Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/849 E. 2021/1108 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/849 Esas
KARAR NO: 2021/1108
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 01/08/2017
KARAR TARİHİ: 19/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Davacının yurt dışında mukim ihracatçı olduğunu, davalı şirketin siparişi üzerine —- bedelli faturalar muhteviyatı emtia gönderdiğini, bu emtia bedellerinden kaynaklı—– takip başlatıldığını, davalının süresinde itiraz ederek takibin durdurulduğunu; müvekkili şirketin —–teminat gösterme yükümü bulunmadığını, alacaklarını halen tahsil edemediklerini iş bu davanın ikame edildiğini belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla davalı şirketin haksız ve kötüniyetli itirazlarının iptali ile duran takibin devamına, haksız ve kötüniyetli davalı yanın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin davacı şirkete hiçbir borcu bulunmadığını, davacı tarafından teminat yatırılmaksızın takip başlatıldığını ve teminat şartına uyulmaksızın haksız davanın huzurda ikame edildiğini, —-tüzel kişiliğin dava açabilmesi için mahkeme tarafından belirlenecek teminatı yatırmak zorunda olduğunu, dava şartlarından olan teminat gösterilme hususunun noksanlığı nedeniyle —- tarihli yeni içtihatı da göz önünde bulundurulduğunda davalı tarafından teminat gösterilmeksizin açılan davanın —- bedelli faturalardan kaynaklı alacağı olduğunu beyan ettiği faturalara istinaden hiçbir sevk irsaliyesi sunamadığını, davacının mevcut iddiasını ispat edemediğini, davacı tarafından usule aykırı şekilde ikame edilen huzurdaki davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini; müvekkili şirketin davacı şirkete hiçbir borcu bulunmadığını belirterek davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesini, aksi takdirde davacı tarafından haksız ve hukuki mesnetten yoksun iddialara konu iş bu davanın reddine karar verilmesini, kötüniyetli davacı hakkında tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; —- sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
—- sayılı dosyası celp edilmiş, dosya içeriğine göre; —tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı —borçlusunun davalı — olduğu, asıl alacak — tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, borçlu tarafından verilen —havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; —- takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu; görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —- tarihli rapora göre; dosyadaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi, nihayetinde bilirkişiye verilen davacı ve davalıya ait defter ve belgelerin inceleme görevi ile sınırlı olmak üzere, değerlendirmeler kısmında anlatılan görüş ve gerekçelerle, nihai takdir ve değerlendirme — ait olmak üzere; Takip ve davaya konu faturalardan —- bedelli fatura içeriği malların davalı tarafından gümrükten çekildiği, davalı —- tarafından fatura bedelinin ödendiğine dair dava dosyası içinde herhangi bir belge görülmediği, davalının bu fatura bedeli olan— davacıya borçlu olduğu; davacı vekili tarafından, takip ve davaya konu faturalardan —– fatura içeriği ürünlerin gümrükte işlem görmediği, davalının siparişi üzerine davalıya/kişiye özel üretilmiş ürünler olduğu, ürünler üzerinde davalının markası-amblemi ile özel etiketle hazırlanmış olduğu, yükümlülüklerini yerine getirmemesi sebebiyle davalıya gönderilmediği beyan edilen söz konusu fatura tutarından davalının borçlu olup olmadığı konusundaki takdirin mahkemeye ait olduğu, ticari defterlerini sunmayan davalı tacirin karşı taraf alacağının varlığını kabul etmiş sayılacağı takdirinin —– ait olduğu; mahkememizin davacı yan lehine hüküm vermesi halinde, yukarıda bahsedilen linkten kamu bankalarında dövizli mevduata fiilen uygulanan azami faiz oranları tablosundaki faiz oranları alınarak takip tarihinden ödeme tarihine kadar olan süre için davacı şirket tarafından —-hesaplanacak faizi talep edebileceği tespit edilmiştir.
Davacı, davalıya mal teslim edildiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu malın teslim edilip edilmediği hususundan kaynaklandığı, davacı tarafından düzenlenen —- bedelli faturalara dayalı takip başlatıldığı, davalı tarafından yurt dışında mukim davacı şirketten ithalat yapılıp yapılmadığı, taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığı, —- fatura konusu ürünlerin ülkeye ithal edildiğine dair davalının bildirimi olup olmadığı konusunda —-müzekkere yazıldığı, yazı cevabında bahse konu faturanın —- tescil numaralı ithalat beyannamesi ekinde yer aldığının tespit edildiğinin bildirildiği, bu haliyle — bedelli fatura konusu malların davalı tarafça teslim alındığı, —– bedelli fatura içeriği mallar ile ilgili davacı vekilince bu ürünlerin davacı için özel üretildiği, davalının yükümlülüklerini yerine getirmediğinden gönderilmediği, gümrükte işlem görmediği, davalının bu fatura bedelini de ödemekle yükümlü olduğunu beyan etmiş, davacı vekiline verilen sürede —- yapılmasının istenmediği, e-posta içerikleri gözetilmesi gerektiğini ileri sürmüş, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının yabancı şirket olması nedeniyle defter sunamadığı, cari hesap dökümü, faturaları ve taşıma belgelerinin sunulduğu, bu belgelere göre davalıdan takip tarihi itibariyle —alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalının ticari defterlerini sunmadığı,—– bedelli faturanın davalı tarafından—- bildirildiği, bu halde davalının— aksini ispatlaması gerektiği, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi —– uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği—- davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat aracının bulunmadığı, davacının ise—- içeriği ürünleri davalı için özel ürettiğini ve davalının yükümlüğünü ihlal ettiğini ispatlayamadığı kanaatiyle davacının davalıdan takip tarihi itibariyle ——-olduğunun sabit olduğu, alacağın ise likit olduğu yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE; —- sayılı icra dosyasında davalının yaptığı — alacağa yönelik itirazın İPTALİNE; takibin bu miktar üzerinden aynen devamına, asıl alacak —- vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanmasına,
Fazlaya dair talebin reddine,
2-Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar harcı—- bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan — peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan ——- davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 12.912,91 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.702,03 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9——dosyasının karar kesinleştiğinde iadesine,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, ———- Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/10/2021