Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/927 E. 2018/77 K. 07.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

– K A R A R –
ESAS NO : 2017/927 Esas
KARAR NO : 2018/77

DAVA : Ticari Şirket
DAVA TARİHİ : 21/08/2017
KARAR TARİHİ : 07/02/2018

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; davacının, davalı —-Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin, %25 oranında B grubu hissedarı ve bu şirkette 2015 yılına kadar yönetim kurulu başkanlığı görevinde bulunduğunu; davacının Almanya’da 28/03/2015 tarihinde geçirdiği rahatsızlık nedeniyle bitkisel hayata girdiğini ve bu haliyle bitkisel hayatta yaşamını sürdürdüğünü; bu nedenle, gerek resmi gerekse gayri resmi iş ve işlemlerini yapamayan davacı adına vasi tayin edilmesi talebiyle dava açıldığını ve Bakırköy — Sulh Hukuk Mahkemesi’nin — esas, — karar sayılı 28/04/2015 tarihli kararı ile davacıya eşi—-‘ın vasi tayin edilmesine karar verildiğini; davacının, bitkisel hayata girmesi ve dolayısıyla davalı şirketteki yönetim kurulu üyeliğini fiilen yerine getirememesi üzerine bu durumdan faydalanılarak yeni seçim ile göreve gelen yönetim kurulu üyeleri ile genel müdür tarafından davacının vasisine kasten ve kötüniyetli olarak hiçbir bilgi dahi vermeksizin bir çok iş/ işlemler yaptığını; esasen tüm bunların hissedar mahcurun ortaklık haklarını ihlal niteliğinde ve ayrıca şirketi ve mahcur hissedarı zararlandırıcı, şirketin malvarlığını azaltan, şirketin için boşaltan ve kendilerine haksız kazanç temin etmeye yönelik usulsüz işlemler olduğunun ortaya çıktığını; bu nedenle, mezkur kişiler hakkında 2015 yılı faaliyetleri sebebiyle sorumluluk davası ikame edildiğini; 2016 yılında da usulsüz işlemlere devam olunduğunu; azınlık pay sahibi davacının bilgi alma hakkının kısıtlandığını; şirket nezdinde gerçekleştirilen usulsüz işlemlerin gizlenmesi amacıyla, şirkete özel denetçi atanması taleplerinin de kötüniyetli olarak reddedildiğini; şirketin erteleme talepleri üzerine 29/05/2017 tarihinde yapılan 2016 yılı olağan genel kurul toplantısına ait toplantı tutanağında şirket faaliyet raporu, denetim raporu ve finansal tabloları ile ilgili sorularının çoğunlukla genel geçer ifadeler ile geçiştirildiğini; sorularına net ve somut şekilde cevap verilmediğini; bu suretle azınlık pay sahibi davacının, bilgi alma hakkının ihlal edildiğini; yine açıklığa kavuşturulmasını istedikleri hususların, özel denetçi marifetiyle incelenmesi taleplerini de hiçbir gerekçe sunulmaksızın reddedildiğini; şirket nezdinde gerçekleştirilen usulsüzlüklerin ortaya çıkmasının engellenmeye çalışıldığını; bu nedenle, davacının pay sahipliği haklarını kullanabilmesi amacıyla dava dilekçesinde ayrıntıları belirtilen nedenlerden dolayı, şirkete özel denetçi atanmasına karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; usul yönünden davacının şirketten bilgi alma ve inceleme haklarının engellenmediğini; davacının bilgi ve inceleme hakkını kullanmadan bu davayı açmış olduğunu; esas yönünden, şirketin tüm pay sahipleri ile her türlü bilgi ve belgeyi paylaştığını; şirkete ait taşınmazların satışı ile ilgili iddiaların yerinde olmadığını; şirketin 2016 yılında zarar etmesinin özel denetçi atanması için yerinde olmadığını; şirketin bağımsız denetime tabi olduğunu; tüm kayıtlarının usulüne uygun ve dürüst bir şekilde tutulduğunu; davacının şirketi teftiş ve denetlemek için özel denetçi talebinin yerinde bulunmadığını; öncelikli olarak dava şartı yokluğu ve hakkın kötüye kullanılması nedeniyle davanın usulden reddine; bu taleplerin kabul edilmediği takdirde haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine karar verilmesini; talep etmiştir.
Dava; davalı şirkete özel denetçi atanması istemine; ilişkindir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 19/09/2017 tarih ve— sayılı yazı cevabına göre; — Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin, “—l” adresinde faaliyet gösterdiği; görülmüştür.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre;
Taraflar arasında; davacının, davalı şirkettin %25 oranında B grubu hissedarı ve bu şirkette 2015 yılına kadar yönetim kurulu başkanlığı görevinde bulunduğu; davacının, geçirdiği rahatsızlık nedeniyle bitkisel hayata girdiği ve bu haliyle bitkisel hayatta yaşamını sürdürdüğü; bu nedenle, gerek resmi gerekse gayri resmi iş ve işlemlerini yapamayan davacıya Bakırköy — Sulh Hukuk Mahkemesi’nin —- esas,—-karar sayılı 28/04/2015 tarihli kararı ile eşi —-‘ın vasi tayin edildiği hususlarında; uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı şirketin %25 oranında B grubu hissedarı olan davacının talebi üzerine davalı şirkete özel denetçi atanması koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında; toplanmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama, göre; pay sahibinin denetleme hakkını, tali hak niteliği taşıyan özel denetleme isteme bağlamında da kullanabileceği; y.TTK.438-(1) maddesi hükmüne göre her pay sahibi pay sahipliği haklarını kullanabilmesi bakımından gerekli olduğu takdirde ve bilgi ile inceleme haklarına daha önce başvurmuşsa belirli olayların/özellikle ortaklık dışı vakıaların özel denetimle açıklığa kavuşturmasını, şirket genel kurulundan isteyebileceği; pay sahibinin, bu talepte bulunabilmesi için gündemde madde bulunmasına gerek bulunmadığı; söz konusu talebin genel kurulda ileri sürülebilmesi için özel denetim, pay sahipliği haklarından herhangi birinin, kullanılabilmesi bakımından gerekli olmasının gerektiği; örneğin, yönetim kurulu, kurucular, tasfiye memurları veya denetçi aleyhine sorumluluk davası açabilmek, bir genel kurul kararının iptalini isteyebilmek, kâr dağıtım kararının butlanını talep edebilmek gibi ikinci olarak pay sahibinin daha önce bilgi alma ve/veya inceleme haklarını kullanmış, ancak sonuç alamamış olmasının gerektiği; davacı adına, davalı şirketin 29/05/2017 tarihli 2016 yılına ait olağan genel kurul toplantısında bilgi alma hakkının kullanıldığı; şirket yönetim kurulunca davacı vekiline yeterli açıklıkta bilgi verildiği; davalı vekilinin özel denetçi atanmasına yönelik talebinin de şirket genel kurulunca reddedildiği; davacının, belirli olayların/özellikle ortaklık içi vakıaların özel denetimle açıklığa kavuşturulması istenilmeksizin, şirketin genel denetlenmesini sağlamaya yönelik özel denetçi atanması talebinin yasal koşulları taşımadığı ve yerinde bulunmadığı; bu nedenlerle, davacı tarafından, davalı aleyhine açılan işbu davanın sübut bulmadığından reddine; karar vermek gerekmiştir.
K A R A R:Yukarıda açıklanan gerekçeler ile;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineyi irat kaydına,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
İlişkin; taraf vekillerinin yüzüne karşı kesin olarak oy birliği ile verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/02/2018