Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/675 E. 2021/1239 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/675 Esas
KARAR NO: 2021/1239
DAVA: Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 13/06/2017
KARAR TARİHİ: 17/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirketin kurucusu ve ortağı olduğu —- tarihli ortaklar kurulu kararı ile davalı —, davacıdan yarı hissesini devralmak suretiyle davalı şirkete ortak olduğunu; davalı—-sonra tutum ve davranışlarının değiştiğini; tehditlerle davacı ortağın korkutulduğunu; nihayetinde davalı ortağın birçok kez hakaret ve tehditlerini sürdürerek davacı ortağa karsı neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış yaralama suçunu işlediğini; davalı şirket ortaklarının ortaklığın sona erdirilmesi için yapılan görüşme ve hesaplaşma girişiminden de sonuç alınamadığını; davacının bu haliyle ortaklığını sürdürmesinin kendisinden beklenemeyecek safhaya ulaştığını; dava dilekçesindeki ayrıntılı açıklamalar kapsamında, davanın kabulü ile, davacı ortak ve davalı ortak arasındaki —-ortaklığın haklı nedenlerle feshine ve tasfiyesine, davacının ortağa isabet eden şirket hissesinin ödenmesine, bunun kabul edilmemesi halinde davacı ortağa pay bedelinin ödenmesi suretiyle ortaklıktan çıkmasına izin verilmesini, —– tarihlerinde ——- tarafından davalı şirkete ödenen hak edişlerden davacı ortak payına düşen karın reeskont faiz işletilerek hesaplanacak miktarı davalı ortaktan alınarak davacı ortağa verilmesini, Mahkemece ortaklığın haklı sebeple feshine ya da davacının çıkmasına karar verilinceye kadar davalı ortağın yönetim ve temsil yetkisinin kaldırılmasına veya sınırlandırılmasına, davalı —– yürütülmesine karar verilmesini, davalı şirketin —— nezdindeki hak ve alacaklarının, davalı şirkete ödenmemesi için ivedi şekilde tedbir kararı verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince cevap dilekçesinde özetle; davacının, işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını; bu nedenle, davanın reddine karar verilmesini; ayrıca davalı —— açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesini; esasa yönelik olarak da haksız ve hukuki dayanaktan yoksun Medeni Kanun 2 maddesi uyarınca dürüstlük kuralına aykırı suretiyle açılan davanın reddine karar verilmesini; talep etmiştir.
Dava, davalı şirketin haklı nedenle feshi, bunun kabul görmemesi halinde davacının çıkma payının ödenerek ortaklıktan çıkmasına izin verilmesi, bundan başka dava dışı —–şirketi tarafından davalı şirkete ödenen hak edişlerden davacı ortağın payına düşen kârın davalı ortaktan alınarak davacı ortağa verilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekilince, fesih istemine gerekçe olarak, davalı —– davalı şirkete ortak olduktan sonra davacıya yönelik tutumlarının değiştiği, tehditlerle davacıyı korkuttuğu, davacıya hakaret ettiği, onu yaraladığı, ortaklar arasındaki güven ilişkisinin zedelendiği, ortaklığın sürdürülmesinin davacıdan beklenemeyeceği, davalının müdürlük yetkilerini kötüye kullandığı, haklı sebeplerin bulunduğu iddialarına dayandırılmıştır.
Mahkememizce davalı şirketin —- dosya arasına alınmış, davacı ve davalıdan ibaret iki ortaklı olduğu, davalı —— davalı şirketin münferiden yetkili temsilcisi olarak atandığı belirlenmiştir.
—– dosyamız arasına alınmış, tetkik edilmiş, dosyamız davacısı tarafından yapılan şikayet üzerine, dosyamız davalısı hakkında tehdit, hakaret, yaralama suçlaması ile kamu davası açıldığı ceza verildiği belirlenmiştir.
Mahkememizce bilirkişi incelemesi yapılmasına dair karar verilmiş, alınan — tarihli raporda özetle; davalı şirket envanterinde kayıtlı ve —- yapılmış olan araçlara ilişkin tutarların yukarıda detaylıca anlatıldığı üzere kayıtlara yansıtılmış ve ilgili dönemim —— dikkate alınmış olduğu, davacı tarafından talep edilen —firmasının yaptığı ödemelerdeki ortak payının kar dağıtımı yapılabilmesi için yukarıda detaylıca sunuluğu üzere şirketin dönem sonu Kar etmiş olması gerekmektedir. —– yapılan incelemede Davalı şirketin — takvim yılını —-yapılmış olan tahsilatlara ilişkin dağıtılacak bir kar payının olmadığı, —- verilmemiş olduğundan ilgili yıllara ilişkin Mali tablolara ulaşılamamış olup, mali durum analizi yapılamamış olduğunu, davalı şirketin ——– yılında varlıklarının borçlarını ödeme kaabiliyeti bulunmadığı yani — Batık olduğu, dağıtılacak herhangi bir karın olmadığı, şirketin tasfiyesi veya ortaklıktan çıkarılma payı hesaplandığında ortaklar hisseleri oranında; davacı —- borçlarından sorumlu olacakları yönünde kanaat bildirilmiştir.
Davacı tarafça haklı sebeple davalı şirketin fesih ve tasfiyesi talep olunmuş olup, keyfiyete ilişkin TTK’nun 636/3. madddesinde “Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.” düzenlemesi getirilmiştir.
Yasa koyucu şirketin feshi için haklı nedenleri açıkça belirtmemiş ise de, ortaklık anlayışını ortadan kaldıran, bireysel çıkarlara yönelen, ortaklar arasında kişisel ve grupsal çıkarların ön plana çıktığı ve ortaklık amacının gerçekleşmesi olanağının kalmaması halinde, bundan başka şahıs unsurunun ön planda olduğu limited şirketlerde ortaklar arasında güven ilişkisinin zenedelenmesi durumunda haklı nedenlerin oluştuğunun kabulü gerekir.——-
Mahkememizce, yukarıda anılan yasa hükmü ve haklı nedene ilişkin açıklamalar çerçevesinde, taraflar arasında ceza yargılaması aşamasına gelen ihtilafların bulunduğu, her iki tarafın yargılama sırasında sunulan dilekçelerde birbirine suç isnadı içeren ithamlarda bulundukları, ortağı yalnızca davacı ve davalıdan ibaret olan davalı şirket yönünden, ortakları arasındaki bu husumetlerin haklı sebep teşkil ettiği kanaati Mahkememizde oluşmuştur.
Ancak ticari şirketlerin faaliyetine devam etmesinin esas olduğu gözetilerek, davacının ayrılma akçesi ödenerek davalı şirket ortaklığındna çıkarılması seçeneği Mahkememizce gözetilmiş, bu kapsamda davalı şirket mal varlığı araştırmasına yönelik incelemeler yapılmış, güncel mal varlığı değerlemesi ve ayrılma akçesi hesabı yönünden bilirkişi incelemesine dair karar verilmiş, rapor alınmış, alınan raporla davalı şirketin —- takvim yılında varlıklarının borçlarını ödeme kaabiliyeti bulunmadığı yani borca batık olduğu, — tarihinde — tarafından firmanın re’sen terk işleminin yapıldığı—- takvim yıllarına ait yıllık —- verilmemiş olduğu, davalı — tarafından sözlü verilen bilgide ilgili yıllara ait muhasebenin mali ödeme zorluğu nedeni ile yaptırılamadığının beyan edilmiş olup,—–tahakkuk ettirilmediği tespit edilmiştir.
Alınan rapora yönelik beyanında da davalı vekilince, davalı şirketin borca batık olduğu beyan edilmiş, her iki tarafça da bu tespite itiraz olunmamıştır.
Alınan rapora yönelik itirazında davacı vekilince davalı şirkete ait araçların değerlemeye esas alınmadığı ileri sürülmüş ise de Mahkememizce —- yapılan sorguşlamada davalı şirket adına kayıtlı araç bulunmadığı belirlenmiş, davacı taraf itirazları bu yönden dikkate alınmamıştır.
Mahkememizce davalı şirketin —- ——- tarihinde yapıldığı, davacının hissesinin yarısının davalıya devri ile davalının müdür olarak seçilmesine dair karar alındığı, aradan geçen 5 yıldan fazla süreye rağmen başkaca genel kurul toplantısı yapılmadığı belirlenmiştir.
Davalı şirketin feshi istemi yönünden tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde; davacı ve davalı —davalı şirketin ortakları olup, başkaca ortağın olmadığı, davalı — aynı zamanda şirket müdürü olduğu, davacı vekilince, davalı—- davalı şirkete ortak olduktan sonra davacıya yönelik tutumlarının değiştiği, tehditlerle davacıyı korkuttuğu, davacıya hakaret ettiği, onu yaraladığı, ortaklar arasındaki güven ilişkisinin zedelendiği, ortaklığın sürdürülmesinin davacıdan beklenemeyeceği, davalının müdürlük yetkilerini kötüye kullandığı iddiaları ile davalı şirketin feshine karar verilmesini talep ettiği, taraflar arasında ceza yargılamasına konu olan, davalının mahkumiyeti ile sonuçlanan düzeyde ihtilaf meydana geldiği, yargılama aşamasında dahi tarafların birbirine suç isnadı içeren ithamlarda bulunduğu, geline aşamada, ortaklık ilişkisinin sürdürülmesinin taraflardan beklenemeyecek düzeyde ortaklık bağının, güven ilişkisinin zedelendiği, fesih istemi yönünden haklı sebeplerin gerçekleştiği kanaatiyle ve davalı şirketin son —- yapmamış bulunduğu, bundan başka borca batık olduğunu tespit edilmekle davalı şirketin haklı nedenle feshine dair karar vermek gerekmiştir.
Davalı şirketin haklı nedenle feshi isteminin hangi davalıya yöneltildiği açıklanmamış olmakla her iki davalıya da yöneltildiği değerlendirilmiştir. Şirketin feshi davasında husumetin şirkete yöneltilmesi gerekli ve yeterlidir. Şirketin hasım gösterilmediği durumlarda, tüm ortakların davaya dahil olması halinde, taraf teşkilinin sağlandığı hususu—- benimsenmiş olsa da, şirketin hasım olduğu durumda, şirketin feshi isteminde davalı ortağın pasif husumetinin bulunmayacağı değerlendirilmiş, fesih isteminin davalı—- usulden reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Davaya konu, dava dışı —— tarafından davalı şirkete ödenen hak edişlerden davacı ortağın payına düşen kârın davalı ortaktan alınarak davacı ortağa verilmesi istemine yönünden ise, ortağa kar payı ödenmesi için şirket genel kurulunda bu yönde karar alınması gerektiği, her halükarda kar payının davalı şirketten talep edilebileceği, davalı müdüre yöneltilebilecek istemin ise bedelin davalı şirkete ödenmesi şeklinde olabileceği Mahkememizce gözetilmiş, davacı tarafça ise kar payının doğrudan davalı ortaktan alınarak davacıya ödenmesi talep edilmiş olmakla; anılan istemin yönünden davalının pasif husumetinin bulunmadığı kanaatiyle davanın davalı —-usulden reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı —-yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine,
2-Davalı –yönünden açılan davanın kabulü ile—- FESİH VE TASFİYESİNE,
Tasfiye memuru olarak resen mali müşavir —– atanmasına,
İleride şirket hesabından ödenmek üzere 4.500 TL tasfiye memuru ücret avansı ile 5.550 TL tasfiye masrafı avansı olmak üzere toplam 10.000 TL’nin davacı tarafından mahkeme veznesine yatırılmasına,
Ücreti yatırıldığında tasfiye memurunun göreve başlatılmasına,
Karar kesinleştiğinde kararın tescili ve ilanı için kesinleşme şerhi verilmiş karardan bir suretinin —–gönderilmesine,
3-Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL harcın davalı —- tahsili ile hazineyi irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı —- tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı —- davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı—-verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı ve 31,40 TL peşin harç toplamı:62,80 TL harcın davalı —- tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 1.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 361,35 TL posta masrafı olmak üzere toplam: 1.861,35 TL’nin davalı —- tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı — tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davalılar Vekilinin e-duruşma yoluyla yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/11/2021