Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/343 E. 2021/331 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/343 Esas
KARAR NO : 2021/331

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/03/2017
KARAR TARİHİ : 18/03/2021

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız İstanbul Anadolu —. Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde;
I.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili; taraflar arasında —— sözleşmesinin akdedildiğini, taraflar arasında sigorta ilişkisi ile ilgili prim alacağının doğduğunu, davacı yan tarafından tüm edimlerin yerine getirildiğini, davalı yan tarafından sözleşmeye — tarihli prim bedellerinin ödenmediğini, alacağın tahsili amacı ile davalı aleyhine İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğü’nün —Esas sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı ile takibin durdurulduğunu, davalarının kabulüne, borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
ll. SAVUNMA:
Davalı tarafın davaya cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.
lll.İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, sigorta sözleşmesi primlerinin ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı Şirket hakkında —–karar tarihi olan 22.11.2016 tarihinden sonra Ankara –. ATM’nin — sayılı kararı ile —- tarihinde iflasına karar verilmiştir.
Yargıtay ——. sayılı ilamlarında belirtildiği üzere, davalı aleyhine açılan itirazın iptali davası, kanun gereğince kayıt kabul davasına dönüştür.
İstanbul Anadolu ——esas sayılı dosyasının tetkikinde davacı (alacaklı) tarafından borçlu ( davalı) —–alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili, davacı şirketle davalı şirket arasında —— numaralı —- sözleşmesi akdedildiğini, bu kredi sözleşmesinin —- ödenmediğini, bu alacağa ilişkin yapılan takibe itirazın iptali ile tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemiş ve duruşmalara da katılmadığından davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü tüm vakıa ve iddiaları inkar etmiş sayılmıştır.
Davalı vekili, ancak icra takibine itiraz dilekçesinde, sözleşmedeki imzaların davalı şirkete ait olmadığını beyan etmiştir.
Uyuşmazlık, davacı şirketle davalı şirket arasında ————- sözleşmesi imzalanıp imzalanmadığı, bu kredi sözleşmesinin ——– ödenmediği, bu alacağa ilişkin yapılan takibe itirazın yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkemimizce yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen tarihli raporda, davalı tarafın inceleme gününe katılmadığı ile defter ve belgelerini ibraz etmediğini, davacı yanın ticari defterlerin incelemeye tabi tutulduğu, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı lehine delil vasfı bulunduğu, davacının davalıdan 30.748,76 TL alacaklı olduğu, belirtilmiştir.
Tüm Dosya Münderecaatı Kapsamında Yapılan Değerlendirmede;
4721 sayılı TMK’nın “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir. 6100 sayılı HMK hükümlerine göre, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafın ispat yükü altındadır (HMK 190).
Davacı şirket davalı şirket arasında —–bedellerinin ödenip ödenmediğini iddia etmektedir. Davalı ise borcu bulunmadığını sözleşmedeki imzanın şirkete ait olmadığını savunmaktadır.
Buna göre TMK madde 6, HMK madde 200 gereğince davacı şirketin, sözlemenin taraflar arasında akdedildiğini ispatlaması gerekmektedir.
Dosya kapsamında davacı şirket davalı şirket adı yazılı davalının kabul etmediği ——- tarihinde 13.500 TL şeklinde ödeneceğinin kararlaştırıldığı,
Davalı şirket tarafından ——- sigorta şirketine davalı şirket tarafından banka yoluyla yapılan ödemeye dair dekontun dosya arasında bulunduğu, bu dekont karşısında, davalı şirket sözleşme ilişkisini kabul etmese de, ödeme yaparak bu ilişkiyi kabul ettiğinin anlaşıldığı böylelike, sözleşme ilişkisinin ispatlandığı kabul edilmiştir.
Tüm dosya kapsamında, davalı şirket, sigorta sözleşmesi primlerinin ödendiğine dair bir delil sunmaması, bilirkişi raporunda ödenmeyen aylara ilişkin 30.748,12 TL alacağın bulunduğunun tespitiyle bu cihette davacın 29.000 TL alacak talebinde bulunmasının yerinde olduğu,
Bunun dışındaki icra takibindeki 310,81 TL noter masrafının makul olduğu, yine işlemiş faiz yönünden de, sözleşmede açıkça ödeme tarihlerinin belirtilmesi, bu nedenle ödeme tarihlerinden—– tarihleri itibari ile her bir alacak kalemi için ayrı ayrı temerrüde düşmüş olacağı bu nedenle de takip öncesi istenen 175,19 TL işlemiş faiz talebinin de yerinde olduğu anlaşılmakla,
—– alacağın —- kabulüne karar verilmiştir.
İtirazın iptali davasının yukarıda açıklanan nedenlerle kayıt kabul davasına dönüşmesi nedeniyle, icra inkar tazminatına hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1———- işlemiş faiz olmak üzere toplam 29.486,00 TL’nin ————– kayıt ve kabulüne,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 59,30 TL karar ve ilam harcından 356,12 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 296,82 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 387,52 TL harç ile 700,00 TL bilirkişi ücreti ve 228,40 TL posta masrafı olmak üzere toplam 928,40 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince talep halinde karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle, Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.