Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/451 E. 2021/1090 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/451 Esas
KARAR NO: 2021/1090
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/04/2017
KARAR TARİHİ: 14/10/2021
—- adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız —-, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:
Davacı vekili; davacı şirket ile davalı firma arasında —- tanzim tarihli eser sözleşmesi imzalandığını, imzalanan eser sözleşme gereği davacı —-bulunan inşaatın arka sağ-sol yan cephe ——— kararlaştırıldığını, sözleşme tanziminden sonra davalının —- — yapımını da davacı firmadan istendiğini, bu iş karşılığı davalı maili ile de ikrar ettiği —- kararlaştırıldığını, yine davalı firmadan — satın alma departmanının davacı firmaya gönderdiği mailde ana sözleşmede kararlaştırılan işlere ek olarak —- yapılması istenmiş ve bedeli sözleşme birim fiyatı üzerinden hesabı istendiğini, son olarak davalı tarafça şifahen davacı firmaya gelip ek olarak pervaz yapılması talep edildiğini, —- tarihli davalıya gönderilen mailde iş bu ilavelerin satış fiyatı bildirilerek onayı istendiğini, davalı tarafın— tarihli pervaz konulu mailinde ilave işlerin onaylandığını, davacı, ana sözleşmeye ek olarak mailler ile ek mutabakatlar ile davalı firmanın davacı firmaya mail ortamında icap-kabul şeklindeki talepleri ile belirtilen tüm yükümlülüklerini yerine getirmiş eksiksiz olarak teslim ettiğini, ana sözleşme bedeli — ek olarak mail yolu ile onaylanmış ek işler karşılığı — — irsaliyeli fatura davalının — — —- gönderilmiş, davalı tarafça —- tarihinde tebliğ olunarak teslim alındığını, devamında iş bu süreçte davalı yan faturaya — yasal süresinde itiraz etmemesi üzerine fatura kesinleştiğini, davalı tarafça davacı firmaya sözleşme gereği — karşılığı olarak çek verildiğini, fakat — ödemesi hiçbir şekilde yapılmadığını, bunun üzerine kalan bakiye tahsili için —- sayılı dosyasında ilamsız icra takibine geçilmiş fakat davalı iş bu takibe haksız mesnetsiz olarak itiraz ettiğini, icra takibine yapılan itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
ll. SAVUNMA:
Davalı vekili; davacı şirket ile davalı firma arasında — tarihli, —- işlerini yapımı sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme bedeli olan —-firma tarafından keşide edilen— tarihli çek ile ödendiğini, davalı yanca düzenlenen—- bedelli faturaya süresinde itiraz edilmiş, sözleşme bedeli olan ve ödenen—- fatura düzenlenmesi talebi davacının sözleşmede yer alan adresine iade gönderildiğini, iade edilen fatura davacının adresten taşınmış olması nedeni ile iade döndüğünü, sözleşme bedeli —- davalı tarafından davacıya ödenmesine rağmen —- bedelli fatura davalı şirkete gönderilmediğini, taraflar arasında akdedilen sözleşme gereği ödenecek bedel davalı şirket tarafından ödenmiş olup, davacının iddia ettiği gibi bu sözleşme dışında davacıdan herhangi bir hizmet alınmadığını, davanın reddine ve %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı fatura alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
—- dosyasının tetkikinde;
Davacı alacaklı tarafından, davalı borçluya yönelik —- alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK’nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Uyuşmazlık, davacı ve davalı arasında akdedilen—– tarihli eser sözleşmesi kapsamı dışında, ek işler yapılması konusunda anlaşma yapılıp yapılmadığı, davacının — tarihli sözleşme dışında yaptığı ek iş olup olmadığı, ek iş yapılmışsa bedelinin ne olduğu noktasındadır.
Tüm Dosya Münderecaatı Kapsamında Yapılan Değerlendirmede;
Taraflar arasında—— kusursuz ve noksansız olarak teslimi eses ve şartlarının tespiti ile ilgili sözleşme tanzim edildiği,
sözleşme kapsamında yapılacak işlerin, inşaatın—— olduğu,
Davacı vekili, bu ana sözleşme kapsamı dışında sözleşme tanziminden sonra davalının —- tarihli mail ile ana sözleşmeye ek olarak inşaatın çatı pencerelerinin yapımını da davacı firmadan istendiği, yine davalı firmadan —- tarihli satın alma departmanının davacı firmaya gönderdiği mailde ek olarak —– olarak pervaz yapılması talep edildiğini, ana sözleşmeye ek olarak mailler ile ek mutabakatlar ile davalı firmanın davacı firmaya mail ortamında icap-kabul şeklindeki talepleri ile belirtilen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, ana sözleşme bedeli —- ek olarak mail yolu ile onaylanmış ek işler karşılığı olan — ödenmediğini iddia ettiği, — tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, bilirkişilerce yerinde yapılan inceleme neticesinde, sözleşmede adı geçen—– tarihinde gidildiği, binanın tamamen bitmiş olduğu ve kullanıma başlandığı tespit edildiği, dosyada — sözleşmede belirtilen işlerin tamamına ilaveten çatı katında yapıldığı iddia edilen — sunulan pencerelerinde yerinde yapılmış olduğu,—- —– tespit edildiği,
Böylelikle, davacının anılan bilirkişi raporu ve mailler ile sözleşme dışında yaptığını iddia ettiği ek işleri yaptığını ispatladığı, Bilirkişi ek raporu ile sözleşme dışı yapılan ilave işlerin sözleşme tarihi olan —itibariyle değerlerinin — olduğu tespit edildiği,
Davacının davasında takibin — devamını istediği, bu cihette —alacaklı olmasından ötürü davasının kabulüne karar verilerek, hüküm tesis edilmiştir.
İcra İnkar Tazminatı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. —–
Bu kapsamda, alacağın likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilebilme şartlarının olayda gerçekleşmemesi nedeniyle, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalının— sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın —- yönünden iptaline, takibin bu miktar yönünden aynen devamına,
2-Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan —karar ve ilam harcından — peşin harcın mahsubu ile bakiye —- karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 390,69 TL harç ile 3.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 196,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 3.196,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde ——–Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/10/2021