Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/332 E. 2021/651 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/138 Esas
KARAR NO: 2021/484
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 20/01/2017
KARAR TARİHİ: 20/04/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan işbu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının davacıdan fatura karşılığı damacana su aldığını, ancak bedelini ödemediği, faturaların davalıya teslim edildiğini, davalıya —— numaralı fatura ile iki adet sebil teslim edildiğini, bunun bedelinin de ödenmediğini, davalının borçlu olduğunun ticari defterler ve teslim tutanakları ile ispatlanacağını, davalının borçlu olduğunu bilerek takibe itiraz ettiğini belirtmiş, takibe yapılan itirazın iptaline, borçlunun %20 icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davalı şirketin müşterisi —— için davacı şirketten su temin ettiğini, davalı şirket tarafından davacı tarafça kesilen faturaların tamamının ödenmiş olduğunu, davacı şirketin teslim ettiğini iddia ettiği su damacana ve sebillerine ilişkin faturaların operasyon tarafından imzalanması gereken nüshalarının talep edildiğini, faturaya konu ürünlerin teslim alındığına ilişkin —– sunulmadığını, bu nedenlerle teslim edildiği ispatlanamayan su ve sebillere ait faturaların kabul edilmediğini, dava konusu uyuşmazlık dışında kalan tüm faturaların davalı şirket operasyonu tarafından imzalanan —— nüshaları mevcut olduğunu, bu faturalara ilişkin ödemelerin yapıldığını, davacı tarafından teslim edildiği ispatlanamayan ürünlerin bedellerinin talep edilmesinin kabulünün mümkün olmadığını, başlatılan icra takibinin haksız ve dayanaksız olduğunu belirtmiş, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; ticari alım satım ilişkisinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında damacana ve su sebili temini hususunda ticari ilişki bulunduğu, bir kısım mal ve hizmetin teslim edildiği, bedelinin ödendiği hususunda uyuşmazlık yoktur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; dava konusu faturalara konu damacana ve su sebillerinin teslim edilip edilmediği, teslim edilen mal ve hizmetin bedelinin ne olduğu, dava konusu faturaların ödenip ödenmediği, bu itibarla —– sayılı dosyasına yapılan itirazın haklı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
—-dosyası içeriğine göre; — tarihinde başlatılan takibin alacaklısının davacı —–tutarındaki alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla icra takibi yapıldığı, örnek no:7 ödeme emrinin borçluya —-tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen —– havale tarihli itiraz dilekçesinde borca ve fer’ilerine itiraz edildiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu, davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —– Talimat sayılı dosyasından —rapora göre; davacı şirketin —ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, —–yılları arasında tutulan defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davacının davalıdan —-alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Bilirkişi — tarafından düzenlenen—- tarihli rapora göre; davalının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davalının ticari defter ve kayıtlarında davacıya —borcu bulunduğu,—- tutarındaki faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı mütalaa edilmiştir.
Davacı, davalıya mal teslim edildiğini, bu nedenle alacağının bulunduğunu belirtmekte olup, icra takibinde talep etmiş olduğu alacağının varlığını ispatlamakla yükümlüdür.
Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ticari defterler ve yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ve teslim olgusu ispatlanabilir.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığının ve mal tesliminin kanıtı olamaz. Ayrıca faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması da teslimini kanıtlamaya yeterli değildir. ——-
HMK’nun 169 ve devamı maddelerinde düzenlenen düzenlenen isticvap; bir davada o dava ile ilgili belli vakıaların açıklığa kavuşturulması, varlığı ve yokluğu konusunda aleyhine olan tarafın ikrarının sağlanması amacıyla hakimin kendiliğinden veya taraflardan birinin isteminin kabulü ile başvurabileceği usuli bir işlemdir. Dosyaya anılan fatura ile ilgili sevk irsaliyesi sunulmuş, mahkememizce bu sevk irsaliyesi altındaki teslim alan imzasının davalı ve çalışanına ait olup olmadığı konusunda araştırma ve inceleme yapılması amacıyla davalı tarafa ihtaratlı isticvap davetiyesi çıkartılmıştır.
Davalı şirket yetkilisi —-tarihli oturumda sevk irsaliyesindeki imzaların davalı şirketin çalışanına ait olup olmadığı hususunda bilgi sahibi olmadığını, irsaliyelerin —— tarihli olduğunu beyan etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriğine göre; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında cari hesaba dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve hizmetin teslim edilip edilmediği hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerine göre davalıdan takip tarihi itibariyle —alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerinde———borçlu olduğu, dava konusu mal ve hizmetin teslim edilip edilmediği hususunun imzalı sevk irsaliyeleri ile ispat edilebileceği, dosya içerisinde bulunan ve bedeli ödenen sevk irsaliyeleri ile ihtilaflı faturalara dayanak sevk irsaliyeleri altındaki imzaların aynı olduğu, teslim belgeleri ve faturalar uyarınca dava konusu sebil ile damacanaların teslim edildiği, takibe yapılan itirazın yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
İİK’nın 67/2. maddesi, “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu, takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne, göre red veya hükmolunan meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmünü içermektedir. Dava konusu alacağın cari hesaba dayandığı, davalı tarafından herhangi bir ödeme definde bulunulmadığı, dava konusu edilen davacı alacağının miktarının, davalı yönünden bilinebilir, hesap edilebilir, belirlenebilir yani likit alacak niteliğinde olduğu anlaşıldığından, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüne;
—- dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın —— asıl alacak yönünden iptaline, takibin anılan tutar yönünden aynı şartlarla devamına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Asıl alacak olan — %20 sine tekabül eden —- icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 167,99 TL harçtan peşin alınan 46,05 TL harcın mahsubuna, bakiye 121,94 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 2.459,22 TL nisbi vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 236,95 TL nispi vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 46,05 TL peşin harç ve 4,60 TL vekalet toplamı: 82,05 TL ile aşağıda dökümü yazılı yargılama giderinden davanın red %8,79 ve kabul %91,21 oranına göre hesaplanan 1.459,36 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yazılı yargılama giderinden davanın red %8,79 ve kabul %91,21 oranına göre hesaplanan 8,53 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/04/2021