Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/436 E. 2021/295 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/436 Esas
KARAR NO : 2021/295

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/04/2017
KARAR TARİHİ : 16/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekilinin —— adına şirket kurduğunu, bu şirketin ——-tek satıcısı olarak faaliyetini sürdürdüğü, satıcı faaliyetinin — faaliyetinin birlikte uygulandığı karma ———davacı firmaya devredildiğini, müvekkilinin——– bölgesinde — ——kapasitesine taşıdığını, —– karşılar nitelikte ——-bildirildiğini, ticari faaliyetinin devam edeceği düşüncesi ile 5000,000 TL yatırım yapılarak ——- ——- ——- doğrudan satış yapmaya devam etmesi ile yüksek maliyet düşük kar marjı içeren işbirliği ile davacı —- bozulduğunu, —- sadece —başkaca bir isimde tazminat denkleştirme ve devir bedeli alınmaksızın devredildiğini, sözleşmenin devrinden sonra davalının tüm teminat mektuplarını bildirimde bulunmaksızın tahsil ettiğini, davacı şirketin —–etkilediğini, iflas erteleme talep etmek zorunda kalındığını, TTK 122. Madde hükmü gereğince denkleştirme alacağı talep etme hakkının doğrduğunu, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeler gereği şimdilik 20.000 TL denkleştirme alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesini, denkleştirme alacak miktarının bilirkişi tarafından inceleneceği bu nedenle belirsiz alacak davası olarak davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili tarafından 19/06/2017 tarihinde verilen cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin ——satış ———– davacının hiçbir zaman tek satıcı veya mümessil olmadığını, örneğin sözleşmelerde davacının yetkisinin daima kaldırılabileceği veya kısıtlanabileceğinin belirtildiğini, davalının sattığı ürünlerin —– davalı şirket tarafından satış ve dağıtımı yapılan ——- olduğunu, her mecrada tüketicilere sunulan——– olduğunu, davacının son bir yıl içinde sisteme kendi çabası ile katılan müşterileri ispat etmeden tüm müşterileri ibraz etmesinin hukuki olarak değerinin bulunmadığını, davacının sözleşmeyi davalının kusuru olmadan fesih ettiğini, davacının tek taraflı olarak sözleşmeyi son erdirdiğini, davalının alacak tahsil edilmeden 2.500,00 TL’lik teminat mektubunu davacıya iade ettiğini, davacının sözleşmeyi fesih ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
——- Başkanlığına yazılan müzekkereye cevap verildiği,
———- Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak talimat bilirkişi raporunun alındığı,
Dosyanın alanında uzman mali müşavir bilirkişisi ——- tevdii edilerek bilirkişi raporunun alındığı ve raporun dosyamız arasına konulduğu görüldü.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, davacının denkleştirme tazminatı istemine ilişkin tazminat davasıdır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve incelemede tarafların talep ettikleri tüm deliller dosyaya kazandırılarak, davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenebilmesi için —–Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne (ATM sıfatı ile) talimat yazılmış, talimat mahkemesince bir mali müşavir bilirkişi görevlendirilmiş görevlendirilen bilirkişi tarafından kendisine ibraz edilenler kadarı ile davacı defterleri incelenmiştir. Ancak tarafların 40 yıllık ticari ilişkisinin olmasına karşın incelemeye ibraz edilen defterler yalnız 2008-2016 yılları arasıdır. Sonrasında davalının ticari defter ve kayıtlarının incelenebilmesi adına mahkememizce bir mali müşavir bilirkişi görevlendirilmiş olup davalı şirketin 2007-2016 yılları arası defterleri incelenmiştir. Davacı şirket kendi ticari defter ve kayıtlarına göre 228.903,55 TL davalıya borçlu görünmekle davalı şirket kendi defter ve kayıtlarında cari hesap bakiyesi sıfır olarak gözlemlenmiştir. Ancak defter ve kayıtlarda tarafların birbirinden alacaklı borçlu olması denkleştirme tazminatının hesabı için gerekli bir husus değildir. Ancak ve ancak sözleşmenin davacı tarafça feshedildiği anlaşıldığından haklı neden sayılıp sayılmayacağı hususunda bir delil olabilir. Denkleştirme tazminatı talep edilebilmesi için aranan şartlardan ilki sözleşmenin feshinin tek satıcıdan kaynaklı bir sebebe dayanmaması, ikincisi tek satıcının müşteri artışı hususunda bariz bir fark yaratması, üçüncüsü ise tek satıcının sözleşme sürecinde yaptığı yatırım veya girişimler neticesinde meydana gelen faydadan sözleşme feshedildiğinde davalının faydalanacak olmasıdır. Mahkememizce yapılan değerlendirmede davalı şirketin sattığı ürünlerin piyasadaki bilinirlik durumu her ne kadar davacı tarafından bir çok yatırım ve girişim yapıldığı belirtilse de bunların ancak davacının kendi ticari hayatındaki aldığı kararlar olup davalı ile arasındaki sözleşmenin feshi neticesinde denkleştirme talep edebilmesi adına müşterilerin artması ya da fesih sonrası müşterilerin tamamının davalıya kayması hususunda bir önem arz etmeyeceği bütün halinde değerlendirilerek davacının denkleştirme tazminatı talebi haklı bulunmamıştır. Diğer yandan HMK gereği iddia eden taraf iddialarını ispatlamakla mükelleftir. Ancak davacı tarafından ticari defterlerin bile eksiksiz şekilde incelemeye ibraz edilmediği, davacının yıllara dağılan satış katkısının dahi tespit edilemediği anlaşılmakla davacı taraf bu yönden de davasını ispatlayamamıştır.
İzah olunan gerekçeler ile davacının davasının ispatlanamadığı anlaşılmakla davanın reddine dair karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:(Gerekçesi kararda açıklandığı üzere)
1-İspatlanamayan davanın reddine,
2-Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin ödenen 341,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 282,25 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki —–göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 120,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.