Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/582 E. 2021/1247 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/582 Esas
KARAR NO: 2021/1247
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 23/05/2017
KARAR TARİHİ : 18/11/2021
——, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:
Davacı vekili; dava dilekçesinde, davalı, davacı şirkete karşı —- sayılı takip dosyasında icra takibi başlattığını, icra takibine konu alacak iddiası, davacının lehtarı —- çeki gösterilerek yapıldığını, söz konusu çekten dolayı davacı şirketin herhangi bir borcu ve sorumluluğunun bulunmadığını, — bedelli çek davacının imzasının taklit edilmesi suretiyle davacının hiçbir borcu bulunmayana keşidecisi —– ciro edildiğini, devamında da davacının hiçbir ticari ilişkisi bulunmayan davacıya ciro edildiğini, imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığının tespitine ilişkin imza incelemesi yapılmak suretiyle bu hususun araştırılmasının ve diğer cirantalarla olan ticari ilişkinin defterler incelenmek suretiyle araştırılmasını, başlatılan takibin teminatsız olarak durdurulmasını mümkün değil ise belirlenecek teminat ile takibin durdurulmasına veya ihtiyati tedbir yoluyla icar veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi yönünde karar verilmesini, icra takibinin iptaline, davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmektedir.
ll. SAVUNMA:
Davalı vekili; cevap dilekçesinde, davaya ve takibe konu olan çek davalının — tarafından çiro edilmiş bulunduğunu, —- davalı arasında ticari alışveriş ile davalı tarafından davaya konu çek ciro yolu ile alındığını, çeki davalı ciro eden —- davacı arasında da ticari ilişkini mevcut olduğunu, bu hususların ticari defterler incelendiğinde sabit olacağını, davalının söz konusu çeki ticari bir borç ilişkisi kapsamında ciranta ——iktisap etmiş olduğunu, birbirine bağı diğer cirolardaki imzaları bilebilecek durumda olmadığını, bu durumun tespitini yapması da hayatın olağan akışına göre kendisinden beklenemeyeceğini, bu sebeple imzaların istiklal ve senet sebepten mücerrettir ilkesi gereğince davacı tarafın bu bağlamdaki beyanlarının hukuka aykırı olduğunu, davacının —- arasında mevcut bulunan ticari ilişkinin işbu dava ile hiçbir bilgisi bulunmadığını hukuken dikkate alınmasının mümkün olmadığını, dava dışı firma ile davacını narasında muhtemel ticari bir uyuşmazlık varsa bu husumet kendilerine bağlamakla iyi niyetli üçüncü şahsın davalıya bağlanamayacağını, davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmektedir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, icra dosyasında borçlu olunmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır.
Yargılamaya konu dava,—–vefat ettiği tespit edilmiştir.
Bu kapsamda, dava şartı olan ehliyet yönünden yapılan değerlendirmede;
Dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur—- Bu nedenle, davaya ölen tarafa karşı veya onun tarafından devam edilmesine imkan yoktur. Ölen tarafın mirasçılarına karşı veya onun mirasçıları tarafından davaya devam edilip edilmeyeceğinin tespiti için, bir ayrım yapmak gerekir. —–
Taraflardan birinin ölümü halinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hâkim, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir ——
Öte yandan; yargılama sırasında taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen tarafın ehliyeti sona ereceğinden, ölen tarafın vekili varsa ölüm ile vekalet ilişkisi de kural olarak sona erer —- Vekilin davaya devam etmesi mümkün olmayıp, sadece bu kişinin mirasçıları tarafından davaya devam edilebilir.——
Bu hukuki açıklamalar ışığında somut olaya gelinirse: Davalının dava açıldıktan sonra —- vefat ettiği, davalının mirasçılarına dava ve ekleri tebliğ edildiğinde, davalının mirasçılarının mirası reddediklerine dair Sulh Hukuk Mahkemesi kararları sundukları, bu durum karşısında davacıya, terekeye temsilci tayin ettirerek temsilci eliyle davaya devam etmesi konusunda 2 haftalık kesin süre verildiği, 2 haftalık kesin süre içinde davacı vekilince terekeye temsilci tayin etmek için gerekli başvuruyu yapmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda hukuki gerekçeleri açıklandığı üzere, davacı vekili, mahkememizin verdiği kesin süre içinde terekeye temsilci atanması için gerekli girişimde de bulunmadığından, davanın taraf ehliyeti yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava şartı yokluğundan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 341,55 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 287,15 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, ——— Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/11/2021