Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/870 E. 2021/764 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/870 Esas
KARAR NO: 2021/764
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 04/08/2017
KARAR TARİHİ: 06/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- yönetimindeki davalı — plakalı aracın davacının yolcu olarak bulunduğu — plakalı araca çarptığını, kaza neticesinde—–soruşturma numaralı dosyasına sunulan bilirkişi raporunda davalı — asli kusurlu bulunduğunu, davacının beden gücü kayıp oranının tespiti için —- rapor alınması gerektiğini, davacının kaza tarihinde kurumsal finansman danışmanlığı uzmanı olarak çalıştığını, davacının—– tarihinden — tarihine kadar tedavi gördüğünü, kaza nedeniyle davacının malvarlığı zararı oluştuğunu, prim kazancından mahrum kaldığını, davacının iç organlarında ciddi şekilde yaralanma olduğunu, yaşam kalitesinin düştüğünü belirtmiş, —- maddesi uyarınca maddi tazminat tutarının belirlenerek davalılara ödetilmesine, —– manevi tazminatın işleten ve sürücüye ödetilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle; alacağın zamanaşımına uğradığını, —– plakalı aracın davalı nezdinde ——– sigortalı olduğunu, davalının sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında ve poliçede belirtilen azami tutar ile sınırlı olduğunu, davacının davalı şirkete başvurması üzerine —– dosyasının açıldığını, eksik evrakın başvuru sonrası tamamlanmadığını, bu nedenle davanın dava şartı eksikliği sebebiyle reddedilmesi gerektiğini, kaza ile zarar arasındaki illiyet bağının var olup olmadığının tespitinin zaruri olduğunu, kesin maluliyet oranının tespitinin gerektiğini, davacının müterafik kusurunun bulunduğunun tespit edilmesi halinde kusur indirimi yapılacağını, davalının tedavi giderlerinden ve geçici iş göremezlik zararından sorumlu olmadığını, zararın asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiği belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —– vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talepleri ile kaza arasında nedensellik bağı bulunmadığını, davacının kendi kusurunun bulunup bulunmadığının göz önüne alınması gerektiğini, davacının zararın artmasına müterafik kusuru ile yol açtığını, tazminat hesabında asgari ücretin esas alınması gerektiğini, manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu, ticari faiz talebinin haksız olduğunu belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin—- tarihli dilekçesinde —–maddesine göre davalı ——- taraf olarak değiştirilmesini talep ettiği, mahkememizce —- tarihli ara karar ile — davalı olarak husumetin yöneltildiği anlaşılmıştır. —- hataya düşülen davalının davanın tarafı olmaktan çıkarılacağı ve lehine yargılama ücretine hükmedileceği düzenlenmiştir. Bu itibarla, — taraf değişikliği ile yargılamadan çıkarılması nedeniyle lehine vekalet ücretine hükmedilmiştir —-
Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle işgöremezlik tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; — tarihinde davacı — yolcu olarak bulunduğu — plakalı araç ile davalı — idaresindeki davalı —- işleteni, davalı sigorta şirketinin —– plakalı aracın çarpışması neticesinde meydana gelen kaza nedeniyle davalıların kusuru bulunup bulunmadığı, kazanın oluşumunda varsa kusur oranlarının ne olduğu davacının bedensel zarara uğrayıp uğramadığı uğradıysa hangi miktarda maddi zararının oluştuğu ile manevi tazminatın şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dava tarihi itibariyle —- yapılan değişiklik yürürlükte olup, dava tarihinden önce davalı —– başvuru yapıldığı halde sigorta şirketi tarafından başvuruya eksik belge temini yönünde cevap verildiği tarafların kabulündedir.—– olduğu belirtilen yönetmelikteki kriterleri sağlayan maluliyet oranını gösterir sağlık kurulu raporunun alınması için geçecek süre nazara alındığında, —-günlük cevap süresinin makul olmayacak şekilde aşılması sonucu doğacağından başvurunun sonuçsuz kaldığının kabulü gerekir. Bu itibarla, başvuruya ilişkin dava şartının davacı tarafından yerine getirildiği anlaşılmıştır.
—— —- araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak —– yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak —- içinde zamanaşımına uğrar.” hükmüne, yine aynı kanunun —-maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir. Açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında, kaza sonucu davacı yaralanmıştır. Kaza tarihinde yürürlükte olan — tarihinde meydana gelmiş, davacı vekili tarafından ceza zamanaşımı süresi içinde —– tarihinde işbu dava açılmıştır. Bu nedenle, zamanaşımı defi yönünden davalı savunmasına mahkememizce itibar edilmemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Sigorta poliçesinin incelenmesinde; —- başlangıç ve bitiş tarihleri arasında — nezdinde ——- sigortalı olduğu görülmüştür.
—- soruşturma numaralı dosya içeriğine göre; dava konusu kazaya ilişkin bilirkişi raporu alındığı, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü —– asli kusurlu olduğu, kazanın ardından tanık ifadelerinin alındığı, delillerin toplandığı görülmüştür.
—- tarihli yazı cevabına göre; davacının sosyal ve ekonomik durum araştırmasının yapıldığı, buna ilişkin tutanağın dosya arasına alındığı görülmüştür.
—- tarihli yazı cevabına göre; davalı —- sosyal ve ekonomik durum araştırmasının yapıldığı, buna ilişkin tutanağın dosya arasına alındığı görülmüştür.
—- tarihli yazı cevabına göre; dava konusu — plakalı aracın kaza tarihinde davalı —— kayıtlı olduğu görülmüştür.
—— tarihli yazı cevabında davacıya herhangi bir aylık bağlanmadığı bildirilmiş, hizmet kaydı Mahkememiz dosyasına gönderilmiştir.
—-nolu hasar dosyası içeriğine göre; davacının davalı şirkete —– tarihinde başvurduğu, heyet raporu ile gerçek zararın tespitine yarar belgelerin tamamlanmaması nedeniyle zararın tazmin edilmediği anlaşılmıştır.
—- hasar dosyası içeriğine göre; dava öncesi sigortacıya başvuru yapıldığı, başvuru neticesinde hasar dosyası oluşturulduğu, davacıya ödeme yapılmadığı, —— nezdinde —- —– olduğu görülmüştür.
—– tarihli yazı cevabına göre; davacının epikriz formu ve konsültasyon raporu dahil tüm tedavi evrakının mahkememize gönderildiği görüldü.
—-tarihli rapora göre; davacı—- tarihinde maruz kaldığı trafik kazasına bağlı yaralanması nedeniyle—– çerçevesinde vücut fonksiyon kaybı oranının %0 olduğu, iş göremezlik süresinin—— aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir.
Davacı vekili — tarihli rapora itiraz dilekçesinde özetle;— — —- göre düzenlenen raporları kabul etmediğini belirtmiş, ——rapor düzenlenmesini talep etmiştir.
—– hükümlerinin kaza tarihinde—– yürürlükte olduğu anlaşıldığından, —- tarihli oturumda bu yöndeki itirazın reddine karar verilmiştir.
—— hazırlanan genel şartlarda ..” ibaresi ile ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin; aynı Kanunun —- olduğundan iptaline karar verilmiştir. Davacının zararının ve zararın kapsamının—- fiile ilişkin hükümlerine ve— göre belirlenmesi gerekir. —–düzenlenecek maluliyet raporlarında — tarihinden itibaren uygulanan genel şartların bu halde genel şartlarla belirlenen —-
Somut olayda; davacı vekili— tarihli beyan dilekçesi ile değinilen haklı sebeplere dayanarak ek rapor alınmasını talep etmiştir. Öte yandan, —– iptal kararının kaza tarihinde yürürlükte olan —– uygulanmasına engel olmadığı anlaşıldığından yeniden maluliyet raporu alınması talebinin reddine karar verilmiş, —-raporu hükme esas alınmıştır.
Bilirkişi —– tarafından düzenlenen — tarihli bilirkişi raporunda; —tarihinde meydana gelen kazada trafik kurallarını ihlal eden davalı — %100 oranında kusurlu olduğu, dava dışı —- herhangi bir kusurunun bulunmadığı, soruşturma dosyasında alınan rapor ile mübayenet oluşmadığı tespit edilmiş, denetime elverişli rapor hükme esas alınmıştır.
Bilirkişi —tarafından düzenlenen—- tarihli ek rapor içeriğine göre; davacının sürekli iş göremezlik zararının oluşmadığı, geçici iş göremezlik zararının —-olduğu mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi —tarafından düzenlenen— tarihli esas rapor ve—- tarihli ek rapor içeriğine göre; davacının başkasının desteğine ihtiyaç duyduğu sürenin kaza tarihinden itibaren —olduğu, bakıcı giderinin –olduğu, ulaşım ve diğer sosyal giderlerinin —– sağlık kurumlarındaki tetkik ve tedavi giderinin bulunduğu mütalaa edilmiştir.
Davalı — davalı —–tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde özetle; tedavi masrafları ve bakıcı giderinden davalının sorumlu olmadığını, hesaplanan kalemlerin teminat kapsamında bulunmadığını, zarardan —– sorumlu olduğunu belirtmiştir.
—- maddesinde yapılan değişiklik ve geçici—-gereği, trafik kazasından kaynaklanan tedavi giderlerinden —- sorumludur. Ancak, —– açıklanan madde kapsamında kalan belgeli tedavi giderlerinden sorumludur. Belgeli olmayan tedavi giderlerinden ve —– olmayan tedavi giderlerinden — sorumlu olmayıp, sigorta şirketi ile araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu devam etmektedir. Bu itibarla, belgesiz tedavi giderlerine ilişkin denetime elverişli bilirkişi raporuna mahkememizce iştirak edilmiş, rapor hükme esas alınmıştır.
Bilirkişi—– tarafından düzenlenen——içeriğine göre; davacının sürekli iş göremezlik zararının oluşmadığı, geçici iş göremezlik dönemi boyunca mahrum kaldığı prim gelirlerinin ——- olduğu tespit edilmiştir.
—– bedensel zarar kapsamına giren zarar türleri sayılmış olup kazanç kaybı da tazmini gereken zararlardandır. Anılan yasal düzenleme ile, sadece çalışma gücündeki sürekli ve kalıcı kayıp halinde değil, belirli süreli kayıp halinde oluşan zararın da tazmininin gerektiği açıkça kabul edilmiştir. Dosya içerisindeki maaş bordrosu ve ödeme belgelerinden, davacının kazadan önce elde ettiği halde kazadan sonra elde edemediği ve görevine gelemeyen davacının mahrum kaldığı prim alacağı tutarının ise —– olduğu anlaşılmaktadır. Davacı işvereni olan bankanın cevabı gereği; davacı, kazada oluşan yaralanması nedeniyle tedavi ve iyileşme süresinin devam ettiği süreçte çalışmasına devam edememiş olsa dahi, çalıştığı dönemde elde ettiği gelirlerden sadece—–alacağından mahrum kaldığından, geçici işgöremezlik zararının kapsamını da yaralanma sonucu çalışılamaması nedeniyle mahrum kalınan gelirler oluşturduğundan, davacının mahrum kaldığı —- geçici işgöremezlik tazminatı olarak kabulü suretiyle hüküm tesisi gerekir —- Bu itibarla, denetime elverişli bilirkişi raporuna mahkememizce iştirak edilmiş, rapor hükme esas alınmıştır.
Davacı vekilince verilen harcı da yatırılan—- havale tarihli talep arttırım dilekçesi ile maddi tazminat talebinin —- yükseltildiği, talep arttırım dilekçesinin davalılara tebliğ edildiği görüldü.
Davalı —- davalı —- tarihli talep arttırım itiraz dilekçesinde özetle; ıslah edilen alacağın zamanaşımına uğradığını, geçici iş göremezlik zararından davalıların sorumlu olmadığını savunmuştur.
Belirsiz alacak davasında zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için değil, tüm dava için kesilir. 6100 sayılı HMK hükümleri gereğince davacının iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın, davanın başında belirtmiş olduğu alacak talebini HMK 107/1. maddesi hükmüne göre bilirkişi raporu ile tam ve kesin olarak belirlendiği anda arttırması mümkündür. HMK 107/2. maddesi gereğince yapılacak bu artırım bir ıslah olmadığı gibi, bu artırım nedeniyle zamanaşımının da gerçekleştiğinden söz edilemeyeceğinden bu yöndeki savunmaya mahkememizce itibar edilmemiştir.
—– tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan —– hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında —— fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği —– hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme——– çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki ——- aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
———- göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir.
—-addesinde, —– hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak — bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin — aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların — aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, — üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. –somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının —- yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
——maddesinin birinci cümlesinde yer alan —— çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki—- olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının —– uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
Yukarıda açıklandığı üzere, geçici işgöremezlik ve bakıcı gideri talepleri yönünden sigorta şirketinin ve davalının sorumluluğu devam ettiğinden bu yöndeki savunmaya mahkememizce itibar edilmemiştir———
Davalı —- vekili cevap dilekçesi ve aşamalarda sunduğu beyan dilekçesi ile davacının emniyet kemeri takmaması nedeniyle hesaplanan zarardan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini savunmuştur.
Kaza tespit tutanağında, davacı için emniyet kemeri belirlemesi yapılmadığı ve davacının emniyet kemeri takmadığına dair dosyada delil bulunmadığı gözetildiğinde, tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması mümkün değildir —— Kaldı ki, davacının arka koltukta seyahat etmesi, kazanın meydana geliş şekli ve aracın kaza sonrasındaki haline ilişkin dosya içerisinde yer alan fotoğraflar bir bütün halinde gözetildiğinde emniyet kemerinin takılmamış olmasının zararın artmasına yol açmadığının kabulü gerekir.
Tüm dosya kapsamındaki delil durumu ve alınan denetime elverişli bilirkişi raporları uyarınca davacının toplam —– maddi zararının oluştuğu, davalıların zarardan müteselsilen sorumlu oldukları, hesaplanan zarardan indirim yapılmasını gerektirir bir halin bulunmadığı anlaşıldığından, maddi tazminat talebi yönünden aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat talebi yönünden yapılan yargılama neticesinde, tazminat miktarının belirlenmesinde gözetilen hususların açıklanması gerekir: —– maddesi gereğince hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. —– gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat, bozulan ruh huzurunun, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nispetinde iadesini amaçladığından hâkim, —– gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir. Hakim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir ——
Mahkememiz — tarihli oturumunun ———– gerekçesinde açıklanan takdir olunacak manevi tazminat tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar ile tanık dahil tüm delillerini bildirmek üzere süre verilmiş, bildirilen tanıklar mahkememizce dinlenilmiştir.
Tanık —- beyanında; davacı———yanına gelirken kaza yaptığını, telefonda kızının yoğun bakımda olduğunun bildirildiğini, anne olarak zor zamanlar geçirdiğini, davacının—- gün boyunca yoğun bakımda kaldığını, bu süreçte yemek yiyemediğini, çok ağrıları olduğunu, kırıkların ağrı yapmasına rağmen davacıya ağrı kesici verilemediğini, davacının yoğun bakımın ardından — ay kadar hastanede kaldığını, — ay süreyle de evde tedavi gördüğünü, kaza nedeniyle davacının —— ay çalışamadığını belirtmiştir.
Tanık —— beyanında; kaza günü davacının kendisinde olmadığını, davacıya kan nakli yapıldığını, davacının dalağında parçalanma olduğunu, kaza nedeniyle kaburgasında ve çeşitli kemiklerinde kırıklar meydana geldiğini, davacının- gün yoğun bakımda kaldığını, solunum yolu problemleri çektiğini belirtmiştir.
Davalı sürücü —– tarihli oturumda, kazanın meydana gelmesi nedeniyle davacıdan özür dilediğini, bu nedenle üzgün olduğunu beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamındaki delil durumu nazara alınarak manevi tazminatın takdir edilmesi gerekir. Alınan maluliyet ve kusur raporu, tedaviye ilişkin belgeler, kaza fotoğrafları, tarafların sosyal ve ekonomik durumu gibi somut ölçütlerin yanında, davacının duruşmadaki hâl ve tavırları ile tanık beyanları mahkememizce manevi tazminatın tayininde gözetilmiştir. Davacının duyduğu acı ve elemin maddi bir karşılığı olmamakla birlikte, belirlenecek tutarın davalının ekonomik yönden yıkımına da yol açmaması gerekir. Açıklanan nedenlerle, hak ve nesafete göre aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Haksız fiilden doğan tazminat alacaklarında kural olarak faiz başlangıcı olay tarihidir. Zarar gören, tazminat alacağına zararın doğduğu an hak kazanır. Haksız fiillerde olayın vuku tarihinde alacağın muaccel olduğu ve dolayısıyla borçlunun temerrüde düştüğü kabul edilmekte haksız fiil failinin temerrüdü için ayrıca alacağı istemeye yönelik ihtar keşide edilmesine gerek bulunmamaktadır. Bununla birlikte, —- ——– maddelerinde sigortacının zarar giderim yükümlülüğü, zararın ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya bildirildiği tarihten itibaren—- iş günü içinde—— poliçe limiti dahilinde tazminatı ödemekle yükümlü olup, bu sürenin sonunda ödeme yapılmadığı takdirde temerrüt gerçekleşeceği öngörülmüştür. Zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak da temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Somut olayda; davalı sigorta şirketine—- tarihinde başvurulmuş, davada taraf değişikliğine ise —–. Açıklanan nedenlerle, davalılar işleten ve sürücü için olay tarihi, sigorta şirketi için başvuru tarihine göre temerrüt tarihinin belirlenmesi gerekir. Zarara neden olan araç ticari araç olup ticari faaliyet sırasında zarara neden olmuştur. Bu itibarla, davada temerrüt faizi olarak ticari faiz niteliğindeki avans faizine hükmedilmesi gerekmiş, tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafından, davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davasının kabulüne;
Davacı —- uğramış olduğu bedensel zararlar için hesaplanan —geçici iş göremezlik zararı, — bakıcı/tedavi gideri olmak üzere — toplam maddi tazminatın davalılar — tarihinden itibaren, davalı ——- itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacıya ödenmesine,
2-Davacı tarafından, davalılar —- aleyhine açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulüne;
— manevi tazminatın —– kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacıya ödenmesine,
Manevi tazminat davası yönünden fazlaya ilişkin istemin reddine,
3—–yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan — karar harcının davalılardan — — — tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca;
a)davanın kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
b)davanın kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalılar —–tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalılardan —– manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalı —- davada kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Dosyanın tarafı olmaktan çıkarılan —uyarınca belirlenen 3.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak verilmesine, gerekçeli kararın bir nüshasının —- tebliğine,
9-Davacı tarafından yatırılan —–aşağıda dökümü yazılı yargılama giderinden davanın red—–oranına göre hesaplanan —- davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
11-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olduğuna dair taraf vekillerinin ve davalı asil ———- yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2021