Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/797 E. 2020/608 K. 27.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/797 Esas
KARAR NO : 2020/608
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 19/07/2017
KARAR TARİHİ : 27/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında———-başlıklı sözleşmenin imzalandığını, davalının sözleşme konusu iş karşılığında —– kabul ettiğini, davacının üstlendiği işin yapımına başladığını, çelik konstrüksiyon imalatlarını imal ederek işin yapılacağı yere —- tarihinde sevk ettiğini, bu imalata ilişkin olarak —- bedelli irsaliyeli faturanın düzenlenerek davalıya teslim edildiğini, bu faturaya ilişkin olarak —– tarihli mutabakat formunun taraflarca imzalandığını, ancak sözleşmenin 5.1 maddesinde belirtilen bakiye alacağa ilişkin çeklerin davacıya verilmediğini, davacı tarafından çelik konstrüksiyonların montajına başlandığı halde imar mevzuatına aykırı olduğu gerekçesiyle üstlenilen işin yapımına davacının kusuru olmaksızın devam edilemediğini, davacının belediyeden izin alma işini üstlenmediğini, davacı tarafından —- tarihinde sevk ve teslim edilen —- kaplamaların malzeme bedeline ilişkin olarak ———-faturanın düzenlenerek davalıya gönderildiğini, ancak davalının bu fatura bedelini ödemeyerek faturayı iade ettiğini, davacının bu faturaya ilişkin olarak——–dosyasında takip başlattığını, davalının icra takibinden sonra ihtarname keşide ettiğini, ihtarnameye göre davalının işin yapıldığını kabul ettiğini belirtmiş, şimdilik—-alacağın temerrüt tarihi olan ——— tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı borçlu üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında yapılan sözleşme gereği fabrika binasına ait çelik konstrüksiyon imalatı, montaj ve panel kaplama işinin yapılacağını, yapılacak işe işçilik, epoksi boya, kumlama, montaj ve malzeme bedelinin de dahil olacağını, sözleşmenin 5. maddesine yer alan ödeme planına uygun olarak ödeme yapılacağını, davacının yapılan bildirimlere rağmen işe başlamadığını, davalının tüm edimlerini yerine getirmesine rağmen davacının edimini yerine getirmediğini, davalının fazladan ödeme yaptığını, sözleşmenin 3.3 numaralı bendinde belirtilen sebeplerle davalının sözleşmeden tek taraflı döndüğünü, davalı tarafından davacıya yapılan —— ödemenin iadesinin istendiğini, davacının daha sonra haksız olarak icra takibi başlattığını belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı arasında sözleşme gereği davacının işe zamanında başlayıp başlamadığı, işe zamanında başladı ise edimini ifa edip etmediği, ifa etti ise hangi miktarda ifa ettiği, hangi miktarda alacağa hak kazandığı, tarafların karşılıklı borçlarının ifasının kusurları ile imkansızlaşıp imkansızlaşmadığı, davalı tarafından avans ödemesi yapılıp yapılmadığı, ———-bedelli faturadaki mal ve hizmetin davalıya teslim edilip edilmediği, bu itibarla davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
——- sayılı takip dosyası içeriğine göre; —-tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı —– boçlusunun davalı şirket olduğu, asıl alacak + işlemiş faiz toplamı —– tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, örnek no:7 ödeme emrinin borçluya —- tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen —– havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu görülmüştür.
Davalı vekili — tarihli beyan dilekçesi ile ———— sayılı dosyada davacının, davaya konu icra takibindeki alacağa ilişkin olarak feragat beyanında bulunduğunu belirtmiş, davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir. İcra hukuk mahkemesinin ihalenin feshi ve istihkak dışındaki kararları maddi hukuk bakımından kesin hüküm oluşturmaz. Zira icra hukuk mahkemesi kararları takip hukukuna ilişkindir. Dar yetkili ve şekli inceleme yapan İcra Hukuk Mahkemesi kararlarının, maddi anlamda kesin hüküm oluşturmayacağı nazara alınarak, davalının bu yöndeki savunmasına mahkememizce itibar edilmemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler ——– tarafından müştereken düzenlenen —— tarihli rapora göre; davaya konu çelik konstrüksiyon imalatı ile panel kaplama işinin malzeme tedarik edilmesi kısımlarının ifa edildiği, faturalarda yalnızca malzeme bedellerinin yazıldığı, işçilik/montaj bedellerinin çalışma bedelinin faturalarda yer almadığı, sözleşme konusu iş sahasına sevk edilerek işverene teslim edilen ve kısmi montajı yapılan —— panelinin bedelinin hak edildiği, bahse konu işlenmiş demir ve çatı-cephe panellerinin birim fiyatlarının —– yılı için rayiç piyasa bedellerine uygun olduğu, davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, dava konusu faturaların ticari defterlerde kayıtlı olduğu, davalı şirketin — yılı yevmiye defterinin süresi içerisinde —- tasdikinin yapılmadığı, davacı tarafından davalı adına düzenlenen —- tutarındaki faturanın davalının kayıtlarında olmadığı, davacının davalıdan ——alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
HMK’nun 169 ve devamı maddelerinde düzenlenen düzenlenen isticvap; bir davada o dava ile ilgili belli vakıaların açıklığa kavuşturulması, varlığı ve yokluğu konusunda aleyhine olan tarafın ikrarının sağlanması amacıyla hakimin kendiliğinden veya taraflardan birinin isteminin kabulü ile başvurabileceği usuli bir işlemdir. Dosyaya anılan fatura ile ilgili sevk irsaliyesi sunulmuş, mahkememizce bu sevk irsaliyesi altındaki teslim alan imzasının davalı çalışanına ait olup olmadığı konusunda araştırma ve inceleme yapılması amacıyla davalı tarafa ihtaratlı isticvap davetiyesi çıkartışmış, davalı şirket yetkilisi isticvap edilmiştir. Davalı şirket yetkilisi sevk irsaliyesinde imzası bulunan —— davalı şirketin çalışanı olmadığını, dava konusu sevk irsaliyesindeki mal ve hizmet davalı şirket tarafından teslim alınmadığını, fotoğraflarda görülen işlenmiş demirin davalı şirkete teslim edildiğini, ancak çatı paneli ve cephe panelinin teslim edilmediğini, ——— davalı şirketin çalışanı olmadığını, sevk irsaliyesine neden imza attığını ve dava konusu işin yapıldığı iş sahasında davalı şirketin yetkilileri veyahut mühendislerinin bulunup bulunmadığı hususunda bilgi sahibi olmadığını beyan etmiştir.
Dosya kapsamına ve tarafların beyanlarına göre taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu ihtilâfsızdır. Davacı —— yılında düzenlenen faturaya dayanarak icra takibine geçmiştir. Davalı şirket yetkilisi yargılama sırasındaki beyanlarında davacının bir kısım işlenmiş demir imalatı yaptığını ancak faturaya konu edilen imalâtları teslim etmediğini belirtmiştir. Genel olarak eser sözleşmelerinde yüklenicinin sadece eseri meydana getirmesi, aslî edim borcunu yerine getirdiği anlamına gelmemektedir. Yüklenici, sözleşmeye uygun meydana getirdiği eseri teslim borcu altındadır. Yüklenici üstlendiği eseri meydana getirecek ve meydana getirdiği bu eseri, iş sahibine usul ve yasaya ve sözleşme hükümlerine uygun olarak teslim edecektir. Eseri teslim borcu yüklenicide olduğundan eserin teslim edildiğini kanıtlama borcu da yükleniciye düşmektedir. Bir başka deyişle yüklenici, eseri, iş sahibine sözleşmeye uygun teslim ettiğini kanıtlamak zorundadır. Davacı yüklenici savunmasını kanıtlayabilmesi için, eseri iş sahibine süresi içerisinde iş sahibinin iş yerinde teslim ettiğini kanıtlamakla yükümlüdür. Eser sözleşmelerinde teslim, yüklenicinin tamamladığı eseri sözleşmeyi ifa etmek niyeti ile iş sahibinin fiili hakimiyetine geçirmesi olarak tanımlanmaktadır. Teslimi kanıtlama yükü somut olaydaki savunmaya göre davacı yüklenicide olmakla bu teslimin nasıl kanıtlaması gerektiği davanın çözüm noktasını oluşturmaktadır. Eserin teslim edilip edilmediğinin ispatında taraflar ispatın hangi delillerle yapılacağı hususunda sözleşmeye hüküm koyabilirler ve teslim konusunda bir delil sözleşmesi yapabilirler. Böyle bir delil sözleşmesi yoksa yüklenicinin meydana getirdiği eseri teslim ettiği vakıasını, teslim, hukuki işlem değil, hukuki fiil olduğundan kural olarak her tür kanıtla bu arada tanıkla dahi ispat edebilir. Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; taraflar arasında kurulan sözleşme ilişkisinde yazılı bir sözleşme ve bu sözleşmede yer alan teslime dair bir delil sözleşmesi niteliğinde teslim vakıasının ispatına dair bir hüküm bulunmadığından davacı yüklenici teslim vakıasını her tür delil ile kanıtlayabilecektir. Davacı vekili dava dilekçesinde tanık deliline dayanmış olmakla, usulüne uygun şekilde teslim vakıasına dair olarak davacı tanıklarının dinlenmesine karar verilmiştir.
Tanık —–; sevk irsaliyesi altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, çatı paneli ve gizli vidalı cephe panelini kendisinin teslim aldığını, fabrikanın yapılacağı yere tır ile gelen cephe panellerinnin iş sahasına teslim edildiğini, davalı şirketin çalışanı olmadığını, kendisinin davacı —-çelik işlerini yaptığını, —— tarafından imal edilen çatı paneli ve cephe panelinin iş sahasına getirildiğini, kurulumunun yapıldığını, çelik konstriksiyonun kurulduğunu, ancak çatı panelini ve cephe panelinin kurulumuna başlanmadığını, kurulumun yapılamaması sebebiyle malzemeler alınmadan iş sahasından ayrıldıklarını, çatı panellerinin iş sahasında kaldığını, çatı paneli ve cephe panelinin davalı şirketin bilgisi dahilinde teslim alındığını belirtmiştir.
Tanık —– beyanında; davacı— çalışanı olmadığını, ücret karşılığında —- taşıma işi yaptığını, dava konusu çatı paneli ve cephe panelini iş sahasına ben getirdiğini, dava konusu panelleri —–teslim ettiğini, teslimatın ardından beklemeksizin iş sahasından ayrıldığını, davalı şirketin çalışanlarının iş sahasında olup olmadıklarını bilemediğini belirtmiştir.
Taraflar arasında eser sözleşmesi gereği, bedel kararlaştırılmış ise de davacı sözleşme gereği yapmış olduğu işin bedelini değil, imal edilip iş sahasına teslim edildiği iddia edilen malzeme bedelini talep etmektedir. TBK’nın 481. maddesi gereğince, eserin bedeli önceden kararlaştırılmamış ise, yapıldığı yer ve zamandaki mahalli piyasa rayiçlerine göre belirlenmesi gerekir. Alınan bilirkişi raporu ile —– cephe paneline istinaden düzenlenen dava konusu faturanın sözleşmeye ve—— yılı rayiç bedellere uygun olduğu tespit edilmiştir. Kaldı ki, davacı vekili tarafından verilen —- tarihli beyan dilekçesi ile yapılan işlemlerin değerinin—- olduğu, ödenen meblağın ise —– olduğu ifade edilmiş, anılan hususta uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili ——— tarihli beyan dilekçesinde ve aşamalarda, imar mevzuatına aykırılık sebebiyle izin alınamadığını, bu nedenle sözleşmenin imkansız hale geldiğini belirtmiştir. 6100 sayılı HMK’nın ön inceleme duruşmasının yapıldığı ve hüküm tarihinde yürürlükte olan 141/1. maddesi uyarınca, tarafların cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe, ön inceleme aşamasında ancak karşı tarafın açık muvafakati ile, ön inceleme duruşmasında taraflardan birisi gelmez ise gelen tarafın, karşı tarafın muvafakati aranmaksızın iddia ve savunmanın genişletilmesi yahut değiştirilmesi mümkün olup, ikinci bendde, iddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklı olduğu belirtilmiştir. Davalı cevap dilekçesinde faturaya konu mal hizmetin teslim edilmediği savunmasında bulunmuş iken, —– tarihli dilekçesinde sözleşmenin imar mevzuatına aykırı olduğunu belirtmiş olup, bu dilekçe ile savunmasını genişletmiştir. Davalının HMK’nın 141/2. maddesi hükmü gereğince, dilekçe teatilerinden sonra yapılan bu değişikliğe açık muvafakati bulunmamaktadır. Hâl böyle olunca davanın, cevap dilekçesindeki savunma ile sınırlı olarak incelenip değerlendirilmesi zorunludur. Öte yandan, TBK.’nın 485. Maddesi gereği, eserin tamamlanması iş sahibi ile ilgili beklenmedik olay dolayısıyla imkansızlaşırsa yüklenicinin yaptığı işin değerini ve bu değere girmeyen giderlerini isteyebilmesi mümkündür. Somut uyuşmazlıkta; davacı yüklenicinin işin değeri veyahut iş sahibinin kusuru nedeniyle tazminat talebi bulunmamakta, giderlere ilişkin imalat bedeli talebi bulunmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli rapor içeriğine göre; taraflar arasında yazılı eser sözleşmesi kurulduğu, sözleşme kapsamında davacı tarafından davalıya—— tarihli fatura konusu mal ve hizmetin teslim edildiği, anılan fatura bedelinin davalı tarafından ödendiği, uyuşmazlığın takibe konu ——– tarihli faturaya konu çatı ve cephe panellerinin teslim edilip edilmediği noktasında toplandığı, teslim olgusunun tanık delili ile ispat olunabileceği, tanık beyanlarına göre cephe ve çatı panellerinin iş sahasına teslim edildiği, yine dosya içerisinde yer alan iş sahasında çekilmiş fotoğraf ve bilirkişi raporu içeriğinin tanık anlatımı ile uyumlu olduğu, davalı tarafından davacı yükleniciye yemin teklif edildiği, yüklenici davacının faturaya konu mal ve hizmetin teslim edildiği hususunda yemin eda ettiği, dava konusu faturanın sözleşmeye ve rayiç piyasa değerine uygun olarak düzenlendiği, davacı yüklenicinin davalı iş sahibinden bakiye —- alacağı bulunduğu, davalının —- tarihinde temerrüde düştüğü yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerlerle;
1-Davanın kabulüne,
——- tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 3.010,63 TL karar ve ilam harcından 752,66 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.257,97 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 6.529,49 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvuru harcı ve 752,66 TL peşin harç ve 4,60 TL vekalet harcı toplamı:788,66 TL ile aşağıda dökümü yazılı 2.890,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/10/2020