Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/835 E. 2018/662 K. 20.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
-K A R A R-
ESAS NO : 2017/835 Esas
KARAR NO : 2018/662

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 07/12/2012
BİRLEŞEN DAVA (İstanbul Anadolu 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/224 esas)
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 18/03/2013
KARAR TARİHİ : 20/06/2018

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu esas ve birleşen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; davacı şirket aleyhine davalı yanca bonoya dayalı olarak icra takibine girişildiğini; takibe konu bonodaki imzanın davacı şirketi temsil ve ilzama yetkili kişi olan ……a ait olmadığını; bono imzalama yetkisi bulunmayan diğer müdür… ait olduğunun tespit edildiğini; bononun tanzim tarihinin gerçeği yansıtmadığını, sonradan doldurulduğunu, davalının ceza soruşturmasındaki ifadesinde bononun davacı şirkete verilen ipotek nedeniyle teminat olarak düzenlendiğini beyan ettiğini; söz konusu ipotek nedeni ile davalının doğmuş bir riskinin de bulunmadığını, kaldı ki bononun teminat olarak da verilmediğini, bedelsiz olduğunu ileri sürerek bonoya dayalı icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine ve %20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Esas davada davalı vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; davalının, davacı şirketin kullandığı krediye kefil olduğunu, ayrıca taşınmazı üzerinde ipotek kurulduğunu, bu kefalete ve davacının kredi geri ödemelerindeki riske karşılık kefaletin sonlanması adına bankaya yapılacak ödeme için dava konusu bononun teminat olarak alındığını belirterek davanın reddine ve %20 tazminata karar verilmesini; talep etmiştir.
Birleşen davada [İstanbul Anadolu ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/224 esas] davacı (asıl davada davalı) vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından davalı aleyhine bonoya dayalı olarak icra takibine girişildiğini; takibe yönelik itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava ettiği; dilekçeler teatisi sırasında verilen 22.03.2013 tarihli dilekçesi ile davayı alacak davası olarak ıslah edilerek; alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada [İstanbul Anadolu …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/224 esas] davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini; talep etmiştir.
Esas dava; davalı tarafından, davacı şirket aleyhine icra takibine konu edilen bononun şirket yetkilisi tarafından düzenlenmediğinden bahisle; davacının, davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine; ilişkindir.
Birleşen dava; alacağının tahsili istemine; ilişkindir.
Başlangıçta; İstanbul Anadolu….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/436 esasına kayıtlı olarak yapılan yargılama sonucunda; 15/07/2014 tarih ve … sayılı kararla; bonoyu keşideci davacı şirket adına imzalayan….. geniş anlamında münferit yetkileri gözönüne alındığında şirketin ticari mümessili olduğu, ayrıca bono tanzimi için yetki verilmesine gerek olmadığından davacı şirketin yetkili temsilcisi kabul edilerek bono tanzimine yetkili olduğunun kabulü gerektiği, bononun davalının ipoteğinin teminatı olarak düzenlendiği sonucuna varıldığı, ipoteğin henüz paraya çevrilmediği, davalının alacağı muaccel olmadığından teminat bonosunun takibe konu yapılamayacağı, bu nedenlerle asıl davanın kabul edildiği, birleşen dava yönünden ise; davanın itirazın iptali davası olarak açıldığı, daha sonradan ıslahla alacak davası olarak bakıldığı, takip ve dava tarihinde ipotek paraya çevrilmediğinden teminata konu alacağın muaccel olmadığı, dava ön şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle asıl davanın kabulüne icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine, davacının kötü niyet tazminatı isteminin şartları oluşmadığından reddine, birleşen davanın reddine, kötü niyet tazminatı şartları oluşmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği; kararın, taraflar vekillerince temyiz edilmesi üzerine; karar, Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin 28/09/2015 tarih ve 2015/7136 esas, 2015/11412 sayılı kararı ile “… Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların asıl davaya yönelik tüm temyiz itirazlarının, birleşen davanın davacısı …’nin birleşen davaya yönelik tüm temyiz itirazlarının, birleşen davanın davalısı ….. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir./ Birleşen dava alacağın dava tarihi itibari ile muaccel olmadığı gerekçesi ile reddedilmiştir. Bu husus işin esasına ilişkin bir değerlendirme olup, dava şartı şeklinde değerlendirilmesi doğru olmadığından birleşen davada, davalı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bu nedenle bozulması gerek [tiği] …” gerekçesi ile karar bozulmuştur.
Bozmadan sonra; mahkememizin ….. esasına kaydedilen davada; usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş olup; yargılamaya bu esas üzerinden devam olunarak dava sonuçlandırılmıştır.
Esas davada; davacı ……. Tarafından, davalı … aleyhine açılan davada verilen İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/07/2014 tarih ve 2013/346 esas [eski esas no: 2012/1537 esas] …. karar sayılı kararı hakkındaki temyiz itirazlarının reddine karar verildiğinden; bu dava ile ilgili olarak yeniden karar verilmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiş olmakla; aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Birleşen davada incelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmaları ile yargıtay bozma kararı içeriğine göre; kural olarak; bonolar kayıtsız şartsız borç ikrarıdır; aksinin yazılı belge ile ispat edilmesinin gerektiği; birleşen davada; davacı …… Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın… sayılı soruşturma dosyasında vermiş olduğu 13/11/2012 tarihli ifadesinde; davalı şirketin ……A.Ş. Ataşehir Şubesi’nden kredi kullandığını ve adına kayıtlı …… Mah.’sindeki bir gayrimenkullün bu krediye karşılık ipotek verildiğini ve 30/11/2012 tarihinde ipotek tesis edildiğini; kredi kullanıldıktan bir süre sonra bankanın kendisine e-mail atarak kredi borçlarının ödenmediğini; bu yüzden takibe geçileceğini ve evinin satılacağının bildirildiğini; bunun üzerine kardeşi olan … ile görüştüğünü ve davaya konu senetleri daha önceden düzenlenmiş olarak kendisine Kadıköy’de teslim edildiğini; evi ipotek ederken hem kardeşinin hem de diğer yetkilinin yapacakları işten, elde edecekleri kârdan kendisine pay verileceğinin söylendiğini; kâr payı almadığı için bonoyu takibe koyduğunu bildirildiğinin görüldüğü; resmi merciler önünde verilen ve imzalanan beyanların mahkeme dışı ikrar niteliğinde bulunduğu; bu durumda, bononun, davalı şirket tarafından, ipoteğin teminatı olarak düzenlenerek davacıya verildiğinin kabulünün gerektiği; temel ilişkiden doğan risk gerçekleşinceye kadar teminat olarak verilen bononun takibe konu edilmesi ve/veya bonoya dayalı alacağın dava konusu edilebilmesinin mümkün bulunmadığı; davaya konu bono davacı tarafından verilen ipoteğin paraya çevrilmesi halinde işleme konulmak üzere teminat olarak verildiğinden ve henüz takip tarihinde ve dava tarihinde ipotek paraya çevrilmediğinden, teminata konu alacağın henüz muaccel olmadığı; bu nedenle, konuya özel şart gerçekleşmediğinden, davacının, teminatı paraya çevirmesinin mümkün bulunmadığı; bu nedenlerle, davacının, işbu davayı açmakta haklı bulunmadığı görülmekle; davacı tarafından, davalı aleyhine açılan işbu davanın sübut bulmadığından reddine; karar vermek gerekmiş olmakla; aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
K A R A R:Yukarıda açıklanan gerekçeler ile;
A-Esas davada;
Davacı …….Tarafından, davalı … aleyhine açılan davada verilen İstanbul …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/07/2014 tarih ve …. esas [eski esas no: 2012/1537 esas] ….. karar sayılı kararı hakkındaki temyiz itirazlarının reddine karar verildiğinden; bu dava ile ilgili olarak yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
B-Birleşen davada (İstanbul Anadolu …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/224 esas);
Davacı … tarafından, davalı …… aleyhine açılan davanın reddine,
BİRLEŞEN DAVADA HARÇ VE YARGILAMA MASRAFLARI:
1-Alınması gereken 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 24,30 TL ile 8.690,00 TL ıslah harçtan mahsubu ile fazla alınan 8.678,40 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde birleşen dosya davacısına iadesine,
2-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 34.358,33 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Birleşen davada; taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde [HMK.nun. 304-(1).maddesi uyarınca yasa yoluna ilişkin maddi hata resen düzeltilmiştir.] Yargıtay’a temyiz yolu açık olduğuna dair esas davada davacı-birleşen davada davalı vekilinin yüzüne karşı, esas davada davalıa-birleşen davada davacı vekilinin yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı..

Davacı Yargılama Giderleri:
Dosya Masrafı : 0,60 TL
Vekalet Harcı : 3,30 TL
Posta Masrafı : 258,25 TL
TOPLAM : 261,15 TL