Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/821 E. 2021/1293 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/821 Esas
KARAR NO : 2021/1293

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/07/2017
KARAR TARİHİ : 02/12/2021

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız—-, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:
Davacı vekili; dava dışı sigortalı ———- vade tarihleri arasında müvekkil şirket nezdinde sigortalı olduğunu, sigortalı şirketin taraflarına yapmış olduğu ihbar neticesinde, 06.02.2017 tarihinde sigortalı şirketin zemin katında bulunan– sert bir cisimde zorlanarak açıldığı, sinekliğin kesilip içeriye girildiği, çeşitli demirbaşlara zarar verilerek şifreli—- kasanın çalınmış olduğu ayrıca — açık vaziyette civarda bulunduğu, söz konusu eylemin ise kameralardan izlenen toplam 3 hırsız tarafından gerçekleştirildiği bilgisine ulaşıldığını, meydana gelen hırsızlık neticesinde oluşan zararın tazmini amacıyla müvekkil şirket tarafından sigortalıya 20.03.2017 tarihide 20.000.00 TL ödendiğini, davalı şirketin dava dışı sigortalı şirkete vermeyi taahhüt ettiği güvenlik hizmetini gereği gibi ifa edememesi nedeniyle oluşan zararını ifa yardımcısının fiillerinden kusursuz sorumluluk ilkesi gereği tazmin etmekle yükümlü olduğunu, sigortalıya ödenen tazminatın davalıdan tahsili amacıyla rücuen tazminat davası açılması zorunluluğu doğduğunu, her türlü fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL tazminatın ödeme tarihi olan 20.03.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
ll. SAVUNMA:
Davalı vekili; müvekkili çalışanlarından —– geldiği gece ilgili — verdiğini, yine — kayıtlarında çalışanların devriye dolaştığı da açıkça görüldüğünü, davacı tarafın bu hususa hiç değinmediği gibi işletmede bulunan kamera kayıtlarının dış çevreyi değil sadece işletmenin atölye ve idare binasını gösterdiğini ve bu kameralara ait herhangi bir— müvekkilin firma — bağlı olmadığından takip edilmesinin mümkün olmadığını da belirtmediğini, güvenlik açısından, kendi güvenlik kameralarının dışarıyı, olması gereken yerleri özellikle kör nokta tabir edilen yerleri görüntülemediği ve bunun görüntülerine müvekkil firmanın erişme yetkisinin olmadığı aşikâr iken müvekkiline iş bu dava yönlendirilmeden önce dava dışı olan mağdur olduğunu beyan eden şirketin gereken önlemleri almadığının kontrol edilmediği de açıkça görüldüğünü, bina içindeki güvenlik kameralarının güvenlik kulübesindeki monitörlere bağlı olmaması ve yine kamera kayıtları sebebi ile çalınan eşyaların ilk etapta evrak olduğunun şifahen bildirilmesi sonra zarara ilişkin beyanlarının değişmiş olması ayrıca zararına ilişkin delillerin kabul edilebilir olmaması, savcılık dosyasının sonuçlanmamış olması dikkate alınarak öncelikle, davanın savcılık dosyasının sonuçlanmasının beklenmesine, esastan reddine, aksi kanaatte olması durumunda husumet yönünden itirazın kabul edilmesine, davanın — ihbar da bulunulmasına, yargılama giderlerinin ve ücreti vekaletin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, sigortacının dava dışı sigortalısına aralarındaki sigorta poliçesine dayanarak ödediği hasar bedelinin 6102 Sayılı TTK’nın 1472. Maddesi uyarınca sorumlu davalı kurumdan rücuen tahsili amacıyla açılan alacak davasıdır.
Davacı ile dava dışı sigortalı —- tarihinde sigortalı işyerinde meydana gelen hırsızlık sonucu hasar meydana geldiği, uğranılan hasar nedeniyle davacı … şirketi —-ödemesi yapıldığı, olay tarihlerinde ilgili — davalı şirketin sorumlu bulunduğu hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık; dava konusu hasarın kaynağı, zarar miktarı ve oluşan zarardan davalının sorumlu olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 1472. Maddesine göre; Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.
Somut olayda, — tarafından dava dışı sigortalı şirkete hasar bedeli ödenmiş olmakla birlikte, hasar bedelinin ödenmiş olması tek başına davanın sorumluluğunu gerektirmeyeceğinden davalının sorumlu olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir söyleyişle sigorta şirketinin sigortalıya yaptığı ödemeyi davalıdan rücuen tazminini isteyebilmesi için rizikonun meydana gelmesinde davalının kusurlu olduğunu ispat yükü altındadır.
Rizikonun meydana gelmesinde davalının kusurunun bulunup bulunmadığının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bu cihette uyuşmazlığa ilişkin — raporunda davalı şirketin % 40 oranında olayda kusurlu bulunduğu, 25.08.2021 tarihli bilirkişi raporunda ise davalı şirketin % 50 oranında kusurlu olduğu belirtildiği, anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacının dava dışı sigortalıya yaptığı ödemeyi rücuen davalıdan isteyebilmesi için rizikonun meydana gelmesinde davalının kusurlu olduğunu ispat etmesi gerektiği,
Dosya kapsamındaki belgelerden anlaşıldığına göre dava dışı sigortalıya — tarihi saat —- sıralarında gelen kimliği meçhul 3 şahısın işyeri çevresinde bulunan ——- suretiyle keserek bir bölümünü açarak işyeri alanına girdikleri, ardından işyeri binasının zemin kat — sert bir cisim yardımıyla zorlamak ve kanırtmak suretiyle açarak işyeri içerisine girdikleri, şahısların saat —işyerinin üst katına ulaşarak üst kat idari— sert bir cisim yardımıyla zorlamak ve kanırtmak suretiyle açarak idari bölümde bulunan muhasebe odasının kilitli olan — kapısını da zorlamak ve kanırtmak suretiyle açarak muhasebe odasına girdikleri, şahısların muhasebe odasında bulunan çalışma masasının kilitli çekmecesinden —- aldıkları, diğer ofis odasının yine kilitli olan alüminyum kapısını da zorlamak ve kanırtmak suretiyle açtıkları, oda içerisinde bulunan yere ve masaya—- içerisinde (işyeri yetkilisinin beyanına göre) 27.500TL, ———– sökmek suretiyle aldıkları, şahısların çelik kasayı işyeri binasının yaklaşık 200 m ilerisine götürerek burada çelik kasayı açarak içerisinden nakit para ve altınları aldıkları ve çelik kasayı bırakarak olay yerinden uzaklaştıkları, —- işyeri binasına girdiklerinde fark ettikleri anlaşılmıştır.
25.08.2021 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere,
Davalı ….—dava dışı sigortalı şirkete ait işyerinde hırsızlık olayının meydana gelmesinde, davalı … şirketinin 5188 sayılı yasa ve uygulama yönetmeliği kapsamında, —- dava dışı sigortalıya ait işyerinin—- hazırlayarak işverene sunduğuna dair dosya kapsamında herhangi bir belge bulunmadığı, personelini görev alanın risklerine göre eğitmediği, — saat aralığında devriye hizmetini eksik yerine getirdikleri, ayrıca davalı şirket tarafından sorumluluk alanında —denetlenmesi açısından — sektörünün olmazsa olmazlarından —– —- personeli tarafından kullanılmamasının da etkisiyle, oluşan — dava dışı sigortalının işyerinde hırsızlık olayının meydana gelmesinde, davalı … şirketinin %50 oranında kusurlu olduğuna, Dava dışı —– konusunda — —- yaptırmadığı, özellikle—– alanında yeterli sayıda — çalıştırmadığı—- alanına yeterli sayıda kamera kurmadığı gibi mevcut kameraların da görevli —- tarafından izlenmesi amacıyla güvenlik noktalarına— kurmadığı, işyeri binasına alarm sistemi taktırmadığı, dolayısıyla mallarının korunması konusunda basiretli bir tüccar gibi hareket etmediğinden dolayı meydana gelen güvenlik zafiyeti sonucu dava dışı sigortalıya ait işyerinde hırsızlık olayının meydana gelmesinde dava dışı—– %50 oranında kusurlu olduğuna, kanaat getirildiği,
Sigortalının, davalı şirket ile anlaşma yaparak özel şartlarda yer alan alanı gözetim altında tutma edimini ifa ettiği, Davacı …—– —- adresi için hırsızlık teminatı verdiği, Davacı …— sigortalı —- tutarlı ödemenin, 06/02/2017 zarar tarihinde geçerli olan ve zararın gerçekleştiği —- kapsamında olduğu ve Davacı ..—– TTK 1472 maddesine göre ödeme tutarı ile sınırlı olmak üzere kanuni halef olduğu ve aktif husumet ehliyeti kazandığı,
Davacı … tarafından sigortalısına ödenen 20.000,00 TL hasar bedelinin kadri maaruf olduğu, Davalı …’ nin hırsızlık olayının meydana gelmesinde %50 oranında kusurlu olduğunun mahkememizce kabul edildiği, buna göre Davacı …’– Davalı …’ —rücu edebileceği bedelin —- Kusuru) = 10.000,00 TL olabileceği kabul edilmekle, davanın bu bedel üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE ;
10.000,00 TL’nin 20/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 683,10 TL harçtan peşin alınan 341,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 341,55 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —-davanın kabul edilen miktarı üzerinden 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan — davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 372,95 TL harç ile 3.265,00 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.632,50 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 94,70 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 47,35 TL ‘sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.