Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/87 E. 2019/330 K. 11.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/87 Esas
KARAR NO : 2019/330
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 20/01/2017
KARAR TARİHİ: 11/04/2019
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından, davalı tarafa 5 adet bando kostümü satıldığını; davalı adına ——tarihli ———–sayılı 3.240,00 TL’lik fatura düzenlendiği; davalının fatura bedelinin 1.000,00 TL’sini davacıya ödediğini; davacı tarafından, davalı ile birçok kez görüşme yapılmasına rağmen kalan bakiye borcunu ödemediğini; bu nedenle, İstanbul Anadolu 22. İcra Müdürlüğü’nün ———- sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını; davalı tarafından icra takibine itiraz edildiğini; davalının icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Başlangıçta; İstanbul Anadolu Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ——–esas sayılı dosyasından açılan davanın; mahkemenin —— esas, —— sayılı kararı ve 17/12/2015 tarihli kararı ile “6100 Sayılı HMK.nun 4.maddesinde Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevleri açıkça sayılmıştır. Davacı vekili davalıdan yapılan alışverişten bakiye kalan fatura alacağının tahsilini istemektedir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine göre mahkememiz görevli değildir.6100 Sayılı HMK.nun 2.maddesine göre uyuşmazlığın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli bulunduğundan mahkememizin görevsizliğine” şeklinde karar verildiği; kararın, 23/02/2016 tarihli kesinleşme şerhi ile kesinleşerek; tevzien İstanbul Anadolu 26. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ——— esas sırasına kaydedildiği; burada yapılan yargılama sonucunda —-tarih ve —— esas, ———— sayılı kararı ile “Toplanan deliller ile davacı ve davalı tarafın tacir olup her ikisininde ticari işletmelerinin bulunduğu, taraflar arasında yapıldığı iddia edilen alım satım sözleşmesinin ve buna bağlı olarak kesilen faturanın tarafların ticari faaliyetleri ile ve ticari işletmeleri ile ilgili olduğu, bu durumda TTK’nun 3, 4 ve 5.maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, dava mutlak ticari nitelikte dava olduğundan mahkememizin görevsiz olup görevin dava şartlarından olması nedeniyle HMK nun 115(1) maddesi uyarınca davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine, dosyanın görevli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine” şeklinde karar verildiği; kararın, ———— tarihinde kesinleşerek; mahkememizin ———– esasına kaydedildiği; yargılamaya bu dosya üzerinden devam olunarak; yargılamanın sonuçlandırıldığı; görülmüştür.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesi uyarınca, ticari davalara bakma görevi, asliye ticaret mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinin ilk cümlesinde tarif edilen davalardır. Buna göre, her iki tarafın da “ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” hukuk davaları, ticari dava sayılmıştır. Mutlak ticari davalar ise, tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 15.maddesinde “İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır” tanımı yapılmıştır. Yine Bakanlar Kurulunun —————- sayılı kararı madde 1-a da “…213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177nci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaraları bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf sayılacağı belirtilmiştir.
Somut olay incelenecek olursa; ———- Müdürlüğü yazı cevabına göre davalı …’ın gerçek kişi ticari işletme kaydı ve ——–unvanı ile firma kaydı bulunmadığı, ———–Vergi Dairesi yazı cevabına göre tarafların esnaf sınırını aşar tacir sıfatıyla mükellef olmadığı, davacının işletme usulü ile defterlerini tuttuğu, iştigal ettiği iş kolu faaliyetinin esnaf sınırını aşmadığı, davalının tacir sıfatına haiz olmadığı anlaşıldığından aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın, HMK 114/1-c maddesindeki ” Mahkemenin görevli olması” dava şartı eksikliği nedeniyle HMK 115/2. maddesi gereğince usulden reddine, görevli mahkemenin İstanbul Anadolu 26. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine,
2-Mahkememiz tarafından karşı görevsizlik kararı verilmiş olduğundan,
a)Mahkememiz kararının süresinde ve usulüne uygun şekilde istinaf yoluna başvurulması durumunda dosyanın istinaf incelemesi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
b)Mahkememiz kararının istinaf yoluna gidilmeden kesinleşmesi durumunda HMK 21/1.c madde hükmünde öngörüldüğü şekilde iki mahkeme arasındaki olumsuz görev uyuşmazlığını gidermek ve yargı yerininin (görevli mahkemenin) belirlenmesi için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin 37.Hukuk Dairesi Başkanlığı’na gönderilmesine,
3-Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin HMK. 323 ve 331. maddeleri uyarınca görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/04/2019