.2016 tarihinden önce kayıp-kaçak bedeline dayalı açılan davalarda, çok sayıda mahkeme, 14.03.2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 04.06.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 26. maddesiyle eklenen geçici Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 26. maddesiyle eklenen geçici 20. maddenin Anayasa’nın Başlangıç’ı ile 2., 5., 10., 35. ve 36. maddelerine aykırılık iddialarını ciddi bularak, 14.03.2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 04.06.2016 tarihli ve 6719 sayılı Kanunun 26. maddesiyle eklenen geçici 20. maddenin (1) numaralı fıkrasının iptaline karar verilmesi için Anayasa Mahkemesine başvurmuştur. Anayasaya aykırılık başvurularını incelenmiş ve nihayetinde, Elektrik Piyasası Kanunu’nun ——- kayıp-kaçak bedellerinin tüketiciden tahsil edileceğine dair tüm hükümlerin iptal istemini reddederken,—- tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisinin bu bedellerin sadece kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğunu öngören kural, hak arama özgürlüğüne ölçüsüz bir müdahalede bulunduğundan, sadece bu kuralın iptaline, kayıp kaçak bedellerine ilişkin dava konusu düzenlemeleri Anayasa’ya aykırı bulmayarak iptal talebinin reddine karar vermiş olup, — tarih ve 30333 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanıp ————– yayımı ile sonuç doğurduğu anlaşılmakla, davacının talebinin de, bu bedellerin hiç alınamayacağından ibaret olduğu, fazla alındığı iddiasına dayanılmadığı, taleple bağlılık gereği dosya incelenmiştir.
Her ne kadar davanın yasa değişikliği nedeniyle konusuz kaldığı yönünde karar verilmiş ise de; yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden yapılan değerlendirmede yerleşik Yargıtay uygulamalarınca ——– davacının dava açtığı tarihte, dosyadaki bilgi ve belgelerde haklı olduğu sabittir. Yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Diğer bir anlatımla, geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun ——- tarih, —- E. ——–K. sayılı ilamında “Dava tarihinde davasında haklı bulunan davacının, sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği” şeklinde hüküm kurmuştur. Bu sebeple; mahkemece tespit hükmünde “dava konusuz kaldığından; esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi ve HMK 331/1 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve bu kapsamda maktu vekalet ücretinin haksız tarafa yükletilmesinde gerekmektedir. Çünkü davacı, davanın açıldığı andaki mevzuat ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden, yargılama harç ve giderlerinin haksız çıkan tarafa yükletileceği kuralı karşısında; aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:(Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
1-Konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gereken 44,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 85,39 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 40,99 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL başvuru harcı ve 85,39 TL peşin harç toplamı: 113,09 TL ile aşağıda dökümü yazılı 882,10 TL olmak üzere toplam 995,19 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin Yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/06/2019