Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/435 E. 2022/493 K. 13.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/435 Esas
KARAR NO: 2022/493
DAVA: Tazminat
DAVA TARİHİ: 14/03/2016
KARAR TARİHİ: 07/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili —- sırasında —– şikayeti ile —– başvurduğu ve ilk muayenesi yapıldığını, müvekkilienn —– nedeni ile normal doğuma alınacağı bildirildiğini daha —-olarak gerekli kan tetkikleri istenerek doğumhaneye alındığını, mevcut bulgularla —— bebek için sakıncalı ve tehlikeli olacağından bahisle sezaryen ile doğum kararı verildiğini, müvekkilinin yapmış olduğu doğum neticesinde dünyaya gelen küçük —– aylık olmasına rağmen yürüyemediğini, bunun sebebinin de yapılan tetkikler neticesinde doğum sırasında bebeğin oksijensiz kaldığı tespit edildiğini, bu sebebe bağlı olarak küçüğe —— tanısı konulduğunu, buna bağlı olarak küçüğün—- yüksek yoğunluklu plastik yürüyüş moldu akstansiyonu engelleyen bir çift —-yüksek yoğunluklu plastik yürüyüş moldu, bir çift ——–kullanması gerektiğini, müvekkilin doğumunu —- isimli doktorun yaptığını, doktorun özensiz ve tedbirsiz davranışları olduğunu, bebeğin fizik tedavi ve rehabilitasyon gördüğünü, %80 oranında tüm vücut fonksiyonlarının yitirdiğini sağlık raporunda sabit olduğunu, bu sebeplerden doktordan şikayetçi olduklarını, doktorun ise vermiş olduğu ifadesinde küçük —- meyana gelen sakatlığın hamilelik döneminde enfeksiyona maruz kaldığından dolayı ileri geldiğini ifade ettiğini, ancak müvekkilin hamileliği döneminde kontrollerine düzenli olarak gittiğini, üzerine düşen görevi yaptığını hamilelikte takip eden doktorun herhangi bir bilgilendirmesi olmadığını ve küçük —- doğum neticesinde sakat kaldığını, doktorun hatalı olduğunu, işbu sebeplerle doktorun mesleki faaliyet nedeniyle verdiği zararlara bağlı olarak müvekkil —– olmak üzere toplamda — manevi tazminatın fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile şimdilik —- maddi tazminatın fiilin gerçekleşmesinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalı yandan tahsiline yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle; Tarafına tebliğ edilen sorgulama tutanağında belirttikleri doktor suzan — ayında emekli olduğunu, dolayısıyla mesleki faaliyeti sona erdirdiği için poliçenin bitişi tarihi olan —- tarihinden iki yıl içinde ileri sürülen taleplerin teminat dalihinde olduğunu, yani teminat altında olan talepler —– tarihine kadar ileri sürülen talepler olduğu , davacı yanın müvekkil şirketten tazminat talebinde bulunduğu tarih dava öncesi başvuru olmadığından dava tarihi olan —– tarihinde olduğunu, dolayısıyla davacı yanın talepleri teminat dışı olduğundan davanın reddini, her halükarda hasız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan —— vekilinin cevap dilekçesinde özetle;
müvekkiline davanın ihbar edilmesine itiraz ettiğini, Müvekkiline hiçbir kusur atfedilemeyeceğinin —- sabit olduğunu, bu rapora istinaden,———- Kararı verilmiş olduğunu, müvekkilinin yılın büyük bir çoğunluğunu ——- geçirmekte olduğunu, davadan tesadüfen haberdar olduğunu, Muhtara bırakılan tebligatın usulsüz olduğunu, yurda giriş tarihini gösteren tarihin damgalı pasaport örneğini dosyaya sunduklarını, yapılan tebligatın usulsüzlüğünün dikkate alınarak davaya ayrıntılı cevap hakkının saklı tuttuklarını ve davanın ihbar edilmesine itiraz ettiklerini mahkememize sunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE :
İncelenen tüm dosya kapsamında;
Davacı —– tarihli duruşma zaptında davadan feragat ettiğini bildirdiği, vekalet ücreti ve yargılama gideri talebinin olmadığını, davacı vekilinin vekaletnamesinde davadan feragat etme yetkisinin bulunduğu görüldü.
Davacı asil ve küçük velisinin —– tarihli duruşmada davadan kendisini ve velisi olduğu kızı adına feragat ettiğini bildirdiği görüldü.
İhbar olunan vekilinin –arihli duruşmada davacıların feragat beyanlarını kabul ettiklerini kendileri açısından bir ücret doğacak ise talep etmediklerini bildirdikleri görüldü.
Davadan feragat HMK mad. 307. uyarınca davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Feragat dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragatın hüküm ifade etmesi karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. HMK md. 311 uyarınca feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Bu doğrultuda davacı vekilinin mahkememizde açılan davadan feragat ettiği anlaşılmakla açılan davanın feragat nedeniyle reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşagıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın TÜM DAVACILAR YÖNÜNDEN FEERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
KARAR HARCI
2-Dava açılırken yatırılmamış olan 80,70 TL peşin harcın mahsubu ile davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
3-Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından sarfedilen hazineden karşılanan 27,90 TL nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davalı —– Şirketi tarafından sarfedilen 50,00 TL yargılama giderlerinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-İhbar olunan ——tarafından sarfedilen 80,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak ihbar olunana verilmesine,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, gerekçeli mahkemem kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/06/2022