Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/949 E. 2020/286 K. 23.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/949 Esas
KARAR NO: 2020/286
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/08/2017
KARAR TARİHİ: 23/06/2020
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin ———————— bulunduğunu; davalı şirketin ise müşterilerine ————– aracı şirket olarak hizmet verdiğini; davalı şirketin müşterilerinin, davacı şirkete ait ——- bir organizasyon gerçekleştirdiğini; davacı şirket tarafından verilen hizmet karşılığı davalı şirket adına —– tarihli, —- seri numaralı —— bedelli fatura tanzim edildiğini; davalıya şifahi olarak borcunu ödemesi konusunda telkinlerde bulunulduğunu; ancak, davalı şirketin borcunu ödemediğini; bunun üzerine —–İcra Müdürlüğü’nün ——– sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını; davalı tarafından icra takibine kötüniyetli olarak itiraz edildiğini belirtmiş, davalı tarafın yapılan itirazının iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi ve tensip tutanağı ekli açıklamalı davetiyenin tebliğ edildiği; davalı tarafından yasal süresi içerisinde davaya karşı cevap dilekçesi sunulmamış olduğu; görüldü.
Dava, tacirler arasındaki hizmet alımından kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise davalıya dava konusu mal ve hizmetin teslim edilip edilmediği, edildiyse davalının edimini yerine getirip getirmediği, bu itibarla davacının davalıdan alacağı bulunup bulunmadığı, hangi miktarda alacak hakkı olduğu noktalarında toplanmaktadır.
———İcra Müdürlüğü’nün ——– sayılı takip dosyasının incelenmesinde; — tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı ——– asıl alacak + işlemiş faiz toplamı ——— tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, örnek no:7 ödeme emrinin borçluya ———- tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu; görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —— tarafından düzenlenen — tarihli raporda; davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulmuş olduğu, davacı tarafından davalı şirkete verilen otelde organizasyon hizmeti karşılığında ———— seri numaralı —– tutarlı fatura düzenlendiği, davalı tarafından davacı düzenlenen — tarihli ——–seri numaralı —– tutarlı komisyon açıklamalı faturanın davalının cari hesabına alacak kaydı yapıldığı, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davalıdan —— alacaklı olduğu, davacı tarafından düzenlenen — seri numaralı ——- ilave —— bedelli faturanın davalının bağlı bulunduğu vergi dairesine BA formu ile beyan edildiği mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporuna mahkememiz —— tarihli oturumunda davacı vekilince de iştirak edilmiştir.
Davacı, davalıya mal/hizmet teslim edildiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ————– geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ———– aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler ve yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir. ————
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama, yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine ve ———— yazı cevabına göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında cari hesaba dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan takip tarihi itibariyle ——–alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerini ibraz etmekten kaçındığı, HMK. 221. maddesi gereği (BA) formlarının resen dosyaya kazandırılması gerektiği ———- davalının B/A bildirimlerine göre takibe konu faturanın davalı tarafından vergi dairesine bildirildiği, bu halde davalının B/A formlarının aksini ispatlaması gerektiği, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi ————— halinde alacaklının ————— HMK’nın 222. maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği ———— davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği ———– davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat aracının bulunmadığı, davalının yemin deliline de dayanmadığı, bu itibarla davacının davalıdan takip tarihi itibariyle takibe konu faturadan kaynaklanan ——— alacağı bulunduğunun sabit olduğu, aşan istem yönünden ise davacı şirketin alacağının bulunmadığı, davacı vekilince de bilirkişi raporuna iştirak edildiği, bu nedenle reddedilen kısım yönünden davacı yana yemin delilinin hatırlatılmasına gerek olmadığı, alacağın likit olduğu yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile;
——- İcra Müdürlüğü’nün —– sayılı takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın ——- asıl alacak yönünden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Asıl alacak olan —- %20 sine tekabül eden —– icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan ——- harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye —- karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 3.400,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı ve 44,40 TL peşin harç ve 6,40 vekalet harcı toplamı: 95,20 TL ile aşağıda dökümü yazılı yargılama giderinden davanın red %5,33 ve kabul % 94,67 oranına göre hesaplanan 1.066,36 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.23/06/2020