Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/371 E. 2021/823 K. 02.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/371 Esas
KARAR NO : 2021/823

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 15/08/2016
KARAR TARİHİ : 02/09/2021

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız——, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İDDİA:
Davacı vekili; davacının davalının sahibi olduğu ——– davalının —- ve davacı tarafından bedelinin fatularalanmasına rağmen ödenmediğini bunun üzerine —– dosyasında icra takibi yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu bildirmiş, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhinde icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
ll. SAVUNMA:
Davalı vekili; dava dilekçesinde dile getirilen—— verilmediğini taraflar arasında—– bir sözleşme yapılmadığı—- bulunmadığı davacı tarafça takibe konu edilen faturanın kendilerine tebliğ edilmediğini her iki tarafın tacir olduğunu, anlaşmazlığın —–, davanın reddine ve davacının kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, fatura alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
——- —- dosyasının tetkikinde davacı ——- tarafından borçluya——— tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu anlaşılmıştır.
İİK madde 67 gereğince, itirazın iptali davasının itirazın tebliğinden itibaren, 1 yıl içinde açılması gerekir. Hak düşürücü süreler, dava şartı olup taraflar ileri sürmese de mahkemece resen gözetilir. Somut olayda icra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Uyuşmazlık, davacının davalıdan fatura alacağı bulunup bulunmadığı hususundadır.
Tüm Dosya Münderecaatı Kapsamında Yapılan Değerlendirmede;
4721 sayılı TMK’nın “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı—— ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir. 6100 sayılı HMK hükümlerine göre, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafın ispat yükü altındadır (HMK 190).
Kural olarak; fatura konusu mal veya ———davacı —- ait olup, yasal delillerle desteklenmediği sürece fatura ve davacı defter kayıtları tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz. Dolayısıyla davacı, fatura konusu mal veya hizmetin davalıya teslim edildiğini kanıtlamak zorundadır. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi ispat etmesi gerekir. Fatura sözleşmenin yapılması ile ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, —– ———- ile ilgili bir belgedir. Bu durumda faturalarda yazılı malların davalıya teslim edildiğini ve faturanın da bu akdi ilişki nedeni ile düzenlendiğini ispat yükü davacıya aittir. Davacı bu iddiasını, uyuşmazlığın miktarına göre yazılı delille kanıtlamalıdır——-
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ticari defterlerin ibrazını ve delil olmasını düzenleyen 222. maddesine göre mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden karar verebilmektedir.
Mahkememizce——- ibrazına ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, lakin davacı tarafından verilen kesin süreye rağmen bilirkişi masrafı yatırılmamış ve yine inceleme gününde ticari defterler ibraz edilmemiştir.
Bu —–, davacı her ne kadar davalıdan fatura alacağı bulunduğunu iddia etmişse de, davalının iddia olunan borcu ve ticari ilişkiyi kabul etmemesi, davacının iddiasını destekler kesin delil de sunamaması karşısında, davacının davalıdan fatura alacağının bulunduğunu ispatlayamadığından, ispatlanamayan işbu davanın reddine karar verilmiştir.
İcra İnkar Tazminatı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
İİK madde 67/2’ye takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı, red olunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
Davada, dava konusu alacağın bir kısmı için yapılan takibin haksız olduğu anlaşılmışsa da, davacının kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından, davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmemiştir.
IV.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İspatlanamayan davanın REDDİNE,
2-Davalı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 135,73 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 76,43 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
3-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki —- vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içinde (HMK 345/1), mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı