Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/873 E. 2019/321 K. 10.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/873 Esas
KARAR NO : 2019/321
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/08/2017
KARAR TARİHİ: 10/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davacının akademik kariyerini sonlandırdıktan sonra özel bir şirkette satış personeli olarak çalışmaya başladığı ve usun yıllar halıcılık sektöründe faaliyet gösteren bu şirkette maaşlı olarak çalışmaya devam ettiği; davacının liseden eski bir arkadaşı olan ——– adlı şahsın davacının akademik geçmişi, iş hayatında edindiği tecrübe ve müşteri çevresi, halıcılık sektörüne ilişkin bilgi ve deneyimini kullanıp kâr etmek amacıyla, davacıya birlikte şirket kurma teklifinde bulunduğu; emekliliği yaklaşan davacının, emeklilik döneminde maddi yönden mağdur olmamak adına, okul arkadaşı————güvendiği ve teklifini kabul edip onunla ortak iş yapmakta tereddüt duymadığı; tacir sıfatıyla ticaret hayatının içinde hiç yer almamış, şirket kurma ve yönetme konusunda tecrübesiz olan davacının, daha önce pek çok şirket kurmuş ve yönetmiş olan arkadaşı ——— güvenerek tüm işleri onun fiili idaresine bıraktığı; onun yönlendirmesi doğrultusunda hareket ettiği; ———— gerek bizzat gerek özel hayatında birlikte olduğu ve menfaat birliği içinde bulunduğu davalı … ———– vasıtasıyla verdiği bilgi, talimat ve talepleri hiç sorgulamayıp harfiyen yerine getirdiği,———— davacıyı şirket kurma fikrine ikna ettikten sonra davalı …—— ile birlikte ——- tarihinde —.-TL sermaye tle ——— kurduğu, şirketin 25.000.-TL’lık payı ———–TL’lik payı da davalı …———— ait olarak kurulduğu; davacıya emekli olması ile birlikte hisselerin bedelsiz şekilde kendisine devredileceğinin ifade edildiği; davalı …———— hesabına şirket sermayesinin ödenmesi için para yatırmasının istendiği; davacının da eşi——– vasıtasıyla davalı ..———–banka hesabına sermaye bedeli olarak ———–tarihlerinde toplam —–TL havale ettiği; davalı .——– ve —- tarihlerinde gönderilen paraları aynı tarihlerde şirketin banka hesabına aktardığı; —–şirket sermayesinin – ve davalı …- kararıyla -TL’ye çıkarıldığı;- itibariyle – tarafından şirket sermayesinin %50’si olan -‘TL’yi temsil eden, her birinin nominal değeri -TL olan payların davacıya devredildiği (1 nolu pay devri); bu devrin şirket pay defterine kaydedildiğinin ve – tarihli —–e davacının adının geçtiğinin davacıya gösterildiği ve davacının da kendisine vaat edilen devrin gerçekleştiğine inandığı; yine —– itibariyle şirket sermayesinin—-TL’sini temsil eden ve her birinin nominal değeri —-TL olan payların——— tarafından davalı … ———-devredildiğinin (2 nolu pay devri) davacıya beyan edildiği; davalı …———– adının pay defterine yazıldığı fakat buna ilişkin ne bir devir sözleşmesi ne de başkaca bir bilgi ve belgenin davacıya verilmediği; ——– tarihinde şirket sermayesinin ——-TL’sini temsil eden ve her birinin nominal değeri 1.000 TL olan payların davalı …——- tarafından davacıya (halihazırda şirketin %50 ortağı olduğuna inandırılarak) devredildiği (3 nolu pay devri); bu amaçla davacıya bir devir sözleşmesi imzalatıldığı; devir bedeli olarak davacının davalı ————235.000,-USD ödediği; davacının bu bedeli ödememesi halinde şirketin işlemez hale geleceği, zararının büyüyerek devam edeceği, sektördeki itibarının sarsılacağı, ekonomik olarak davacının da kötü duruma düşeceği mülahazalarıyla davalı … ————tarafından aldatıldığı; 1 nolu pay devrinin geçersiz bulunduğu; davacının adının şirket pay defterine gerekli usul izlenmeyerek kaydedildiği; 2 nolu pay devrinin geçersiz bulunduğu; şirket ana sözleşmesi uyarınca yönetim kurulunun onayı olmadan yapılan böyle bir işlemin geçerliliğinin bulunmadığı ve bu devrin yönetim kuruluna hiç intikal ettirilmediği; 3 nolu pay devrinin geçersiz bulunduğu, davacının maaşlı çalıştığı ış hayatı boyunca edindiği birikimin bir bölümünü aslında hiç ortak olmadığı ama ortak olduğunu zannettiği şirkete tahsis ettiği; ayrıca, şirketin işleri için canla başla çalıştığı; davacının 1 nolu devrin aslında hiç yapılmadığının farkında olmaksızın ve şirketin %50’sinin kendisine ait olduğunu sanarak, şirketin tamamının sahibi olacağını zannederek, istemeden dahi olsa davalı —– talep ettiği fahiş bedeli evini satmak pahasına ödediği; davacının şirkete hiç ortak olmadığını bilseydi böyle bir devir olasılığını aklından bile geçirmeyecek olduğu, devredildiği iddia edilen hisselerin tamamının mülkiyeti davalı … ———ait değil iken böyle bir devrin geçerliliğinden bahsedilemeyeceği; davalı …——–davacıdan fahiş bir pay devir bedeli tahsil etmekle kalmayıp kendisine doğacak gelir vergisinden de kaçmak adına pay devir bedelinin sözleşmede payın nominal değeri üzerinden gösterilmesi konusunda davacıyı aldattığı; hile, desise ve baskı ile davacıyı sözleşmeyi imzalamaya zorladığı; ancak, davacıya e-posta ile gönderilmiş sözleşme taslağında devir bedelinin 235.000.-USD olarak gözüktüğü ve davacının 21.09.2014’te davalı …——– vekiline gönderdiği e-posta mesajında da payların devri için 235.000.-USD ödemeyi kabul ettiğini yazdığı; pay devir bedelinin ödendiğini gösterir bloke çekin fotokopisi üzerinde davalı ..———– kendi el yazısı ile ———– yazıp imzaladığının görüldüğü ve tarih olarak —– yazıldığı;—— no.lu pay devirlerinin geçersiz olması sebebiyle 3 no.lu devrin de açıkça kesin hükümsüz olduğu; ——- no.lu devrin geçersizliğini ileri sürerek İstanbul Anadolu 6, Asliye Ticaret Mahkemesi huzurunda————— E. sayıiı davayı açtığı ve durumun düzeltilmesi için ——– ödenen hisse devir bedelinin kendisine de ödenmesini talep ettiği; aleyhine açılan böyle bir dava karşısında avukata başvuran işbu davanın davacısı …’ın istismar edilmiş, aldatılmış ve kendisine ait olduğunu sandığı paylara ilişkin devirlerin aslında hükümsüz olduğunu ancak avukata başvurduktan sonra öğrendiği ileri sürülerek, davalı …——— ile davacı arasında imzalanmış ———– tarihli pay devir sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile geçersiz pay devrine dayanılarak davalıya yapılan ——-.-USD bedelin faiziyle birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesi; pay devrinin geçersizliği iddiasının kabul görmemesi halinde, davacının hile ile aldatılarak ve tecrübesizliği nedeniyle istismar edilerek (gabin) açıkça orantısız bir bedelle yapılmış olan pay devir işleminin iptaline ve iptal edilen pay devrine dayanılarak davalıya yapılan ödemenin istirdadına, istirdat talebinin kabul görmemesi halinde aynı tutarın BK md.39/2 uyarınca tazminat yolu ile davacıya ödenmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı tarafa ———— tarihinde usulüne uygun biçimde dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğ edildiği, ancak davalı tarafın davaya cevap sunmadığı dosya kapsamından anlaşılmıştır.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında imzalanan 14/10/2014 tarihli pay devir sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile bu pay devri karşılığında davalıya çek ile ödenen 235.000 USD’nin davalıdan tahsili, bu talep yerinde görülmez ise hile ve gabin nedeniyle pay devri işleminin iptali ve pay devrine dayalı yapılan ödemenin istirdadı istemine, bu talep de yerinde görülmez ise TBK 39/2 maddesi gereği ödenen meblağın davalıdan tazmini istemine ilişkindir.
Mahkememizce davaya konu hisse devrinin muhatabı dava dışı———–kayıtları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle bilirkişi incelemesi yapılmış , alınan rapor dosya kapsamına, delil durumuna uygun bulunmakla hükme esas alınmıştır.
Mahkememizce dava dışı ———— kayıtları dosyamız arasına alınmış ve tetkik edilmiştir.
Davalı tarafça davaya cevap verilmemesi nedeniyle davacı vekilince dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulan dava konusu———– tarihli hisse devir sözleşmesindeki imzası yönünden, davalı adına isticvap davetiyesi tebliğ edilmiş, davalı taraf isticvap davetiyesi üzerine duruşmaya gelmediği gibi beyan da sunmamış olmakla, 14/10/2014 tarihli dava konusu sözleşmedeki imzanın kendisine ait olduğunu ikrar etmiş sayılmıştır.
Dasva dışı ———— tarihli sicil gazetesinde yayınlanan esas sözleşmesinin tetkikinde; hisselerin devri başlıklı 15.maddesinde “Nama yazılı hisseler iş bu maddenin ilgili hükümleri saklı kalmak şartı ile aşağıda belirtilen şekilde devredilir. Nama yazılı hisselerin her türlü devri Yönetim Kurulunun onayına tabi olup pay defterine kaydedilmesi gerekir. Türk Ticaret Kanunun ilgili maddeleri hükümleri saklı kalmak şartı ile Yönetim Kurulu Ana Sözleşme Hükümlerine veya kanuna aykırı hisse devirlerini kayıttan imtina edebilir.”hükmü getirilmiştir.Yine esas sözleşmesinin 6.maddesinde “Hisse senetleri nama yazılıdır” ibaresinin yer aldığı görülmüş ne var ki dava dosyasından, şirket nezdinde yapılan incelemeden, dava dışı şirketin pay senedi bastırdığına ilişkin bir bilgi yansımamıştır. Mevcut durum itibariyle dava dışı şirket hisseleri pay senedine bağlanmamış olmakla, hisse devir işlemleri alacağın temliki hükümleri gereğince, yazılı şekilde yapılmalı, yanı sıra esas sözleşmesinin 15.maadesi gereği yönetim kurulunun onayı alınmalıdır.
Dava dışı şirket sicil dosyası ve pay defteri incelendiğinde kurucu ortaklar davalı … ———ile dava dışı ——-tarafından —– TL bedel karşılığı 25’er hisse ile kurulduğu, 17/09/2013 tarihinde sicil gazetesinde yayınlanan 09/09/2013 tarihli genel kurul kararı ile şirket sermayesinin 170.000 TL’ye yükseltildiği, o haliyle davalının mevcut 25 payı aynı kalırken dava dışı ortak —————- payının 145 paya karşılılık 145.000 TL ‘na çıkarıldığı görülmüştür.
Ortaklar pay defterinin tetkikinde davalıya 25/11/2013 tarihinde 60.000 TL tutarlı hissenin ————n alış suretiyle devredildiğinin, sonrasında 14/10/2014 tarihinde davacıya devir yapıldığının yazıldığı belirlenmiştir.
Davacı yönünden pay defterinin tetkikinde ise 25/11/2013 tarihinde ————‘dan alış” ibaresinin bulunduğu, ancak herhangi bir imza içermediği görülmüştür.
Uyuşmazlık konusu 14/10/2014 tarihli hisse devir sözleşmesinin tetkikinde ise davalının, dava dışı ————- mevcut 85 paya karşılık 85.000 TL ‘lik hissesinin tamamının 85.000 TL bedelle davacıya devredildiğinin kararlaştırıldığı görülmüştür.
Anılan hisse devir sözleşmesi, yazılı yapılmış olması itibariyle şekil şartına uygundur.
Ne var ki dava dışı şirket karar defterinin tetkikinden, anılan pay devirleri yönünden alınmış bir yönetim kurulu onay kararı bulunmadığı tespit edilmiş olmakla, hisse devirlerinin dava dışı şirket esas sözleşmesine uygun olmadığı, devir prosedürünün tamamlanmadığı anlaşılmıştır.
Bu kapsamda davacının, pay defterindeki kaydın aksine, dava dışı ———–25/11/2013 tarihinde 85.000 TL bedelli hisseyi iktisap etmediği gibi davalının da yine 25/11/2013 ‘te————-TL bedelli hisseyi iktisap etmediği anlaşılmıştır.Netice itibariyle davalının 14/10/2014 tarihli hisse devir sözleşmesinin yapıldığı tarihte mevcut hissesi, kuruluştaki 25.000 TL bedelli hisse kadardır, davacının ise dava dışı şirkette usulen iktisap ettiği hissesi bulunmamaktadır.
Davaya konu 14/10/2014 tarihli hisse devir sözleşmesinde davalının 85.000 TL bedelli hisseyi devrettiğine ilişkin sözleşmesinin 60.000 TL ‘lik hisseye ilişkin hükmü, davalının o tutarda hisseye hiç sahip olmamış olması itibariyle hükümsüzdür, sözleşmenin ancak 25.000 TL bedelli hisse yönünden geçerliliği söz konusu olabilir.
Ancak TBK 27/2 maddesindeki “Sözleşmenin içerdiği hükümlerden bir kısmının hükümsüz olması, diğerlerinin geçerliliğini etkilemez. Ancak, bu hükümler olmaksızın sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, sözleşmenin tamamı kesin olarak hükümsüz olur.” düzenleme ile davacının, dava dışı, ———– yapılan hisse devrinin de esas sözleşmedeki usulle yapılmadığı dikkate alındığında, mevcut durum itibariyle davacı tarafça açıkça sözleşmenin yapılmayacağı, TBK 27/2 maddesi gereğince sözleşmenin tamamının hükümsüz olduğuna dair mahkemememizde kanaat hasıl olmuştur.
Davaya konu hisse devir sözleşme içeriğinde hisse bedelinin 85.000 TL olduğu belirlenmiş ise de, dosyaya sunulan mail yazışmaları, çek sureti, çek tutarının davalı tarafından 15/10/2014 tarihinde tahsil edildiğine ilişkin yazı cevabı birlikte değerlendirildiğinde hisse devrinin 235.000 USD tutar karşılığında ve dosyaya sureti sunulu çek ile ödenmek suretiyle yapıldığı anlaşılmakla davanın kabulüne yukarıda anlatıldığı suretle, davaya konu 14/10/2014 tarihli sözleşmenin hükümsüzlüğüne ve sözleşme bedeli olarak davalı tarafça tahsil edilen 235.000 USD’nin davalıdan tahsiline dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile ; taraflar arasında imzalanan 14/10/2014 tarihli “Anonim Şirket Hisse Devir Sözleşmesi” nin hükümsüzlüğünün tespiti ile 235.000 USD’nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/A Maddesi gereği işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 36.639,03 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 9.159,76 TL harcın mahsubu ile bakiye 27.479,27 TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı için takdir olunan 35.404,56 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 9.193,26 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen 2.000 TL bilirkişi gideri , 87.00 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.087,00 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/04/2019