Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/507 E. 2018/65 K. 02.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/507 Esas
KARAR NO : 2018/65

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/02/2017
KARAR TARİHİ : 02/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 13/02/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketine Karayolları ZMMS ile sigortalı — plaka sayılı çekicinin ve iş bu çekiciye bağlı olan — plakalı yarı römorkun 3.şahsa ait binaya çarparak kusurlu olarak hasar vermesi sonucu davacı/alacaklı müvekkil sigorta şirketi tarafından dava dışı 3.şahsa ödenen hasar tazminatından doğan rücuen tazminat alacağının sağlanması amacı ile İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğünün— esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalı süresi içerisinde borçlu olmadığı iddiasıyla borca itiraz ettiği ve takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı asil … 30/06/2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; olayın meydana gelmesinde herhangi bir kusur ve ihmalinin bulunmadığını belirterek davanın reddine, yargılama giderlerini davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davalının maliki olduğu — plakalı çekici ile çekiciye bağlı — plakalı yarı römork, davacı … şirketi nezdinde 04.11.2015-2016 dönemlerini kapsayan şekilde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olup bahse konu aracın 22.11.2015 tarihinde park halinde iken kendiliğinden harekete geçerek 3.şahsa ait binaya hasar vermesi nedeniyle sigorta şirketi tarafından 09.02.2016 tarihinde dava dışı 3.kişiye ödenen 12.567 tl nin kusurlu olan davalıdan rücuen tazminine ilişkin iş bu dava açılmıştır.
Dava, halefiyet hakkına dayalı olarak sigorta şirketi tarafından kendi sigortalısına karşı açılan rücu davasıdır.
22.3.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararına göre, Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dâva, sigorta poliçesinden doğan bir dâva değildir. Bu nedenle, halefiyet dâvası bir ticarî dâva sayılamaz. Bu dâva, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dâva gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dâva açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu dâvası için de söz konusu olacaktır. şeklinde vurgulandığı üzere halefiyet davası ticari dava niteliğinde değildir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınır.
Somut uyuşmazlıkta; rücu talebi, haksız fiil iddiasına dayalı olup davalı sigortalı tacir değil, gerçek kişidir. Sigortalı aracın ticari bir araç olması veya ticari işlerde kullanılması davayı ticari bir uyuşmazlık kapsamına getirmez. Nitekim 6102 sayılı TTK.’nun 4.maddesine göre bir davanın ticari dava olabilmesi için, uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olması ve ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan kaynaklanması veya anılan yasa maddelerinde sayılan mutlak ticari davalardan olması gereklidir.
Davalı tacir olmayıp dava, TTK 4.maddesinde yer alan mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir uyuşmazlıktan da kaynaklanmamaktadır. Kaldı ki davalı taraf 12.05.1941 doğum tarihli bir bayan olup bu araçların kendisi tarafından kullanılmadığı açıktır. Nitekim duruşmada gözlemlendiği gibi davalı oldukça yaşlı ve halsiz olup kendisini duruşmaya getiren oğlunun beyanıyla anlaşıldığı üzere aracı davalının değil oğlunun kullandığı, sadece evrak üzerinde davalı adına kayıtlı olduğu anlaşılmış, ticari iş iddiası varsa bunun oğlu tarafından yapıldığı anlaşılmıştır.
Yargıtay 17 HD 2015/ 12357 esas 2015/ 10053 karar sayılı ilamında ” Davacı … şirketi tarafından ,davalıya ait araca kendisi tarafından ZMMS yapıldığını, alkollü sürücünün kullanımında iken gerçekleşen kazada zarar gören aracın hak sahibine 11.242,00 tl ödendiğini açıklayıp Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçe Genel Şartlarının 4/d maddesi gereğince rücuen tahsilini talep ettiği davada,
Mahkemece uyuşmazlığın tüketici işleminden kaynaklanan rücuen tazminat davası olduğu gerekçesi ile mahkemenin görevsizliğine, dosyanın talep halinde Tüketici Mahkemesine gönderilmesine ” dair kararın ONANMASINA karar vermiştir.
Bahse konu ilamla mahkememizdeki uyuşmazlık ZMMS nedeniyle rücu istemi kapsamında kısmen benzerlik taşıdığı ve rücuen tazminat davasının taraflarından birinin gerçek kişi tüketici, diğerinin ise hizmet veren sigorta şirketi olduğu göz önüne alındığında bahse konu davaya bakmaya mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir.
Dosyanın İstanbul Anadolu— Tüketici Mahkemesinin — esas karar sayılı görevsizlik kararı ile “davalının mesleki amaçlarla hareket ettiği ” gerekçesiyle mahkememize gönderilmiş olması, mahkememizce de aynı hususta görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle mahkemeler arasında oluşan olumsuz görev uyuşmazlığı nedeniyle dosyanın öncelikle görev uyuşmazlığının giderilmesi amacıyla Bölge İstinaf Mahkemesine gönfderilmesine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM:(Gerekçesi kararda açıklandığı üzere)
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davanın HMK 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu sebebiyle HMK 115/2. Maddesi gereğince usulden reddine,
3-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli NÖBETÇİ İSTANBUL ANADOLU TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-Aksi taktirde davanın açılmamış sayılmasına,
5-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece karar verilmesine,
6-Mahkemeler arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğundan görev uyuşmazlığın çözümlenmesi amaçıyla dosyanın İstanbul Anadolu Bölge İstinaf Mahkemesine gönderilmesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair karar davalı tarafın yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/02/2018