Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/448 E. 2021/399 K. 30.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
-KARAR-

ESAS NO : 2017/448 Esas
KARAR NO : 2021/399

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 10/04/2017
KARAR TARİHİ : 30/03/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan işbu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı—-” imzalandığını, bu sözleşme uyarınca davalının —– 03.05.2016 tarihinde teslim etmeyi ve — taahhüt ettiğini, davacının ise işi teslim almayı ve bedeli ödemeyi taahhüt ettiğini, davacının sözleşme bedelini ödediğini, davalının— teslim ettiğini, —– gerçekleştirilmesinden sonra yapılan incelemede ayıpların tespit edildiğini, davalı tarafın sözleşmeye aykırı olarak —- yapmadığını, eksik hususların giderilmesi için — Noterliği —– numaralı ihtarnamenin çekildiğini, ihtarın neticesiz kaldığını, işin mahiyetine aykırı ayıpların giderilmesinin tespiti ile tespit doğrultusunda ücretsiz onarım veya ayıp oranında sözleşme bedelinden indirim yapılmasını talep etme gereği doğduğunu belirtmiş, davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı yapımcının—- kapsamında işi zamanında teslim ettiğini ve ——- yaptığını, zamanında teslim edilen işin sanki geç teslim edilmiş gibi bir durum yaratılmaya çalışıldığını, sözleşme konusu ürünlerin ayıpsız teslim edildiğini resmiyete döken iş teslim tutanağının düzenlenmesinden 1 yıl sonra açılan davanın maddi duruma uygun olmadığını, periyodik bakımların düzenli olarak yapıldığını belirtmiş, davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; eser sözleşmesi kapsamında — nedeniyle ücretsiz onarım veyahut bedelde indirim istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; eser sözleşmesi kapsamında imalatın ayıplı olup olmadığı, ayıbın niteliği ve tutarının ne olduğu, davalının — kaydı kapsamından ayıptan sorumlu olup olmadığı, sorumlu olduğu tutarın ne olduğu noktalarında toplanmaktadır.
Davacı vekilince verilen —– çıkartıldığı, ıslah dilekçesinin bir suretinin de davalı vekiline tebliğ edildiği görüldü.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —-20/03/2020 tarihli ek rapor içeriğine göre; eserdeki kusurlu imalatların toplam bedelinin 10.650,00 TL olduğu, eserin ayıplı değerinin 80.350,00 KDV olduğu, —- aynı zamanda onarım bedeli olduğu, eserdeki kusurların basit muayene ile tespit edilebilecek kusurlar olduğunu, elektrik hattı çekilmesi dışında eksik iş bulunmadığı, eksik imalat bedelinin 350,00 TL KDV olduğu tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki ——– kaynaklanmaktadır. Uyuşmazlık niteliği itibariyle imzalandığı 20.04.2016 tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen “eser sözleşmesi” niteliğindedir. Sözleşme götürü bedelle düzenlenmiş olup, —-sözleşme bedeli iş sahibince ödenmiştir. Sözleşmede —-bulunmaktadır.
Davacı taraf eserin ayıplı olduğu iddiası ile ücretsiz onarım veya bedelde indirim talep etmektedir. Ayıp, yasa ya da sözleşme hükümleri gereğince, bir eser veya malda bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 474. maddesine göre iş sahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır. Aynı Kanunun 477. maddesine göre eserin açıkça veya örtülü olarak kabulünden sonra, yüklenici her türlü sorumluluktan kurtulur; ancak, onun tarafından kasten gizlenen ve usulüne göre gözden geçirme sırasında fark edilemeyecek olan ayıplar için sorumluluğu devam eder. Somut uyuşmazlıkta; dava konusu imalattaki ayıbın niteliğinin açık ayıp olduğu görülmüştür.
Kural olarak eser sözleşmelerinde ayıbın varlığı her türlü delille kanıtlanabilir. TBK’nın 474. madde hükmünce iş sahibi eserin tesliminden sonra işlerin mutad cereyanına göre imkân bulur bulmaz eseri muayene ve varsa ayıpları yükleniciye bildirmekle yükümlü olup, bildirmediği takdirde eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılır ve TBK. 475. madde hükmünden yararlanamaz. Ne var ki sözleşmede eser için —-verilmiş ise, yüklenici yasanın aradığı ayıp ihbar sürelerine bakılmaksızın — süresinde meydana gelen ayıpları gidermekle yükümlüdür. Gidermediği takdirde, iş sahibinin TBK 475. maddede düzenlenen eserdeki ayıbın önemine göre, ayıpların giderilmesini istemek, ayıplı eserden ötürü ücretten indirim ve kabule zorlanamayacak nitelikte kötü yapılmış ise eseri reddetmek ve bu nedenle uğradığı zararlarını da talep etmek hakkı olarak ortaya çıkan haklarının varlığı kabul edilir.
Sözleşmede —- bulunduğundan ayıp ihbarına gerek bulunmadan garanti süresi içerisinde sorumluluk yükleniciye aittir. Götürü bedelle eser sözleşmesinde iş bedelinin belirlenmesinde ise fiziki oran kurularak hesaplama yapılmalıdır. Fizik oran kurulurken de, eserdeki ayıp ve eksikler gözönüne alınmalıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli rapor içeriğine göre; dava konusu imalatın ayıplı olduğunun sabit olduğu, ayıp tutarının 10.650,00 TL ilave KDV olarak tespit edildiği, ayıbın sözleşmenin 12. maddesi uyarınca garanti kapsamında olduğu, anılan ayıp oranında davacının bedelde indirim talep etmekte haklı olduğu anlaşıldığından, açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulüne;
5.000,00 TL’nin 10/04/2017 dava tarihinden 7.567,00 TL’nin 18/09/2020 ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 858,45 TL karar ve ilam harcından 85,39 TL peşin harç ile 129,50 TL ıslah harcının mahsubuna, bakiye 643,56 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- göre hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvuru harcı, 85,39 TL peşin harç, 129,50 TL ıslah harcı ve 4,60 TL vekalet harcı toplamı: 250,89 TL ile 931,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda, verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.