Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/708 E. 2020/284 K. 23.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/708 Esas
KARAR NO : 2020/284
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 22/06/2017
KARAR TARİHİ : 23/06/2020
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı ——davacı banka arasında —— düzenlendiği ve davalı —— de işbu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını; sözleşmeye istinaden dava dışı borçluya —-nolu ————- kullandırıldığını; bu borcun ödenmemesi sebebiyle asıl borçluya —–Noterliği’nin —- yevmiye nolu ve ——- tarihli ihtarname gönderildiğini; yapılan ihtara rağmen borcun ödenmediğini; bu nedenle, ———- İcra Müdürlüğü’nün —– sayılı takip dosyasından takip başlatıldığını; davalı kefil tarafından borca, faize ve ferilerine itiraz edildiğini; icra takibinin itiraz üzerine durdurulduğunu belirtmiş, davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine ve işlemiş faizin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı bankadan çekilen kredinin tamamının ödendiğini; borç bittikten yaklaşık 3 ay sonra ——Noterliği’nin ——— tarihli ihtarnamenin gönderildiğini; davacı tarafından haksız şekilde icra takibi başlatıldığını; dava konusu kredinin tamamı ödendiğinden herhangi bir borcun kalmadığını belirtmiş, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; ——kaynaklı banka alacağı nedeniyle başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; dava dışı —- davacı banka arasındaki ———– müsterek müteselsil kefil sıfatıyla imza atan davalının ödenmeyen kredi borcundan dolayı sorumlu olup olmadığı, davalının borçlu olduğu miktarın ne olduğu, kredi borcu nedeniyle başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
—– İcra Müdürlüğü’nün ——- sayılı takip dosyasının incelenmesine; ——–tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı —- borçlusunun davalı——olduğu, asıl alacak + işlemiş faiz toplamı ——— tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu, örnek no:7 ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen ——— havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu; görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —— tarafından müştereken düzenlenen ——- tarihli rapora göre; davalının itiraz ettiği ———– tarihinde kredi hesabının —— ödenmesi için cari hesabın müsait olmaması ve taksit tutarının nakit olarak vadesinde ödenememesi sebebiyle — tarihinde kredili mevduat hesabından yapılan —- ve söz konusu tutarın tasfiye edilmemesinden ve hesaba — aylık devrelerde uygulanan kredi faizlerinden kaynaklandığı, davacı bankanın —— asıl alacak olmak üzere —— için icra takibinde haklı olduğu tespit edilmiştir.
Kefalet sözleşmesi, davanın açıldığı ve ———- imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 581 ile 603 üncü maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Kefalet sözleşmesi kişisel bir teminat sözleşmesidir. Diğer sözleşmeler gibi kefil ile alacaklının karşılıklı ve birbirine uygun iradelerinin birleşmesi ile meydana gelir. Bu sözleşme ile kefil, asıl borçlunun borcunu alacaklıya karşı ifa edememesi tehlikesini kişisel olarak üstlenmektedir. Kefalet borcunun feri karakteri, ferdileştirilmiş bir borç için tekeffülü zorunlu kılmaktadır.
Gerek öğretide, gerekse uygulamada sınırları belli olmak şartıyla devamlı, değişik içerikli, birden ziyade yükümlülüğü içeren borç ilişkileri için geçerli olarak kefil olunabileceği kabul edilmektedir. Kefaletin asıl borçlunun çeşitli yükümlülüklerinden sadece birisi için verilmesi zorunlu değildir. Azami miktar ile sınırlı olmak üzere kefilin borçlunun belirli birden fazla yükümlülüğünü aynı kefalet sözleşmesinde tekeffül etmesi mümkündür. Ancak kefil olunan yükümlülüklerin neler olduğunun kefalet sözleşmesinden anlaşılması gerekir.
Tüm bu açıklamalardan ve yasal düzenlemelerden ortaya çıkan sonuç, kefaletin verildiği anda borcun belirli ya da belirlenebilir olması gerektiği, kefalet sözleşmelerindeki belirlilik ilkesi uyarınca kefil olunan açısından belirli yani ferdileştirilmiş bir borcun varlığının arandığı, kefilin yalnızca kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile bağlı olduğudur Somut olaya gelince, asıl borçlu ile davacı banka arasında akdedilen———–tamamı ve kefalet başlıklı 15. Maddesinde davalı müşterek borçlu müteselsil kefillin gayri nakdi kredileri, dolayısıyla kredili mevduat hesabını da kapsar şekilde sözleşmeden kaynaklı borçlardan da sorumlu olduğunun kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. –taksit tutarının nakit olarak vadesinde ödenememesi sebebiyle ——– tarihinde kredili mevduat hesabından ——— ödeme yapıldığı, kredinin kapatılmasına rağmen bu ödemenin davacı banka tarafından tahsil edilmediği sabittir. Mahkememizce denetime elverişli bulunan bilirkişi raporundaki hesaplamaya iştirak edilmiş, ancak takipte talep edilen alacak kalemleri ile bağlı kalınarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile;
——İcra Müdürlüğü’nün —- sayılı takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın — asıl alacak —- olmak üzere toplam ——— yönünden iptaline, takibin anılan tutar yönünden devamına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Asıl alacak olan 1.978,62 TL %20 sine tekabül eden 395,72 TL icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 135,21 TL harçtan peşin alınan 41,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 94,06 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 1.979,37 TL nisbi vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı ve 41,15 TL peşin harç ve 4,60 TL vekalet harcı toplamı: 77,15 TL ile aşağıda dökümü yazılı yargılama giderinden davanın red %17,84 ve kabul %82,16 oranına göre hesaplanan 993,73 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yazılı yargılama giderinden davanın red %17,84 ve kabul %82,16 oranına göre hesaplanan 3,57 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/06/2020