Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/92 E. 2021/1143 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/92 Esas
KARAR NO: 2021/1143
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 23/01/2017
KARAR TARİHİ : 21/10/2021
— adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız —- tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:
Davacı vekili; dava dilekçesinde, davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, davacı tarafından fatura konusu malların davalıya teslim edildiğini, malların teslimi ile —– adet fatura tanzim edildiğini ancak davalının söz konusu fatura bedellerini ödemediğini, bu nedenle —- dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının yetkisizlik itirazı nedeniyle —- sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak davalının —- tarihinde gönderilen ödeme emrine itiraz ettiğini, —–dosyasında açılan icra takibine devam edilmesine, davalının menkul ve gayrimenkul malları ile 3.kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulasını, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gider ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmektedir.
ll. SAVUNMA:
Davalı vekili; cevap dilekçesinde, davacının —– açtığı icra takibinin yetkisizlik itirazı ile reddedildiğini, buna istinaden borca, faiz ve ferilere itiraz edildiğinden bu itirazın görevli ve yetkili mahkeme tarafından kaldırılmadan aynı alacak için yeniden icra takibinin başlatılamayacağını, ikinci geçersiz icra takibi ile ilgili olduğunu ve mükerrer takibe dayanan davanın reddedilmesini, alacağın %20 oranındaki haksız takip tazminatının davacıdan tahsil edilmesini talep etmektedir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, fatura alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
—- dosyasının tetkikinde;
Davacı alacaklı tarafından, davalı borçluya yönelik ——– alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, —- yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Uyuşmazlık, davacının davalıdan yedi adet fatura alacağı bulunup bulunmadığı hususundadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen —- tarihli raporda, davalı tarafın inceleme gününe katılmadığı ile defter ve belgelerini ibraz etmediğini, davacı yanın ticari defterlerin incelemeye tabi tutulduğu, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı lehine delil vasfı bulunduğu, davacı şirketin defterlerine göre davacının takip tarihi itibari ile davalı şirketten — adet faturadan kaynaklı olarak — alacaklı olduğu, belirtilmiştir.
— tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda ise; Davacı tarafından davalı adına — adet fatura değil, — adet fatura düzenlendiği, davacı tarafından davalı adın düzenlenen — adet faturadan — adet toplam — tutarındaki irsaliyeli faturalar ve muhteviyatı davalı tarafa kargo yolu ile teslim edildiği,—- tutarlı faturanın ise davalı tarafa teslimine ilişkin herhangi bir belge dosya kapsamında mevcut olmadığı, belirtilmiştir.
—- Yapılan Değerlendirmede;
Davacı vekili, davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki nedeniyle bir kısım malların teslimi hususunda anlaşıldığı, davacı tarafından fatura konusu mallar davalıya teslim edildiği, ——- fatura tanzim edildiğini ve bedellerinin ödenmediğini iddia etmiştir.
Davalı taraf tarafından ise herhangi bir borcun bulunmadığı savunulmuştur.
4721 sayılı TMK’nın “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir. 6100 sayılı HMK hükümlerine göre, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafın ispat yükü altındadır (HMK 190).
Bu cihette davacı tarafça, takibe konu —- faturadan kaynaklı alacaklı olunduğu, malların teslim edildiği ve bedellerinin ödenmediğini ispatla yükümlü olduğu,
TTK 82.maddesi gereğince, kural olarak ticari defterler tacirler arasında çıkan uyuşmazlıklarda delil olarak kabul olunacağı ——- bu cihette tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verildiği, davalı tarafın inceleme gününe katılmayarak ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği, davacı yanın ticari defterlerin incelemeye tabi tutulduğu, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı lehine delil vasfı bulunduğu, takibe konu yedi adet faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, bilirkişilerce tespit edildiği,
Davacı tarafça, fatura ve malların teslimine dair —-dosyaya mübrez yazısı ekinde sunulan teslim belgeleri ile ——tarihli dosyaya mübrez yazısı ekinde sunuları teslim belgelerinden, davacı tarafından davalı adına düzenlenen—davalı tarafa —- teslim edildiği teslim belgelerinden anlaşıldığı,——-tutarlı faturanın ise davalı tarafa teslimine ilişkin herhangi bir belge dosya kapsamında mevcut olmadığı, davalı tarafça fatura ve malların davalı şirkete teslim edilmediği savunulmuşsa da, —- teslim edilen ürünlerin ve faturaların neler olduğuna dair aksi yönde bir delil sunmadığı da birlikte değerlendirildiğinde, davacı şirketin ——– bedelli faturaya konu malları davalıya teslim etmesine karşın davalı tarafça bedelleri ödenmediği anlaşılmakla, takibe itirazın ——- yönünden iptaline karar verilmiştir.
İşlemiş Faiz Talebi Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Her ne kadar takip dosyasında işlemiş faiz talep edilmiş ise de ; Taraflar arasında herhangi bir yazılı sözleşme mevcut olmadığında ve borçlunun bir ihtar veya ihbarla temerrüde düşürülmediğinde işlemiş faiz talebi kabul edilemeyeceği, davacının düzenlemiş olduğu fatura tutarının ödeneceği vade belirtilse dahi bu durumu değiştirmeyeceği ——-anlaşılmakla, anılan bu şartlar gerçekleşmediğinden davacının işlemiş faiz talebi yerinde görülmemiştir.
İcra İnkar Tazminatı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.———
Bu kapsamda, alacağın likit olması ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmesi nedeniyle, hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
1-Davalının—— sayılı dosyasında vaki itirazının KISMEN İPTALİ ile,
2-Takibin —— asıl alacak, üzerinden aynen DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Hükmedilen asıl alacağın %20’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gereken harcın dava açılırken alınmadığı anlaşılmakla 638,53 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 983,34 TL nispi vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Alınması gereken 59,30 TL başvurma harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 322,50 TL posta ücreti ve 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam: 2322,50 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde ——- Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/10/2021