Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/780 E. 2019/872 K. 01.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2017/780 Esas
KARAR NO: 2019/872
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 14/07/2017
KARAR TARİHİ: 01/10/2019
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında, davalının tüplü sınai gaz ihtiyacının davacı şirket tarafından karşılanması konusunda – yıl süreli ——– ekinde Protokol akdedildiğini, her ne kadar davalı tarafça———- tarihli ihtarname ile sözleşmenin yenilenmeyeceği ve sözleşme gereğince kendilerinde bulunan sınai tipi gaz tesisatının ve tüplerinin söküm ve nakliyesinin davacı tarafından 15 gün içerisinde alınması ihtar edilmişse de bu ihtarnamenin taraflar arasındaki sözleşme karşısında hiçbir anlam ve öneminin bulunmadığını, taraflar arasındaki 6. maddesinde düzenlendiği üzere sözleşmenin taraflarca imzalandığı tarihten itibaren iki yıllık bir süreyi kapsadığını, bu sürenin bitiminden bir ay önce taraflardan biri diğerine, sözleşmenin aynen devamını istemediğini yazılı olarak ihbar etmediği taktirde sözleşme süresinin bir yıl müddetle yenilenmiş sayılacağı, hükmü karşısında, davalı tarafça ———– tarihinde keşide edilen ihtarnamenin süresinde gönderilmediğini, tüm bunlara rağmen sözleşmenin süre sebebiyle değil davalının sözleşmeye uymaması sebebiyle davalı tarafından fiilen sona erdirildiğini, davalının davacı firmadan sözleşmedeki ölçülerde gaz alımı yapması gerekirken bu yükümlülüğünü yerine getirmeyerek sözleşmeyi ihlal ettiğini ve fiilen sona erdirdiğini, davalının sözleşmenin 7. maddesi gereği sözleşme bitim tarihinden önce müşterinin gaz alımını durdurması halinde veya başka bir firmadan gaz alımı yapması halinde —- tarafından müşteri kullanımına tahsis edilen her bir tüp için———- cezai şart ödemeyi kabul ve beyan ettiğini, davacıya ödenmesi gereken cezai şart miktarlarının davacı tarafından —- tarihli fatura ile ödenmesi istenmişse de fatura davalı tarafça —.Noterliğinin ihtarnamesi ekinde davacıya iade edildiğini, taraflar arasında akdedilen — başlangıç tarihli ——— ile eki olan protokolün davalı tarafından ihlal edilmesi sebebiyle oluşan davacı alacaklarının tahsili maksadıyla davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, icra takibinin davalı tarafça yapılan haksız ve kötüniyetli itiraz sebebiyle durduğunu, davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin devamın, davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi ve tensip tutanağı ekli açıklamalı davetiyenin tebliğ edildiği; davalının yasal süresi içerisinde davaya karşı cevap dilekçesi sunmamış olduğu; görüldü.
Dava, taraflar arasındaki———– kaynaklı olarak davacının cezai şart talebine ilişkin başlatmış olduğu takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstanbul Anadolu 7. İcra Müdürlüğü’nün —- sayılı takip dosyasının incelenmesinde; —- tarihinde başlatılan takibin alacaklısının——-borçlusunun —- olduğu, — TL asıl alacak, — işlemiş faiz olmak üzere toplam —- fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, örnek no:7 ödeme emrinin borçluya – tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilince verilen – havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği, icra müdürlüğünce —- tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —– tarafından müştereken düzenlenen — tarihli rapora göre; davacının ticari defterlerine göre davalı yandan —– tarihli fatura nedeniyle ——– alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalının ——– 7. Maddesi gereği sözleşme bitim tarihinden önce gaz alımını durdurup durdurmadığı, başka bir firmadan gaz alımı yapıp yapmadığı ile protokolün 3. Maddesi gereği sözleşmenin davacı tarafından haklı nedenle feshedilip edilmediği, bu itibarla davacının cezai şart talebinin haklı olup olmadığı, haklı ise hangi miktarda cezai şart alacağı olduğu noktalarında toplanmaktadır.
Cezai şart, borçlunun alacaklıya karşı mevcut bir borcu hiç veya gereği gibi ifa etmemesi halinde ödemeyi vaat ettiği, hukuki işlem ile belirlenmiş ekonomik değeri olan bir edimdir. Cezai şartın amacı, borçluyu borca uygun davranmaya sevk etmektir. Cezai şart, asıl alacağı kuvvetlendirme amacı güder. Bu bakımdan cezai şart, kuvvetlendirilecek asıl borcun mevcut olmasını gerektirir. Asıl borç yoksa cezai şart da söz konusu olamaz. Bu niteliği itibariyle cezai şart asıl borca bağlı fer’i bir borçtur. Asıl borç, mevcut ve geçerli ise, cezai şart da borç doğurur. Asıl borç sona ermiş ya da geçersiz doğmuşsa, cezai şart bağımsız bir borç oluşturamaz.
Sözleşmenin feshi halinde cezai şart ödeneceğinin kararlaştırılmış olduğu hallerde, Yargıtay HGK’nun ———– K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, sözleşme süresi içinde çekince konmadan uzun süre ifaya devam edilmesi üzerine borçluda, “ceza koşulu istenmeyeceği” ne dair haklı bir güven oluşmuş ise oluşan bu haklı güven ve dürüstlük ilkesi nedeniyle önceki yıla veya yıllara ait ceza koşullarının talep edilemeyeceğinin kabulü gerekir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) “İspat Yükü” başlıklı 190. maddesinde; “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; sözleşmenin 7. maddesinde sözleşmenin bitim tarihinden önce müşterinin gaz alımını durdurması veya başka bir firmadan gaz alımı yapması halinde davalı tarafından cezai şartın ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davacı tarafın da kabulünde olduğu üzere ———– tarihli ihtarname ile davalı tarafından sözleşmenin yenilenmeyeceğinin davalıya bildirildiği, bu tarihe kadar davacı tarafından sözlemeye aykırı davranıldığından bahisle davalı yana sözleşmenin feshine ilişkin bir talebin ileri sürülmediği, davalının talebinin hukuki dayanağını davalının ihtar ve beyanı ile sözleşmenin süresi sebebiyle sona erdirilmesi değil davalının sözleşmeyi ihlal etmesinin oluşturduğu, dava dosyası içerisinde sözleşmenin 7. maddesinde yer alan sözleşmeye aykırılık hallerinin davalı tarafından gerçekleştirildiğine ilişkin herhangi bir delil bulunmadığı, yine taraflar arasındaki protokolden kaynaklı cezai şart talebine ilişkin olarak davacı tarafından sağlanan tüplerin başka bir firma tarafından doldurulduğuna ilişkin dosya içerisinde delil olmadığı, davalı yanın bu yönde bir iddiasının da bulunmadığı, davalı tarafından sözleşmenin fiilen sona erdirildiği iddiasının ispat olunamadığı, davalı tarafından keşide edilen——– tarihli sözleşmenin uzatılmayacağına dair ihtarname dolayısıyla sözleşmenin ihlal edildiği ve cezai şart alacağının doğduğu yönündeki iddiaların ise Tmk. 2. maddesinde ifadesini bulan dürüstlük ilkesine aykırı olacağı yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Sübut bulmayan davanın reddine,
2-Alınması gereken 44,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 147,08 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 102,68 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/10/2019