Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/609 E. 2021/926 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/609 Esas
KARAR NO: 2021/926
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/05/2017
KARAR TARİHİ : 21/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusunun —- sayılı dosyasında yapılan takipte davalı borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına ve kötü niyetli davalı borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesi talebi olduğunu, davacı alacaklı şirket tarafından davalı borçlu aleyhine —- dosyasında yapılan takipte davalı borçlunun takibe yaptığı itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalı borçlu takibe yaptığı itirazda sadece ” Söz konusu ödeme emrinde belirtilen içerikte herhangi bir borcu bulunmamaktadır. Takibe dayanak yapılan faturaları kabul etmediğimizi belirtir, takibe, faize ve ferilerine itiraz eder,takibin durdurulmasını…” talep ettiğini, yapılan bu itirazın kötü niyetli olduğunu, davacı ile davalı arasında—– numaralı —-akdedildiğini, taraflar arasında akdedilen hizmet sözleşmesine göre, davalı şirketin —-kapsamında —- teknik şartnamede belirtilen şekil ve şartlar dahilinde alacağı —– iptali hizmetlerinin anahtar teslim temin edilmesi işini davacı tarafça yapılacağını kararlaştırıldığını, hizmetlerin — hariç bedeli aylık— olarak hüküm altına alındığını, —- numaralı hizmet sözleşmesi — tarihinden —- tarihine kadar davalı şirketçe ek sözleşme ile aynı şartlar çerçevesinde uzatıldığını, müvekkil şirket, ana sözleşme ve ek sözleşmeye istinaden üzerine düşen edimleri ifa edip sözleşme şartlarında belirtilen işleri süresinde davalı şirkete anahtar teslim sunulduğunu, müvekkili şirket tarafından davalı şirkete —— kesilmiş ve bu faturalar davalı şirket tarafından teslim alınarak ticari kayıtlarına intikal ettirilmiş fakat fatura bedelleri davacı alacaklı şirkete ödenmediğini, müvekkil şirket yetkilisinin davalı şirket yöneticileri ile yaptığı görüşmeler ve HMK 199.Maddesi gereğince davalıya mail yoluyla gerekli ihbarlarda bulunulmasına rağmen davalı taraf ödeme konusunda olumsuz davranarak davacıyı sürekli oyalaması nedeniyle fatura bedelleri ödenmemesi üzerine davalı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı şirkette kayıtlarına intikal ettirdiği faturaların bedellerini ödemeyerek kötü niyetli olarak takibe itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, sözünü ettiği nedenlerle talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla davalı borçlunun itirazının iptalini sağlamak için mahkememize başvurmak zorunluluğu doğduğunu, talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptaline, borçlunun takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini müvekkilinin adına talep ettiğini bildirmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Esas numarası ve tarafları belirtilmiş olan dava ile davacı—– tarafından müvekkil şirket —– aleyhine itirazın iptali davası açıldığını, arz edileceği üzere açılan dava haksız ve hukuka aykırı olup reddi gerektiğini, dava dilekçesinde, taraflar arasında akdedilen ana sözleşme ve ek sözleşmeye göre: davacının üzerine düşen edimleri yerine getireceğini, ancak anahtar teslim olarak işin yapılmasına karşın düzenlenen fatura bedellerinin ödenmediği, bu nedenle icra takibi başlatıldığı iddia olunduğunu, bahse konu tutar yönünden itirazın iptaline karar verilmesi talep edildiğini, dava dilekçesinde ispata ilişkin hiçbir bilgi ve belge sunulmaksızın huzurda görülmekte olan haksız ve hukuka aykırı dava açıldığını, taraflar arasında —- kapsamında —- tarihli sözleşme imzalanmış ve bahse konu sözleşme ek sözleşme ile uzatıldığını,——tacir olan taraflar arasında imzalanan ve sonrasında ek sözleşme ile süresi uzatılan hizmet sözleşmesinde anlaşılan işin genel çerçevesi çizildiğini, ödemelerin ise sözleşme ile ilintili olarak sipariş mektupları ile parallel şekilde yapıldığını, bu durum sözleşme ile sabit olduğu üzere uygulama ile de teyit edildiğini, sipariş mektubu olmayan bir işin gerçekleşmesi söz konusu olmadığını, sözleşme ve sonrasında sipariş mektubu ile belirlenen işin gerçekleşmesini takiben taraflar arasında imzalanan Hizmet Sözleşmesinin ——– maddesinde düzenlendiği üzere belirlenen ve anlaşılan prosedür doğrultusunda fatura düzenlenmekte ve ödeme yapıldığını, sözleşme’nin ——- faturaların hangi kurallara tabi olacağı ayrıntılı olarak belirlenmiş ve tacirler arasında mutabakat sağlandığını, sözleşmeye göre sipariş mektubu ve numarası olmayan, mutabık kalınmayan herhangi bir işin gerçekleşmesi ve ödemesinin yapılması mümkün olmadığını, davacının ödenmeyen herhangi alacağı bulunmadığını, bu durumun yargılama aşamasında gerçekleştirilebilecek bilirkişi incelemesi ile açıklığa kavuşacağını, dava dilekçesinde alacak talebine dayanak yapılan —- tarihli iki adet faturanın ticari defterlerin de kayıtlı olmadığını ve gerçekleşmeyen bir işe dayanarak düzenlenen faturaların taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, sözleşmenin —– sipariş mektubu ve sipariş numarası olmayan bir faturanın ödemesinin yapılamayacağı tereddüde mahal bırakmayacak netlikte düzenlenmiş ve tacirler tarafından imza altına alındığını, her halükarda icra takibine ve itirazın iptali davasına dayanak yapılan faturalar ile talepte bulunulması sözleşmeye ve hukuka aykırı olduğunu, salt olarak taraflardan birinin dayanaksız bir fatura düzenlemiş olması alacağın varlığı için elbette yeterli olmayacağını, ———edildiği üzere faturanın varlığından ziyade borç doğurucu işlemin ispat edilmesi önemli olduğunu, İcra takibine yapmış oldukları haklı itirazın iptalinin talep edilmesi yerinde olmadığını, haksız ve hukuka aykırı davanın reddi talebiyle iş bu cevap dilekçesini sunmak gerekliliği doğduğunu belirtmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME: Dava, tacirler arasındaki ticari alım satım ilişkisine dayalı fatura alacağının tahsiline yönelik başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
—- esas sayılı dosyası celp edilmiş, dosya içeriğine göre; — başlatılan takibin alacaklısının davacı — davalı——- tutarındaki alacağın, fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu,— tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen —- tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği; icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu; görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —- tarihli rapora göre; Tacir olan davalının —- uygun tutulduğu, davacının ticari defterlerinin —– talimatıyla incelendiği ve usulüne uygun tutulduğunun belirtildiği, taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesi konusunda ihtilaf olmadığı, davalı tarafın herhangi bir ihbar ve ihtar, itirazda bulunmadan takip konusu faturaları —- tarihinde ticari defterlerine kaydettiği, ——- beyan ettiği, böylelikle davalı tarafın —- kayıtlı olan fatura içeriği hizmetin davacı tarafından ifa edildiğinin karinesi oluştuuğunu, bu defa aksinin, yani hizmetin ifa edilmediğinin, davalı şirket tarafından ispat edilmesi gerektiğini, davalının şeklen —— şeklinde özetlenecek savunmasının işin esası ile ilgili olmadığı, şekli bir eksiklik olduğu, fiili durumdan uzak hizmetin ifa edilmediği anlamında somut bir tespit olmadığı, dava dosyasındaki mevcut delil durumuna göre davacının sözleşme konusu hizmeti ifa ettiğini ispat ettiğinin değerlendirildiğini, hizmetin ifasının ispatlanması karşısında fatura bedellerinin ödediğine ilişkin dekont sunulmadığı dikkate alındığında davacının — takip tarihi itibariyle davalıdan—-alacağının bulunduğu, taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesi bulunduğunu, —– teslim edeceği faturalara istinaden, fatura teslim tarihinden itibaren —gününde, ——şeklinde kararlaştırılmış olduğu, takip konusu faturaların davalıya teslimine ilişkin belgenin bulunmadığı, davalının bağlı bulunduğu —- takip konusu fatura içeriği hizmeti almış olduğuna ilişkin —— takip öncesinde alacağın muaccel olmadığından bahisle faiz talebinin yerinde olmadığı, —- kısmen ya da tamamen davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının açıkça kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında hükmolunacak davacı alacağı için —- talebinin yerinde olduğu beyan edilmiştir.
Davacı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi için — tarafından aldırılan — düzenlediği— havale tarihli raporda özetle; defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, açılış ve kapanış onaylarının —-uyarınca delil teşkil edecek vasıfta olduğu, davacının defter kayıtlarına göre —- tutarında davalıdan alacağı bulunduğu beyan edilmiştir.
Davacı, davalıya hizmet verdiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz —–geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle —- aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler ve yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m:222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m: 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK m:222/4). Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür.
Fatura düzenlenmesi borçluyu temerrüde düşürücü nitelikte bir işlem olmadığından fatura tarihi faize başlangıç yapılamaz. Takip öncesi temerrüt faizi talep edilebilmesi için borçlunun alacak miktarını gösterir ve ödeme talebini içerir bir ihtarla temerrüde düşürülmesi —- da borcun ödeneceği günün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmesi —- gerekir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasında hizmet sözleşmesi bulunduğu konusunda ihtilafın bulunmadığı, uyuşmazlığın sözleşme kapsamında belirlenen fatura içeriği hizmetin yerine getirilip getirilmediği hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerinde davalıdan takip tarihi itibariyle —- alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacıya — borçlu gözüktüğü, takip tarihinden sonra iki adet toplam bedeli —- resen dosyaya kazandırılması gerektiği —- davalının —- göre takibe konu faturaların davalı tarafından — bildirildiği, bu halde davalının—- aksini ispatlaması gerektiği, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi —-halinde alacaklının —– maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği —— davalının kendi ticari defterlerindeki kayıtların aleyhine delil teşkil edeceği ——- davalının kendi ticari defter kayıtlarının aksini yazılı delille ispatlaması gerektiği, dosyada böyle bir ispat aracının bulunmadığı, davalının yemin deliline de dayanmadığı, bu itibarla davacının davalıdan takip tarihi itibariyle —-alacaklı olduğunun sabit olduğu, işlemiş faiz talebinin bulunmadığı, alacağın ise likit olduğu yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE ; —— takip sayılı icra dosyasına davalının asıl alacak üzerinden yapılan itirazının İPTALİNE; takibin asıl alacak üzerinden aynen devamına,
b-Kabul edilen asıl alacağın —-oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli karar harcı —- olarak yatırılan — mahsubu ile —- eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan — peşin harcın davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL ilk dava masrafı, 407,50 TL tebligat-müzekkere gideri, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.938,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 26.067,60 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
8——- sayılı icra dosyasının karar kesinleştiğinde iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle,——- Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/09/2021