Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/747 E. 2019/1054 K. 12.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/747 Esas
KARAR NO: 2019/1054
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 06/07/2017
KARAR TARİHİ: 12/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ——————— alüminyum kompozit panel üretimi yapmakta ve bayileri aracılığıyla pazarlamakta olduğunu, diğer davalı ———– ise davalı üretici şirketin bayisi olduğunu, davalı —————– ürettiği ——-panellerin davalı …’den satın alınarak davacı tarafından dava dışı ———satıldığını,———- tarihli ihtarname ile uğramış olduğu—– TL zararı davacıdan talep ettiğini,—– Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ————- değişik iş sayılı tespit dosyasına sunulan bilirkişi raporu ile———– malzemelerde üretim hatasından kaynaklanan kusur ve hataların olduğu, malzemenin bükme yapılan bütün hatlarında alüminyum levhaların aradaki polietilen malzemeden ayrıldığı ve çatlamaların olduğu yapıştırıcıların görevini yapmadığı” şeklinde tespite yer verildiğini, üretimden kaynaklı hata ve kusurlar nedeniyle oluşan durum ve zarardan davalı üretici şirket sorumlu olduğunu, davacının ——.Noterliği’nin ——— yevmiye nolu ihtarnamesini tanzim ederek her iki davalıya gönderdiğini belirtmiş, davacı şirketin ———- İcra Müdürlüğü icra dosyasına ödemiş olduğu —– TL’nin ödeme tarihi olan ——————————— tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine; karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı———- vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yasal süre içerisinde ayıp ihbarında bulunmadığını, davacı tarafın iddiasını ispat edeecek herhangi bir belgeyi dosyayı ibraz edemediğini, dava konusu olayda ——–panellerin kesme işlemi davacı şirket tarafından gerçekleştirildiğini, bu işlemin ———–yerine yatay keski makinesi kullanılarak gerçekleştirildiğinden zarara davacı yanın montaj hatasının sebebiylet verdiğini, davalı şirketin zararın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru olmadığını, rücu davasında sorumlular hakkında teselsül hükümleri uygulanamayacağını, davalının kusuru oranında sorumluluğu kabul edilebileceğini, alınan bilirkişi raporunun bilimsellikten uzak olduğunu, yapılan zarar hesaplamasının oldukça fahiş olduğunu, zararın ispatının gerektiğini belirtmiş, haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini; talep etmiştir.
Davalı —————– dava dilekçesi ekli açıklamalı davetiyenin tebliğ edilmiş olduğu, ancak yasal süresi içinde davaya karşı cevap dilekçesi vermemiş olduğu görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —— tarafından düzenlenen ——- tarihli raporda; ayıbın üretim hatasından kaynaklandığı, ayıbın gizli ayıp vasfını taşıdığı, davacının ———- TL ilave KDV tutarından sorumlu olabileceği mütalaa edilmiştir.
Dava, ayıplı mal sebebiyle alıcıya ödenen bedelin rücuan tahsili istemine ilişkindir.
Türk Borçlar Kanunu’nun satım sözleşmesine dair hükümlerinin esasen tacirler arasında yapılan satım sözleşmelerine de uygulanması benimsenmiştir. Bununla birlikte satım sözleşmesinde malın ayıplı olması halinde özel hükümler öngörülmüştür (TTK m. 23/1). Dolayısıyla tacirler arası satım sözleşmelerine Borçlar Kanunu hükümleri ile birlikte TTK m. 23/I hükmü de uygulanacaktır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 23/1-c maddesinde; “malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcının 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmesi gerektiği, açıkça belli değilse alıcının malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirilerek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlü bulunduğu, diğer durumlarda TBK’nun 223. maddesinin 2. fıkrasının uygulanacağı” hükme bağlanmıştır.
Türk Borçlar Kanunu 223/2 maddesinin “Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. ” düzenlemesi uyarınca ortaya çıkan ayıbın davacılara hemen bildirilmesi gerekir.
Hemen bildirme, şüphesiz ki ayıbın anlaşıldığı anda hiç vakit kaybetmeksizin satıcıyı haberdar etme gerekliliği anlamına gelmemektedir. Buradaki bildirim süresi mutlak bir şekilde kanunda belirlenmediğinden, her bir somut olayda, dürüstlük kuralına göre belirlenir. Öğretide, “hemen” ifadesinden her ne kadar daima aynı günü anlamak gerekmese de altı gün ya da daha uzun bir gecikmenin hiçbir şekilde caiz olmadığı ifade edilmektedir. ——————-
Somut olayda; dava konusu ———- panellerde gizli ayıp bulunduğu,———— Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ———— değişik iş sayılı dosyasında alınan ayıba ilişkin bilirkişi raporunun ——— tarihinde davacıya tebliğ edildiği, yine dava dışı —— tarafından gönderilen ——— tarihli ihtarnamesi üzerine davacı tarafından —————– Noterliği’nin —– tarihli ihtarnamenin düzenlendiği, davacının dava konusu gizli ayıbı en erken——– tarihinde, en geç ———- tarihinde öğrenmiş olduğu, ayıp ihbarının uygun bir süre içerisinde değil hemen yapılması gerektiği, ayıp ihbarının süresinde yapıldığını ispat yükünün davacı tarafta olduğu, davacının davalıya süresinde ihbarda bulunduğunu yazılı bir delil ile kanıtlayamadığı yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 44,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 725,48 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 681,08 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı ———– davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.132,97 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflar tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı … davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/11/2019