Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/485 E. 2018/579 K. 22.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/485 Esas
KARAR NO : 2018/579

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/07/2012
KARAR TARİHİ : 22/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekilinin 03/07/2012 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 02.03.2012 tarihinde ——- üzerindeki yaya geçidinden geçerken davalılardan …’ın sevk ve idaresindeki —– plakalı aracın çarpması sonucunda yaralandığını, müvekkiline çarpan aracın … adına kayıtlı olup, ———Sigorta A.Ş. tarafından sigortalandığını, kazanın meydana gelmesinde tüm kusurun araç sürücüsü davalı …’a ait olduğunu, müvekkilinin mesleğinin şoför olduğunu, ayağında meydana gelen kalıcı hasar nedeniyle mesleğini icra edemediğini, müvekkilinin tedavisinin halen devam ettiğini,——- tarafından karşılanmayan tedavi masraflarının bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere işgücü kaybı için 10.000,00 TL. Maddi tazminat, —— tarafından karşılanmayan tedavi giderleri için 5.700,00 TL. Maddi tazminat ve 50.000,00 TL. Manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen (sigorta şirketi için manevi tazminat hariç olmak üzere) tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
TALEP:
Davalılar … ve … vekilinin 31/08/2012 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkilinin araçla seyir halinde bulunduğu yola orta refüjden karşıya geçmek için kontrolsüz olarak fırlamak suretiyle kazaya sebebiyet verdiğini, olayda davacının müvekkil sürücüden daha fazla kusurlu olduğunu, davacının arızasının kalıcı sakatlık yaratıp yaratmadığının belli olmadığını, istenen tazminatların fahiş olduğunu, araç sahibi diğer müvekkilinin tazminat yükümlülüğü bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Ş. Vekilinin 24/09/2012 tarihli cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan ——— plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile sigortalı olduğunu, teminat limitinin 200.000,00 TL. İle sınırlı olduğunu, 6111 sayılı yasa gereğince davacının tedavi giderlerinden sorumluluklarının ortadan kalktığını, manevi tazminatın teminat kapsamı dışında olduğunu, davacının davasını kanıtlaması gerektiğini, müvekkil şirkete tazminat için herhangi bir müracaatta bulunulmadığını, temerrüde düşmedikleri için müvekkil şirketten kaza tarihi itibariyle faiz istenemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER:
DAVACI TANIĞI … BEYANINDA: Davacı komşum olur, davacı İstanbul’da kaza geçirmiş ben kazayı görmedim, ancak ——- geldikten sonraki tedavi sürecine tanık oldum, davacı kazada ağır olarak yaralanmıştı pek çok defa ameliyat oldu, ayağına ve vücudunun değişik yerlerine vida ve teller takıldı halen tedavisi devam etmektedir adı geçenin mesleği şoförlüktür yaralanması nedeniyle bir sene çalışamadı. Şu anda mesleğini zorlanarak ifa etmeye çalışmaktadır, zira adı geçenin maddi durumu iyi değildir tedavi sürecinde bizler mahallede para topladık yardımcı olmaya çalıştık davacı yaralanması nedeniyle aksayarak yürümektedir tüm bu olaylar nedeniyle ruh sağlığı bozuldu kazadan sonra karşı taraf davacıyla hiç ilgilenmedi maddi manevi yardımda bulunmadı ayrıca davacı kazadan sonra olay yerinden kaçmış demiştir.
DAVACI TANIĞI … BEYANINDA :Davacı amcam olur, davacı İstanbul’da kaza geçirmiş ben kazayı görmedim, ancak Hatay’a geldikten sonraki tedavi sürecine tanık oldum, davacı kazada ağır olarak yaralanmıştı pek çok defa ameliyat oldu, ayağına ve vücudunun değişik yerlerine vida ve teller takıldı halen tedavisi devam etmektedir adı geçenin mesleği şoförlüktür yaralanması nedeniyle bir sene çalışamadı. Şu anda mesleğini zorlanarak ifa etmeye çalışmaktadır, zira adı geçenin maddi durumu iyi değildir tedavi sürecinde bizler yakın akrabaları olarak para topladık tedavi giderlerini karşıladık davacı yaralanması nedeniyle aksayarak yürümektedir tüm bu olaylar nedeniyle ruh sağlığı bozuldu kazadan sonra karşı taraf davacıyla hiç ilgilenmedi maddi manevi yardımda bulunmadı ayrıca davacı kazadan sonra olay yerinden kaçmış demiştir.
DAVACI TANIĞI … BEYANINDA: Davacı arkadaşım olur, davacı İstanbul’da kaza geçirmiş ben kazayı görmedim, ancak kaza bize bildirilince ağabeyi ile birlikte İstanbul’a gittik davacıyı Hatay’a getirdik sonraki tedavi sürecine de tanık oldum, davacı kazada ağır olarak yaralanmıştı pek çok defa ameliyat oldu, ayağına ve vücudunun değişik yerlerine vida ve teller takıldı halen tedavisi devam etmektedir adı geçenin mesleği şoförlüktür yaralanması nedeniyle bir sene çalışamadı. Şu anda mesleğini zorlanarak ifa etmeye çalışmaktadır, zira adı geçenin maddi durumu iyi değildir tedavi sürecinde bizler de maddi yönden yardımcı olmaya çalıştık davacı yaralanması nedeniyle aksayarak yürümektedir tüm bu olaylar nedeniyle ruh sağlığı bozuldu kazadan sonra karşı taraf davacıyla hiç ilgilenmedi maddi manevi yardımda bulunmadı ayrıca davacı kazadan sonra olay yerinden kaçmış demiştir.
Antakya ————- Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabı dosyası arasına alınmış,
Dosya konusunda Aktüerya bilirkişi ——— tevdi edilerek rapor ve ek rapor aldırılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin belirsiz alacak davasıdır.
02.03.2012 tarihinde davalı … Sağlamın yönetimindeki ———— plakalı otomobili ile seyri sırasında olay yerine geldiğinde taşıt yolunun sol tarafında bulunan orta refüjden sağ tarafa geçmek isteyen davacıya çarpması ile sonuçlanan trafik kazası meydana gelmiştir.
02.03.2012 tarihli trafik kaza tespit tutanağında ———— plakalı aracın sol ön kapı aynasının kırık olduğu ve sürücü …ın KTK 47/1-d bendinde belirtilen diğer kusurlardan ” Trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymamak” kuralını ihlal ettiği değerlendirmesinde bulunulmuş ise de bu kanaatin oldukça soyut, hiçbir ayrıntı ihtiva etmeyen, kusurun dahi ne olduğu açıkça belirtilmeyen , sadece yaralı beyanına göre tanzim edilmiş bir değerlendirme olduğu anlaşılmakla mahkememizce bu değerlendirmeye itibar edilmemiştir. Zira kaza tespit tutanağının gece saat 00:20 de tanzim edildiği, raporda olay yerinde aydınlatma direklerinin olup olmadığı, davacının yaya geçidinden mi geçtiği, ilk geçiş hakkının kimde bulunduğu, fren izi olup olmadığı, aracın hızının ne olduğu konusunda hiçbir değerlendirme ve analizin bulunmadığı görülmüştür. Yine çarpma noktasının bulunduğu yere dair ne bir resim ne bir araç parçasının olmadığı, çarpma noktasının neye göre belirlendiği konusunda da dosya kapsamı itibariyle herhangi bir delilin bulunmadığı görülmekle, muhtemelen yaralı beyanına göre tanzim edildiği kanaatine varılmış, “trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymamak “şeklindeki kural ihlalinden kastedilenin dahi ne olduğu konusunda bir açıklamanın bulunmadığı, soyut ve yuvarlak bir ifade ile kusur izafe edildiği görülmüştür.
Nitekim kaza tespit tutanağındaki krokiye göre davacının orta refüjü geçtiği ve yolun ortasına doğru ilerlediği ,henüz ortasına kadar gelmediği bir sırada sağından gelen aracın kendisine vurduğu anlaşılmaktadır. Gece vakti ışığı yanan bir aracı davacının farketmeme ihtimali bulunmadığına göre davacının , aracı göre göre ,kurtarırım mantığıyla yola çıktığı , yolu birazcık geçe de aracın kendisine çarptığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla davacının kusursuz olma ihtimali bulunmamaktadır.
Kartal————.Sulh Ceza Mahkemesi aracılığıyla trafik uzmanı——— tarafından keşif yerine gidilerek tespit ettiği bilgiler doğrultusunda tanzim edilen 18.01.2013 tarihli raporda ; şüpheli sanık, müşteki ve tanıkların ifadeleri ile keşif üzerine kaza mahallinin yapılan incelemesinde yaya …ın meskun mahalde yerleşik alan içinde karşıdan karşıya geçişte dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak KTK da belirlenen yol, görüş, hava ve trafik güvenliğinin getirdiği şartlara uymayıp kendi can güvenliği ile ilgili tedbir ve önlemleri almadan yaya geçid,i çizgilerinin yaklaşık 15 m dışından taşıt yoluna girdiği sırada istikamete yaklaşmakta olan aracın uzaklığını ve hızını dikkate almadığı, araca ilk geçiş hakkını vermeyip trafik akışını tehlikeye düşürecek şekilde davranarak taşıt yolunda yürümeye devam etmesi sonucu sürücünün kullandığı aracın sol dikiz aynasının kendisine çarpmasına katkıda bulunduğu olayda KTK 47/c-d, 84 maddelerinde belirtilen kuralları ihlal ederek asli kusurlu olduğu,
Sürücü …ın ,yerleşik alan içinde taşıt yolunda gördüğü yayaya çarpmamak için fren tedbirine başvurmadığı, aracının farlarını uzun kısa yakarak ve klaksiyon çalarak uyarması gerekirken uyarmayarak tali kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir.
Dava ilk etapta kapatılan Kartal ———–.Asliye Hukuk Mahkemesine ( yeni İstanbul Anadolu ——.Asliye Hukuk Mahkemesine ) açılmış, mahkemece ———— plakalı araç üzerine ihtiyati haciz konulmuş, ———–.Başkanı ( Trafik uzmanı ve ATK Trafik İhtisas Dairesi Uzmanı) bilirkişi————- aldırılan 17.12.2013 tarihli kusur raporunda ; yukarıdaki gerekçelere paralel açıklamalarla davacı yaya …ın % 75, davalı sürücünün % 25 kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Yine İstanbul ATK Başkanlığı 3.İhtisas Kurulundan aldırılan raporda davacının mesşlekte kazanma gücü kayıp oranının % 13 olup ,iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 4 ay olduğu bildirilmiştir.
Davacının ———– dan çalışma kayıtları getirtilmiş, Uluslararası nakliye şirketinde çalıştığı belirtilerek maaş durumunun tespiti için araştırma yapılmasının talep edilmesi üzerine çalıştığı firma olan —————— yazılan müzekkere cevapları bila iade dönmüş, emsal ücretinin araştırılması için ———- ( ———- Sendikası) yazılan müzekkere cevabında da konunun yetki alanlarına girmemesi nedeniyle olumlu cevap verilememiş,——- Odasına yazılan müzekkere de bila ikmal dönmüş,—– yazılan yazı cevabında da ; bu konuda net bir ücret bilgisnden bahsedilemeyeceği, hem sefere gidildiğinde ödenecek ücretin değişkenlik göstereceği fakat Adalet Bakanlığı sitesinde örnek olması bakımından emsal ücrete dair bir takım bilgilerin yer alması nedeniyle o bilgilerden faydalanılması gerektiği bildirilmiştir.
————Odasına yazılan yazıya verilen cevapta ise çalışan kişinin çalıştığı işin durumuna, çalıştığı bölgeye, sözleşmeye göre değişmekle birlikte alabileceği ortalama ücretin 1000-1500 dolar olabileceği bildirilmiştir.
Yine görevsiz mahkemece ——————- Başmüfettişi aktüer bilirkişisi ——- aldırılan raporda; davacı-kazalının olay tarihinde 33 yaşında olduğu, ——— tablosuna göre bakiye ömrünün 35 yıl olup 60 yaşın aktif yaş sınırı olması nedeniyle 27 yıl aktif dönem 8 yıl pasif döneminin bulunduğu, tanık beyanlarına göre davacının şoför olarak çalıştığı ama net maaş bilgisinin bulunmadığı, ————– dökümüne göre asgari ücret aldığının tespit edildiği, % 13 maluliyet ve davacının % 75 kusur durumuna göre davacının işgücü kayıp oranının 17.326, 19 TL olduğu, 6111 sayılı yasa kapsamında davalı … şirketinin sigorta sözleşmesi kapsamındaki sorumluluğu sona erdiğinden davacının tedavi giderleri ile ilgili talebi açısından tüm davalıların sorumluluğunun sona erdiği ,bu konudaki muhatabın ——————- olduğu, ——– tarafından bildirilen emsal ücrete göre hesaplanan iş gücü kayıp oranının 24.100,13 TL , İstanbul ——- tarafından bildirilen emsal ücrete göre ise 36.970,41 TL olduğu bildirilmiştir.
Tüm bu deliller toplandıktan sonra uyuşmazlığın TTK da düzenlenen sigorta uyuşmazlığından kaynaklanması nedeniyle İstanbul Anadolu ——————-.Asliye Hukuk Mahkemesince 2012/ 587 esas 2017/ 42 karar sayılı dosya üzerinden mahkememize yönelik görevsizlik kararı verilmiş, kusur durumuna ilişkin raporun ve aktüer raporunun aldırılması, maaş durumuna ilişkin tüm araştırmaların yaptırılması, maluliyet raporunun aldırılması nedeniyle dosyada incelenecek bir eksiklik bulunmadığından mahkememizce tensiben sözlü yargılama aşamasına geçilmesine, davacı vekilince 600 tl bilirkişi ücreti yatırılmasına ve dosyanın aktüer uzmanı ——— tevdiine dair karar verilmiş, tensip zaptı tüm taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekilince sözlü yargılamaya geçilmesine dair bu karara herhangi bir itirazda bulunulmadığı görülmüştür. davacı vekilince bilirkişi ücreti yatırılmış ise de duruşma yapılmaksızın tensiben sözlü yargılama aşamasına geçilmesine dair verilen kararın geçersiz olduğu, zira HMK 184 maddesinde ancak hazır olan taraflara tahkikatın tamamı ile ilgili açıklama yapabilmeleri bakımından söz verileceği, beyanları alındıktan sonra tahkikat duruşmasının bitirileceği karar altına alınmıştır. Yani tahkikat aşamasının bitirilmesi ancak duruşmalı olarak yapılacaktır. Dolayısıyla 17.10.2017 tarihli celse de tahkikat duruşmasının bitirilmesi gerekecektir.
Sözlü yargılama duruşması olarak belirlenen 17.10.2017 tarihli celsede aktüer bilirkişiden raporun aldırılmış olması nedeniyle yapılacak başka işlem bulunmadığından HMK 184 gereği tahkikat duruşmasının bitirilmesine, sözlü yargılama aşamasına geçilmesine dair karar verilmiş, bu amaçla gelmeyen taraf olan sigorta şirketine HMK 186 ihtarını içerir davetiye çıkarılmıştır. Tarafların rapora itirazları üzerine aktüer bilirkişi tarafından sunulan ek raporda ilk rapordaki açıklamaları değiştiren bir durumun bulunmadığı görülmüştür. Dolayısıyla bir sonraki celse olan 23.01.2018 tarihli celsede artık karar verilmesi gerekirken ” davacı vekiline ıslah talebinde bulunmak için 1 haftalık kesin süre verilmesine “şeklinde değerlendirme ile süre verilerek yeniden HMK 184 gereği tahkikat duruşmasının bitirilerek sözlü yargılamaya geçilmesine dair karar verilmiş ise de bir önceki celsede zaten tahkikat duruşmasının bitirildiği, dolayısıyla HMK 186 ya geçilmesine dair işlemin mükerrer olduğu ve ikinci celsede verilen süre ile sonraki celselerde yapılan işlemlerin kendiliğinden geçersiz olduğu anlaşılmıştır. Zira HMK 178 gereği ıslah talebinin ancak tahkikat aşaması bitinceye kadar yapılabilecek bir usul işlemi olması nedeniyle 1 nolu celsede tahkikat duruşması bitirildikten sonra yapılan ıslah talebinin ve dolayısıyla bu hususta mahkememizce verilen sürenin geçersiz olması nedeniyle ıslah işlemi dikkate alınmamıştır.
Davacının şoför olduğuna dair resmi herhangi bir kayda rastlanmadığı, sadece yakın akrabası olan tanık beyanlarının bulunduğu, bu beyanlara tam itibarla değerlendirme yapılamayacağı, zira gerçek maaş miktarına ve hangi firmada çalıştığına dair herhangi bir kaydın bulunmadığı, bu hususta yapılan tüm araştırmaların sonuçsuz kaldığı, böyle bir halde ortalama bir ücretten hareketle hesaplama yapılamayacağı, zira net bir ücretten bahsetme imkanının bulunmadığı, en resmi veri olan ————kayıtlarına göre işlem yapılması gerektiği anlaşılmakla görevsiz mahkemece aktüer bilirkişiden asgari ücrete göre yapılan hesaplamaya dair aldırılan raporun dosya kapsamına en uygun olduğu görülerek bu rapor hükme esas alınmış ( 17.326, 19 TL ) , davacıya —— tarafından ödenen ve mükerrerlik teşkil eden 3.563,82 TL geçici iş göremezlik ödeneği hesaplanan zarardan indirilerek davacının % 75 kusuruna göre karşılanmamış maddi zararının 17.326, 19 TL – 3.563,82 TL = 13.762,37 TL olduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında davacının maddi zararlarını dolayısıyla 5.700 tl olarak talep edilen tedavi ve bakım ile yan gider adı altında talep edilen ücreti ispata yarayan herhangi bir belge bulunmadığı , bu talebin soyut beyan kapsamında kaldığı anlaşıldığı gibi 6111 sayılı yasa kapsamında tedavi giderlerinin teminat dışında bulunması ve bu zararlardan—– nın sorumlu bulunması nedeniyle bu maddi tazminat talebinin reddi ile ıslah talebinin tahkikat aşaması bittikten sonra yapılması nedeniyle davanın 10.000 tl üzerinden açılması gözönüne alınarak davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiştir.
Davacının iş gücü kaybı ile ilgili maddi zararından KTK 88 gereği davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olmaları nedeniyle davacının alacağına sigorta haricindeki davalılar yönünden olay tarihinden , davalı … şirketine dava öncesi dönem için başvuru yapılarak sigorta şirketinin temerrüde düşürüldüğüne dair delil bulunmadığı için sigorta şirketi yönünden 03.07.2012 dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine dair karar verilmiştir.
Dava dilekçesinde 50.000 tl manevi tazminat talep edilmiş ise de bilindiği gibi manevi tazminat, zenginleşmeye yol açmayacak, şahsın sosyal ekonomik durumuna, kusur durumuna, hakkaniyete, günün hal ve şartlarına uygun bir miktarından takdirinden ibaret olmalıdır. Davacının maluliyet durumu ile kusurunun yoğunluğu, olaya kendi haksız fiilinin sebebiyet vermesi, yaralanmasının vücut genel kaybına oranı ,yaşı, mesleği, gelir durumu, yaşantısı göz önüne alınarak takdiren 1.500 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle gerçek kişi davalılardan tahsiline dair karar verilmiştir.
HÜKÜM:(Gerekçesi kararda açıklandığı üzere)
1-Davanın kısmen kabulü ile;
10.000 TL maddi tazminatın davalı … ve … yönünden olay tarihi olan 02/03/2012 tarihinden, davalı … şirketi yönünden dava tarihi olan 03/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemlerinin reddine,
1.500 TL manevi tazminatın davalı … ve … yönünden olay tarihi olan 02/03/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 785,57 TL harcın, peşin alınan 282,95 TL (195,15 TL peşin harç + 53,00 TL ıslah harcı + 34,80 TL tedbir harcı) harçtan mahsubu ile eksik alınan 502,62 TL karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 21,15 TL başvurma harcı, 195,15 peşin harç, 34,80 TL tedbir harcı, 53,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplamda 304,10 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.409,20 TL (900,00 TL bilirkişi ücreti + 509,20 Posta ücreti) yargılama giderinden davanın kabul 0,14 ve red 0,86 oranına göre hesaplanan 197,29 TL’sinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalılar tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı tarafça dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
9-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca
a) Kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden 2.180,00 TL vekâlet ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
b) kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davalı … ve …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Davalılar iş bu davada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca;
a) reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 2.180,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak tüm davalılara eşit oranda verilmesine,
b) reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı … ve …a verilmesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.