Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/97 E. 2023/441 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/97 Esas
KARAR NO : 2023/441

DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/04/2022
KARAR TARİHİ : 24/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Ana davada davacılar vekilince sunulan dava dilekçesinde özetle; 07.08.2014 tarihinde davalı —– sevk ve idaresinde bulunan —– plakalı ve diğer davalı—– bağlı halk otobüsünün müteveffa —- sevk ve idaresinde bulunan —– plakalı araca çarpması sonucunda—– vefat ettiği, —- babası, —- müteveffanın eşi, —-müteveffanın çocukları ve son olarak da —– ise müteveffanın kız kardeşi olduğu, müteveffa —— vefatından önce—— Şirketinde yönetim kurulu başkan vekilliği ve ayrıca İnsan Kaynakları Müdürü olarak çalışmış olduğu, bu nedenle müteveffa —— almış olduğu ücret hususunda emsal ücret araştırması yapılmasını ve —–Odası’ndan emsal ücret miktarının sorulmasını talep ettiğini, —— ölümüne neden olan kazanın davalı/sürücü —– tam ve asli kusurlu olması neticesinde meydana gelmiş olduğu, —–Asliye Ceza Mahkemesi —— Esas ve —– Karar sayılı dosya ile yargılama yapılmış ve davalı/sürücü —– tam ve asli kusurlu olması nedeniyle cezalandırılmasına karar verilmiş olduğu, —– Trafik İhtisas Kurulu Dairesi tarafından düzenlenen 03.09.2015 tarihli raporda; davalı —– kazanın oluşumunda asli kusurlu olduğunun tespit edilmiş olduğu, davalı—– kazaya sebebiyet veren —— plakalı aracın sürücüsü olması ve kazanın meydana gelmesinde tam ve asli kusurlu olması sebebiyle hukuki sorumluluğu bulunmakta olduğu, davalı —— Karayolları Trafik Kanunu ve kusursuz sorumluluk hükümleri uyarınca —— plakalı aracın maliki olması ve işleten sıfatına haiz olması sebebiyle hukuki sorumluluğu bulunmakta olduğu, davalı —— plakalı aracın mali mesuliyet sigortacısı olması sebebiyle sigorta poliçesi limitiyle sınırlı kalmak kaydı ile hukuki sorumluluğu bulunmakta olduğu, davalı ——plakalı aracın ve davalı araç sürücüsü —— bağlı bulunduğu teşebbüsü ve ayrıca aracın işleteni olduğu,—– plakalı aracın —–Otobüsleri olarak adlandırılmakta olduğu, —— plakalı aracın üzerinde davalı şirketin amblemi de bulunmakta olduğu, davalı şirket Genel Müdürlüğünün açıklamalarına ilişkin davalı şirketin web sitesinden alınmış olan çıktının sunulduğu, davalı şirketin kazaya sebebiyet veren——plakalı aracın ve araç sürücüsünün bağlı bulunduğu teşebbüs olması nedeniyle araç sürücüsünün kusurundan meydana gelmiş olan zarardan sorumluluğu bulunmakta olduğu, tüm bu hususlarla davalı şirketinin hukuki sorumluluğu bulunmakta olduğu, davalı —–Başkanlığı kazaya sebebiyet veren —— plakalı aracın—–Belediyesine bünyesinde kurulmuş olan diğer davalı —–bağlı olduğu, bu hususun gerek—–gerekse ——web sayfalarında görünmekte olduğu, ayrıca söz konusu araç üzerinde ——Belediyesinin amblemi de bulunmakta olduğu, trafik kazasına sebebiyet veren halk otobüsünün ——Belediyesi bünyesi altında hizmet vermekte olduğu, tüm bu nedenlerle—— Belediyesinin hukuki sorumluluğu bulunmakta olduğu, yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere davalıların (sigorta şirketinin maddi tazminat yönünden sorumluluğu olmak ve bu sorumluluğun poliçe limitiyle sınırlı kalmak kaydı ile) müştereken ve müteselsilen hukuki sorumlulukları bulunmakta olduğu, davalılardan Sigorta Şirketi ile ilgili 31.10.2016 tarihli dilekçe ile fazlaya dair talep ve dava hakları saklı tutularak davalı —– müvekkiller ——- için maddi tazminat (destekten yoksun kalma tazminatı ödenmesi talebinde bulunulmuş olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından 09.01.2017 tarihinde vefat tazminatı olarak 266.087,90 TL ödeme yapılmış olduğu, —— plakalı aracın zorunlu sigorta poliçesinde ölüm kişi başı 268.000 TL, ölüm kaza başına ise; 4.824.000 TL limit bulunmakta olduğu, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı tutulmuş olması nedeniyle poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere maddi tazminata ilişkin olarak davalı sigorta şirketinin sorumluluğu bulunmakta olduğu, davalı sigorta şirketinin yapmış olduğu ödeme; kısmi ödeme olup müvekkillerin tüm maddi zararların karşılanmamış olduğu, müvekkillerin trafik kazası nedeniyle uğramış oldukları zararlarda; müştereken ve müteselsilen sorumlu bulunan davalılardan, maddi tazminatta fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı tutularak şimdilik ——-için 75.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 07.08.2014’ten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı —–dışındaki diğer tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ——için 2.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının (maddi tazminat) kaza tarihi olan 07.08.2014’ten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,(davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile), 150.000,00 TL manevi tazminatının kaza tarihi olan 07.08.2014’ten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı —– dışındaki diğer tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, —–için 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının (maddi tazminat) kaza tarihi olan 07.08.2014’ten İtibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, (davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile) 100.000,00 TL manevi tazminatının kaza tarihi olan 07.08.2014’ten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı——dışındaki diğer tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,——-için 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının (maddi tazminat) kaza tarihi olan 07.08.2014’ten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline (davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile) 100.000,00 TL manevi tazminatının kaza tarihi olan 07.08.2014’ten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı—– dışındaki diğer tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,—— için 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının (maddi tazminat) kaza tarihi olan 07.08.2014’ten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,(davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile) 100.000,00 TL manevi tazminatının kaza tarihi olan 07.08.2014’ten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ——dışındaki diğer tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, —– için 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 07.08.2014’ten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı —— dışındaki diğer tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, —— plakalı araca 3. Şahıslara devir ve temliğine ihtiyatı tedbir kararı konulmasına , yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.Ana davada davalı——vekilinin cevap dilekçesinde özetle; —— plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde —– numaralı Trafik Sigorta Poliçesi ile 29/06/2014-29/06/2015 tarihleri arasında sigortalı olduğu, poliçeden dolayı sakatlanma ve ölüm halinde kişi başına azami sorumluluk limitinin kaza tarihinde 268.000 TL olup, sigortalı araç sürücüsünün kusur oranında ve zararı nepetinde olduğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğun zorunlu sigorta limitlerine kadar temin etiiği, zorunlu trafik sigortasında sigortacının karşılamakla yükümlü olduğu zararların, işletme halinde motorlu aracın neden olduğu kazalarda üçüncü kişilerin zararına neden olacak bir kazanın meydana gelmesi ve bu kazada araç işletenin sorumlu bulunması gerektiği, dolayısıyla KTK 86.madde gereğince araç işleteninin ve sürücünün kusursuz olduğu hallerde sigortacının da tazminat ödeme yükümlülüğü olmayacağı,——–nolu hasar dosyası kapsamında 266.087.90 TL tazminat tutarının 09/01/2017 tarihinde ödendiği, şirketin sorumluluğunun yerine getirildiği, Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. maddesi ve yerleşmiş Yargıtay kararları gereğince, yeterli ve gerekli belgelerin eklenmesi sureti ile şirketime müracaat tarihinden öncesinde şirketin temerrütünün söz konusu olmamakta olduğu, sigortacı yönünden sigorta bedelini ödeme yükümlülüğünün belgelerin ibrazından itibaren (8) işgünü içinde, böyle bir başvuru olmadığı takdirde dava tarihinde muaccel hale geldiğinden bu tarihlerden öncesi için faiz sorumluluğumuz da bulunmamakta olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini masraf ve ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Ana davada davalı —— vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkilin kazaya karışan ——plakalı otobüsün maliki, yani ruhsat sahibi olduğu, sürücüsü olmadığı, kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmamakta olduğu, otobüs şoförünün de bir kusuru bulunmamakta olduğu, kazanın trafik ışıklarının çalışmadığı bir kavşakta meydana gelmiş olduğu, trafik ışıklarının bakım, onarım ve işletmelerinden sorumlu olan —— Belediyesinin de kusurlu olduğu, kazanın meydana gelmesinde zarar görenin (müteveffanın) ve trafik ışıkları dolayısıyla üçüncü kişi olarak ——ağır kusuru bulunmakta olduğu, bu sebeple araç maliki olarak müvekkilin işleten sıfatıyla sorumlu tutulmasının kabul edilemeyeceği, zarar görenin zararın doğmasında ya da artmasında etkili olması veya tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırması halinde hakim tazminatı indirebileceği veya tamamen kaldırabileceği hükmünün mevcut olduğu, buna göre, kazanın meydana gelmesinde davacıların desteğinin kusuru da dikkate alınarak tazminat taleplerinin reddi gerektiği, ceza dosyasında yapılan kusur tespitlerine atıfta bulunulmuşsa da, ceza yargılamasında müvekkilin herhangi bir taraf sıfatı olmadığından orada yapılan işlemlere itiraz etme veya delil sunma imkanı olmadığı, uygulamada Ceza Mahkemesine sunulan kusur raporlarında herhangi bir oran verilmeksizin tali ve asli kusur şeklinde tespitler bulunmakta olduğu, kaldı ki Ceza Mahkemesindeki kusur incelemesinin ceza sorumluluğu anlamında bir değerlendirmeyi içermekte olduğu, Hukuk Mahkemesi ise tazminat sorumluluğunu düzenleyen Medeni Hukuk çerçevesinde tarafların hukuki sorumluluğu ile ilgilendiği, Hukuk Mahkemesinin Ceza Mahkemesi tarafından tanzim edien kusur raporuyla bağlı olmadığı, keşif yapılarak kazanın meydana gelmesinde taraflarının kusur durumunun tespiti gerektiği, davacıların ölenin insan kaynakları müdürü olduğunu belirtmiş olup, buna dair herhangi bir delil sunulmamış olduğu, ölen şahısın aile şirketi olduğu anlaşılan —— adlı şirkette çalıştığı anlaşılmakta olduğu, vefatı üzerine şirketteki haklarının mirasçılarına yani maddi tazminat talep eden davacılara intikal edeceğinden ve davacılar buradan kazanç sağlamaya devam edeceklerinden destekten yoksun kalma tazminatı hesabında ölenin bütün kazancı değil, feri ve bedeni katkısıyla elde ettiği geliri yani aylık resmi ücretlerin esas alınması gerektiği, davacıların kazanın meydana gelmesinde kusurlu bulunan müteveffa ——yakınları olduğu, kimsenin kendi kusurundan faydalanamaz ilkesi gereği kazanın oluşumunda müteveffanın da kusurlu bulunduğundan davacıların manevi tazminat taleplerinin yerinde olmadığı ve reddi gerektiği, müvekkile ait otobüsün —– tarafından——poliçe numarası ile sigortalanmış olduğu, bu poliçede yer alanrı teminatlardan bir tanesinin de İhtiyari Mali Sorumluluk teminatı olduğu, ölüm halinde Şahıs Başına 500 bin TL ye kadar tazminat taleplerini teminat altına almış olduğu, Motorlu Kara Taşıtları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 1. Maddede “Sigortacı, işbu poliçede gösterilen aracın kullanılmasından doğan ve Karayolları Trafik Kanununa ve Umumi Hükümlere göre aracın işletenine terettüp eden hukuki sorumluluğu ve bu poliçe teminat kapsamında olmak şartıyla Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası hadlerinin üzerinde kalan kısmını, poliçede yazılı hadlere kadar temin eder” hükmü amir olup, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı (—–tarafından davacıya yapılan ödemeler ve davacının iş bu davadaki talepleri dikkate alındığında talep edilen miktarların Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası hadlerinin üzerinde kalmakta olduğu, bu sebeple bu davanın neticesine rücu koşulları gerçekleşebileceği , —– ihbarını talep ettiği, davalı —–bir taraftan müvekkile ait aracın sigortacısı, diğer taraftan müteveffanın aracının da sigortacısı olduğu, müteveffaya ait —–plakalı aracın—– poliçe numaralıyla sigortalanmış olduğu destekten yoksun kalma talepleri yönünden mirasçılar üçüncü kişi olarak değerlendirebilmekte olup, şayet mahkeme davacıları 3.kişi kabul edecekse ölen ve kusurlu bulunan sürücüye ait aracın mali sorumluluk sigortacısı —— bu yönüyle de poliçe kapsamında sorumlu olacağı, —- Asliye Ceza Mahkemesi ——sayılı dosyasında görülen ceza davasında her ne kadar otobüs sürücüsü hakkında mahkumiyet kararı verilmişse de eksik İnceleme sonucu karar verildiğinden ve cezanın takdirinde hata yapıldığından kararın bozulma ihtimalinin yüksek olduğu, bu kapsamda verilen kararın temyiz edildiği ve henüz kesinleşmediğinin anlaşılmış olduğunu beyanla davanın —— ihbarına, ceza davasının bekletici mesele yapılmasına, Yargıtay’dan dönüşünün beklenmesine, görev ve zamanaşımı itirazının kabulüne, davanın reddine, vekâlet ücreti ile yargılama giderlerinin davacılara yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Ana davada davalı ——vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından, husumet itirazlarına rağmen müvekkil şirketin kazaya sebebiyet veren aracın işleteni olduğu, hukuki sorumluluğunun bulunduğunu beyan ettiği, müvekkil şirketin —–Belediye Meclisi Meclis Kararları çerçevesinde, büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde toplu taşıma yapılacak hatların 3. Şahıslara kiralanması noktasında yetkilendirilmiş bir—-Başkanlığı iştiraki olduğu, müvekkil ——- bu hattın belli bir bedel karşılığında üçüncü kişilere kiralamakta olduğu, müvekkilin ne dava konusu kazaya karışan aracın ruhsat sahibi, ne otobüsün sahibi ne otobüsün işletmecisi ne de otobüsü kullanan şoförün işvereni olduğu, müvekkil şirketin dava konusu otobüsün çalıştığı hattı, —–Meclis Kararlarının verdiği yetkiye dayanarak otobüs sahiplerine/işletmecilerine kiralamakta olduğu, bu nedenle dava konusu otobüsün çalıştığı hattı diğer davalı şahısa kiralayan müvekkilin, hat kiralayan olarak dava konusu kaza sebebi ile herhangi bir sorumluluğunun olmadığının sabit olduğunu beyanla fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla öncelikle husumet yokluğu sebebiyle davanın reddine, davacının maddi ve manevi tazminat talepleriyle ikame etmiş olduğu huzurdaki davanın öncelikle zamanaşımı yönünden reddine, Sayın Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde davanın esastan reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Ana davada davalı——Belediye Başkanlığı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki dava yönünden sayın mahkemenin görevli olmadığı, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu, bu nedenle görevsizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekmekte olduğu, 3645 sayılı—-Kanunu gereği “—— Belediye Başkanlığından ayrı bir kamu tüzel kişiliği bulunmakta olup, —– ilindeki ulaşım, belediye otobüsleri ve özel otobüsleri ile ilgili hak, görev, sorumluluk ve yetkinin —– bulunmakta olduğu, bu sebeple hukuki sorumluluğun —– olduğu uyuşmazlıklarda, —– eylem ve işlemleri sebebiyle ——- Başkanlığının hukuken sorumlu tutulmayacağının açık olduğu, idareye atfı kabil bir kusur söz konusu olmadığı, —– genelinde ulaşım, belediye otobüsleri, özel halk otobüsleri ilgili her türlü yetki ve sorumluluğun ayrı tüzel kişiliği olan —–ait olduğu, örnek yargıtay kararlarının dilekçe ekinde verildiği, Yargıtay Kararlarında da görüleceği üzere ayrı tüzelkişiliği bulunan —— yetki ve sorumluluk alanındaki iş ve işlemlerden dolayı belediyeye husumet yöneltilemeyeceği, huzurdaki davanın husumetten reddi gerektiği, davacı tarafın iddiaları, özellikle dava konusu kazada kusurun kimde olduğunun ispata ve delile muhtaç bir konu olduğu, dava konusu olayda davacı murislerinin kusurunun olduğunun göz ardı edilemez olduğu, zira dava dilekçesinde, ceza dosyasında davacılar murisinin kazada tali kusurlu tespit edildiğine yer verilmiş olduğu, izah edilen durum karşısında davacılar murisinin kendi kusurundan kaynaklanan zararından davalıların sorumlu tutulamayacağı, bu sebeple kusur incelemesinde bu durumun da göz önüne alınması gerekmekte olduğu, davacı tarafın iddiaları, özellikle zarar doğurucu eylem ile haksız filli işleyen kişiler arasındaki illiyet bağının tespiti, ispata ve delile muhtaç bir konu olup, iddia edilen olayla, olayın meydana gelmesinde kusuru bulunan kimselerle, —-arasında herhangi bir illiyet bağının mevcut olmadığı, haksız filin tazmininde, eylemle fail arasındaki illyet bağının olmaması halinde, tazmin sorumluluğunun bulunmadığı genel bir hukuk kaidesi olduğundan, —- yönünden davanın reddi gerekmekte olduğu, müvekkil idarenin ilgili birimlerinden gelecek bilgi, belge ve dava safahatine göre oluşacak yeni durumlara karşı beyanda bulunma hakkı saklı kalmak kaydıyla, davacıya müvekkil idarece herhangi bir zarar verilmemiş olduğunu beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Ana davada davalı—-İşletmeleri Genel Müdürlüğü vekilinin cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan araç ile —–İşletmeleri Genel Müdürlüğü arasında işletenlik açısından bir ilişki bulunmamakta olduğu, söz konusu aracın ——-. tarafından yapılan ihale neticesinde taşımacılık yapmaya yetki kazanan kişiler tarafından kendi nam ve hesabına işletilmekte olduğu, ancak aracı kendi nam ve hesabına işleten kişinin isminin kurum kayıtlarında bulunmamakta olduğu, dava dilekçesinde bu kişinin araç maliki ——-olduğu beyan edilmiş olup, kurum kayıtlarında yaptığımız incelemede söz konusu kazaya ilişkin bir kayda rastlanmamış olup bunun üzerine yaptığı detaylı araştırma ve başka kurumlarla yapılan yazışmalar neticesinde söz konusu aracın ayrı bir tüzel kişiliğe sahip ——ait olduğu ve işletmeciliğinin ilgili ihaleyi kazanan kişi tarafından yapıldığının tespit edilmiş olduğu, —— plakalı aracın tescil kayıtlarının celp edilmesiyle bu durumun anlaşılacak olduğu, Sayın mahkemeden ——plakalı araçla ilgili düzenlenmiş olan sözleşme ve ihale evraklarının celp edilmesini talep ettiğini, incelenecek sözleşme ve taahhütlerden de anlaşılacağı üzere müvekkil kurum —- Müdürlüğünün, bu sözleşme ve ihalelerin tarafı olmadığı, söz konusu aracın—–) kararlarıyla yürürlüğe giren ve kurulan —— tarafından işetilmekte olduğu, Büyükşehir Belediyesi Kanununun 26. Maddesinden alınan yetki ile işletmecilik yapmak üzere kurulmuş olan —– tarafından açılan ihaleleri kazananlar tarafından işletilen araçların —- ile ilişkili araçlardan farklı olarak üzerlerinde —-amblemi yer almamakta, bu araçların üzerinde sadece—— ibareleri bulunmakta olup bu araçların personellerinin de ——- personeli olmadığı, açıklanan sebeplerle davanın müvekkilin husumet yokluğu nedeniyle reddini talep ettiği, müvekkil kurumun bu araçlar Karayolları Trafik Kanunu’nda tarif edilen işleten sıfatını taşımadığı için bu araçların karıştığı kazalardan sorumlu tutulamayacağının açık olduğu, müvekkil kuruma yöneltilen maddi ve manevi tazminata itiraz ettiğini beyanla davanın reddi ile masraf ve ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde özetle; müteveffa—– eşi, çocukları adına maddi ve manevi, kız kardeşi ve bu davanın davacısı ——adına manevi tazminat talebi ile davalılar aleyhine olmak üzere —– Asliye Ticaret Mahkemesinin —— Esas sayılı dosyası dava açılmış olup, söz konusu dava dosyasının derdest olduğu, bu davada müvekkil ——yönünden sadece manevi tazminat talebi ile dava açılmış olup, maddi tazminat talebinde bulunulmamış olduğu, bu nedenle maddi tazminat talebine ilişkin olarak işbu davanın ikame edilmiş olduğu, —–. Asliye Ticaret Mahkemesinin —— Esas sayılı davasında kusur ve hesap raporları aldırılmış olup, taraflarınca söz konusu kusur ve hesap raporlarına itiraz edilmiş olduğu, söz konusu raporlardaki aleyhe olan hususlarının hiçbirini kabul etmemekte olduğu, anılan mahkemede aldırılmış olan kusur raporlarında müteveffaya kusur izafe edilmiş olması hukuki ve maddi dayanaktan yoksun olduğu,—–. Asliye Ticaret Mahkemesinin ——Esas sayılı dosyasında aldırılmış olan hesap raporunda, müvekkil —– zararının 208.299,43TL olarak hesaplanmış olduğu, (Hesap raporundaki aleyhe olan tespit ve değerlendirmelerin kabulü anlamına gelmemek ve değişen ve gelişen durumlara ilişkin fazlaya dair tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile), aleyhe olan tüm hususları kabul etmemekle birlikte usul ekonomisi ilkesi de nazara alınarak, işbu maddi tazminat davasının —–. Asliye Ticaret Mahkemesinin ——Esas sayılı dosyası ile tensiple birlikte birleştirilmesine ve yargılamanın —–. Asliye Ticaret Mahkemesinin —— esas sayılı dosyası üzerinden devam etmesine karar verilmesini talep ettiğini beyanla öncelikle işbu davanın —- Asliye Ticaret Mahkemesinin—– Esas sayılı dosyası ile tensiple birlikte birleştirilmesine ve yargılamanın —- Asliye Ticaret Mahkemesinin —– esas sayılı dosyası üzerinden devamına, fazlaya, değişen ve gelişen durumlara ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik müvekkil —– (müteveffanın babası) için 208.299,43 TL maddi tazminatın (destekten yoksun kalma tazminatı) kaza tarihi olan 07.08.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, (davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile), yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılara tahmiline, AAÜT 16/2-c maddesi gereğince Arabuluculuk taraf vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.
Birleşen ——. Asliye Ticaret Mahkemesi—– Esas sayılı dosya davalısı —–ve ——vekilinin dilekçesinde özetle; —- tarafından —— poliçe numarası ile sigortalandığını (Asıl davada poliçe bulunmaktadır). Bu poliçede yer alan teminatlardan bir tanesinin de İhtiyari Mali Sorumluluk teminatı olduğunu, bununla ölüm halinde Şahıs Başına 500 bin TL ye kadar tazminat talepleri teminat altına alındığını, Motorlu Kara Taşıtları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 1. Maddede “Sigortacı, işbu poliçede gösterilen aracın kullanılmasından doğan ve Karayolları Trafik Kanununa ve Umumi Hükümlere göre aracın işletenine terettüp eden hukuki sorumluluğu ve bu poliçe teminat kapsamında olmak şartıyla Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası hadlerinin üzerinde kalan kısmını, poliçede yazılı hadlere kadar temin eder” hükmü amir olduğunu, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı —— tarafından davacıya yapılan ödemeler ve davacının iş bu davadaki talepleri dikkate alındığında talep edilen miktarlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası hadlerinin (limitlerinin) üzerinde kalmakta olduğunu, bu sebeple bu davanın neticesine rücu koşulları gerçekleşebileceğini, verilecek hükümden ——etkilenme ihtimali yüksek olduğunu, bu sebeple davanın HMK md 61 uyarınca ——- ihbarını talep ettiklerini, Davacının, ölenin insan kaynakları müdürü olduğunu belirttiklerini, ancak buna dair herhangi bir delil sunulmadıklarını, ölen şahıs, aile şirketi olduğu anlaşıldığını ——. adlı şirkette çalıştığını vefatı üzerine şirketteki hakları mirasçılarına yani maddi tazminat talep eden davacıya intikal edeceğinden ve davacı da buradan kazanç sağlamaya devam edeceğinden destekten yoksun kalma tazminatı hesabında ölenin bütün kazancı değil, fikri ve bedeni katkısıyla elde ettiği geliri yani aylık resmi ücretleri esas alınması şeklinde itiraz ve talepleri etmişlerdir.

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
Ana dava ve birleşen dava, 07/08/2014 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasında —— vefatı nedeniyle, desteğinden yoksun kalan davacılar eşi, çocukları ve babasının, destek tazminatı ve manevi tazminat istemi ile kardeşi olan davacının manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, tanıklar dinlenmiş, davacılar desteğinin gelirine ilişkin deliller celp edilmiş, davalı sürücünün sosyal ekonomik durumuna ilişkin tahkikat yapılmış, —–rücuya tabi gelirler yönünden yazı yazılmış, davacılara geçici iş göremezlik ödemesi yapılmamış olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce davaya konu kazanın ceza yargılamasının yapıldığı —- Asliye Ceza Mahkemesinin—– esas sayılı dosyası celp edilip incelenmiş, sanık —— hakkında taksirle ölüme neden olma suçundan mahkumiyetine dair karar verildiği belirlenmiştir.
Mahkememizce kazadaki kusur yönünden bilirkişi raporu alınmış, itiraz üzerine ek rapor alınmış, ek raporda bu sefer kaza sırasında trafik lambalarının çalışmaması nedeniyle davalı Belediye Başkanlığına kusur izafe edilerek kök rapor ile çelişen görüş bildirilmekle Mahkememizce —–Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınmış ve her iki tarafça dosyaya sunulan, hem davalının idaresindeki otobüs video görüntüleri hem de müteveffanın gerisinden gelen başka bir halk otobüsünün kamera görüntülerinin incelendiği bildirilerek, davalı sürücü —–%60 (yüz altmış) oranında kusurlu olduğu, mütevefla sürücü——- %40 (yüzde kırk) oranında kusurlu olduğu kanaatini bildirilmiştir.
Davalılarca gerek ana dava gerek birleşen dava yönünden ileri sürülen zaman aşımı defi yönünden yapılan incelemede; KTK 109/2 maddesi gereğince ceza zaman aşımı süresinin tatbik edileceği, davaya konu kazanın TCK’nun 85/1 maddesi ve TCK’nun 66/1-d maddesi gereğince 15 yıllık ceza zaman aşımı süresine tabi olduğu, buna göre 2014 yılında meydana gelen kazaya nazaran her iki davanın zaman aşımı süresi içinde açıldığı belirlenmiştir.
Müterafik kusur yönünden Mahkememizce resen yapılan incelemede ceza dosyasındaki kaza tespit tutanağının tetkikinde; davacılar desteği yönünden emniyet kemeri bilgisinde herhangi bir sayı işaretli olmadığı “(-)” ibaresine yer verildiği, buna göre meydana gelen zarara nazaran müterafik kusur indirimi yapılamayacağı değerlendirilmiştir.
Mahkememizce davalı sigortadan hasar dosyası celp edilip incelenmiş, kazanın poliçe teminatı süresi içinde gerçekleştiği, dava öncesi davacılar ——ve çocukları—— başvurusu üzerine davalı sigorta tarafından bu davacılar yönünden aktüer incelemesi yaptırılarak toplamda 266.087,90 TL’nin bu davacılara ödenmiş bulunduğu, yapılan ödemeye mukabil ibraname alınmamış olduğu belirlenmiş, yapılan ödemelerin makbuz hükmünde olduğu değerlendirilmesi ile Mahkememizce alınan son aktüer raporu tarihi itibariyle yapılan ödemenin güncellenmiş değerinin, tespit edilen zarardan tenzili suretiyle inceleme yapılmıştır. Kaza tarihi itibariyle sigorta teminatı 268.000 TL olup, davalı sigorta, dava öncesi ödediği tutara nazaran bakiye 1.912,10 TL limit ile de sorumlu olup, buna ilişkin paylaştırma son raporda yapılmıştır.
Bununla beraber, davacılar eş ve çocuklarının dava öncesi sigortaya başvurusu sürecinde davalı sigortanın, başvuru haricinde de hak sahibi bulunup bulunmadığını tetkik etmesi, KTK’nun 96. maddesi gereğince garame hesabı yapması, ödemesinde bu hesabı dikkate alması gerekmektedir. Hasar dosyası içindeki aktüer raporundan ve ödeme esas kayıtlardan bu yönde bir inceleme yapılmadığı anlaşılmıştır. Davalı sigortanın KTK’nun 96. maddesine aykırı bu tutumu nedeniyle, teminat limiti tükense dahi birleşen dosya davacısı —— karşı sorumluluğunun devam ettiğinin kabulü gerektiği dikkate alınmış, bununla beraber tüm davacıların toplam zararına nazaran davacı ——- hesaplanan maddi zararının %25,27’yi teşkil ettiği, buna göre davalı sigortanın, limiti aşan sorumluluğunun da bu oran ile sınırlı olabileceği gözetilerek birleşen dava yönünden davalı sigortanın, tazminatın 89.618,30 TL’sinden sorumlu olduğuna hükmedilmiştir. (aynı yönde Yargıtay —— Hukuk Dairesi —–esas ve ——- karar sayılı ilamı)
Mahkememizce aktüer bilirkişiden davacıların tazminat istemlerine ilişkin olarak rapor alınmış, dosya kapsamına delil durumuna uygun, denetime elverişli ve davacıların belgelenmiş öğrenim durumlarını dikkate alır rapor içeriğine Mahkememizce de iştirak olunarak rapor hükme esas alınmıştır.
Davacılar vekilince ana dava dilekçesinde yasal faiz talep edilmiş, ıslah ile avans faizi talep ettikleri bildirilmiş ise de, Yargıtay—– Hukuk Dairesinin —– esas ve ——- karar sayılı ilamında açıklanan “(..) davacı dava dilekçesinde yasal faiz talep etmek suretiyle tercih hakkını kullanmış olup, yenilik doğurucu nitelikteki bu hakkın kullanılarak tüketilmesinden sonra artık ıslah dilekçesiyle faizin cinsinin değiştirilerek reeskont faizi talep edilmesi mümkün olmadığından” şeklindeki görüşüne Mahkememizce de iştirak edilmiş, ana davada yasal faize hükmedilmiştir.
Birleşen dava yönünden ise avans faizi talep edilmekle ve davalı taraf aracı ticari araç olmakla avans faizine hükmedilmiştir.
Davalılardan —–tarafından cevap dilekçesi ve aşamalarda, işleten sıfatları bulunmadığından bahisle husumete itiraz edilmiş ise de; Yargıtay —– Hukuk Dairesinin —– esas ve —– karar sayılı onama kararında incelenen dosyada, davalı —– tarafından ileri sürülen husumet itirazı yönünden ilk derece Mahkemesinin —– ilinde halk otobüsü işletme hakkının —–Belediye Meclisi tarafından davalı şirkete verildiği, davalı şirketin bu hakkını alt taşeron olarak diğer davalı ve otobüsün maliki olan ..—– kiralama yoluyla verdiği, bu nedenle asıl işleten olarak sorumluluğunun bulunduğu, kiralama sonucu sorumluluğun ortadan kalkmadığı” şeklindeki tespitine yönelik olarak ——- temyizinin reddine karar verilmiş, davalının husumetinin bulunduğu değerlendirilmiş, Mahkememizce de anılan karara iştirak edilmiş, aynı nedenle davalı —— sorumluluğuna dair hükmedilmiştir.
Davalılardan —— Müdürlüğünün, cevap dilekçesi ve aşamalarda ileri sürdüğü husumete itirazı yönünden ise —– Bölge Adliye Mahkemesi —–.Hukuk Dairesinin —–esas ve —– karar sayılı kararında; “Davalı —– her ne kadar özel halk otobüsünün maliki olmasa da, özel halk otobüsleri—-aldıkları çalışma ruhsatı ile çalışmakta, bu otobüslerde akbil kullanılabilmekte ya da —– sorumluluğunda bilet kesilmektedir. Başka bir deyişle özel halk otobüsleri tamamen bağımsız değil, davalı —– denetim ve kontrolündedir. Bu nedenlerle davalı —— halk otobüsünün sürücüsünün kusurundan kendi kusuru gibi ve otobüsün maliki ile birlikte işleten sıfatı ile sorumlu olacağı gözetilerek tazminattan sorumlu tutulmasında isabetsizlik görülmemiştir.” şeklindeki görüşüne Mahkememizce de iştirak edilmiş, davalı —— İşletmeleri Genel Müdürlüğünün husumete itirazı yerinde görülmemiştir. (aynı yönde Yargıtay —–Hukuk Dairesinin—– esas ve —–kararı)
Yine davalılardan ——Belediye Başkanlığının yargı yoluna, husumete ilişkin itirazları yönünden ise —– Bölge Adliye Mahkemesi —–. Hukuk Dairesinin—–esas ve ——- karar sayılı kararında;
“Yargı yolu kavramı, bir hukuk sisteminde, herhangi bir davanın, o hukuk sistemine dahil yargı kollarından hangisinde bakılacağını ifade eder. Uyuşmazlığın hangi yargı kolunda bakılacağı hususu, davanın genel koşullarından olup mahkemece resen dikkate alınması gereklidir. Anayasa’nın 125/1.maddesi ile idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açık olduğu; 2577 sayılı İYUK 2-b bendinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan ihlal edilenler tarafından, idari yargı yerinde tam yargı davası açabileceği hüküm altına alınmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 110. maddesi ile kamu araçlarının verdiği zararlar nedeniyle işletenin sorumluluğuna ilişkin olarak 2918 sayılı Kanunun amacına uygun biçimde adli yargıda davanın görülmesi esası benimsenmiştir.
2918 sayılı KTK’nın 110. maddesinin gerekçesi, Anaya Mahkemesinin 26/12/2013 tarih ve —– sayılı kararı, Uyuşmazlık Mahkemesinin 11/04/2016 tarih ve—– sayılı, 24/09/2018 tarihli ve —-. sayılı kararları ile Yargıtay —-Hukuk Dairesinin—— Karar sayılı kararı birlikte değerlendirildiğinde, 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bu doğrultuda yapılan değerlendirmeye göre de eldeki uyuşmazlıkta davalı idarenin 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle tazminat talep edilmesine göre uyuşmalığın çözümünde adli yargı görevli olacağından bu yöne değinen istinaf itirazı yerinde değildir.
KTK’nın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanun’un 85/1. maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. ” maddenin son fıkrasına göre ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” İşletenin bu sorumluluğu bir tehlike sorumluluğudur. Davalı —-, davalı sürücü—– sürücüsü olduğu aracın maliki ve davalı —–işvereni olup, Karayolları Trafik Kanunun 85. maddesi ile TBK. 116. maddesi gereğince davalı sürücü ile birlikte ortaya çıkan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumludur. Bu nedenle davalı —— vekilinin bu yöne değinen istinaf itirazı yerinde değildir.” şeklindeki görüşüne Mahkememizce de iştirak olunmuş, yargı yoluna ve husumete ilişkin itirazı mesmu bulunmamış, davalı —— Başkanlığının sorumluluğuna hükmedilmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde; 07/08/2014 tarihinde meydana gelen kazada, davacılar desteği —–sevk ve idaresindeki aracın, davalı sigorta şirketinde zorunlu sigorta ile sigortalı olup, davalı —– sürücüsü, davalı ——maliki/işleteni, diğer davalıların ise yukarıda açıklanan nedenlerle ve KTK’nun 85/1. maddesi gereğince işletilmesinden müteselsilen sorumlu bulundukları —–plaka sayılı halk otobüsünün çapışması şeklindeki kazada —– vefat ettiği, davacıların, vefat eden —-eşi, çocukları, kardeşi ve babası olduğu, —– ölümü nedeniyle manevi tazminat isteminin de koşullarının oluştuğu değerlendirilmiştir.
Manevi tazminatın belirlenmesi yönünden ise; TBK’nun 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve —– sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Yukarıdaki anlatımlar ışığında somut olayımız ele alındığında ; meydana gelen trafik kazası sonucu davacıların eşi/babası/kardeşi/evladı olan —— ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacıların ölene olan yakınlıkları nedeniyle duyacakları elemin derinliği, davacılar murisinin vefatında genç yaşta, çocuklarının küçük yaşta oluşu, bundan başka olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacılar için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde, hakkaniyet ölçüsünde manevi tazminat miktarı tayin edilmiş ve bu haliyle manevi tazminat taleplerinin kabulüne dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-A- Ana davada davacıların maddi tazminat istemlerinin kabulü ile;
a) 851.362,15 TL’nin (davalı sigorta şirketi 1.160,17 TL’sinden sorumlu olmak üzere); davalı sigorta yönünden 17/12/2016, diğer davalılar yönünden 07/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacı ——-verilmesine,
b) 5.038,61 TL’nin (davalı sigorta şirketi 6,87 TL’sinden sorumlu olmak üzere); davalı sigorta yönünden 17/12/2016, diğer davalılar yönünden 07/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacı—— verilmesine,
c) 56.066,02 TL’nin (davalı sigorta şirketi 76,40 TL’sinden sorumlu olmak üzere); davalı sigorta yönünden 17/12/2016, diğer davalılar yönünden 07/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacı —— verilmesine,
d) 136.041,20 TL’nin (davalı sigorta şirketi 185,39 TL’sinden sorumlu olmak üzere); davalı sigorta yönünden 17/12/2016, diğer davalılar yönünden 07/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacı——- verilmesine,
B-Ana davada davacıların manevi tazminat istemlerinin kabulü ile;
a) 150.000 TL manevi tazminatın 07/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta haricindeki tüm davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacı——-verilmesine,
b) 100.000 TL manevi tazminatın 07/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta haricindeki tüm davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile … davacı ——-verilmesine,
c) 100.000 TL manevi tazminatın 07/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta haricindeki tüm davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacı ——- verilmesine,
d) 100.000 TLmanevi tazminatın 07/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta haricindeki tüm davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacı —–verilmesine,
e) 75.000 TL manevi tazminatın 07/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta haricindeki tüm davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacı —— verilmesine,
f) 50.000 TL manevi tazminatın 07/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta haricindeki tüm davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacı —— verilmesine,
C)Birleşen ——esas sayılı davanın kabulü ile; 354.635,18 TL’nin (davalı sigorta şirketi 89.618,30 TL’sinden sorumlu olmak üzere); davalı sigorta yönünden 09/11/2021 tarihinden, diğer davalılar yönünden 07/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacı —— verilmesine,
2- Asıl davada Harçlar yasasına göre alınması gerekli 110.901,83 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 1.980,99 TL peşin harç ile 4.065,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 6.045,99 TL harçtan mahsubu ile bakiye 104.855,84 TL’nin (davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 92,27 TL sınırlı olmak kaydıyla) tüm davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.980,99 TL peşin harç ile 4.065,00 TL ıslah harcı toplamı 6.045,99 TL harcın (davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 5,32 TL ile sınırlı olmak kaydıyla) tüm davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen toplam 6.277,35 TL yargılama giderinin (davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 5,52 TL ile sınırlı olmak kaydıyla) tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
5-Davalılar tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
6-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
7-Kabul edilen maddi tazminat davası yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı—– lehine takdir olunan 111.649,84 TL vekalet ücretinin (davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 152,17 TL ile sınırlı olmak kaydıyla) tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı —–verilmesine,
8-Kabul edilen maddi tazminat davası yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı —- lehine takdir olunan 5.038,61 TL vekalet ücretinin (davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 6,87 TL ile sınırlı olmak kaydıyla) tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı —— verilmesine,
9-Kabul edilen maddi tazminat davası yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı ——- lehine takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin (davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 12,53 TL ile sınırlı olmak kaydıyla) tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı —–verilmesine,
10-Kabul edilen maddi tazminat davası yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı —— lehine takdir olunan 21.406,18 TL vekalet ücretinin (davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 29,17 TL ile sınırlı olmak kaydıyla) tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı —-verilmesine,
11- Kabul edilen manevi tazminat davası yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı ——- lehine takdir olunan 12.000,00 TL vekalet ücretinin davalı sigorta şirketi haricindeki tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ——-verilmesine,
12-Kabul edilen manevi tazminat davası yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı ——–lehine takdir olunan 23.500,00 TL vekalet ücretinin davalı sigorta şirketi haricindeki tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı —— verilmesine,
13-Kabul edilen manevi tazminat davası yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı ——lehine takdir olunan 16.000,00 TL vekalet ücretinin davalı sigorta şirketi haricindeki tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı —— verilmesine,
14-Kabul edilen manevi tazminat davası yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı —— lehine takdir olunan 16.000,00 TL vekalet ücretinin davalı sigorta şirketi haricindeki tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı—— verilmesine,
15-Kabul edilen manevi tazminat davası yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı —— lehine takdir olunan 16.000,00 TL vekalet ücretinin davalı sigorta şirketi haricindeki tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı —— verilmesine,
16-Kabul edilen manevi tazminat davası yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı —— lehine takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı sigorta şirketi haricindeki tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ——–verilmesine,
17- Birleşen davada harçlar yasasına göre alınması gerekli 24.225,13 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 711,45 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 23.513,68 TL harcın (davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 5.941,90 TL ile sınırlı olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
18-Birleşen davada davacı tarafından yatırılan 711,45 TL peşin harcın (davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 179,78 TL ile sınırlı olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
19-Birleşen davada kabul edilen maddi tazminat davası yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 52.648,93 TL vekalet ücretinin (davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 13.304,38 TL ile sınırlı olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,

Dair, Davacılar vekilinin ve Davalı ——işletmeleri vekilinin, davalı—- vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere hakim —— muhalefeti ile oy çokluğu ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

MUHALEFET ŞERHİ

Davalılardan —- Başkanlığı husumet itirazında bulunmuştur. Yargıtay —-HD’nin —- esas, —– karar sayılı hükmünde de işaret edildiği üzere, Belediye sınırları içinde toplu taşıma yetkisinin davalı —- olduğu, halk otobüslerinin —– bağlı olarak çalıştıkları, denetimlerinin de—-tarafından yapıldığı; onların çalışmasından belediyelerinde ekonomik olarak sağladıkları; üstlerinde de—- Belediyesi Halk Otobüsü yazdığı sebepleriyle; karıştıkları kazalarla 3. şahıslara verdikleri zarardan davalı —- işleten gibi sorumlu olacağı anlaşılmıştır. ( Özel halk otobüslerinin karıştıkları kazalardan dolayı —-sorumlu olduğuna dair emsal kararlar için bkz. Yargıtay —- —. Sayılı ilamları) —– yönünden pasif husumet nedeni ile verilen red kararının onanmasına dair —BAM —-. Hd. —–Sayılı ilamı)
Yargıtay —-. HD. —–Sayılı ilamı “….Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, asıl davada; pasif husumet yokluğu nedeniyle davalı —— Büyükşehir Belediyesi hakkında açılan davanın reddine, …. TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 04/10/2010 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek ve davalı—– yönünden ise olay tarihi olan 29/03/2010 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmek suretiyle müştereken ve müteselsilen tahsiline, yine tahsilde tekerrüre neden olmaksızın 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle davalı —- tahsiline karar verilmiş, hüküm; davacı vekili ve birleşen dosya davalısı —— Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre asıl ve birleşen davada davacı vekilinin ve birleşen dosya davalısı —–Genel Müdürlüğü vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA…” gerekçesi ile verdiği kararda—- yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddi gerektiğini belirtmiştir.
Davalı —–belediye başkanlığının somut olayda pasif husumeti bulunmamakta olup büyükşehir belediye sınırları içinde toplu taşıma yetkisi—— olduğundan halk otobüsleri bu kuruma bağlı çalışmaktadır. Yukarı da bu hususta emsal Yüksek mahkeme kararlarına atıf yapılmıştır. Asıl ve birleşen dava bakımından ayrı ayrı davalı —–Büyükşehir Belediye Başkanlığı yönünden pasif husumet yokluğu nedeni ile dava usulden reddine karar verilmesi gerektiği görüşüyle sayın çoğunluğa katılmadığı saygıyla bildirmekteyim.