Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/792 E. 2021/361 K. 23.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/792 Esas
KARAR NO: 2021/361
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 19/07/2017
KARAR TARİHİ : 23/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı şirketin faaliyet adresinde gemi donatımı ve tekstili üzerine çalıştığı, müşterilerin siparişleri üzerine ihtiyaç duyulan malı hazırladığı, müşteriye belge karşılığında teslim ettiği ve hizmet verdiği, davalı şirketin de davacının yıllardır çalıştığı bir firma olduğu, davacı şirketin, davalının siparişleri, ihtiyaçları ve talepleri doğrultusunda iş yaptığı vc yaptığı iş ya da sattığı malzeme için ——- nolu faturaları tanzim ettiği, faturaların davalıya teslim edildiği, davalının fatura bedellerini ödemediği, faturaları iade etmediği, malların ayıplı olduğuna yada eksik olduğuna dair davacı şirkete herhangi bir bildirimde bulunmadığı, — tarihinde davalı tarafından davacıya mail yoluyla — tarihi itibariyle olan borcun ——olduğuna ilişkin mutakabat gönderildiği, davacı şirket tarafından mutabık olunduğu belirtilerek imzalandığı ve davalıya gönderildiği, davalının icra takibinden önce borcunu ödeyeceğini belirterek davacıyı oyaladığı, takipten sonra borçlu olduğunu bile bile kötü niyetli olarak takibi durdurduğu ve alacağın tahsilini geciktirdiği beyan edilerek, açıklanan nedenlerle, borçlunun ——sayılı dosyasından başlatılan takibe karşı yapılan haksız itirazının iptali ile takibin devamına, borçlunun alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı şirketin, taraflar arasındaki ticari ve hukuki ilişkinin varlığını kanıtlayacak yeterlilikte bir belge sunamadığı, borç ilişkisinin ve faturaların dayandığı iddia edilen hizmetlerin ne olduğuna dair açıklama yapılmadığı, davacı tarafından iddia edilen ürün tedariği ve satımlarını kabul etmedikleri, herhangi bir dayanaktan yoksun dava dilekçesinin kabulünün mümkün olmadığı beyan edilerek, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak ikame edilen davanın esastan reddine, karşı tarafın %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; —- sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
—- sayılı dosyası celp edilip incelenmiş, takip dosyası içeriğine göre;— tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı —- tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, borçlu tarafından verilen —– havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu; görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi rapor içeriğine göre; Davacı ve davalının tacir oldukları, dosya kapsamında taraflar arasında yapılmış yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, davacının usulüne uygun olarak yasal süresi içerisinde noter açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı ve birbirini teyit eden ticari defter ve kayıtlarına göre icra takip tarihi itibariyle davalıdan alacağı bulunduğu, icra takip tarihi itibariyle ——- alacağı olduğu, davacı tarafından davalı tarafa muhtelif tarihlerde mutabakat mektubu gönderildiği, davalının tüm mutabakat mektuplarında mutabık olduklarına dair beyanlarının bulunduğu, dosya kapsamında davacı ile davalı arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı, takibe konu faturaların ödenmesine ilişkin ——-göre davalıya icra takibinden önce gönderilen ve davalıya tebliğ edilen herhangi bir ihtarname bulunmamaktadır. Bu nedenle davacının işlemiş faiz talebinin takdirinin mahkemeye ait olduğu, davalının inceleme günü incelemeye katılmadığı, ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı, ” yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı, davalıya hizmet verdiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz —–geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle — —– aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler ve yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve hizmet ifasının kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da ifasını kanıtlamaya yeterli değildir. ——
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Fatura düzenlenmesi borçluyu temerrüde düşürücü nitelikte bir işlem olmadığından fatura tarihi faize başlangıç yapılamaz. Takip öncesi temerrüt faizi talep edilebilmesi için borçlunun alacak miktarını gösterir ve ödeme talebini içerir bir ihtarla temerrüde düşürülmesi (TBK. m. 117/1) ya da borcun ödeneceği günün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmesi (TBK. m. 117/2) gerekir ——
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında mutabakat mektubuna dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerinde davalıdan takip tarihi itibariyle —alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerini sunmadığı, HMK. 221. maddesi gereği (BA) formlarının resen dosyaya kazandırılması gerektiği —- davalının B/A bildirimlerine göre — adet belge karşılığı —bildirim yapıldığı, aynı miktarda davacının da B/S bildiriminin bulunduğu, bu halde davalının B/A formlarının aksini ispatlaması gerektiği, davalı şirket yetkilisince bahse konu —— mutabakat mektupları altındaki imzanın kendisine ait olmadığını, diğer yetkililere ait olduğunu da zannetmediğini, çünkü imzaların benzemediğini, davacı tarafla mutabakat mektubu yapılıp yapılmadığını bilmediğini beyan etmiş ise de bu beyanına dosya arasındaki BA formları gözetilerek itibar edilmemiş, bu itibarla davacının davalıdan takip tarihi itibariyle —– alacaklı olduğunun sabit olduğu, işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, alacağın ise likit olduğu yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;—yönünden yaptığı itirazın iptaline, takibin —- üzerinden aynen devamına,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın —- %20’si oranında tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine
3-Alınması gerekli karar harcı 2.080,16 TL’den peşin olarak yatırılan 537,98 TL’nin mahsubu ile 1.542,18 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 537,98 TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 36,00 TL ilk dava masrafı, 187,00 TL tebligat-müzekkere gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.023,00 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre(%97 kabul) 988,90 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan 34,10 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.567,76 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 1.049,96 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, —— Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair taraf vekilleri ile davalı şirket temsilcisinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/03/2021