Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/843 E. 2019/129 K. 19.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
-GEREKÇELİ KARAR-
ESAS NO : 2017/843 Esas
KARAR NO : 2019/129

DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/07/2017
KARAR TARİHİ : 19/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekilinin 28/07/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalıya aracılık yapan, bayii ————- 11/02/2016 tarihinde —- poliçe nolu —- poliçesini yaptırdığını, bu sigorta poliçesine ek olarak 09/09/2016 tarihinde yine davalının bayii —————. Tarafından Konut Sigorta Poliçesi eki düzenlendiğini, 105.279,00 TL tutarında ve ek poliçede 28 sıra halinde belirtilen kıymetli eşyanın sigorta poliçesine dahil edildiğini, müvekkilinin sigorta poliçesine dahil edilen ziynetleri evinde bulunan 250-300 kg ağırlığındaki kasada muhafaza altına aldığını, sigorta poliçesi ve ek poliçe düzenlendikten bir süre sonra, davalı tarafça sigortalanan müvekkilinin konutuna hırsız girdiğini ve müvekkilinin evinde hasar meydana geldiğini, müvekkilinin hırsızlık olayından sonra davalı ….———- durumu ve hasarı ihbar ettiğini, davalı şirketin binada yapılan hasar için müvekkilinin evine eksper gönderdiğini, eksperin evdeki hasarları tespit ettiğini ve evdeki hasarların sigorta şirketinin anlaşmalı tamir ekibince giderildiğini, müvekkilinin davalı … şirketinden hırsızlığa konu ziynet eşyaları ile ilgili poliçe teminat tutarının kendisine ödenmesini beklerken, ——— hesabına davalı … şirketince 18.000,00 TL’lik ödemede bulunulduğu cep telefonuna mesajla bildirildiğini, müvekkilinin bu ödemenin kısmi ödeme olduğunu düşünerek bakiye ödemenin de yapılmasını beklemesine karşın başkaca ödeme yapılmayınca, davalı şirkete ihtarname gönderildiğini ve poliçe teminat tutarı olan 105.279,00 TL’den yapılan kısmi ödeme miktarı olan 18.000,00 TL’nin tenzil edildikten sonra kalan bakiye 87.279,00 TL sigorta tutarının ödenmesi istendiğini ancak davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını beyan ederek 87.279,00 TL sigorta teminat bedeli alacağının hasar tarihi olan 30/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskeont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin 11/08/2017 taşra gönderim tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe azami teminat limitleri ile sınırlı olduğunu, poliçenin mevcut olmasının teminat limitlerinin tamamen ve otomatikman ödeneceği anlamına gelmediğini, poliçe ekinde bulunan … Konut Sigorta kitapçığının “Kilitli Eşyalar için kilit altında bulundurma” özel şartına aykırılık sebebiyle teminat kapsamı dışında kaldığını beyan ederek davanın reddine, bilirkişi incelemesi yapılarak dava konusu hasarın teminat kapsamında olup olmadığı ve davacı tarafın gerçek zarar miktarının tespitine, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini; talep etmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece re’sen dikkate alınması zorunludur.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde belirtilmiştir. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesinin görevli olduğu hüküm altına alınmıştır. Yine kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda; Davacı ile davalı … şirketi arasında düzenlenen sigorta sözleşmesinde, davacı 6502 sayılı yasada tanımlanan tüketici, davalı sigortacı sağlayıcı konumundadır.
Davacının tüketici konumunda bulunduğu, davanın tüketici işleminden kaynaklanmış olması sebebiyle davaya tüketici mahkemesinde bakılması gerektiğinden mahkememizin görevsizliğine karar verilmiş ve aşağıdaki şeklide hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:(Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle; HMK 115-2 md uyarınca dava şartı noksanlığından usulden REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemesine gönderilmek üzere Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin, HMK’nun 331-(2) md uyarınca yargılamaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde bu mahkemece karara bağlanmasına; görevli mahkemede davaya devam edilmez ise talep halinde dosya üzerinden mahkememizce karara bağlanmasına dair,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.