Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/462 E. 2021/852 K. 09.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/462 Esas
KARAR NO: 2021/852
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 20/04/2017
KARAR TARİHİ: 09/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince verilen dava dilekçesinden özetle; davacının her türlü binaların————–üzerinde veya başkalarına ait arsa ve araziler üzerinde kat karşılığı binaları yapmakla uğraştığını, davacı ile davalı şirket arasında ticari ilişkiden kaynaklanan cari hesap ilişkisi bulunduğunu, davacının davalı şirketten —- alacağı bulunduğunu, sözleşme konusu işlerin tamamlanması üzerine faturaların kesildiğini, buna bağlı olarak kısmi ödemelerin yapıldığını, ancak davalı tarafın sözleşme gereği belirlenen bedelin ödemesini kabul ettiğini ancak daha sonrasında ödemelerin gerçekleştirilmediğini, buna istinaden ——-sayılı takip dosyasında icra takibi başlatıldığını ancak davalının ise takibe itiraz ettiğini, davalının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gider ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmektedir.
Davalı vekilince verilen cevap dilekçesinden özetle; Davacı tarafından ikame edilen işbu davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu, taraflar arasında yapılan sözleşme kapsamında olan ve sözleşme dışında kalan işlerin bedelinin karşılıklı olarak düzenlenen ve imzalanan hakedişler tespit edilerek faturalarının kesildiğini ve bu şekilde —–ödemelerinin yapıldığını, taraflarınca davacı tarafın düzenlediği bazı faturaların hak edişlerle uyuşmadığı, bazı faturalar içeriği İmalatlara ilişkin hakediş bulunmadığının tespit edildiğini, örneğin karşılıklı olarak yapılan ve imzalanan hakedişte —— kesintisi yapılacağı tespit edilmiş olmasına rağmen davacı tarafın düzenlediği —-tarihli faturada kesintinin yapılmadığını, yine davacı tarafından gönderilen —- fatura içeriğindeki imalatların yapılmadığı ve bu imalatlara ilişkin hakediş düzenlenmediğinin tespit edildiğini, bunun üzerine taraflarınca —tarihli iade faturası düzenlenerek karşı tarafa gönderildiğini, fakat davacının bu faturayı iade ettiğini, davacı tarafın yaptığı işlerin eksik ve kusurlu olması ve bu eksikliklerin davacı tarafından giderilmemesi nedeniyle, kusur ve eksikliklerin taraflarınca giderildiğini, yine davacı tarafın sözleşme gereği ödemesi gereken — zamanında ödememesi nedeniyle Asıl İşveren konumunda olan müvekkil şirketin indirimlerden faydalanamayarak zarara uğradığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla taraflar arasında —- olarak belirlendiğini, Davacı tarafın yetkilisinin ——İbaresi imzaladığını, yukarıda yer verilen İtirazları kabul edilmese dahi yapılan icra takibinin tutarının belirlenen bu bakiyenin üstünde olduğunu, davacı tarafın İhtar çekmeksizin ve süre vermeksizin İcra Takibini aşlattığını, ayrıca icra takibinde —- tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin hukuka aykırı olduğunu, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, bunun yanında taraflarına bir hesap kesimi ihtarı gönderilmediğini ve temerrüt oluşmadığını savunarak, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretlerinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
Başlangıçta; —- dosyasının incelenmesinde; — tarihinde başlatılan takibin alacaklısının —-faiz başlangıç tarihli,—- tutarındaki cari hesap alacağına ilişkin olduğu görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi —– yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi — düzenlenen —- rapora göre; her türlü hukuki tavsif, nihai karar ve İİK.m.67/2 kapsamına giren icra tazminatı taleplerinin takdiri —– ait olmak üzere, dava ve icra takip dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile tarafların Ticari Defterlerindeki kayıtları ve dayanağı belgeler üzerinde yapılan incelemeler neticesinde, yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Şirketin—– üzerinden İtirazın İptali istemi ile Davalı Şirket aleyhine ikame etmiş ve harçlandırmış olduğu işbu İTİRAZIN İPTALİ davasında, taraflar arasındaki Mutabakatsızlığa konu davalı şirketçe davacı şirket adına düzenlenmiş ancak davacı şirketçe kabul edilmeyerek iade edilmiş bulunan —— takdirin —-davalı şirketçe davacı adına düzenlenmiş işbu —-düzenlenmesinin yerinde olmadığı yönünde hüküm kurması halinde; davacının takip ve işbu davaya konu ettiği —- alacağını talep edebileceği ve davanın dayandığı takibin —-asıl alacak üzerinden devam edebileceği, —- davalı şirketçe davacı adına düzenlenmiş işbu —– düzenlenmesinin kısmen veya tamamen yerinde olduğu yönünde hüküm kurması halinde ise, hüküm altına alınacak İade tutarının Davacı — asıl alacaktan mahsup edilebileceği yönünde kanaat bildirmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına göre;
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının davalıdan alacaklı bulunup bulunmadığı; alacaklı ise alacak miktarının ne olduğu ile bu alacağını tahsil için davalı aleyhine icra takibi yapmakta haklı olup olmadığı; başka bir anlatımla davalının hakkındaki icra takibine vaki itirazında haklı bulunup bulunmadığı; noktalarında toplanmaktadır.
Davacı vekili, davacı şirketin, taraflar arasındaki sözleşme gereğince davalı şirketin inşaat işlerinin —- yaptığını, bu nedenle hak ediş düzenlenerek faturalar kesildiğini, ödeme yapılmadığını, cari hesaba göre —— davacı şirketin alacaklı olduğunu, bu alacağa dair yapılan takibe itirazın iptali ile tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, sözleşme kapsamında olan ve sözleşme dışında kalan işler için karşılıklı hak ediş düzenlenerek ödemeler yapıldığını ve cari hesaba geçirildiğini, ancak davacı tarafın düzenlediği bazı faturaların hak edişlerle uyuşmadığını, —– kesintisinin yapılmadığını,— bedelli fatura içeriğindeki imalatların yapılmadığını, bazı işlerin eksik ve kusurlu yapılması nedeniyle davalıca bu işlerin tamamlandığını, taraflar arasında — tarihli belge ile karşılıklı olarak hesaplama yapıldığını ve hesap bakiyesi olarak —- belirlendiği ve bu tutarın çek ile ödeneceğinin belirlendiğini, savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında —- yönelik bir ticari İlişki bulunduğu hususunun tarafların kabulünde olduğu, davaya konu ihtilafın, davacı şirketin takibe konu yaptığı faturalara dayalı açık cari hesap bakiye alacağına ilişkin talebinin yerinde olup, olmadığı ve varsa alacağın miktarı hususlarında toplandığı,
Bilirkişi tarafından düzenlenen raporda belirtildiği üzere; Taraflar arasında —-sonuna kadar sürdürüldüğü görülen muhtelif inşaat işleri alım/satımına dayalı bir ticari ilişki bulunduğu, aralarında bir cari hesap sözleşmesi bulunmamasına rağmen birbirlerinden alacaklarını ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden çıkacak bakiyeyi isteyebilecekleri açık cari hesap şeklinde çalıştıkları,
Davacı şirketin ticari defterlerine göre —- alacaklı, davalı şirketin ticari defterlerine göre ise —- alacaklı olduğu, tarafların ticari defterleri arasındaki farkın —— faturasından kaynaklandığı,
Takibin —- tarihinde yapıldığı, takipten önce taraflar arasında —— olarak kabul edildiği, davalı şirket yetkilisince de bu mutabakatın kabul edildiği,
Davacı vekilince her ne kadar bu mutabakatın geçersiz olduğu savunulmuşsa da, mutabakatın da bir sözleşme niteliğinde olduğu, bu yönüyle herhangi bir şekle tabi olmadığı not kağıdı üzerinde dahi yapılsa geçerli olduğu, yine çek ile ödemenin yapılacağının kararlaştırılmasının ödemenin şekline ilişkin olup, mutabakatın geçerliliğine etki etmeyeceği anlaşılmakla, mutabakat uyarınca davanın kısmen kabulüne karar verilerek mutabakat kısmı kadar itirazın iptaline karar verilmiştir.
İcra İnkar Tazminatı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. —–
Bu kapsamda somut olayda, alacağın likit olduğu ve diğer icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi şartları gerçekleştiği anlaşılmakla, hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
1-Davalının —-dosyasında vaki itirazının KISMEN İPTALİ ile,
2-Takibin —– asıl alacak üzerinden aynen DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Hükmedilen asıl alacağın %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan — harçtan peşin alınan — harcın mahsubu ile bakiye —- karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 7.726,40 TL nisbi vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı ve 956,12 TL peşin harç toplamı:987,52‬ TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 600,00 TL bilirkişi ücreti ve 257,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam: 857,50 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 577,12 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde —– Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/09/2021