Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/340 E. 2022/141 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/340 Esas
KARAR NO: 2022/141
DAVA: Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ: 23/03/2017
KARAR TARİHİ: 08/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit (abone sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; müvekkil davacı şirket ile davalı şirket arasında —- yapıldığını, müvekkil şirketin verilen hizmetlerin kalitesizliğini ileri sürerek sözleşme süresi tamamlanmadan tek taraflı olarak hizmet alımından vazgeçtiğini ve —- tarihinde —– almaya başladığını, müvekkil şirketin bu durumu davalı şirkete bildirerek—— kendisine bildirilmesini talep ettiğini, müvekkil şirketin —tarihinde cayma bedelinin yüksek olduğunu hem davalı şirkete, ——yoluyla bildirerek cayma bedelinin incelenmesini istediğini, davalı şirket tarafından yapılan incelemede cayma bedeline—- fazla ücret yansıtıldığını kabul ederek, davalı şirketçe hazırlanan— tarihli belgede müvekkil şirketin toplam borcunun — olduğunun belirtildiğini, —-tarihinde davalı şirket tarafından—- üzerinden icra takibi başlatıldığını, müvekkil—- aracilığiyla davalı şirketin bildirdiği —- ödenince takibin sonuçlanacağının bildirildiğini, istenilen miktarın ödenmesine rağmen —– tarihinde davalı şirket tarafından—- bakiye borç için haciz uyarısı yapıldığını ve dava konusu borçtan bu şekilde haberdar olunduğunu, açıkladıkları üzere müvekkil davacının bu şekilde bir borcu bulunmadığını iddia ederek, konu takibin yargılama sonuna kadar teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına, takibin iptaline, davalı alacaklı hakkında % 20′ den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı——- talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin yerinde olmayıp, kendi verdikleri dilekçe ve itirazlar ile çelişmekte olduğunu, davacının sözleşmeyi erken feshetmesi ve borcunun bildirilmesini talep etmesi üzerine kendisine bilgi verildiğini, davacı borçlunun itirazı sonucunda yapılan inceleme ile kendisine —- faturanızın ödendi konumuna alınabilmesi için —şirkete ait banka hesabına ödenmesi” nin bildirildiğini, bu hesabın yapıldığı tarihte henüz — ayına ait fatura tutarının bu rakama dahil olmadığını, bilahare tahakkuk eden tutarın bu tutara eklendiğini, davacının kabulünde olan —– borcu da ödemekten ısrarla kaçındığını, davacının— tarihinde kendisine bildirilen ve ödemesi talep edilen borç rakamını yaklaşık olarak — ay ödememesi ve artık ödemeyeceğinin anlaşılması üzerine taraflarınca —– tarihinde tebliğ edilen ödeme emri içeriği borcun —– tarihinde davacı şirket vekili tarafından verilen dilekçe ile kısmen kabul edildiğini, davacının —– tarihinden sonra —-hizmet aldığını ileri sürmekte ise de müvekkil şirketten ——- döneminde de hizmet aldığını, davacının türk telekom ile sözleşme yapmasının ayrı, müvekkilden aldığı hizmetin geçerli bir şekilde sonlandırılmasının ayrı kavramlar olduğunu, bu durumun bilirkişi incelemesi ve hizmetin başlama/kesilme tarihlerinin ilgili kurumdan celbi ile anlaşılabileceğini, davacı borçlunun borcunu ödememsi üzerine bir yandan gecikmeye bağlı faiz ve ferilerinin borç rakamını arttırdığını, diğer yandan ——- ayı faturasının da tahakkuk ettirilerek borç tutarına eklendiğini, bu sebeple başlatılan icra takibinin bu tutarların ilavesiyle ikame edildiğini, borçlunun temerrüde düşerek icra takibinin başlamasına sebebiyet vermesinden kaynaklanan diğer borç kalemlerinden sorumlu olduğunun açık olduğunu, tedbir talebinin haksız olduğunu, Borçlu tarafından yapılan ödemenin BK. md.100 hükmü çerçevesinde öncelikle faiz ve ferilere mahsubunun gerektiğini savunarak, davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini; talep etmiştir.Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olup, İİK.’ nun 67 ve devamı maddelerine dayanmaktadır.
Davaya konu —- takip dosyasının celp olunarak yapılan incelenmesinde ; davacı tarafından davalı aleyhine toplam—– alacağın haciz yoluyla tahsili için icra takibi başlatıldığı, davalının davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek itiraz ettiği, icra takibinin durduğu görülmüştür.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış olup dosya kapsamında inceleme yapılabilmesi adına dosyanın bir mali müşavir bilirkişiye tevdii sağlanarak iki kere bilirkişi raporu veek raporlar dosyaya kazandırılmıştır.
Eldeki dava menfi tespit davası olup davalının açtığı bir itirazın iptali davası olmaması nedeni ile davalının alacaklı olduğu tutar değil davacının borçlu olmadığını iddia ettiği tutarın yargılanması gerekmektedir bu nedenle davalının işbu faturalar nedeni ile alacaklı olup olmadığı irdelenemeyecektir. Bu nedenle teknik olarak sadece borçlu olunmayan tutarlar tespit edilmesi gerekmektedir. Yapılan yargılama ve incelemede davalı tarafça davacı aleyhine iki adet fatura sebebiyle icra takibi yapılmıştır. Takip dayanağı olan faturaların incelenmesinde — tarihli ve —- tarihli oldukları ilkinin— ikincisinin ise —- olduğu, temmuz tarihli faturanın cayma bedeline ilişkin olduğu ağustos tarihli faturanın ise telefon kullanım bedeline ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Dava ve takip öncesinde davalı tarafça davacıya keşide edilen işbu faturaların miktarı davacı tarafça fazla bulunmakla, davalı şirkete e-mail yolu ile itiraz edilmiştir. Akabinde davalı şirket tarafından —-fazla ücret yansıtıldığı kabul edilmekle toplam —- ödeme yapılması kabul edilmiştir. Akabinde davacı tarafça bu tutar ödenmemiş olup davalı tarafça icra takibine girişilmiş ve icra takibi yapıldıktan sonra —- tarihinde davacı şirket tarafından —-ödeme yapılmıştır. Davacı vekilince dosyaya sunulan delillerden, az yukarıda da anıldığı üzere davalı şirketin cevabi — yazısında hataen fazla ücret yansıtıldığı asıl borcun —olduğu kabul edilmiştir. İşbu tutar hali hazırda davacının kabulünde olup zaten davalı şirkete ödenmiştir de. Diğer fatura olan ağustos döneminde kesilen— fatura yönünden ise davacının borçlu olmamasını gerektiren bir delil dosyaya sunulmamakla bu fatura yönünden de davacının menfi tespit istemi haksız görülmüştür. İlk fatura olan —–fatura yönünden davacının —- borçlu olmadığı mahkememizce anlaşılmıştır. Diğer fatura yönünden yukarıda izahımızı tekrara düşmemekle birlikte davacının borçlu olmadığı tutarlardan bir diğeri ise işlemiş faiz kalemi yönünden olup bu noktadaki kanaatlerimizin izahı yapılmalıdır. Takibe konu edilen faturalardan temmuz faturası yani —– fatura cayma bedeli ve indirim iptali istemine ilişkin olup taraflar arasındaki—- sonlandırılması ile hizmet ilişkisinin dışında değerlendirilmelidir. Bu noktada hizmet ilişkisinin devam ettiği süreçte her bir fatura son ödeme tarihi itibariyle borçlusunu temerrüde düşürmeye yeterlidir zira faturada açıkça bu tarih kesin olarak belirtilmektedir hatta taraflar arasında akdedilen —–de bu yönde düzenleme içermektedir. Ancak ticari ilişki son bulduktan sonra taraflar arasındaki sözleşme hükümleri uygulanamayacak olup, cayma bedelinin tahsili istemli olarak keşide edilen fatura konusu alacağa faiz işletilebilmesi için, bu miktar yönünden ayrıca borçlunun temerrüde düşürülmesi şarttır; fakat davalı tarafça bu fatura konusu alacağın tahsili istemi ile takip öncesi davacının temerrüde düşürülmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle —-fatura yönünden takip tarihine kadarki süreçte işletilip takip konusu edilen miktar kadar davacının menfi tespit istemi haklı olacaktır. Bu tutarın hesabı neticesinde davacının borçlu olmadığı tutar —- herhangi bir belge ile tevsik edilmemiş olan matbu evrak masrafı olmak üzere toplam —- olarak tespit edilmektedir.
Dosyada izahı gereken bir diğer konu ise dosyadaki bir kısım usul hatalarıdır. Dava öncelikle — üzerinden harçlandırılmış ancak takibin tamamı kadar menfi tespit isteminde bulunulmuş akabinde ise —- tarihli dilekçe ile HMK’nın hangi maddesine dayalı olarak yapıldığı anlaşılamayan bir talepte bulunulmuş olup aynen “dava açılırken — olarak belirttiğimiz dava değerini düzeltmek istiyoruz. İcra takibi —–. Değer üzerinden üzerinden yapılmıştır.
Yapılan İcra Takibinin—– Kısmından borclu olmadığımızı iddia ediyoruz. Bu nedenle; Dava değerinin ve Dolayısıyla Menfi tespitini talep ettiğimiz tutarın ——– düzeltilmesini, arz ve talep ediyorum.” denilerek dava değeri düşürülmesi hedeflenmiş ancak bu talep yasal olarak açıkça bir feragat beyanı da içermemekle birlikte hukuki olarak nitelendirilememiştir. Son olarak ise —- tarihli dilekçe ile aynen “Dava dilekçemizde de; İcra takibinin iptalini talep etmemize karşın, dava değerini haksız istenen—- Bakiye borç değeri olarak belirtmiştik. Aslında talebimiz; alacak bedeli hatalı ve haksız yapılan icra takibinin iptaline yöneliktir. Dolayısıyla; dava değeri İcra takip değeri olması gerekmektedir. Bu nedenle; Dava değerini; —– olarak ISLAH ediyoruz.” denilerek —- tarihli dilekçesi ile bağlantısız bir ifade sunulmuştur. — tarihinde sunulan dilekçe ile birlikte —- ıslah harcı da yatırılmıştır.
İzah olunan gerekçeler ile—- üzerinden borçlu olmadığının tespiti istemli eldeki davada davacının —- evrak masrafı olmak üzere toplam —- olmadığının tespitine, koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı isteminin reddine dair karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
—— esas sayılı takibi kapsamında davacının — matbu evrak masrafı olmak üzere toplam —– kadar borçlu olmadığının tespitine,
2-Koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı isteminin REDDİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 338,12 TL harçtan peşin olarak alınan 140,77 TL ile 190,00 TL ıslah harcı 100,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile fazla alınan 92,58 TL harcın karar kesinleştiği ve talep halinde yatırana iadesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 1.400,00 TL bilirkişi ücreti ve 228,50 TL posta masrafı olmak üzere toplama: 1.628,50 TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 428,84 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yatırılan 400,00 TL bilirkişi ücretinin davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 294,67 TL ‘sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı 140,77 TL peşin harç, 100,00 TL tamamlama harcı ile 190,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam: 462,17 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı için takdir olunan 4.949,83 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı için takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/02/2022