Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/863 E. 2020/745 K. 23.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/706 Esas
KARAR NO: 2020/674
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 21/06/2017
KARAR TARİHİ : 10/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinden özetle; Müvekkili şirket nezdinde —— —- kırılması sigorta poliçesi bulunan ————paletli—– tarihinde meydana gelen hasar sebebiyle doğan zararın tamamının poliçe kapsamında müvekkil sigorta şirketince giderildiğini, davalı —— zarar gören makineyi sigortalı şirketin kiralayan ve —– bulunan dava dışı —— taşeron sıfatıyla makineyi kullanan olarak davalı konumda bulunduğunu, diğer davalı —– davalı şirkette sigortalı olarak çalıştığını, meydana gelen kazanın dava dilekçelerinde ekli olarak sunulu—— başlıklı yazılı belgeden de anlaşılacağı üzere davalı iş makinesi operatörünün kusuru sonucunda hasarın meydana geldiğini, zira ilgili beyanda da ifade edildiği üzere hafriyat kazası yapılırken sahada bulunan atıl bina duvarına kova pistonu çarparak makinenin hasarlanmasına sebep olunduğunu, dilekçeleri ekinde ekli ekspertiz raporunda da görüleceği Üzere hasarın makine kırılması sigorta genel şartlan 1.madde K bendinde de belirtildiği üzere ‘”işletme personelinin veya üçüncü şahısların ihmali kusuru hatası neticesinde meydana gelmiştir” denildiğini, müvekkil şirketin bu sebeple meydana gelen hasarın giderilmesi için belirlenen bedel mukabilinde sigortalısının zararım tazmin ettiğini, dava öncesinde hasar tazminatının ödenmesi hususunda sorumlu kişilere ihtar gönderildiğini, ancak her türlü ihtar ve uyanlara rağmen davaya konu bedel ödenmemiş olduğu için işbu davayı açma zorunluluğu hası) olduğunu, haksız fiilin meydana geldiği yerin —— olması hasebiyle işbu davanın yetkili mahkeme sıfatıyla mahkemelerinde açıldığını, yukarıda izah ettikleri tüm bu gerekçelerle fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, —–tazminat alacaklarının ödeme tarihi olan —– tarihinden İtibaren hesap edilecek——kısa vadeli kredilere uygulanan en yüksek reeskont faizi ile birlikte tahsili ile şirket üzerinde kayıtlı araçların mahkemece tespiti ve üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi bakımından tedbir konulmasına, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde özetle dava dışı —– ait —— idaresinde iken —– tarihinde uğradığı hasar nedeniyle uğranılan —- tazminini talep ettiğini, davacı yanın iş bu iddia ve taleplerinin kabul edilebilir olmayıp davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, öncelikle davacı yan davasının zamanaşımına uğramış olup anılan nedenle reddi gerektiğini, davacı yanın işbu davada müvekkil ve diğer davalının üçüncü şahıs olarak nitelendirdiğini ve —– olarak ödediği zararın rücuen tahsilini talep ettiğini, ancak bu noktada talebinin hukuken korunabilir olmadığını, zira diğer davalının müvekkilin çalışanı olmasının tek başına müvekkile kusur atfetmesine imkan veremeyecek olup neticeten diğer davalı dava dışı sigortalının talimat ve rızası dahilinde iş makinesi kullandığını, bu hususun dava dışı sigortalı şirketin davacıya başvurusu içeriğinde açıkça orta olduğunu, dava dışı sigortalının aracını teslim ettiği sürücünün karıştığı kaza nedeniyle bu sürücünün ve sürücü işverenin 3. şahıs olarak nitelenmesi ve rücu talebinde bulunulmasının kabul edilemeyeceğini, her koşulda işbu davada müvekkile atfedilecek bir kusur bulunmadığını, müvekkilin dava konusu kazayı önlemek için alabileceği bir tedbir bulunmadığını, zaten diğer davalının da iş makinası kullanma sertifikasına sahip bir operatör olduğunu, inşaat sahasında hafriyat kazası yapılırken dava konusu gibi bir kazanın meydana gelmesinin olağan dışı bir durum olmayıp müvekkil kusurundan bahsedilemeyecek olduğu gibi tek başına operatör kusurunun da söz konusu olmadığını, her koşulda işbu davada ispat yükünün davacı yan üzerinde olduğunu, hangi gerekçe ile müvekkile husumet yönelttiğini açıklayarak ispatlaması gerektiğini, anılan nedenle müvekkile yönlendirilen husumet ve atfedilen kusuru hiçbir suretle kabul etmediklerini belirtmek istediklerini, ayrıca davacı yanın sigortalısına yaptığı ödemenin hukuka uygun ve somut olaya uygun olduğunu ispata da mecbur olup bu hususlarda incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, hasar miktarına da itirazları olduğunu belirttiklerini, son olarak davacı yanın faiz talebinin dc hukuken korunabilir olmayıp müvekkile işbu dava öncesinde ulaşan herhangi bir başvurusu bulunmadığını, anılan nedenle faiz talebinin reddi gerektiğini, yukarıda açıklanan ve resen göz önünde bulundurulacak nedenlerle davacı yanın hukuki dayanaktan yoksun davasının reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, tazminat davasıdır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Aktüer Bilirkişi rapor içeriğine göre; “Davacı —-; Davacı ———- nolu—– bedel ile —- tarihleri arasında geçerli —- tanzim ettiği, Dava konusu hasarın poliçenin sigorta örtüsü sağladığı —– maddesinde tanımlanan işletme kazaları kapsamında, yine poliçede ek teminat olarak tanımlanan—- meydana geldiği, makinayı kullanan —– Davalı —–düzenlenen ve kaza tarihinde geçerli olan sertifikaya sahip olduğu, bu halde hasarın davacı—–tarafından tanzim olunan —— kapsamında kaldığı ve Davacı———günü banka aracılığı ile —– havale etmek ile ve 6102 sayılı TTK1427 maddesine göre sigortalı——— haklarına kanuni halef olmuştur, Davalı —— yönünden; Dosyada sigortalı —– arasındaki kira ilişkisini tevsik eden bir —- sunulmadığı, Davalı —– sorumluluğunun kusur sorumluluğu olduğu, Davalı —– kusurunun olmadığını savunduğu, Davalı —– kiracı sıfatının belirlenmesi halinde, —–bu kez TBK 316.maddesinde yer alan, —— edimine aykırılıktan doğan Zarardan kusuru oranında sorumlu olacağı, ancak kusur İle İlgili değerlendirmenin uzmanlık alanım dışında olduğu, davalı —- zaman aşımı definin yerinde olmadığı, Davalı —– hasar bedeline de itiraz ettiği, hasarın miktarı ile ilgili değerlendirmenin uzmanlık alanım dışında olduğu, buna bağlı olarak, makina mühendisi bilirkişi eli ile hasarın miktarı yönünden inceleme yaptırılıp yaptı olmayacağının Mahkemenizin taktirinde olduğu, hasar miktarına ——olmamak üzere ——uygulanması gerektiği, Davalı —– sorumluluğunun sözleşmeye aykırılığa dayandığı, dava öncesi TBK117 maddesine göre temerrüde düşürülmediğinden ancak dava tarihinden itibaren faiz den sorumlu olabileceği, Davalı —-yönünden: davacı —–6102 sayılı TTK 1427.maddesine göre sigortalısının haklarına halef olduğu, bu halde sigortalısının sahip olduğu haklardan fazlasını kullanamayacağı, Davacı —— arasında kira sözleşmesine aykırılık nedeni ile doğan zarara dayandığından ve Davalı —–çalışanı davalı —– —- zarar verdiğini İddia da etmediğinden davalı —- pasif husumet ehliyetinin olmadığı,” yönünde görüş bildirilmiştir.
Makine mühendisi ve hesap uzmanı bilirkişi rapor içeriğine göre; ———– adresinde saha çalışmasında hafriyat kazısı yapıldığı esnada operatörün dikkatsizliği sonucu meydana geldiği, zarar gören malzemelerin kullanım ömürlü— olmadığı, söz konusu —– silindir değişim ücretinin yaklaşık ——- olacağı ve kadri marufunda bulunduğu, kaza ile hasar durumunun uyumlu olduğu, söz konusu kazalı —– onarımının yetkili servis ve tamir atölyelerinin İş yükü ile doğru orantılı olmakla birlikte yaklaşık —– günü süreceği ———TBK m. 66 uyarınca sorumlu tutulabileceği” yönünde görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre yapılan incelemede; ———– paletli ekskavatörün davalı ——- bulunan dava dışı —– taşeron sıfatıyla makineyi kullanıldığı sırada diğer davalı —- kullanımında iken hasara uğradığı, davacı şirketin sigortalısına ödediği bedelin rücuen tazmini için eldeki davanın açıldığı, davalı—–davalı şirkette sigortalı olarak çalıştığının —– anlaşıldığı, davalı —- TBK m 49, diğer davalı —— TBK m. 66 uyarınca sorumlu tutulabileceği, yapılan ödemenin kadri marufunda olduğu anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile; —– tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli karar harcı 773,13 TL’den peşin olarak yatırılan 193,29 TL’nin mahsubu ile 579,84 TL eksik harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile,
hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 193,29 TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 36,00 TL ilk dava masrafı, 295,70 TL tebligat, müzekkere gideri, 2.600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.931,70 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.400,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, —– Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/11/2020