Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/856 E. 2021/627 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/856 Esas
KARAR NO : 2021/627

DAVA : Sözleşmenin İptali, Alacak
DAVA TARİHİ : 02/08/2017
KARAR TARİHİ : 08/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, taraflar arasında —– tarihlerinde yapılacak — kapsamında —- içeceklerin — tarihinde akdedildiğini, sözleşme gereği —– davalıya aktarıldığını, davalının sözleşmeye aykırı olarak ——- öğrenildiğini, sözleşme şartlarına aykırı hareket edildiği için Bakırköy — Noterliği’nden —– tarihinde gönderilen ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğinin davalıya bildirildiğini, sözleşmede — —- mahrumiyeti gerekse de cezai şart talep edilebileceğini, 30.000 kişinin geleceği —– edildiğinden kişi başı —– bırakacağı düşünüldüğünde — konuya ilişkin —-. Hukuk Dairesi, —- Karar Nolu kararında “Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşme feshedildiğinden müsbet zarar olan mahrumiyetinin talep edilemeyeceği gerekçesiyle kâr mahrumiyetine yönelik talebin reddine karar verilmiştir. Kural olarak, BK’nun 106. maddesi hükmü uyarınca “sözleşme feshedilmiş ise müsbet zarar istenemeyecektir . ancak dava konusu olayda, taraflar sözleşmenin 26. Maddesinde bu durumun aksini kararlaştırmış olduklarından davacı kâr mahrumiyetini talep edilebilecektir..” denilerek sözleşmenin feshi durumunda taraflar ayrıca kararlaştırmışlarsa sözleşme şartlarının yerine getirilmemesi nedeniyle kaybedilen kâr mahrumiyetinin de talep edilebileceğinin belirtildiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalıya ödenen—–ihtar tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faiziyle iadesine, sözleşmenin 7. maddesinde belirtilen ———— tarihli ihtar tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faiziyle iadesine, uğranılan müsbet zararın hesaplanarak mahrum kaldığı kârın taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı taraf usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; sözleşmenin feshi ile alacak istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık;— arasında akdedilen sözleşme uyarınca davalının sözleşme şartlarına aykırı davranarak yükümlülüklerini ihlal edip etmediği, sözleşme kapsamında kararlaştırılan cezai şartı ödeme yükümlülüğünün olup olmadığı, yine davacının kar kaybı talep edip edemeyeceği, edebileceği takdirde bu miktarın tespiti ile davalıdan tahsiline ilişki alacak davası ile sözleşmesinin fesihine ilişkin davadır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmış, konunun incelemesi uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi rapor içeriğine göre; “1-Davacı ve davalı arasında davacının yapılacak olan etkinlik kapsamında—- kapsamında davalı ile karşılıklı sözleşme akdedilip akdedilmediği, sözleşme var ise kapsamının—— etkinliğin ———— üstlenilmesi, —- satışının, — davacıya ait olacağı, —–kişinin etkinliğe giriş yapacağının taahhüt edildiği vb. hususlarda —sözleşmenin kurulduğu,
——— kapsamında davacı tarafından—davalı hesabına yapılıp yapılmadığı hususunda:
a.Davacının defterlerinde — davalıya ödendiğinin görülmediği,
b.Davalının defterleri görülemediğinden davacıdan tahsilat yapılıp yapılmadığının tespit edilemediği,
c.Ancak dava dosyasına davacı tarafından sunulu ——– tarafından davalının hesabına “—— sözleşme şartlarına aykırı davranarak yükümlülüklerini ihlal edip etmediği, cezai şart (ceza koşulu) ödeme yükümlülüğünün olup olmadığı hususunda:
a.Her ne kadar davacı tarafından dosyaya sunulu———— ihtarnamesinde davalının sözleşmeye aykırı olarak ————- edilmişse de davalının başka kişilerle —- bakımından ——- böylece sözleşmeye aykırı davranışta bulunup bulunmadığının hem dosya kapsamı açısından hem de uzmanlık alanımıza giren bir husus olmadığından anlaşılamadığı,
—— davalının —– ödeme borcunun da doğup doğmadığının tespit edilemediği,
——-kâr kaybı talep edip edemeyeceği, edebileceği takdirde bu miktarın tespiti hususunda: Davacının, taraflar arasındaki sözleşmenin feshini talep ettiği; eğer Sayın Mahkemece sözleşmenin feshine karar verilecek olursa bile davacının — kararlarında açıkça ifade edildiği üzere —- zararını değil, ancak — edebileceği; davacının, dava dilekçesinin sonuç kısmında “miisbet zararların tahsilini talep etmişse de — fesih yönündeki bozucu yenilik doğuran hak ile sona erdirilen sözleşmenin varlığı halinde talep edilemeyeceği; kaldı ki davacının HMK m. 194 hükmü gereğince dayandığı vakıayı açık bir şekilde somutlaştırmadığı görüldüğünden dosya kapsamında böyle bir zarar kalemine yönelik hesaplamanın da yapılamadığı,” yönünde görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve denetime elverişli bilirkişi ———– etkinliğin——— üstlenilmesi, ———yarısının davacıya ait olacağı, en az —— etkinliğe giriş yapacağının taahhüt edildiği vb. hususlarda karma nitelikte isimsiz sözleşmenin kurulduğu, davacının ön ödeme olarak gönderdiğini iddia ettiği ödemenin davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacı tarafça davalının ———ilgili anlaşma yaptığının kendilerine bildirildiğini, bu haliyle davalının sözleşmeye aykırı davrandığını, sözleşmenin noter ihtarnamesi ile fesh edildiğini, aradaki sözleşmenin 7. Maddesine göre kar mahrumiyeti ve cezai şart ödeneceğinin düzenlendiği beyan edilmiş ise de; —- müzekkere yazılarak davalı ile aralarında anlaşma olup olmadığı hususu sorulmuş, cevabi yazıda herhangi bir sözleşme yapılmadığı bildirilmiş, bu hali ile davalının sözleşmeye aykırı davranmadığı kanaatine varılmıştır. Davacı tarafça sonradan elimize gelen delillerin sunulması hakkında konulu dilekçe ekinde —– ekran görüntüleri sunulmuş ise de yazışmaların dava tarihinden önceye ait olup taraflar arasında geçtiği de iddia olunduğundan sonradan ele geçirilmesi durumunun olmayacağı, bu durumun HMK 145. Maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği kanaatine varılmıştır.Açıklanan gerekçeler doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL karar harcının başlangıçta alınan 853,88 TL peşin harç, 2.400,00 TL ve 17,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 3.270,88 TL harçtan mahsubu ile 3.211,58 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.