Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/948 E. 2019/174 K. 28.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

-KARAR-
ESAS NO : 2017/948 Esas
KARAR NO : 2019/174

DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 24/08/2017
KARAR TARİHİ : 28/02/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında —————- adresinde bulunan akaryakıt istasyonunun işletilmesi ile ilgili olarak 23/10/2013 tarihinde—– ile çalışan Karayolu Taşıtları için ————————Sözleşmesi ve sözleşmenin düzenlenmesine ilişkin 10/11/2010 tarihli ön protokol akdedildiği ve bu kapsamda sözleşmenin eki niteliğindeki —————— Senedi düzenlendiğini; davacı şirket tarafından, davalı şirkete ———— Senedinde belirtilen ürünlerin teslim edildiği ve kurulumlarının yapıldığını; taraflar arasında yapılan işbu sözleşmenin davalı bayi tarafından keşide edilen Ankara ————— Noterliği’nin 26/04/2017 tarih ve 14114 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile tek taraflı olaak tümü ile haksız gerekçelerle feshedildiğini; ancak, Bayilik Sözleşmesi’nde fesih halinde bütün borçların muaccel hale geleceği belirtildiği gibi sözleşmenin 26.maddesinde de anlaşmanın herhangi bir nedenle feshi halinde veya anlaşmanın normal süresinin tamamlanması ile hitam bulması halinde —————-ariyetlerin aynen iadesi ve bedelinin tahsilini talep edebileceğinin kararlaştırıldığını; yine —-de aynı hususa değinilmiş olup anlaşmanın sona ermesi halinde —-malzeme ve teçhizatın iadesini talep edeceği, bayi tarafından ariyet senedinde yazılı eşyanın kısmen ve tamamen iade edilmediği takdirde ariyetlerin bedellerinin ödeneceğinin kararlaştırıldığını; bu nedenlerle, ariyet olarak karşı tarafa verilen demirbaşların aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla güncel piyasa değeri üzerinden şimdilik 42.000,00 TL’lik kısmının ihtarname ile bildirilen fesih tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki ayrıntılı açıklamalar kapsamı ile davaya konu akaryakıt istasyonunun bulunduğu yer mahkemesinde açılmasının gerektiğini; davacı şirketin iadesini talep ettiği ariyetlerin bir kısmının davacı yanca söküldüğünü; davanın öncelikle husumet yokluğu nedeni, ——- Mahkemelerinin yetkili olması sebebiyle davanın yetkisizlik nedeni ile reddine; yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini; talep etmiştir.
Dava; taraflar arasında düzenlenen sözleşme kapsamında davacı tarafından, davalıya verilen sözleşme konusu malların iadesi, mümkün olmadığı takdirde ariyetlerin güncel piyasa değeri üzerinden davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemine; ilişkindir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre; mahkememizin yetkili olup olmadığını aşağıda açıklanan gerekçelerle davalılar—————————————-. Yönünden ayrı ayrı incelemek gerekmiştir.
Yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde HMK’nın 17. maddesi uyarınca geçerlidir. Yalnızca tacirler ve kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilir. Bu yeni düzenleme, 01.10.2011 tarihinden sonra açılacak davalar bakımından uygulanmakla birlikte, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 19. maddesinin 2. bendi “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir.
Her ne kadar davalı vekili Hmk’nın 12. Maddesi gereği taşınmazın bulunduğu yer (Korkuteli Mahkemeleri) mahkemesinin yetkili olduğundan bahisle, yetki ilk itirazında bulunmuş ve bu itiraz yerinde görülmemişse de davalılar —————————— ile —————– bayilik sözleşmesi dolayısıyla yetki sözleşmesinin tarafı olmadığı, taraflar arasında yapılan protokolde garantör sıfatıyla yer aldıkları, dosya içeriğine göre tacir olduklarına dair bir belirleme olmadığı değerlendirilmekle; Hmk’nın 6. Maddesi gereği genel yetkili mahkeme olan Korkuteli Mahkemeleri’nin yetkili olduğu anlaşılmıştır. Kaldı ki, yetki sözleşmesinin, geçerlilik kazanabilmesi için, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukukî ilişkinin, belirli olması veya belirlenebilir bir nitelik taşıması şarttır. Yani, yetki sözleşmesinde, uyuşmazlığın kaynaklandığı veya kaynaklanacağı hukukî ilişki tipinin, kategorik olarak ferdîleştirilmiş (somutlaştırılmış) bulunması, yasal bir zorunluluktur. Davalılar —– ile Mehmet Küçüktekin yönünden uyuşmazlık konusu bayilik sözleşmesi ve bu sözleşmenin ikale ile sona erdirilmesine ilişkin protokolde böyle bir açıklık bulunmamakta, taraflar arasında bu yönden de yetki sözleşmesi bulunduğundan bahsedilememektedir.
Davalı ——————-.— yönünden ise; bayilik sözleşmesinin 28. Maddesine göre uyuşmazlık halinde münhasır olarak İstanbul Mahkemeleri’nin yetkili olduğu kararlaştırılmış olup, mahkememizin İstanbul Anadolu Mahkemesi olması karşısında (İstanbul BAM. 12.HD. 2019/236 E. 2019/192 K.) davacının davasını münhasır yetkili mahkemede açmadığı, taraflar arasında akdedilen yetki sözleşmesinin kesin yetki olmayıp münhasır yetki olduğu bu itibarla yetkili mahkemeyi seçme hakkının davalıya geçtiği değerlendirilmekle yetki ilk itirazının kabulü ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalı vekilince cevap süresi içinde yetki itirazında bulunması, dosya içeriğinde de yetkili mahkemenin Korkuteli Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun anlaşılması nedeniyle mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
HMK.nun. 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde taraflarca müracaat edilmesi halinde dava dosyasının görevli ve yetkili Korkuteli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
HMK.nun. 331/2. maddesi uyarınca harç ve yargılama giderleri hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıld