Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/70 E. 2019/922 K. 08.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/77 Esas
KARAR NO : 2019/949

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 08/03/2019
KARAR TARİHİ : 15/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; davalının Beykoz İcra Müdürlüğü’nün —-sayılı takip dosyasında takip alacaklısı olduğunu, davalı takip alacaklısı, dava dışı takip borçlusu olan —– Şti’nden olan 4.120,00 TL alacağı için müvekkil bankanın kep ileti adresine 89/1 haciz ihbarnamesi gönderdiğini, müvekkil bankaca süresi içerisinde itiraz edildiğini, müvekkil bankanın dava dışı takip borçlusuna herhangi bir borcu bulunmadığını, tüm bu nedenlerle, İİK. Md.89/3’de belirtilen dava dışı takip borçlusu olan ——— müvekkil bankanın borçlu olmadığının tespiti ile haciz ihbarnamelerinin iptal edilmesi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalı usulüne uygun tebliğ edilen dava dilekçesine karşı süresinde cevap vermemiştir.
Mahkememiz 20/03/2019 tarihli tensip tutanağı ile davacı vekiline Arabuluculuk Yönetmeliğinin 22/2 maddesi gereğince arabuluculuk son tutanağının aslı veya arabulucu tarafından onaylı bir suretini sunması için 1 haftalık kesin süre verilmiş, davacının, arabulucuğa başvurulmadığına ilişkin 08/04/2019 tarihli beyan dilekçesi sunmasının ardından 03/05/2019 tarihli ara karar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ——. HD.’nin —– Karar sayılı 21/03/2019 tarihli ilamı gerekçe gösterilerek tensip tutanağının (7) nolu ara kararından dönülmüştür.
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Kanun’un 5/A. maddesinde “dava şartı olarak arabuluculuk” başlığı ile; “Bu Kanun’un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi uyarınca, 2.fıkrası son cümlesine göre ise; “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Menfi tespit isteminin; 6102 sayılı TTK 5/A maddesi gereğince arabuluculuğa tabi olup olmadığı hususunda kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere tereddütler vardır. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi —-. HD.’nin — Esas — Karar ile menfi tespit davalarında, bir miktar alacağının tahsili talebi olmadığı, ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmadığı belirtilmiş, Mahkememizce de bu görüşe iştirak edilmiş ise de İstanbul Bam. —– HD.’nin ——– Karar, İstanbul Bam. ——. HD’nin —– Esas, — Karar, İstanbul Bam—-. HD’nin 30/05/2019 tarihli ————- Karar , İstanbul Bam. —-. HD.’nin —– Karar, İstanbul Bam.—-. HD.’nin —- Esas, ——————Karar, İzmir Bam. —– HD’nin ———— Karar sayılı ilamları ile de görüleceği üzere menfi tespit davalarının arabuluculuğa tabi olup olmadığı hususunda tereddütlerin giderilemediği anlaşılmıştır.
Bir davada esas hakkında incelemeye geçilebilmesi ve esas hakkında karar verilebilmesi için varlığı ya da yokluğu zorunlu olan şartlara dava şartları denir. Dava şartlarının olup olmadığını hakimin re’sen incelemesi gerekir. Bir dava türünün, özel dava şartına tabi bulunup bulunmadığı hususunda tereddütlerin bulunması ve yer esasına göre farklı uygulamaların mevcut olması hukuka güveni zedeleyeceği gibi davanın ilerleyen aşamalarında ulaşılacak farklı bir sonuç boşa emek ve masrafa yol açacaktır. Bu itibarla; anılan istinaf karar ilamları gereği açıklanan gerekçeler ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın özel dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Alınması gereken 44,40 TL maktu karar ve ilam harcı peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair; HMK.nun 341/2.maddesi uyarınca miktar yönünden kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.